POLİTİKA - 27 Haziran 2025 Cuma 16:43

Malatya Bölge Adliye Mahkemesi’nin temeli Bakan Tunç’un katılımı ile atıldı

A
A
A
Malatya Bölge Adliye Mahkemesi’nin temeli Bakan Tunç’un katılımı ile atıldı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Malatya Bölge Adliye Mahkemesi temel atma töreninde yaptığı konuşmada, 6 Şubat depreminin Türkiye’nin yaşadığı en büyük afet olduğunu belirterek, "Deprem bölgesinde toplam 2,6 trilyon TL yatırım yapıldı. Malatya’da 35 bin konut teslim edildi, yıl sonuna kadar bu sayı 100 bini aşacak. Şehirlerimizi eskisinden daha güzel, daha yaşanabilir hale getiriyoruz" dedi.


Malatya’da bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bölge Adliye Mahkemesi temel atma törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Tunç, 6 Şubat depremlerinin büyüklüğüne dikkat çekerek, "11 ilimizi doğrudan etkileyen büyük bir afet yaşadık. Sadece afet değil, bir felaketin ötesinde bir yıkımdı bu. Dünya tarihine geçen bu büyük yıkımda Malatya’mız da en ağır hasar gören illerimizden biri oldu. 1.264 kardeşimizi kaybettik. Hepsine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum, Malatya’mıza ve ülkemize başsağlığı diliyorum" dedi.



"Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tarihi bir seferberlik başlatıldı"


Depremin hemen ardından devletin tüm kurumlarının harekete geçtiğini ifade eden Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde büyük bir dayanışma, büyük bir inşa süreci başlatıldı. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları seferber oldu. Biz de Adalet Bakanlığı olarak deprem bölgesindeki adliye hizmetlerini yeniden tesis etmek için hızla harekete geçtik" dedi.


Deprem bölgesinde toplam 250 bin konutun vatandaşlara teslim edildiğini, yıl sonunda bu sayının 500 bini aşacağını belirten Bakan Tunç, "Malatya’da şu ana kadar 35 bin konut teslim edildi. Kent genelinde inşaatı süren 100 binden fazla konutun büyük bölümü bu yıl sonuna kadar tamamlanacak. Malatya’mız yeniden eski canlı günlerine kavuşacak" ifadelerini kullandı.



"Malatya, güçlü adalet altyapısıyla geleceğe hazırlanıyor"


Temeli atılan Malatya Bölge Adliye Mahkemesi binasının büyük bir yatırım olduğuna dikkat çeken Tunç, "17 bin 151 metrekare kapalı alana sahip olacak binada 83 hakim-savcı odası, 250 kişilik konferans salonu, 6 duruşma salonu ve 142 araçlık otopark yer alacak. 5 ceza, 5 hukuk dairesiyle birlikte adalet hizmeti en yüksek standartlarda sunulacak" dedi.


Adalet yatırımlarının sadece Malatya ile sınırlı olmadığını belirten Tunç, "Depremde 15 adliye binamız, 12 ceza infaz kurumumuz kullanılamaz hale geldi. Hepsi için projeler hazırlandı, ihaleler yapıldı ve inşaatlar hızla devam ediyor. 2025 yılı yatırım programında 21 adliye binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 Adli Tıp binası yer alıyor. Bunların bir kısmı da Malatya’da olacak. Ayrıca 29 mahallede görev yapan 880 adalet personelimiz için lojman projeleri başlatıldı" ifadelerine yer verdi.



"Yargı reformlarıyla adalete güven artacak"


Adalet hizmetlerinin daha hızlı ve etkin olması için yapılan yargı reformlarına da değinen Bakan Tunç, "10. Yargı Paketi ile birlikte ceza adaleti sisteminde önemli düzenlemeler yaptık. Artık 2 yılın altındaki suçlar için de belli bir süre cezaevinde kalma zorunluluğu var. Bu hem adalet duygusunu güçlendiriyor hem de suçun cezasız kalmayacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Denetimli serbestlik, konutta infaz gibi sistemleri daha işlevsel hale getirdik. 11. Yargı Paketi ile ilgili çalışmalar da Meclis gündeminde" ifadelerini kullandı.



"Yeni anayasa, milletimize olan borcumuzdur"


Türkiye’nin demokratik, sivil ve katılımcı bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tunç, "Darbecilerin kaleme aldığı bir anayasa ile yönetilmek Türkiye’ye yakışmıyor. 21. yüzyılda Türkiye’yi daha güçlü kılacak, milletin iradesini esas alan, özgürlükleri teminat altına alan yeni bir anayasa milletimize olan borcumuzdur. Umuyorum ki Meclis’te uzlaşma sağlanarak bu tarihi adım atılacaktır" dedi.



