YEREL HABERLER - 12 Şubat 2013 Salı 19:32

KÜTAHYA`DA ``TIBBİ BİTKİLER YETİŞTİRİCİLİĞžİ KURSU`` AÇILDI

A
A
A
KÜTAHYA`DA ``TIBBİ BİTKİLER YETİŞTİRİCİLİĞžİ KURSU`` AÇILDI

Şair Şeyhi Tıbbi Bitkiler Araştırma Merkezinde ``Tıbbi Bitkiler Yetiştiriciliği`` kursu açıldı. Belediye başkanı Mustafa İça açılışta yaptığı konuşmasında kursun gelir getirici bir kapı olacağını söyledi.
Belediye Başkanı Mustafa İça, Halk eğitim Merkezi Müdürü Ömer Karakayalı ve Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu İl Koordinatörü İhsan Kaymak ile birlikte Şair Şeyhi Tıbbi Bitkiler Araştırma Merkezinde ``Tıbbi Bitkiler Yetiştiriciliği`` kursunu açtılar.
``ŞAİR ŞEYHİ`NİN MİRASINI YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ``
Şair Şeyhi`nin bırakmış olduğu mirası yaşatmak adına çalışmalar yaptıklarını ve bu mirası yaşattıklarını kaydeden Belediye Başkanı Mustafa İça açılışta bir konuşma yaptı. Başkan İça burada yaptığı açıklamasında söyledi; ``Şair Şeyhi Tıbbi Bitkiler Araştırma Merkezi daha önce bir mahallemizin evlerinin bulunduğu yerdi. Buranın doğuşundan, bugünkü haline gelene kadar hepimiz kısada olsa bir bilgi edindik. 2010 yılında burasını Bitki Araştırma Merkezi olarak planladığımızda hayal gibiydi. Bu hayalimizi destekleyen ve bu hayali bize veren, bu mahallede yaşamış, Osmanlıda ilk göz doktoru ve 1400 - 1500`lü yıllarda Kenzül Menafi eserini yazan, bugün herkesin arayış içinde olduğu organik yaşamla ilgili bilgileri derleyip toplamış bir hemşerimiz, Şair Şeyhi Hekim Sinan`dır. Bunları bize miras olarak bırakmıştır. Bizde bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyoruz`` dedi.
``TIBBİ BİTKİLERİ EKONOMİYE AKTARMAYA ÇALIŞIYORUZ``
Tıbbi bitkilerin ekonomiye aktarılması için çalıştıklarını anlatan Başkan İça, ``Farklılıkları ortaya koyarsak burada Kütahya içinde bir gelir kaynağı olacaktır. Yapmaya çalıştığımız tıbbi bitkilerin, endemik bitkilerin ve yöremizdeki bu zenginliğin ekonomiye aktarılması için yeni bir adım atmaktır. Bu yeni adım ilk olarak buranın kurulmasıdır. 3-4 senelik bir araştırma ve dünyadaki, Türkiye`deki uygulamaları izleyerek gerçekten iddialı bir proje ortaya koyduk. Araştırma Merkezlerini kurduk. 4 ana hedef oluşturduk. Bu hedef içerisinde sadece biz değil Üniversitelerimizi yanımıza aldık. Selçuk Üniversitemiz, Ankara Üniversitemiz, Anadolu Üniversitemiz ve Dumlupınar Üniversitemiz. Bu üniversiteler ile beraber çalışıyoruz. Çünkü bu yaptığımız her iş insan sağlığını ilgilendiriyor. Zafer Kalkınma Ajansı ile aromatik çaylar üzerinde, 6 çeşit reçetemizle lisansı ile beraber üretim yaptık. 600 çeşit bitki üretmeyi hedefledik ve bunlardan 320 adet şuanda yetişir hale geldi. 250 dönümlük bir arazide benim hemşerilerim buraya sahip çıktı ve sözleşme ile tıbbi bitkileri üretiyorlar. Bundan sonra bu ürettiğimiz çayları sanayiciler marifeti ile bir marka yaparak Kütahya`nın adını sizin ürettiğiniz bitkiler ile pazara sunulacaktır`` diye konuştu.
``KURSLAR GELİR GETİRİCİ KAPI OLABİLİR``
Açılan kursa katılan katılımcıların kurs sonunda sertifika alarak kendilerine gelir getirici bir kapı oluşturabileceklerini de belirten Belediye Başkanı İça, kursa 68 kişinin müracaat ettiğini söyledi. İça açıklamasını şu ifadeleriyle sürdürdü; ``Burada yaptığımız çayın dışında, kırsal kalkınmayı destekleme anlamında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu bir program yayınladı. Bu programda bu işe gönül vermiş olan sevgili hemşerilerimin bu projelerini sunabilmesi için açtığımız kurs sonunda ``Tıbbi Bitkiler Yetiştiriciliği Sertifikası``nı hak kazanacaklar. Bunun için Halk Eğitim Müdürlüğümüz ile bir program yaptık. Diğer kamu kurumlarımızda sağ olsun bizi destekliyorlar. Buradaki ortak amaç sizlere daha iyi gelir kapısı sunabilmektir. Bu projenin sonunda alacağınız sertifika içinde 104 saatlik bir program bulunmaktadır. Bu programla sertifikalarınızı aldığınızda eminim ki makine ekipman destekleri de olacaktır. Bunlardan da faydalanacaksınız. Bu kursumuza 68 kişi müracaatta bulundu. Buda bizi çok memnun etti. Bu başvurular sadece Kütahya`dan değil. Bu çalışmalarımız halka halka çevreye de yayılmaktadır.``
Başkan İça son olarak da Tıbbi Bitkiler Merkezinde doğal kozmetik ürünleri hedeflediklerini, sabun, masaj kremleri, şampuanlar ve losyonlar gibi birçok çeşidi merkezde üreteceklerini kaydederek ``Burası bir rehberlik merkezidir. Buranın kar amacı yoktur. Sizlerin önünü açmak adına her türlü eğitimi verecektir. Burası sizlerin yeridir. Buraya sizler sahip çıkıp ileri noktaya götüreceksiniz`` ifadelerini sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”