KÜLTÜR SANAT
Papa’dan sonra İznik’e turizim müjdesi 06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:36:10 TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Engin Balta, Papa’nın İznik ziyareti sonrası ilçede beklenen turizm hareketliliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Balta, hem Türkiye’de hem de dünya basınında geniş yankı bulan ziyaretin İznik turizmine büyük ivme kazandıracağını söyledi. TÜRSAB Güney Marmara BTK Başkanı Engin Balta; " Papa’nın İznik ziyareti sadece ülke içinde değil dünya basınında çok büyük yer aldı. Ben bir İznik’li olarak ve TÜRSAB Güney Marmara Bölge Başkanı olarak İznik’e dünyanın her yerinden çok sayıda turist gelmesini bekliyorum. Özellikle görüştüğümüz yurt dışındaki tur firmaları İznik turu paketlerini hazırlamışlar ve satışa sunmuşlar bunun yanı sıra bir çok acente bizimle iletişime geçti. "İznik’te nerede yemek yiyebiliriz, nerede konaklayabiliriz ve hangi firmalarla çalışabiliriz" diye sordular. Bizler de referans olarak bilgilendirmemizi yaptık. Önümüzdeki ilk üç aylık sürede İznik’te turistleri görmeye başlayacağız ve bir yıllık sürede İznik sokaklarında,caddelerinde ve İznik sahilinde hatta tarım bölgelerinde örneğin zeytin bahçelerinde turistleri görebiliriz. Ekonomik anlamda İznik halkına ve esnafına büyük şekilde katkısı olacaktır. " ifadelerini kullandı. Papa’nın tarihi ziyaretiyle uluslararası dikkat çeken İznik 2026 yılında turizmde en hareketli dönemlerinden birine hazırlanıyor.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:14 Nilüfer’de gönüllülük ve dayanışma buluşması Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi, 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’nü "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" temasıyla kutluyor. İki gün sürecek etkinliğin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer’deki sivil toplum modelinin Türkiye’ye örnek olduğunu vurgulayarak, "Adalet sadece mahkeme salonlarında değil, gönüllülerin sorumluluk duygusuyla var olur" dedi. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi iş birliğiyle düzenlenen 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü etkinlikleri, açılış programıyla Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde başladı. Aynı zamanda Nilüfer Dernekler Yerleşkeleri’nin kuruluş yıl dönümünün de kutlandığı program, sivil toplum kuruluşları temsilcilerini, yerel yöneticileri ve gönüllüleri bir araya getirdi. "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" temasıyla gerçekleştirilen programın açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Metin Tunçel, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın, Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Demirhan Aslan, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Doç. Dr. Elifhan Köse Çal ile çok sayıda STK temsilcisi katıldı. "adalet, dayanışmanın örgütlü haliyle var olur" Etkinliğin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer’de gönüllülüğün ve örgütlü yurttaşlığın köklü bir kültüre dönüştüğünü belirtti. Bu yılki temanın önemine dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, "Biliyoruz ki adalet sadece mahkeme salonlarında aranmaz. Adalet; gönüllünün sorumluluk duygusuyla, yurttaşın cesaretiyle ve dayanışmanın örgütlü haliyle var olur" ifadelerini kullandı. Nilüfer Belediyesi’nin sivil toplumu sadece destekleyen bir kurum değil, onlarla birlikte üreten ve karar veren bir paydaş olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, "Sivil toplumu