KÜLTÜR SANAT - 14 Temmuz 2024 Pazar 11:47

Yunus Emre türbesinin Kula’da olduğunun kanıtlarını sıraladı

A
A
A
Yunus Emre türbesinin Kula’da olduğunun kanıtlarını sıraladı

MANİSA (İHA) – Türkiye’nin birçok şehrinde türbe ve makamı olan, Anadolu’da tasavvufun ve Türkçe şiirin öncüsü Yunus Emre’nin gerçek mezarının nerede olduğuna ilişkin kesin bir kanıt günümüzde de bulunamadı. Manisa’nın Kula ilçesindeki Yunus Emre ve Tapduk Emre Türbesi’nin, Yunus Emre’nin gerçek mezarı olduğuna inanan bölge halkı, kanıt olarak ise ünlü şairin şiirlerini, günümüze ulaşan dergâhın külliyesi, mezar taşı üzerinde yer alan balta ve anahtar tasvirlerini gösteriyor.


Büyük mutasavvıf ve halk şairi Yunus Emre ile hocası Tapduk Emre’nin kabirlerinin bulunduğuna inanılan Manisa’nın Kula ilçesindeki türbe, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaya devam ediyor. Adını Yunus Emre’den alan, yaklaşık 120 nüfusa sahip Emre Mahallesi’nde bulunan Yunus Emre ve Tapduk Emre’nin kabirlerinin yer aldığı türbe, mimarisiyle de dikkat çekiyor. Nerede, hangi yılda doğduğu kesin bilinmeyen, kimi kaynaklarda Anadolu’ya Doğu’dan gelen Türk oymaklarından birine bağlı olup, 1238 yılında doğduğu söylenen Yunus Emre’nin 1320 yılında da öldüğü rivayet edilir. Anadolu’nun birçok şehrinde türbe ve makamı olan Yunus Emre’nin gerçek mezarının da nerede olduğuna ilişkin günümüzde de net bir bilgi bulunmuyor. Yunus Emre’nin türbe ve makamları arasında adı geçen Manisa’nın Kula ilçesindeki Yunus Emre ve Tapduk Emre Türbesi’nde Kula Belediyesi personeli olarak rehberlik yapan ve aynı zamanda türbe avlusunda mezarı bulunan Hatice Kahraman’ın 5. kuşak torunu Süleyman Kahraman, türbenin tarihi geçmişi ve Yunus Emre’nin gerçek mezarının neden burada olduğuna inandıklarına ilişkin kanıtlarını İHA muhabirine anlattı. Süleyman Kahraman, "Tapduk Emre, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Somuncu Baba, Sarı Saltuk gibi Anadolu erenleri Hoca Ahmet Yesevi’ye bağlıdır. Bu erenler Moğol istilası sebebiyle Orta Asya’dan Anadolu’ya göçmüşlerdir. İçlerinden Tapduk Emre de Anadolu’ya geldiğinde Saruhanoğulları Beyliği’ne sığınır ve o sancak beyi altında ömrünü tamamlar. Tapduk Emre iyi bir duvar ustası olduğu için Emre köyüne geldiğinde burada hamam ile birlikte tekke, medrese inşa ediyor. Şu anda günümüze kadar bu hamam bozulmadan geldi. Hala çeşmeleri akar. Ayrıca dergâhın şadırvanı da günümüze kadar ulaşmıştır" dedi.


Tapduk Emre’nin öğrencisi olan Yunus Emre’nin hayatını anlatarak sözlerine devam eden Kahraman, "Yunus Emre’nin ömrünün yarısını Konya Karaman dolaylarında geçirdiğini biliyoruz. Yine okuduğumuz kaynaklara göre, Karaman’ın köylerinde kıtlık oluyor. Bu kıtlık sonucunda köylüler tarafından seçilen Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergâhına gönderiliyor. Orada büyük bir imtihana tutuluyor. Yunus’taki potansiyel özellikleri gören Veli, Yunus’a ’Buğday mı istersin yoksa himmet mi? (bilgelik)


