EKONOMİ - 13 Eylül 2019 Cuma 15:52

Manisa’da şiddetli yağmur ekili alanları vurdu

A
A
A
Manisa’da şiddetli yağmur ekili alanları vurdu

Manisa’da sabah saatlerinde başlayan ve gün boyu etkili olan şiddetli yağmur, hasat edilerek kurutulmak üzere sergi alanlarına serilen üzümlere ve hasadı devam eden domatese zarar verdi.

Manisa’da sabah saatlerinde başlayan ve gün boyu etkili olan şiddetli yağmur, hasat edilerek kurutulmak üzere sergi alanlarına serilen üzümlere ve hasadı devam eden domatese zarar verdi. Üzüm üreticilerinin yanı sıra domates üreticilerin de zarar gördüğü etkili yağmur sonrası üreticiler, mağdur olduklarını ve destek beklediklerini söyledi.


Manisa’da sabah erken saatlerinde aniden bastıran ve gün boyu devam eden şiddetli yağmur, ekili tarım arazilerinde zarara neden oldu. En büyük zararı hasat edilerek kurutulmak üzere sergi alanlarına serilen üzümler ve hasadı devam eden domatesler gördü. Toplanmak üzereyken, yağmurdan dolayı büyük zarar gördüklerini kaydeden üreticiler, kendilerine sahip çıkılması noktasında yetkililere çağrıda bulundu.



Üzümde kalite ve renk kaybı oluştu


Yunusemre ilçesi Üçpınar Mahallesi Küçük Arpacık mevkisinde üzüm üreticiliği yapan ve 8 tona yakın üzümü sular içinde kalan Selçuk Pekdinç, yağışın artması halinde üzümün çürüyeceğini söyledi. Pekdinç, şöyle devam etti:


"Tarım arazilerimiz üzüm ekili. Üzümlerimizi kestik. Çok az bir kısmını kaldırdık. Bugün gelen erken yağmur bizi zora soktu. Bununla ilgili kaldırma masraflarımız artıyor. Veziroğlu, Saruhanlı ilçesi ve Gölmarmara ilçelerinde baya bir mağdur olan çiftçilerimiz var. Şuan bu ilçelerde kesim sürüyor. Yağmur yiyen üzümlerle ilgili şuan için alım yapılıp yapılamayacağı belli değil. Yağmurdan dolayı kuru üzümde renk kaybı ve kalite kaybı oluşuyor. Bizim içinde maliyeti atıyor. Toplanmasında sürekli aktarma yapacağız. Güneşte bir o tarafa bir bu tarafa çevirerek baya bir uzun süre kurutmaya çalışacağız. Yaklaşık 8 tona yakın üzümüm bu halde. Yarısından çocuğunu kurtardık. Yarısından çoğu da kaldı. Yağmur yedi. Yağmur hava durumlarında da gözükmüyordu. Erken bir yağmur oldu, çok şiddetli değildi ama üzümde bu kadar yağmur bile etkili. Yağış artışı olursa üzümde çürümeye neden olur. İlaçlarımızı atacağız ama yine de zararı olacaktır."


Bir diğer üzüm üreticisi Mustafa Uludemir, yağışları takip etmelerine rağmen yağmura hazırlıksız yakalandıklarını belirtti. Yağmurdan etkilenen üzümlerinin taban fiyatın altına düşmesi halinde üreticiye yansıyacağını ifade eden Uludemir, “Doludan dolayı gözleri geç uyanan üzüm salkımlarının bu zamana kalmasından dolayı geç üzüm kesimine başladık. Üzümlerimiz yağan yağmurda sergide kaldı. İnşallah hava erken açarsa şerbetlemesini yaparak, kurutmanın arkasından kaldırmaya devam edeceğiz. Benim yaklaşık 7 ton mahsulüm kaldı. Takip ettiğimize göre bu yağışlar beklenmiyordu. Erken geldiğinden dolayı yağışa yakalandık. Yağmur üzümde kalite ve renk kaybına neden olur. Bu üzümler taban fiyatın altına düştüğü zamanda bunun maliyeti üreticiye yansıyacak. Bu haliyle kalmış olsaydı, üretici emeğinin karşılığını alacaktı fakat şu an maliyetleri artacağından dolayı üretici mağdur olacak” diye konuştu.



“Bu yılı zararına kapatabiliriz”


Yağmurun işlerini zorlaştırdığını kaydeden domates üreticisi İsa Özcan, “28 dekar domates ektik. Domatesin fiyatları çok düşük. 40 kuruş ve 45 kuruş arasında gidiyor fakat işçi parası çok yüksek. 1 dekar domatesin maliyeti 3 bin lira. Onun için işinden çıkamayacağız. Şimdi bir de yağmur yağdı. Yağmurdan dolayı da ürün tarlada çürümeye başladı. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Geçen sene 70 kuruşa salçalık domates sattık, bu sene 40 kuruş. 20 dekar alanda daha ürünlerimiz toplanmadı. Yağmurun erken yağması işimizi zorlaştırdı. Daha fazla yağması halinde tarladan hiç kaldıramayacağız. Tahminen dekar başına 9 ton alacağıma belki 5 ton alacağız. Maliyetleri çok yüksek. Belki de bu yıl zararına kapatacağız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”