YEREL HABERLER - 02 Şubat 2016 Salı 13:26

Gediz İlçe Merkezi Nüfusu Arttı Belde Ve Köy Nüfusu DÜştü

A
A
A
Gediz İlçe Merkezi Nüfusu Arttı Belde Ve Köy Nüfusu DÜştü

Kütahya’nın Gediz ilçesi merkez nüfusu geçen yılın sonu itibarı ile 22 bin 732’ye ulaşırken, belde ve köy nüfusu ise 27 bin 767’ye düştü.
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİGM) tarafından güncellenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2014 yılı sonuçları Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklandı. Açıklanan verilere göre; 2013 yılında 21 bin 514 olan Gediz merkez nüfusu, 2014 yılından bin 173 artışla 22 bin 687’ye, 2015 yılında ise 45 artışla 22 bin 732’ye ulaştı. Aynı verilere göre; 2013 yılında 29 bin 407 olan belde ve köylerin toplam nüfusu 2014 yılında 909 kişi azalarak 28 bin 498’e düşerken, 2015 yılında da 731 kişilik azalmayla 27 bin 767’ye düştü.
Bu tabloya göre Gediz merkez nüfusunda 2013 yılından beri 1218 kişilik artış görülürken, belde ve köylerin toplam nüfusunda ise 1640 kişilik azalma olduğu görüldü. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Gediz’in merkez, belde ve köyleriyle birlikte toplam nüfusunun 50 bin 499 kişi olarak kayıtlara geçtiği gözlendi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan ilk maaşını kendine değil öğrencilere ayırdı Bursa’nın Büyükorhan ilçesi Belediye Başkanı Kamil Turhan, ilk maaşını öğrencilere burs olarak bağışladı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Bursa’da yüzde 57.77 oranında rekor oy alarak AK Parti’den Büyükorhan Belediye Başkanı seçilen Kamil Turhan, ilk maaşını öğrencilere burs olarak bağışlayacağının sözünü verdi. Büyükorhanlı 70 Üniversite öğrencisine burs veren Büyükorhan Gençlik Derneği’ne (BÜGED) ilk maaşını öğrencilere burs verilmek için bağışlayacağının sözünü veren Turhan’ın yaptığı örnek davranış Türkiye’deki tüm belediye başkanlarına örnek olacağına benziyor. 10 bin nüfuslu Büyükorhan ilçesinde yaptıkları sosyal sorumluluk projeleri ile herkesin takdirini kazanan Büyükorhan Gençlik Derneği, (BÜGED) ilçedeki kısıtlı imkanlarına rağmen büyük işlere imza atıyor. İlçede faaliyet gösteren ve görev yapan tüm iş adamları, esnaf ve mülki amirleri ziyaret eden (BÜGED) üyesi gençler yapacakları projeleri anlatıp işbirliğiyle güzel işlere imza atıyor. En son göreve yeni seçilen Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan’ı ziyaret ederek yaptıkları ve yapacakları projeleri anlatarak destek istedi. Büyükorhanlı gençleri dinleyen Başkan Turhan, ilk alacağı maaşını öğrencileri burs için kullanılmak üzere bağışlayacağının sözünü verdi. “Bazı işler para için yapılmaz" Büyükorhan için canla başla çalışma sözü verdiklerini ifade eden Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan, “Biz eğitimi çok önemsiyoruz, eğitim ile alakalı her projenin her etkinliğin içerisinde olacağız. Belediye Başkanlığında ilk maaşımı BÜGED aracılığıyla Büyükorhanlı üniversite öğrencilerine burs olarak bağışlayacağım. BÜGED’in yaptığı projeleri bu zamana kadar takdirle takip ettim. İlçemizden böyle gençler çıkması bizleri gururlandırıyor. Ben de ilk maaşımı eğitim için bağışlayıp tüm Türkiye’deki belediye başkanlarına örnek olmasını istiyorum. Geleceğimizin teminatı gençlerimize destek olmaya devam edeceğim ”dedi.