diye sorar. Yunus ise buğday cevabını verir. Yunus Emre, buğdayları alıp köyüne gittiğinde bu başından geçen olayı anlatır. Köyün önder kişileri toplanır. Derler ki ’Yunus sen çok büyük bir hata yapmışsın. Buğday biter ama himmet bitmez. Git hocandan himmet al.’ Yunus tekrar Hacı Bektaş-ı Veli’ye gittiğinde Veli der ki, ’O teklifi biz sana yaptık. Biz sana himmet teklif ettik ama sen almadın. Sen bir Emre yolculuğuna çıkacaksın.’ ’Emre’ demek Allah’a aşık olan kişiler demektir. Allah yolunda yürüyen, kendini tamamen Allah’a adayan kişilere Emre ve Erenler adı verilmiştir. Yunus, bu Emre adını alabilmek için Karaman’dan bizim Kula’daki Emre köyüne gelir ve burada Tapduk Emre’nin öğrencilerinden bir tanesi olur. Ömrünü burada tamamlıyor. Tapduk Emre ona odunculuk görevini vermiştir. Çıngırak Deresi, Yılanlı Dağı, İmam Dere, Çatalçeşme gibi bizim dere yataklarımızdan bizzat kendisi dergâha ve hamama odunlar çekmiştir. Bu odunlar özellikle hamamda temizlik amaçlı kullanılmıştır. Yunus, dergâha hiçbir zaman eğri, büğrü odunlar getirmemiştir. Her seferinde kalem gibi odunlarla gelmiştir. Yunus Emre, bu öğrenciliği esnasında bazı kuşkulara kapılıyor. ’Ben ilim eğitimi alıyorum, edep ve saygıyı gösteriyorum. Ne zaman Allah katında yükseleceğim ne zaman himmet sahibi olacağım, ne zaman dervişlik sıfatını giyeceğim’ diye kalbine ve gönlüne kuşkular girmiş. Belli bir zaman sonra dergâhtan ayrılmış. Şiirlerinde de söylüyor, ’ben yürürüm ilden ile şeyh anarım dilden dile, gurbette halim kim bile gel gör beni aşk neyledi’ diyor derviş Yunusumuz. Yunus Emre gezerek Allah aşkını bulmuştur, gezerek İslamiyet’i anlatmıştır, gezerek Allah’ın kelamlarını, sıfatlarını anlatmıştır ve İslam dinini gezerek Anadolu topraklarına yaymıştır. Yunus Emre, keramet sahibi olduğunu Tapduk Emre’nin dergâhında anlayamaz. Keramet sahibi olduğunu gezerken anlar. Tapduk Emre’nin kurduğu köy olarak biz bunu böyle savunuyoruz. Yunus Emre gezerken en az 10 kıta halinde hocası Tapduk Emre’ye şiirleri, sözleri ve beyitleri var. ’Ben ne döneyim şeyhimden, beni Tapduk Emre’nin türbesine gömün, Ben ne döneyim şeyhimden beni sultanımın ayaklarının ucuna gömsünler, Ko ben şeyhin eşiğinde yanayım, dönmezem şeyhimden ya ne döneyim, Ben Yunus Emre oldum ama şeyhimin helalliğini almadan dergâhtan ayrıldım’ diyerek tekrar Emre köyüne gelir ve Tapduk Emre’nin helalliğini aldıktan sonra bir Türkmen hocası olarak Tapduk Emre’nin dergahını yönetmeye başlıyor. Bu vasiyetlerden yola çıkarsak; Anadolu Selçuklu Devleti’nden kalma dergahımızın burada olması ve hamamların, çeşmelerin, şadırvanların aktif bir şekilde günümüze kadar gelmesi, Emre köyünün Batı Anadolu bölgesinde kurulan ilk Türkmen köylerinden Karakeçili Yörüklerinden olması, Yunus Emre’mizin burada türbenin kapı eşiğinde yatması gibi kanıtlar, Yunus Emre’nin burada olma ihtimalini yükseltiyor. Biz de Yunus Emre’nin burada yattığına inanıyoruz" dedi.