güçlendirmek, demokrasiyi güçlendirmektir. Yıllardır sivil katılımı artırmak ve gönüllülüğün güvenle var olduğu bir kent oluşturmak için çalışıyoruz" dedi. "Nilüfer modeli Türkiye’ye referans oluyor" Konuşmasında Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nin 13 yıllık çalışmalarına da değinen Başkan Şadi Özdemir, projenin bugün Türkiye genelinde referans gösterilen bir modele dönüştüğünü söyledi. Nilüfer Dernekler Yerleşkeleri’nin çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkan Şadi Özdemir şöyle konuştu: "13 yıl önce bir ihtiyaç olarak başladığımız bu yolda, bugüne kadar 37 binden fazla etkinliğe ev sahipliği yaptık ve 580 bin katılımcıya kapılarımızı açtık. Şu an hizmetlerimizden 469 sivil toplum kuruluşu faydalanıyor ve memnuniyet oranı yüzde 97’ye yaklaşıyor. Şişli’den Bornova’ya, Muratpaşa’dan Kadıköy’e kadar pek çok belediye, demokratik katılımı kurumsallaştıran ‘Nilüfer Modeli’ni örnek alıyor." "Gönüllük görünmez bir köprüdür" Etkinlikte söz alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Metin Tunçel ise gönüllülük kültürünün Bursa’da insanları birbirine bağlayan görünmez bir köprü olduğunu ifade etti. Tunçel, "Adalet olmadan ortak yaşamı güçlendirmek mümkün değildir. Bizler Bursa’da dayanışmanın büyüdüğü, kapsayıcılığın temel ilke olduğu adil bir yerel yönetim anlayışını birlikte var ediyoruz" diye konuştu. Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın da yoğun katılımın Nilüfer’deki sivil toplumun gücünü gösterdiğini belirterek, etkinlik boyunca toplumsal adalet kavramı üzerine fikir alışverişinde bulunacaklarını kaydetti. Panel ve atölyelerle devam ediyor Açılış konuşmalarının ardından etkinlik, "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" başlıklı panelle devam etti. Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın’ın yönettiği oturumda; Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nden Hakan Ataman, Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan Av. Gökçiçek Ayata, Alternatif Yaşam Derneği’nden Ercan Tutal ve gazeteci Hazal Sipahi görüş ve deneyimlerini paylaştı. İlk gün, Planet Müzik Kulübü’nün konseriyle sona erdi. Etkinlikler, 6 Aralık Cumartesi günü Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenecek eş zamanlı atölye çalışmaları ve panellerle devam edecek.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:01 Cumhuriyetin Eğitimci İlk Kadın Milletvekilleri Osmangazi’de Konuşuldu Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Osmangazi Belediyesi, Cumhuriyetin eğitimci öncü kadınlarının yaşamı ve bıraktıkları mirasa odaklanan anlamlı bir buluşma gerçekleştirdi. Tarihi Şadırvanlı Han’da Osmangazi Belediyesi, Osmangazi Kent Konseyi ve STK’lar işbirliğinde düzenlenen ‘Cumhuriyetin Çalıkuşları’ adlı panelde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin eğitimci ilk kadın milletvekilleri konuşuldu. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Sosyolog Mutlu Çınar, 5 Aralık’ın aynı zamanda Atatürk’ün ufkunu yansıtan bir simge niteliğinde olduğunu belirterek, "İlk kadın milletvekilleri 8 Şubat 1935’te seçildi, ilk yemin ettikleri gün ise 1 Mart 1935. 