Hatay Yılda 45 gün uyanık kalan ipek böcekleri, dut yapraklarıyla özenle besleniyorlar Hatay’ın Defne ilçesinde kurulan eğitim merkezi, kadınlara istihdam sağlamak ve geleneksel ipek böcekciliği mesleğini canlandırmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Yılın 45 gününde uyanık kalan ipek böcekleri tarafından üretilen ipekler, geleneksel el tezgahlarında kıyafete dönüşüyor. Hatay’ın Defne ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması amacıyla Defne Belediyesi tarafından kurulan eğitim merkezinde, Fulya Kadıoğlu liderliğinde kadınlara istihdam sağlanıyor. Yılın büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiren ipek böcekleri, Nisan ayında başlayan uyanma sürecinde 45 gün uyanık kalıyorlar. Yaklaşık 30 günlük beslenme ve 15 günlük üretim sürecinde ipek böcekleri, koza üretimi gerçekleştiriyorlar. İpek böceklerinin yaşam döngüsü ve bakımı hakkında bilgi veren Kadıoğlu, bu alandaki zorlukları ve işin inceliklerini anlattı. Geleneksel el tezgahlarından çıkan ürünler; şal ve fular olarak sergilenirken, her bütçeye uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. "Unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekciliğini canlandırmak için eğitim merkezi kurduk" Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla eğitim merkezi kurduklarını söyleyen Fulya Kadıoğlu, "Biz burada ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma yapıyoruz. Burada kadınlara istihdam sağlamak amacıyla ve unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrar canlandırmak için bir eğitim merkezi kurduk. Eğitim merkezimizde yaklaşık 45 gün boyunca her senenin Nisan ayında İpek böceklerimizi yetiştiriyoruz. Nisan ayının başında ipek böceklerimiz uyanıyorlar. 45 günlük bir süreci var. 35 gün boyunca sadece dut yaprağıyla besleniyorlar. 4 defa uykuya giriyorlar ve uyudukları zaman ipek böceklerine yemek vermiyoruz. Böcekler uyuduğunda uykularını bozmamak için yemek vermeyerek uyumalarını sağlıyoruz. Uykularını bozarsak sağlıklı koza elde edemeyiz. İpek böcekleri uyandığında kabuklarını bırakırlar. Kabuklarını bıraktıkları zaman 13 cm büyüklüğe ulaşıyorlar. Ağzından iplik gelen ipek böcekleri çalıya tırmanıyorlar. Çalıya çıkıp orada kozalarını örmeye başlıyorlar. Toplamda tüm bunların olması 45 günlük bir süreç. Belirli ısı ve nem görmeyen ipek böceklerimiz uyanmazlar. Çok meşakatli bir iş, severek yapmadığınız müddetçe yapma şansınız yok. İlk çıkan ipliği ayırıyoruz, kalan iplikler çorap söküğü gibi geliyor. Yaklaşık 60 kozadan 1 tel iplik elde ediyoruz. Metrajı fazla 2 bin metre arasında bir ipliği var. Çok ince olduğu için biz onu 60 taneyi birleştirerek yapmamız gerekiyor. El tezgahlarından çıkan ürünlerimizi; şal, fular olarak burada sergiliyoruz. İsteyen müşterilerimiz bizden satın alabiliyorlar. Fiyatlar her bütçeye uygun değişiklik gösteriyor" dedi.