Yunus Emre’yi anlatan diziler ziyaretçi sayısını artırdı


Kendi tuttuğu kayıtlara göre yıldı 200 ila 250 bin kişinin türbeyi ziyaret ettiğini ifade eden Kahraman, "Yunus Emre ile ilgili çekilen diziler o dönemde çok etkili oldu. Ziyaretçi sayılarımızı artırdı. Dizi sayesinde Yunus Emre’yi hiç bilmeyenler Yunus Emre’yi tanımak istedi. Dizinin çıktığı günlerde yoğunluk yaşadık" diye konuştu.



Yunus Emre’nin mezar taşında ’balta’ tasviri detayı


Yunus Emre’nin mezarının Kula’da olduğuna yönelik en büyük kanıtlardan bir tanesinin de mezar taşının üzerinde yer alan balta ve anahtar tasviri olduğunu belirten Kahraman, "Yunus Emre mezarının baş kısmındaki taş Emre köyü halkı tarafından dikilmiş. Bu bölgede Türkmenlerden önce Lidya, Roma ve Bizans İmparatorluğu hüküm sürmüş. Onlardan kalan ve üzerinde savaş baltası yer alan bir taşı Yunus Emre’nin mezarına getirerek, mezar taşı olarak kullanmışlar. Bu taşın üzerindeki balta çift başlıklı bir baltadır. Normalde bu asker baltasıdır ama bunu Emre köyünün halkı simge olarak kullanmışlar. Yunus Emre dergâhta odunculuk yapıyordu. Onu vurgulamak adına bu balta tasvirli taşı baş ucuna dikmişler. Ayrıca baş sarığı da taşın üzerinde yer alıyor. Ayak ucundaki taş da yine Roma döneminden kalma bir taştır. Köyümüzde yaşamış atalarımız, taşın üzerindeki tasvirleri orman motifi ya da dergâh anahtarlarını vurguladığını söylüyor" dedi.