18 kadın milletvekilimiz var, 13 tanesi eğitimcidir, her biri bu yurdun evlatlarının yetişmesi için fedakarlıklar yapmıştır, hiçbirinin hayatı tesadüflerle meclise taşınmamıştır, her birinin izi vardır, alın teri vardır." diye konuştu. İlk Kadın Milletvekilleri Anlatıldı Akabinde panel konuşmacıları Bursa Kadın Kuruluşları Birliği Dönem Koordinatörü ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Bursa Şube Başkanı Sibel Özbudak, Bursa Kız Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Serap Erzen, Bursa Kadın Ressamlar Derneği’nden Banu Durgunlu ve Türk Anneler Derneği’nden Gizay Tanca Çolpan, Türk kadınlarının mücadelesini anlattı. Afyonkarahisar milletvekili olarak 1935 yılında meclise giren Mebrure Gönenç’ten bahseden ve kendisinin ilk yemin eden kadın milletvekili olduğunu kaydeden Sibel Özbudak, "Bu göreviyle sadece kendi dönemine değil, kendinden sonraki dönemine de yol açan bir figür haline gelmiştir. Milletvekilliği süresince reform hareketleri, yasama çalışmalarında aktif rol almıştır. Gönenç, sadece bir siyasetçi değil, eğitimin ve kadın haklarının da savunucusudur." şeklinde konuştu. "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Sağlamak İçin Her Çabayı Göstereceğiz" Katkılarından dolayı Osmangazi Belediyesi’ne de teşekkür eden Özbudak, "18 kadın milletvekilimiz meclise giriyor ama bugün meclise baktığınızda aynı yüzdelik oranı göremiyoruz. Hepimiz aynı Türkiye’de yaşıyoruz ama maalesef kadının önündeki engeller hiçbir şekilde kaldırılmıyor. Biz toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Biz, Bursa Kadın Kuruluşları Birliği olarak kısıtlı imkanlarla bu işleri yapmaya çalışıyoruz, bu doğrultuda Osmangazi Belediyesi ilk günden beridir bize çok destek veriyor, yaptığımız çalışmalarda ön ayak oluyor, o yüzden birlikteliğimiz çok kıymetli." ifadelerini kullandı. "Çok Büyük Bir Gurur Yaşadık" Bursa Kız Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Serap Erzen de Fakihe Öymen’in hayatını anlatarak, "Fakihe Öymen bizim müdürümüz, 1931 yılında okulumuza Atatürk tarafından müdür olarak atanmış. Tabii bizler onun izinden gidiyoruz, onun aydınlattığı, açtığı yoldan ilerliyoruz. 2001 yılı mezunumuz Fatma Deniz, Berlin Üniversitesi’ne rektör olarak atandı, böyle bir günde bu haberi alarak çok büyük bir gurur yaşadık." sözlerine yer verdi. Bursa Kadın Ressamlar Derneği’nden Banu Durgunlu da, aynı zamanda bir resim öğretmeni olan ilk kadın milletvekillerinden Bahire Bediz Morova Aydilek’in hayatını aktardı. Durgunlu, "Seçme ve Seçilme Hakkı ile beraber kadın sanatçılar kültür ve sanatsal alanda daha görünür oldular." yorumunu yaptı. Türk Anneler Derneği’nden Gizay Tanca Çolpan ise, eğitimci ve çevirmen olan ilk kadın milletvekillerinden Fatma Esma Nayman’ı hayatını anlatarak, şunları söyledi; "Kadınlarımız toplumda çok ciddi yerlerde, bunun temeli tabii ki o gün yapılan devrimler. Seçme hakkı ile atılan temeller sayesinde bugün buradayız. Osmangazi Belediyesi’ne bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Kadın güçlenirse toplum güçlenir, kadın yürürse ülke yürür, kadın eşitse demokrasi tam olur." Panelin ardından Mutlu Çınar, konuşmacılara teşekkür sertifikası verdi.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:59 Gastronomide gözde olacak: Baklavası tescillendi, sırada dört yeni lezzet var Türkiye’nin önemli gastronomi şehirleri arasında yer alan Çorum’un yöresel lezzeti baklava, coğrafi işaret belgesiyle tescillendi. Coğrafi işaretli ürün sayısı 28’e yükselen Çorum’da 4 lezzet için tescil çalışması sürüyor. Zengin mutfak kültürüyle Türkiye’nin önde gelen gastronomi duraklarından biri olan Çorum’daki yöresel lezzetler tescillenerek koruma altına alınıyor. Çorum Belediyesi tarafından 23 Şubat 2024 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvurunun neticelenmesiyle şehrin geleneksel lezzetlerinden "Çorum Baklavası", Coğrafi