Hatay Yılda 45 gün uyanık kalan ipek böceklerinin ürettiği kozalar kadınların elinde özenle işleniyor Hatay’ın Defne ilçesinde kurulan eğitim merkezi, kadınlara istihdam sağlamak ve geleneksel ipek böcekçiliği mesleğini canlandırmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Yılın 45 gününde uyanık kalan ipek böcekleri tarafından üretilen ipekler, geleneksel el tezgahlarında kıyafete dönüşüyor. Hatay’ın Defne ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması amacıyla Defne Belediyesi tarafından kurulan eğitim merkezinde, Fulya Kadıoğlu liderliğinde kadınlara istihdam sağlanıyor. Yılın büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiren ipek böcekleri, Nisan ayında başlayan uyanma sürecinde 45 gün uyanık kalıyorlar. Yaklaşık 30 günlük beslenme ve 15 günlük üretim sürecinde ipek böcekleri, koza üretimi gerçekleştiriyorlar. İpek böceklerinin yaşam döngüsü ve bakımı hakkında bilgi veren Kadıoğlu, bu alandaki zorlukları ve işin inceliklerini anlattı. Geleneksel el tezgahlarından çıkan ürünler; şal ve fular olarak sergilenirken, her bütçeye uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. "Unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekçiliğini canlandırmak için eğitim merkezi kurduk" Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla eğitim merkezi kurduklarını söyleyen Fulya Kadıoğlu, "Biz burada ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma yapıyoruz. Burada kadınlara istihdam sağlamak amacıyla ve unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrar canlandırmak için bir eğitim merkezi kurduk. Eğitim merkezimizde yaklaşık 45 gün boyunca her senenin Nisan ayında İpek böceklerimizi yetiştiriyoruz. Nisan ayının başında ipek böceklerimiz uyanıyorlar. 45 günlük bir süreci var. 35 gün boyunca sadece dut yaprağıyla besleniyorlar. 4 defa uykuya giriyorlar ve uyudukları zaman ipek böceklerine yemek vermiyoruz. Böcekler uyuduğunda uykularını bozmamak için yemek vermeyerek uyumalarını sağlıyoruz. Uykularını bozarsak sağlıklı koza elde edemeyiz. İpek böcekleri uyandığında kabuklarını bırakırlar. Kabuklarını bıraktıkları zaman 13 cm büyüklüğe ulaşıyorlar. Ağzından iplik gelen ipek böcekleri çalıya tırmanıyorlar. Çalıya çıkıp orada kozalarını örmeye başlıyorlar. Toplamda tüm bunların olması 45 günlük bir süreç. Belirli ısı ve nem görmeyen ipek böceklerimiz uyanmazlar. Çok meşakatli bir iş, severek yapmadığınız müddetçe yapma şansınız yok. İlk çıkan ipliği ayırıyoruz, kalan iplikler çorap söküğü gibi geliyor. Yaklaşık 60 kozadan 1 tel iplik elde ediyoruz. Metrajı fazla 2 bin metre arasında bir ipliği var. Çok ince olduğu için biz onu 60 taneyi birleştirerek yapmamız gerekiyor. El tezgahlarından çıkan ürünlerimizi; şal, fular olarak burada sergiliyoruz. İsteyen müşterilerimiz bizden satın alabiliyorlar. Fiyatlar her bütçeye uygun değişiklik gösteriyor" dedi. (AGT-VK-
Kahramanmaraş Genç çiftçiden gençlere nasihatler Kahramanmaraş’ta tarlada traktör sürüp çalışan genç çiftçi, liseyi açıktan bitirip ziraat fakültesine gitmek istediğini, gençlerin hem çalışarak hem de okuyarak hayatını sürdürebileceğini ifade etti. Kahramanmaraş’ta yaşayan 25 yaşındaki genç çiftçi Ökkeş Arıkan, tarlada traktör ile yonca balyaları hazırlayıp, öğütüldükten sonra kendisine ait hayvanlara vereceğini söyleyerek, "Malum depremin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Birinci derecede yakınlarımızı kaybettik. Hayat devam ediyor, tutunmaya çalışıyoruz. Biz burada yonca üretiyoruz ve bu ürünü hayvanlara veriyoruz” dedi. Ülkenin kalkınması adına tarım ve hayvancılık yaptığını ifade eden Arıkan, devletin okumuş insana da, çalışan insana da ihtiyacı olduğunu söyledi. Arıkan, "Bizler genç çiftçiler devletten hayvansal, yakıt ve yem anlamında destek bekliyoruz. Her şey okumak ile bitmez, bu devletin hamala da ihtiyacı var, okumuş adama da ihtiyacı var. Okuyarak benim gibi çiftçiliğe yönelenler var. Liseyi açıktan bitiriyorum. Aynı zamanda ziraat fakültesini bitirmeyi düşünüyorum. Hem okuyup hem çalışmak, kendimi geliştirmek. Farklı ne yapabilirim, okul dışında yaz mevsiminde 90 gün boyunca öğrenci tatil farklı işler yapabilir. Köyde bir genç ise illaki iş vardır ama şehirde yaşıyorsa bir şeyler üretmesi ve çalışması gerekir. Benim hedefim bu işi ilerletmek, bir işe bağlı kalmıyorum. Mesleğim kepçe operatörü ve hayvanlarım da var. Hem hayvanlara bakıp hem ziraat işimi yapıp hem de mesleğimi ilerlettim; bu şekilde hayatımı sürdürüyorum" diye konuştu.