Yunus Emre türbesinin Kula’da olduğunun kanıtlarını sıraladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Karacabey’de ayak tenisi şampiyonu Karaca Karacabey Belediyesi tarafından gençleri spora yönlendirmek ve spor kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Ayak Tenisi Turnuvası, 34 takımın katılımıyla büyük heyecana sahne oldu. Finalde Fevzipaşa’yı 2-0 mağlup ederek şampiyon olan Karaca’ya kupasını takdim eden Belediye Başkanı Fatih Karabatı, "Karacabey, sporla daha güzel" diyerek organizasyonun önemine vurgu yaptı. Karacabey Belediyesi tarafından ilçe gençliğini spora yönlendirmek ve spor kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Ayak Tenisi Turnuvası, büyük bir heyecan ve yoğun katılımla tamamlandı. Karacapark Karacabey Belediyespor Tesisleri’nde gerçekleştirilen organizasyonun finalinde Karaca, güçlü rakibi Fevzipaşa’yı 2-0 mağlup ederek şampiyonluğa uzandı. Toplam 34 takımın katılımıyla 24 Kasım 2025 tarihinde start alan turnuva, grup aşamasından final etabına kadar birbirinden çekişmeli müsabakalara sahne oldu. Gençlerin yanı sıra sporsever vatandaşların da yakından takip ettiği karşılaşmalar, Karacabey’de sporun birleştirici gücünü bir kez daha ortaya koydu. Turnuvanın 8-11 Aralık 2025 tarihleri arasında oynanan final etabı, yüksek tempolu ve mücadele gücü yüksek karşılaşmalarla dikkat çekti. Final maçında üstün bir performans sergileyen Karaca, Fevzipaşa karşısında sahadan 2-0’lık net bir galibiyetle ayrılarak turnuvayı zirvede tamamladı. Üçüncülük maçında ise Sezer Tarım, Karacabey Genç Fenerbahçeliler’i 2-1 mağlup ederek turnuvayı üçüncü sırada bitirdi. Final karşılaşmasını tribünden takip eden Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, şampiyon Karaca takımına kupasını takdim etti. Kupa törenine ayrıca AK Parti Karacabey İlçe Başkanı Gültekin Saygısever, İlçe Milli Eğitim Müdürü Muhammet Ali Erbir ile Karacabey Belediyespor As Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Selçuk Çakır da katılarak ilk dörde giren takımlara kupa ve madalyalarını verdi. Ödül töreninde konuşan Belediye Başkanı Fatih Karabatı, organizasyonun önemine vurgu yaparak, "Şampiyon Karaca’nın yanı sıra final etabına kalan tüm takımlarımızı yürekten tebrik ediyorum. Bizler her zaman sporun birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendiren yönüne dikkat çekiyoruz. Ayak Tenisi Turnuvamız, Karacabey’de spor kültürünü geliştiren önemli etkinliklerimizden biri olacak. Turnuvaya katılan tüm takımlarımıza, ortaya koydukları mücadele ve spora sağladıkları katkı için teşekkür ediyorum. Amacımız, her yaştan vatandaşımızı spora teşvik etmek ve ilçemizin sosyal yaşamına dinamizm kazandırmak. Karacabey’imiz, sporla daha güzel" ifadelerini kullandı. Öte yandan Karacabey Belediyesi’nin öncülüğünde hayata geçirilen turnuva, hem gençlerin sportif faaliyetlere yönelmesini sağladı, hem de ilçede sosyal dayanışmayı güçlendirdi. Organizasyon, katılımcılardan ve izleyicilerden tam not alırken, önümüzdeki dönemlerde benzer spor etkinliklerinin artarak devam edeceği mesajı verildi.
Bursa Ayşe Kulin’den gençlere hayat dersleri Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Bursa Sanatla Yeşeriyor’ etkinlikleri kapsamında düzenlediği ‘Genç ve Edebiyat’ söyleşisine konuk olan Usta yazar Ayşe Kulin, genç okurlarıyla buluşarak yazarlık serüvenini, edebiyatın dönüştürücü gücünü ve gençlere düşen sorumlulukları anlattı. Bursa Büyükşehir Belediyesi, ‘Bursa Sanatla Yeşeriyor’ teması etrafında birleşen ve her yaştan katılımcıyı bir araya getiren sanat buluşmalarına devam ediyor. Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından ‘Genç ve Edebiyat’ başlığıyla düzenlenen programın konuğu, Türk edebiyatının usta yazarlarından Ayşe Kulin oldu. Kütüphaneler Şube Müdürü Özge Sivrioğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide, Nilgün Türksever Görgü tarafından ünlü yazarın son kitabı ‘Aylardan Kasım Günlerden Perşembe’den satırlar okundu. Genç okurların yoğun ilgi gösterdiği buluşmada, Atatürk’ün yaşamını kendi ağzından kurguladığı yeni kitabına ilişkin merak edilenleri yanıtlayan Kulin, yazarlık serüveni, edebiyatın birey ve toplum üzerindeki dönüştürücü etkisi, gençler ve edebiyat arasındaki ilişki gibi konularda görüşlerini paylaştı. Konuşmasında eğitimin önemine vurgu yapan Kulin, "Çağdaş eğitime önem verip yeni fikirlere açık olmalısınız. Cumhuriyetimiz, kendinizi eğitimli ve bilinçli bireyler olarak yetiştirmenizle varlığını sürdürecek. Medeni ve çağdaş bir ülke olmaktan geri dönmemeliyiz" dedi. Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Şafak Baba Pala, sanatın birçok alanında çalışmalar yürüttüklerini dile getirerek insan hayatına anlam katan edebiyata ayrıca önem verdiklerini dile getirdi. Söyleşinin ardından Şafak Baba Pala tarafından Ayşe Kulin ve diğer katılımcılara hediye verildi.
Kocaeli Ziraat Türkiye Kupası: Kocaelispor: 2 - Erzurumspor FK: 0 (İlk yarı) Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk maçında Kocaelispor, 1. Lig ekibi Erzurumspor FK’yı konuk ediyor. Maçın ilk yarısı Kocaelispor’un 2-0’lık üstünlüğüyle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 7. dakikada stoper Syrota’nın kendi yarı alanından gönderdiği uzun pasta, defansın arkasına sarkan Rivas kale sahasının sağ çaprazında topu kontrol etti ve kaleci Erkan ile karşı karşıya kaldı. Rivas’ın yakın mesafeden sert şutunda kaleci Erkan ayaklarıyla topun kaleye gitmesine engel oldu. 10. dakikada Sylla’nın pasında ceza yayı gerisinde topla buluşan Benhur rakibini geçti ve kaleciyle karşı karşıya pozisyonda şutunu çekti. Kaleci Gökhan sol ayağıyla topa müdahale ederek topu kornere çeldi. 18. dakikada rakiplerin arasından sıyrılarak sağdan ceza sahasına giren Rivas topu arka direğe gönderdi. Kale sahası içinde Churlinov uçarak kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi. 1-0. 45. dakikada kaleci Erkan’ın oyunu başlatırken kısa düşen pasında araya giren Samet topu kaptı ve ceza sahası içine hareketlenen Petkovic’e pasladı. Petkovic, bekletmeden kale sahası önünde Churlinov’a pasını aktardı. Churlinov kaleci Erkan ve savunmanın arasından topu ağlara gönderdi. 2-0. Stat: Kocaeli Hakemler: Turgut Doman, Sabri Öğe, Selim Şenöz Kocaelispor: Gökhan Değirmenci, Anfeerne Dijksteel, Botond Balogh, Oleksandr Syrota, Muharrem Cinan, Samet Yalçın, Habip Keita, Darko Churlinov, Joseph Boende, Rigoberto Rivas, Bruno Petkovic Yedekler: Serhat Öztaşdelen, Hrvoje Smolcic, Daniel Agyei, Karol Linetty, Ahmet Sağat, Furkan Gedik, Ahmet Oğuz, Mustafa Ege Bilim, Tayfur Bingöl, Esat Yusuf Narin Teknik Direktör: Selçuk İnan Erzurumspor: Erkan Anapa, Ali Ülgen, Yakup Kırtay, Amar Gerxhaliu, Yiğit Baran Karaoğlan, Ömer Arda Kara, Benhur Keser, Sefa Akgün, Emre Erdem, Salih Sarıkaya, Cheickne Sylla Yedekler: Kağan Moradaoğlu, Brandon Baiye, Eren Tozlu, Guram Giorbelidze, Mustafa Yumlu, Giovanni Crociata, Mehmet Emin Billor, Orhan Ovacıklı, Martin Rodriguez Torrejon, Mustafa Fettahoğlu Teknik Direktör: Serkan Özbalta Goller: Darko Churlinov (dk. 18, dk. 45) (Kocaelispor)
Denizli Komşusunu darp eden sivil memur hakkında soruşturma açıldı Denizli’nin Sarayköy ilçesinde, gürültü nedeniyle yaşanan komşu tartışması şiddetle sonuçlandı. Kendisini uyaran komşu kadını darp eden sivil memur hakkında idari soruşturma açıldı. Olay, Denizli’nin Sarayköy ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere, Sarayköy’de görev yapan E.A. isimli şahsın, akşam saatlerinde evinde matkapla yaptığı çalışmalarından üst kat komşusu Hatice Eyvaz ve Mustafa Eyvaz rahatsız oldu. Gürültüden rahatsız olan Mustafa Eyvaz komşusu E.A.’ya uyarıda bulundu. Komşusunun