İşaretli ürünler arasına girdi. Alınan tescille Çorum’un tescilli ürün sayısı da 28’e ulaştı. Kentin yöresel lezzetleri için çalışmalarına devam eden Çorum Belediyesi, Çorum şekerlemesi, Çorum tandırı, Çorum simidi ve Çorum su böreğinin tescil işlemlerini kısa sürede tamamlamayı amaçlıyor. "Çorum mutfağının bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" Çorum baklavasının tescil süreci ile ilgili bilgi veren Çorum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Eray Çetinkaya, "Türkiye’nin en önemli baklava çeşitlerinden biri olan Çorum baklavasının tescil süreci, coğrafi işaret başvurusunun yapılmasının ardından yaklaşık bir yıl içinde tamamlandı. Şubat 2024’te başlattığımız Çorum baklavası coğrafi işaret başvurusunu, kapsamlı bir çalışma sonucunda neticelendirdik. Bu süreçte il genelinde çok sayıda kişiyle görüştük, gerçek ve doğru tariflere ulaşabilmek için kapsamlı kayıtlar tuttuk ve incelemeler gerçekleştirdik. Köylerdeki ve merkezdeki ustalarla yaptığımız görüşmelerle en doğru tarifi belirleyerek patent sürecini yürüttük. Böylece Çorum baklavası, ilimizin 28. coğrafi işaretli ürünü olarak tescillendi. Çorum baklavası, has baklava, gül burma ve sıkma baklava şeklinde çeşitlendirilebilmektedir" dedi. "Bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" Çorum mutfağına ait 4 lezzet için coğrafi işaret çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Çetinkaya, "Çorum Belediyesi olarak coğrafi işaret çalışmalarımız devam ediyor. Çorum şekerlemesi, Çorum tandırı, Çorum simidi ve Çorum su böreğinin coğrafi işaret başvuruları ise şu anda askıda bulunuyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde bu ürünlerin de tescil işlemlerini tamamlamayı hedefliyoruz. Gastronomi alanının önemli temsilcileri tarafından Türkiye’nin en iyi mutfaklarından biri olarak gösterilen Çorum mutfağının bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" diye konuştu. "Aşkla yoğurduğumuz ve tescille taçlandırdığımız bu lezzetli has baklavalarımızı denemeniz için sizleri tesislerimize bekliyoruz" Çorum Belediyesi Veli Paşa Hanı’nda baklava yapım ustası olarak görev yapan Fatma Kılıç ise baklavanın yapım sürecini anlatarak, "Tescilli baklavalarımızın hamurunda süt, yoğurt, sıvı yağ, sirke, yumurta, un ve kabartma tozu bulunuyor. Üretim aşamasına geçmeden önce mutlaka nişastamızı bir gün önceden çıkarıp eleyerek dinlendirmemiz gerekiyor. Hamurumuzu özenle yoğuruyoruz, yoğurma aşamasının iyi yapılması hamurun pürüzsüz olması açısından büyük önem taşıyor. Yoğurma işleminin ardından bezeleme aşamasına geçiyoruz. Bu aşamada hamurun en az yarım saat bezelenmiş halde dinlenmesi gerekiyor. Hamur ne kadar iyi dinlenirse açma sırasında o kadar rahat çalışılır ve yırtılma gibi sorunlarla karşılaşılmaz. İnce tabaka halinde açtığımız hamurları tepsinin boyutuna göre kesiyoruz. Tepsiye döşeme aşamasında katların arasına mutlaka tuzsuz yağ ekliyoruz. Her beş katta bir yağlama ve cevizleme işlemi uyguluyoruz. Ardından kesme aşamasına geçiliyor. Biz, tereyağının tüm katlara eşit şekilde yayılmasını sağlamak için önce dilimleme ardından yağlama işlemi yapıyoruz. Bu yöntem, baklavanın daha iyi kabarmasını ve kıtır bir doku kazanmasını sağlıyor.Has baklavamızın en önemli özelliği ise diğer baklavalardan farklı olarak hamurunda sirke kullanmamız. Sirke, hamura özel bir kıtırlık ve çıtırlık kazandırıyor. Tesisimizde has baklava, gül baklava ve sıkma baklava olmak üzere üç çeşit baklava üretiyoruz. Aşkla yoğurduğumuz ve tescille taçlandırdığımız bu lezzetli has baklavalarımızı denemeniz için sizleri tesislerimize bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Akademisyenin 38 yıllık sanat yolculuğunu anlatan "38/50: Retro-Perspektif" sergisi