"Türkiye, artık vesayetçi yargı anlayışını geride bırakmıştır"


Bakan Tunç konuşmasının sonunda, yargının geçmişte yaşadığı vesayetçi anlayışları da hatırlatarak, "27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta yaşanan yargı kararları milletimizin vicdanında derin yaralar açtı. Bugün ise yargımız milletiyle birlikte, hukuk devleti ilkesine bağlı şekilde görev yapıyor. 15 Temmuz gecesi milletin hakkını savunan yargı, bugün de aynı kararlılıkla görevini sürdürüyor. Türkiye Cumhuriyeti artık gerçek anlamda bir hukuk devletidir ve bu ilke güçlendikçe demokrasimiz de güçlenmektedir" diye konuştu.


Temeli atılan Malatya Bölge Adliye Mahkemesi’nin kente hayırlı olmasını dileyen Bakan Tunç, inşaatta görev alan tüm çalışanlara kolaylıklar dileyerek, "Rabbim kazasız, belasız bir süreç nasip etsin. En kısa sürede binamızı tamamlayıp hizmete açacağız" ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.


Bakan Tunç ve protokol üyelerinin butona basması ile temelin ilk betonu dökülerek inşaat çalışması başladı. Yeşilyurt ilçesi Ankara yolu üzerindeki Bölge Adliye Mahkemesi Temel Atma törenine Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, AK Parti Malatya Milletvekilleri Bülent Tüfenkci, İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, İhsan Koca ile yargı, siyaset ve iş dünyasından çok sayıda davetli katıldı.