uyarısına sinirlenen E.A. eline cop alarak üst kata çıktı ve komşu Mustafa Eyvaz’ı saldırdı. Saldırı sırasında eşinin zarar görmesini engellemek isteyen Hatice Eyvaz isimli kadın, E.A.’nın önüne geçti. Bunun üzerine E.A.’nın, Hatice Eyvaz’ı yumruk ve copla saldırdığı, kadının burnundan ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığı belirtildi. Kavgayı gören diğer komşuların ihbarı üzerine olay yerine jandarma ekipleri sevk edildi. Ekipler olayla ilgili inceleme başlatırken, yaralı kadın sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Hatice Eyvaz’ı darp eden E.A. polis ekipleri tarafından olay yerinde gözaltına alındı. Karakoldaki ifadesinin ardından adli makama sevk edilen E.A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, E.A.’nın gündüz saatlerinde de bahçede oynayan çocuklara "gürültü yapıyorlar" gerekçesiyle bağırdığı ve saldırmak istediği iddia edildi. Olayla ilgili Denizli yerel basınında çıkan haberlere yanıt veren Denizli İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, yaptığı araştırma sonucunda saldırganın Sarayköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli sivil memur olduğunu açıkladı. Sağdıç, olayla ilgili hem adli hem de idari soruşturma başlatıldığını belirterek, "Kadına şiddete asla izin verilmeyecektir. Kadına şiddet uygulayan kim olursa olsun, bu şehirde gereken yapılır. Olayın takipçisiyiz" ifadelerini kullandı. 20 Aralık Cumartesi günü saat 22.30’larında alt kat komşusundan gelen gürültüler sebebiyle rahatsız olduğunu ve komşusunu uyarmak için sadece yere vurduğunu söyleyen Hatice Eyvaz konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Komşumdan gelen matkap sesi, çekiç sesi gürültüsünden rahatsız olduğum için uyarma amaçlı yere birkaç defa vurdum. Vurmam sonucunda alt kat komşum bağırarak merdivenlerden çıkarak kapıma kadar geldi. Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz, nasıl sen beni uyarırsın diye bağırarak kapımızı yumruklamaya başladı. Bu esnada eşim kapıyı açtı. Eşim komşu rahatsız olduk sabah yaparsınız in şimdi aşağıya olur böyle şeyler diye temkinlerde bulunurken bu arada eşi ve kızı geldi. Kızının elinde cop vardı. Eşim bir taraftan babası tarafından iteklenirken, kızı bir taraftan hakaret ve tehdit ederek eşime cop salladı. Bu esnada bu şahıs eşimi yumrukla darp etmeye başladı. Ben eşimi koruma amaçlı araya girdim ve adamı itekledim. Bu sefer eşimden alamadığı hırsını bana yöneltti ve bana yumrukla vurmaya başladı. Kızı da cop sallayarak ’Sizi öldüreceğim’ diye tehdit etti. Bu esnada ben burnuma ve yüzüme aldığım darbelerden sonra yere yığıldım. Yere yığılınca burnumdan kanlar akmaya başladı. Her yer kan olmuştu. Ben bu korkuyla çığlık atmaya başladım. Bağırmaya başladım, yardım istedim. ’Ambulans çağırın, polis çağırın’ diye bağırıyordum. Ben bağırınca onlar müdahale etmeden, hiçbir tepki göstermeden aşağıya kaçtılar. Bunun sonucunda 10 dakika sonra falan polis ekipleri ve ambulans ekipleri geldi. Ambulans ekipleri beni orada önce müdahale ettiler. Sonra alıp hastaneye götürdüler beni. Tansiyonum 22’ye çıkmış. Burnumda çatlaklık oluşmuş. Daha sonra ben oradan darp raporumu ve uzaklaştırma kararımı aldım. Polise ifademi verdim. Şahıs gözaltına alınıp polisler tarafından götürürken benim yakınlarıma tehditler savurarak onlara da saldırmaya kalkmış. Hatta benim yakınım sen ne yapıyorsun? Kadına mı gücün yetiyor senin diye bağırınca polisleri bırakın onun da haddini bildireyim diye polislerden kurtulmaya çalışmış. Daha sonra bir gün gözaltında tutulup ertesi gün salıverildi. Şartlı tahliye edilmiş. Peki benim can güvenliğim nerede şimdi? Bu ülkede illaki öldürülmek mi gerekiyor? Kadına şiddet en büyük olay. Ben davamın sonuna kadar arkasındayım. Eğer bu şahsın psikolojik sorunları varsa görevinden menedilsin" şeklinde konuştu.