03 Aralık 2025 Çarşamba - 10:18 Akademisyenin 38 yıllık sanat yolculuğunu anlatan "38/50: Retro-Perspektif" sergisi Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden Prof. Dr. Metin Eker tarafından OMÜ’nün 50. yılına özel hazırlanan sergi, akademisyenin 38 yıllık üretim sürecinden seçilmiş 11 modele ait eserleri ve bir enstalasyonu bir araya getirerek kapsamlı bir retrospektif sunuyor. OMÜ’nün 50. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. Metin Eker’in "38/50: Retro-Perspektif" adlı kişisel resim sergisi açıldı. OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşan sergiye birçok kişi katıldı. Sergi biri enstalasyon olmak üzere toplam 13 eserden oluşuyor. Prof. Dr. Metin Eker’in üniversitedeki 38 yıllık akademik ve sanatsal üretim sürecinden izler taşıyan sergi, sanatçının bugüne kadarki çalışmalarını retrospektif (dünden bugüne) bir bakışla izleyiciye sunuyor. Üniversitenin 50. yılına atıfta bulunan sergi ismi hakkında konuşan Prof. Dr. Eker, OMÜ’nün Milli Mücadele’nin başlangıcından aldığı güçle köklü bir geleneğe sahip olduğunu belirterek, "Mensubu olmaktan gurur duyduğum üniversitemi her platformda sanatsal anlamda temsil etmenin mutluluğunu yaşıyorum" ifadelerini kullandı. Eker, bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında, Milli Mücadele güzergâh şehirleri ile TBMM’de açtığı sergilerde hem üniversiteyi hem de Samsun’u temsil ettiğini vurguladı. Sanatçının OMÜ Güzel Sanatlar Kampüsü’nde geçen 38 yıllık sanat birikiminden seçilen eserlerden oluşan sergi, Eker’in "retro-perspektif" olarak tanımladığı sanatsal geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor. On bir farklı modelden ortaya konan çalışmalar, izleyiciye sanatçının üretim evrelerini bütünlüklü bir şekilde görme imkânı veriyor. Sergi aynı zamanda, 4 Aralık 2025 Perşembe günü gerçekleştirilecek ve Büyükşehir Belediyesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Üniversitesi ile Kültür Sanat ve Turizm Akademisi Derneği iş birliğiyle düzenlenen "50. Yılında Üniversite Şehri Samsun Çalıştayı"nın da bir parçası olarak sanatseverlerle buluştu. Prof. Dr. Metin Eker, sergi açılışını onurlandıran tüm katılımcılara teşekkür ederek destek veren kurum ve sanatseverlere şükranlarını sundu. Sergi, 12 Aralık 2025 tarihine kadar OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Galerisi’nde ziyarete açık kalacak.
Mersin’de özel gereksinimli bireyler renkli atölyelerde buluştu
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:50 Mersin’de özel gereksinimli bireyler renkli atölyelerde buluştu Mersin Büyükşehir Belediyesi, ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ dolayısıyla Engelsiz Yaşam Parkında düzenlediği etkinliklerle özel gereksinimli bireyleri ve ailelerini bir araya getirdi. Gün boyu süren atölyelerde çocuklar, gençler ve anneler keyifli bir deneyim yaşadı. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından organize edilen etkinliklerde farklı yaş gruplarının katılımıyla resim, magnet, bitki dikim, rüzgar gülü ve doğal tütsü atölyeleri gerçekleştirildi. Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü iş birliğiyle düzenlenen duvar resmi çalışmasında çocuklar, kelebek motifleriyle ortak bir kompozisyon hazırladı. Magnet Atölyesinde seramik figürlere parmak baskısı yapan çocuklar, Bitki Dikim Atölyesinde küçük saksılara çiçek ekti. Rüzgar Gülü Atölyesinde rengarenk çalışmalar yapılırken, Doğal Tütsü Atölyesinde üzerlik otu, adaçayı ve defne gibi bitkilerden tütsü buketleri hazırlandı. Program, özel gereksinimli bireylerin sahne aldığı Silifke Halk Oyunları gösterisiyle devam etti. Özel gereksinimli bireylerin anneleri de Makrome Atölyesinde anahtarlık tasarladı. Hazırlanan anahtarlıklar daha sonra çocuklara hediye edildi. "Bu gün, hak temelli bir farkındalık günüdür" Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Hülya Atila, Engelsiz Yaşam Parkının her yaştan özel gereksinimli birey ve ailesi için bir yaşam alanı olduğunu belirterek, ‘3 Aralık’ın önemine dikkat çekti. Atila, "3 Aralık, eşitliğin sağlanması ve yaşam şartlarının iyileştirilmesine yönelik farkındalık günüdür. Atölyelerimizle hem eğlenceli hem öğretici bir gün yaşadık. Park içinde havuzdan spor merkezine, dans evinden atölyelere kadar birçok alan sayesinde özel gereksinimli bireyler sosyalleşiyor" dedi. Etkinliğe katılan özel gereksinimli birey anneleri, düzenlenen programdan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Kahramanmaraş Çardak Mahallesi’nde 170 yıllık ekmek geleneği sürüyor
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:44 Kahramanmaraş Çardak Mahallesi’nde 170 yıllık ekmek geleneği sürüyor Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı Çardak Mahallesi’nde 1860’lı yıllardan bu yana sürdürülen geleneksel ekmek kültürü bugün de yaşatılmaya devam ediyor. Fırıncı esnafı Ali Işık, aileleriyle birlikte işletmesini yürüttükleri fırında yöresel ekmek çeşitlerini üretmeyi sürdürdüklerini söyledi. Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinin Çardak Mahallesi’nde yer alan fırınlar geleneksel ekmek üretimini sürdürüyor. Çeçenistan’dan göç edenlerin yaşadığı Çardak Mahallesi’nde 10 civarında fırın bulunuyor. Genellikle kadınların çalıştırdığı fırında geleneksel Çeçen ekmekleri yapılıyor. Mahalledeki fırınında ekmek üretimi yapan esnaflarda Ali Işık, Çeçen kültüründen gelen ekmek geleneğinin nesiller boyunca korunduğunu ifade etti. Işık, "1860’lardaki sürgünün ardından Çeçenler olarak bu köye yerleşmişiz. O zamandan bu yana burada ikamet ediyoruz. Bizim kültürümüzde ekmek yapımı kadınların maharetidir. Katkısız un, su, tuz ve maya ile üretim yapılır. Normal ekmeğimizin yanı sıra kültürümüze ait ekmekler de mevcut. Özel bir ekmeğimiz var ve bir günde pişiyor, yaklaşık bir yıl dolapta saklanabiliyor. Aynı zamanda, çökelekli ve patatesli böreklerimiz de mevcut" dedi. ‘Yağlı ekmek yoğun talep görüyor’ Mahallenin en çok ilgi gören ürünlerinden birinin ise yağlı ekmek olduğunu dile getiren Işık, "Yağlı ekmek, çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşların en çok aldığı ürün. Düğün, cenaze ya da ziyaretlerde gelen misafirler çok sayıda alıp evlerinde saklıyor. Gurbetçiler de koli koli götürüyor. Kargoyla isteyenler var fakat şu an yetiştiremiyoruz. Köyümüzde okuma oranı yüksek, dışarıda yaşayan çok kişi var. Geldiklerinde mutlaka buradan ekmek alıp götürürler. Kendi yöntemleriyle evlerinde yapanlar da var. Fırın kapalı olduğunda komşular fırına gelip kendi ekmeklerini pişiriyor. Bu gelenek böyle sürüyor" dedi. Fırıncılardan Ayşe Yeşil ise , "Ben 3 yıldır çalışıyorum zevkli ve güzel bir iş özellikle kadınlar yapıyor" diye konuştu. Mahalle sakinlerinden Bekir Kutlu’da, "Ekmeklerimiz çok güzel, ustalarımızın ellerine sağlık. İnsanların hoşuna gidiyor sıra var burada" ifadesini kullandı.