Malatya Bölge Adliye Mahkemesi’nin temeli Bakan Tunç’un katılımı ile atıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de hırsızlar, girdikleri evin sahibini bıçaklayarak öldürdü İzmir’in Konak ilçesinde, hırsızlık amacıyla girdikleri evde 81 yaşındaki adamı göğsünden bıçaklayarak öldüren 5 şüpheli şahıs polis ekiplerince yakalandı. Olay, dün gece saat 22.30 sıralarında Lale Mahallesi 3582 Sokak üzerinde bulunan bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2 şüpheli şahıs apartmana arka bahçe kısmından giriş yaparak Erdinç Kavut’un (81) bulunduğu daireye girdi. Yatak odasında şüphelilerle karşı karşıya gelen Kavut, hırsızlar tarafından göğsünden bıçaklandı. Olay sırasında evde bulunan Kavut’un eşinin sesini duyan çevre sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde, ağır yaralanan Erdinç Kavut’un olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Kavut’un cenazesi, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis ekiplerince yürütülen incelemelerde, hırsızlık amacıyla eve giren şüphelilerin olay sonrası ikametten bazı gıda ürünlerini alarak kaçtıkları, dışarıda araç içerisinde bekleyen diğer şüpheliyle birlikte olay yerinden uzaklaştıkları tespit edildi. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yürütülen çalışma sonucunda, olaya karıştığı belirlenen A.M.S., H.E., R.T., H.A. ve H.A. isimli 5 şüpheli kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Gaziantep TÜRGEV’in "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi tamamlandı Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) tarafından hayata geçirilen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi kapanış programıyla tamamlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı destekleriyle, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) koordinatörlüğünde hayata geçirilen, 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından gençlerin yaşadığı derin psikososyal etkileri hafifletmeyi ve toplumsal dayanıklılığı artırmayı hedefleyen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi, 10 ay süren kapsamlı faaliyetlerin ardından kapanış programı ile tamamlandı. Afetten etkilenen 14-29 yaş arası gençlerin psikososyal iyi oluş hallerini güçlendirmeyi amaçlayan proje kapsamında psikososyal destek eğitimleri, bireysel rehberlik hizmetleri, sanatsal ve sağaltım etkinlikleri ile sosyal faaliyetler gerçekleştirildi. Proje süresince doğrudan 813, dolaylı olarak bin 320 gence ulaşıldı. Psikososyal destek eğitimleri kapsamında 4 ana başlık altında, 18 farklı grupta toplam 144 oturum düzenlendi. "Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sağlamak" Programda konuşan TÜRGEV Genel Müdürü Selim Gençal, programın hedeflerini açıklayarak, "Depremin ardından gençlerin fiziki şartlarıyla birlikte hayata tutunma duyguları da derinden etkilenmiştir. Bu süreçte gençlerin desteklenmesinin toplumsal iyileşme açısından temel bir ihtiyaç olduğu görülmüştür. Hayata geçirilen bu proje, gençlerin yaşadıkları travmayı sağlıklı biçimde anlamlandırabilmelerini ve geleceğe dair umutlarını yeniden inşa edebilmelerini desteklemek amacı taşımaktadır. Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sürecine eşlik etmektir" dedi. "Farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" Gerçekleştirilen proje ile afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktığını söyleyen Gençal, "TURGEV olarak bu süreçte ’ne yapıldı’dan ziyade, sahada neyin değiştiğine odaklandık. Kuruluşundan bu yana gençliği merkeze alan bir vakıf olarak, çalışmayı masa başında değil, doğrudan sahada ve gençlerle birlikte şekillendirdik. On ay boyunca uygulanan süreci yakından takip ettik, elde edilen sonuçları şeffaf biçimde değerlendirdik. Bu çalışmanın sonunda, afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" ifadelerini kullandı. Sahada karşılaşılan tablo ile ilgili konuşan Gençal, "Gaziantep’te gençlerin yüksek bir dayanıklılık potansiyeline sahip olduğu gözlemlenmiştir. Uygun destek sağlandığında bu potansiyelin kısa sürede karşılık bulduğu sahada net biçimde ortaya çıkmıştır. Çalışmalara katılan gençlerin kendilerini ifade etme, sosyal hayata yeniden katılma ve geleceğe dair umut kurma becerilerinde belirgin bir güçlenme kaydedilmiştir" ifadelerine yer verdi. "500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence ise dolaylı olarak ulaşılmıştır" Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence dolaylı olarak ulaşıldığını söyleyen Gençal, "Sahadaki değişim açık ve gözlemlenebilir düzeyde ortaya çıkmıştır. Sürecin başında içine kapanık olan birçok gencin zamanla iletişime geçmeye ve paylaşımda bulunmaya başladığı gözlemlenmiştir. Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık 1000 gence dolaylı olarak ulaşılmıştır. Sosyal katılımın arttığı, özgüven duygusunun güçlendiği sahada net biçimde kaydedilmiştir. En güçlü gösterge ise gençlerin "yeniden yapabilirim" duygusunu yeniden kazanmaları olmuştur" şeklinde konuştu. "İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemizi kapanış programı ile taçlandırdık" Gençlik ve Spor Bakanlığı Proje Koordinatörü Sevda Aktaş, düzenlenen programda emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Gençlerin psikolojik dayanıklılığını güçlendirmeyi, iyilik hallerini desteklemeyi ve sosyal hayata daha güçlü katılımlarını teşvik etmeyi amaçlayan. bakanlığımız destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı tarafından yürütülen İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemiz yıl boyunca devam eden çalışmaların ardından kapanış programı ile taçlandırılacaktır. İyilik haline arttı. eden çalışan Projede emeği olan Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı yöneticilerine, tüm proje eğitimi, proje ekibine ve siz değerli katılımcılara, ayrıca proje koordinatörü Elif Hanım’a, bakanlığım ve şahsım adına ayrı ayrı teşekkür ederim" şeklinde konuştu. "Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri var" Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu aktaran TÜRGEV Eğitim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Semanur Yavan Batçı, "Gençlik ve Spor Bakanlığımızın İyilik Halini Artır Gençliği Güçlendir Projesi ile afetten etkilenen gençlerimizin 14-29 yaş arası gençlerimize psikososyal destek sunmak için aslında bir araya gelmiştik. Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Saha araştırmaları ve ihtiyaç analizleri kapsamında ise saha gözlemlerini yerel kamu, kurum ve kuruluşların milli eğitimle birlikte yaptığımız iş birlikleriyle okullarımızda yaptığımız rehberlik servislerinden aldığımız verilerle birlikte çalışmalarımızı hazırladık.. Elde edilen veriler sonucu psikososyal destek çalışmalarımızın, konu başlıklarımızın, içeriklerimizin, hedef kitlelerimizin ihtiyaçlarını uygun şekilde şekillendirdik. Projede doğrudan 500 öğrenciye ulaşmak ve onların hayatlarında bir iz bırakmak gibi hedefimiz vardı. 500 öğrenci, 813 öğrenciyle birlikte tamamlandı. Dolaylı olarak bin öğrenciye ulaşmak istediğimiz genç sayımızı bin 320 öğrenciyle tamamladık" diye konuştu.
Kayseri Vatandaşı dolandıran 30 kişi tutuklandı Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 2025 yılında yapılan çalışmalarda; vatandaşları dolandırdığı tespit edilen 366 şüpheliye işlem yapılırken 30 şüpheli tutuklandı. Edinilen bilgiye göre Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği görevlilerince; 2025 yılı içerisinde meydana gelen Dolandırıcılık- Nitelikli Dolandırıcılık ve Güveni Kötüye Kullanma olayları ile ilgili olarak yıl boyunca yapılan çalışmalar neticesinde; kendilerini polis, savcı, asker vb. kamu görevlisi olarak tanıtarak vatandaşları korku ve paniğe sevk edip hesaplarına para gönderimi sağlayan, alım-satım sitelerinde sahte ilanlar oluşturarak vatandaşları dolandıran, yedek parça satışı yaptığını iddia ederek vatandaşlardan para talep edip karşılığında ürün göndermeyen toplam 366 şüpheliye adli işlem yapıldı. Bu şüphelilerden 30’u; çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanarak cezaevine teslim edildi. ’Güveni Kötüye Kullanma’ suçuna konu şüpheliler ise yakalanarak bahse konu 8 adet araç ruhsat sahiplerine teslim edildi. Yapılan çalışmalarda toplam 16 milyon 500 bin TL paranın dolandırıcıların hesaplarına bloke koyularak hesaplarına aktarması engellenerek vatandaşların mağduriyeti önlendi. Öte yandan il genelinde, vatandaşların yoğun olarak bulunduğu yerlerde yapılan bilgilendirme faaliyetleri kapsamında yaklaşık 25 bin kişi, dolandırıcılık konularında bilgilendirildi.
İzmir Dünya genelinde her üç dakikada, bir kadına yeni meme kanseri tanısı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, ülkemizde her yıl yaklaşık 20 bin kadının meme kanseri tanısı aldığını söyledi. Hastaların önemli bir bölümünün premenopozal (menopoz döneminden yaklaşık 2 ila 6 yıl önceki dönem) dönemde tanı aldığını belirten Prof. Dr. Bulut, "Bu da genç kadınlarımızın tarama ve muayeneleri ihmal etmemesi gerektiğini gösteriyor" dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Meme Radyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu vurgulayarak çarpıcı uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Bulut, dünya genelinde her 3 dakikada bir kadına yeni meme kanseri tanısı koyulduğunu, her 11 dakikada bir kadının ise bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini vurguladı. Bulut, bu tabloyu değiştirecek tek şeyin "erken tanı" olduğunu kaydetti. "Risk faktörlerini bilin, gecikmeyin" Prof. Dr. Bulut, meme kanserine yol açan risk faktörlerinin çok çeşitli olduğunu, bu faktörlerinin bilinmesinin erken tanı için önemine dikkat çekti. Risk faktörlerini, "Cinsiyet ve yaş, ailede meme kanseri öyküsü, doğurganlık özellikleri, sosyoekonomik durum, fazla kilolu olmak, sigara ve alkol kullanımı" olarak sıralayan Bulut "Risk faktörü olmayan kadınlar da meme kanseri olabilir. Bu nedenle tarama herkese gerekiyor" diye konuştu. Türkiye’de genç meme kanseri oranı daha yüksek Türkiye’de yılda yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bulut, Türkiye’de genç yaşta görülen meme kanseri oranlarının Avrupa ve ABD’ye göre daha yüksek olduğuna işaret etti. Dünya genelinde hastaların büyük bölümünün menopoz sonrası dönemde tanı aldığını, ülkemizde ise meme kanserlerinin önemli oranının premenopozal dönemde görüldüğünü vurguladı. Bulut genç kadınların tarama ve muayenelerini ihmal etmemeleri gerektiğini kaydetti. Erken tanı ölüm oranını yüzde 40 azaltıyor Öte yandan, meme radyolojisi uzmanı Prof. Dr. Bulut, meme kanserine bağlı ölümlerin mamaografi sayesinde yüzde 40’a kadar azaltılabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Bulut, "Erken tanı sayesinde süt kanallarını aşmayan (in situ kanser) ya da 2 cm’den küçük, ele gelmeyen tümörleri yakalayabiliyoruz. Bu hem yaşam süresini uzatıyor hem de tedavi başarısını artırıyor" açıklamasında bulundu. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir kere mamografi çektirmesi gerektiğini hatırlatan Bulut, bu konuda kadınların bilinçli olması ve ihmalkar davranmaması gerektiğini ifade etti. Mamografinin düşük doz radyasyon içerdiğini ve sanıldığı gibi ağrılı bir işlem olmadığını belirten Prof. Dr. Bulut, kadınların tarama programlarına katılmasını istedi. Bulut, "Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanıyor. Ayda bir kendi kendine muayene, yılda bir doktor kontrolü ve 40 yaşından sonra düzenli mamografi bunları ihmal etmeyin. Erken teşhis hayat kurtarır" dedi.