Adana Ağlatan doğum günü sürprizi Adana’da hayatı boyunca doğum günü kutlamayan down sendromlu 23 yaşındaki Ramazan için yapılan doğum günü sürprizinde annesi gözyaşlarını tutamadı. Ramazan’ın mutluluğu ise gözlerinden okundu. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi’nde yaşayan Feride (42) ve Zeki Elçiçek’in (43) 8 çocuğundan en büyüğü olan Ramazan (23), down sendromlu olarak dünyaya geldi. Doğduğundan bu yana sağlık sorunlarıyla boğuşan Ramazan’ın ailesi de maddi imkansızlıklar nedeniyle evladının doğum gününü hiç kutlayamadı. Geçtiğimiz ay Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Derneği’ne ulaşan anne Feride Elçiçek, evladının 23. yaş doğum gününü kutlamak istediğini söyledi. Pasta alındı, sürpriz yapıldı Ogün Abi Derneği ise bu isteğe kayıtsız kalmadı ve down sendromlu Ramazan için özel pasta yaptırılıp sürpriz doğum günü partisi yapıldı. Ramazan’ın mutluluğu gözlerinden okunurken anne Feride Elçiçek ise evladının ilk kez kutlanan doğum gününde gözyaşlarını tutamadı. Pastayı kesti, ilk dilimi kendisi yedi Mumları üfledikten sonra Ogün Abi Derneği başkanı Ogün Sever Okur ile birlikte pastayı kesen Ramazan, kestiği pastadan ilk dilimi yedi. “Hiç doğum gününü kutlayamadık” İhlas Haber Ajansı’na konuşan anne Feride Elçiçek, çok mutlu olduğunu söyledi. Elçiçek, “Çok duygulandım. Çünkü Ramazan benim en kıymetlim. Kendisi 2 aylık olduğunda down sendromlu olduğunu öğrendik. Kalbinde 3 tane delik vardı ve ameliyat oldu. Sürekli hastanelerde kaldık. Bu yaşa geldi ama hep hastaneye gidiyoruz. Hiç doğum gününü kutlayamadık. Bugün çok mutlu oldu. İlk defa oğlumun doğum gününü kutladık. Ben onun doğum gününü kutlamayı hep istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı. En azından bugün oğlumun yüzü güldü” ifadelerini kullandı. “İlk kez kendi pastasını yedi” Ogün Sever Okur ise Ramazan’ın mutluluğu nedeniyle çok duygulandığını anlatarak, “Ramazan’ı uzun zamandır tanıyorum ve ailesinden onun bugün doğum günü olduğunu öğrendim. Bizlerde ona böyle sürpriz yapalım istedik. Bu tarz organizasyonları sürekli yapıyoruz. Başkasının doğum günü olsa bile pastasını dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara gönderenler oluyordu. Ramazan her pasta geldiğinde koşarak yanımıza geliyordu. Bu seferde kendi doğum gününü kutladı. İlk kez kendi pastasını yedi. Annesi ve biz çok duygulandık” dedi. Öte yandan Ogün Sever Okur dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların doğum günlerini kutlamaya devam edeceklerini söyledi.