Kahramanmaraş Çardak Mahallesi’nde 170 yıllık ekmek geleneği sürüyor
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:43 Kahramanmaraş Çardak Mahallesi’nde 170 yıllık ekmek geleneği sürüyor Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı Çardak Mahallesi’nde 1860’lı yıllardan bu yana sürdürülen geleneksel ekmek kültürü bugün de yaşatılmaya devam ediyor. Fırıncı esnafı Ali Işık, aileleriyle birlikte işletmesini yürüttükleri fırında yöresel ekmek çeşitlerini üretmeyi sürdürdüklerini söyledi. Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinin Çardak Mahallesi’nde yer alan fırınlar geleneksel ekmek üretimini sürdürüyor. Çeçenistan’dan göç edenlerin yaşadığı Çardak Mahallesi’nde 10 civarında fırın bulunuyor. Genellikle kadınların çalıştırdığı fırında geleneksel Çeçen ekmekleri yapılıyor., Mahalledeki fırınında ekmek üretimi yapan esnaflarda Ali Işık, Çeçen kültüründen gelen ekmek geleneğinin nesiller boyunca korunduğunu ifade etti.Işık, "1860’lardaki sürgünün ardından Çeçenler olarak bu köye yerleşmişiz. O zamandan bu yana burada ikamet ediyoruz. Bizim kültürümüzde ekmek yapımı kadınların maharetidir. Katkısız un, su, tuz ve maya ile üretim yapılır. Normal ekmeğimizin yanı sıra kültürümüze ait ekmekler de mevcut. Özel bir ekmeğimiz var ve bir günde pişiyor, yaklaşık bir yıl dolapta saklanabiliyor. Aynı zamanda, çökelekli ve patatesli böreklerimiz de mevcut"dedi. ‘Yağlı ekmek yoğun talep görüyor’ Mahallenin en çok ilgi gören ürünlerinden birinin ise yağlı ekmek olduğunu dile getiren Işık, "Yağlı ekmek, çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşların en çok aldığı ürün. Düğün, cenaze ya da ziyaretlerde gelen misafirler çok sayıda alıp evlerinde saklıyor. Gurbetçiler de koli koli götürüyor. Kargoyla isteyenler var fakat şu an yetiştiremiyoruz. Köyümüzde okuma oranı yüksek, dışarıda yaşayan çok kişi var. Geldiklerinde mutlaka buradan ekmek alıp götürürler. Kendi yöntemleriyle evlerinde yapanlar da var. Fırın kapalı olduğunda komşular fırına gelip kendi ekmeklerini pişiriyor. Bu gelenek böyle sürüyor" dedi. Fırıncılardan Ayşe Yeşil ise , "Ben 3 yıldır çalışıyorum zevkli ve güzel bir iş özellikle kadınlar yapıyor" diye konuştu. Mahalle sakinlerinden Bekir Kutlu’da, "Ekmeklerimiz çok güzel, ustalarımızın ellerine sağlık. İnsanların hoşuna gidiyor sıra var burada" ifadesini kullandı. (HLL-HİV-
Adana şalgamının tescil süreci tamamlandı: Avrupa’dan onay geldi
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:35 Adana şalgamının tescil süreci tamamlandı: Avrupa’dan onay geldi Adana Ticaret Odası tarafından 2014 yılında şalgama coğrafi işaret tescili almak için yapılan başvuru tamamlandı. Avrupa Patent Enstitüsü başvuruyu uygun bularak Adana şalgamının tescil sürecini onayladı. Adana’nın yöresel lezzetleri, coğrafi işaret çalışmalarıyla ulusal ve uluslararası düzeyde tescillenmeye devam ediyor. Adana şalgamı için Adana Ticaret Odası tarafından 12 Aralık 2014 tarihinde Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan başvuru, 6 Mart 2020’de sonuçlanarak patent alındı. Kentin önemli lezzetlerinden biri olan şalgam için ticaret odası 19 Nisan 2023’te bu kez de Avrupa Patent Enstitüsü’ne uluslararası koruma altına alınmak üzere başvurdu. 21 Kasım 2025 tarihi itibarıyla Avrupa Patent Enstitüsü başvuruyu uygun bularak Adana şalgamının tescil sürecini onayladı. "Bu kadar uzun sürmesinin sebebi AB’nin şalgamı bilmemesi" Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şalgamın 2014 yılında başlayan tescil sürecinin başladığını belirterek, "2014 yılında başvuru yapmıştık. Bir hafta önce Avrupa Birliği başvurumuzu kabul etti. Aslına bakarsanız tescilini en kolay alacağımız ürün şalgam. Bu kadar uğraşmamızın sebebi, Avrupa’nın şalgamı bilmemesi. 1980’li yıllarda mahalle aralarında fıçılarda yapılırdı. Daha sonra ulusal boyuta ulaştı" dedi. Şu ana kadar tescil alınan 10 ürün olduğuna dikkat çeken Bayram, şöyle devam etti: "Tescil aldığımız ürünlerimiz; Adana kebabı, şalgam, içli köfte, analı kızlı, aşlama, bici bici, karakuş, taş kadayıf, halka tatlı ve şırdan. Ayrıca 3 bekleyen müracaatımız var. Adana sıkması, yüksük çorbası ve turunç reçeli de tescil için bekliyor. Şalgam, Adana için çok önemli bir içecek. Daha önce Adana dışına çıktığımız zaman hediye olarak şalgam götürürdük. Ama şu an şalgamımız her yerde var." "Kebap gibi almak isteyen işletmelere tescil vereceğiz" Şalgamın artık patentli ürün olduğu için tüm üreticilere ve satıcılara kebapta olduğu gibi belge vereceklerinin altını çizen Bayram "Ürünlerin doğru koşullarda üretilip üretilmediğini denetleyeceğiz. Bizden belge alan Türkiye’nin bütün illerindeki işletmeleri denetliyoruz. Her patent aldığımız ürünü denetliyoruz. Şalgam artık herkesin evine girmeye başladı. Evlerimizdeki çoğu içecek yabancı ve asitli içecekler. Ancak şalgam, Türkiye’ye mal olmuş bir içecek. Belki de yarın Avrupa’da satışı başlayacak" diye konuştu.
Milas Yörük-Türkmen Kültür Derneği’nde yeni dönem çalışmaları başladı
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:04 Milas Yörük-Türkmen Kültür Derneği’nde yeni dönem çalışmaları başladı Milas Yörük-Türkmen Kültür Derneği, bünyesinde yer alan Saz-Koro ve Halk Oyunları ekipleriyle yeni sezon çalışmalarına başladı. Dernek Başkanı Mevlüt Kiriş, hem kültürel mirasın yaşatılması hem de dernek üyelerinin sosyal faaliyetlere aktif katılımının artırılması amacıyla çalışmaların yıl boyunca süreceğini belirtti. Derneğin Saz-Koro ekibi, 1 Aralık Pazartesi itibarıyla yeni sezon çalışmalarına başladı. Provalar her pazartesi saat 20.30’da Aşkıdil Akarca Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilecek. Kiriş, dernek üyelerinden katılmak isteyenlerin ekibe dahil olabileceğini belirterek, "Saz ve koro ekibimiz, kültürel değerlerimizi müzikle yaşatmak adına önemli bir görev üstleniyor" dedi. Milas Yörük-Türkmen Kültür Derneği’nin Halk Oyunları ekibi ise 3 Aralık Çarşamba günü çalışmalarına başlayacak. Provaların her çarşamba saat 20.00’de Amfi Tiyatro altında yapılacağı bildirildi. Halk oyunları ekibine katılmak isteyen dernek üyelerinin davet edildiği ve hazırlıklara başlandığı ifade edildi. Dernek Başkanı Mevlüt Kiriş, hem Saz-Koro hem de Halk Oyunları ekiplerinin yıl boyunca düzenlenen birçok etkinlikte Milas Yörük-Türkmen Kültür Derneği’ni başarıyla temsil ettiğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Ekiplerimiz sadece kültürel faaliyetlere katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda Milas’ta birlik, beraberlik ve toplumsal dayanışmanın güçlenmesine de vesile oluyor. Yeni sezonda da birçok etkinlikte hem derneğimizi hem de Yörük-Türkmen kültürünü gururla yaşatmaya devam edeceğiz."