SAĞLIK - 02 Mayıs 2022 Pazartesi 12:41

Uzmanlar uyarıyor: Bayramda öğünlere azar azar başlayın

A
A
A
Uzmanlar uyarıyor: Bayramda öğünlere azar azar başlayın

Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli olan İç Hastalıkları Uzmanı Dr.

Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli olan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa İlğan, bayramın Ramazan ayı ile normal beslenme arasındaki geçiş dönemi olması gerektiğini söyledi.


Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli olan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa İlğan, Ramazan ayındaki beslenme düzeni ile normal beslenme düzeni arasında bulunan bayramın bir geçiş dönemi olmasını ve öğünlere küçük küçük başlanılması gerektiğini bildirdi. Oruç döneminde öğünün ikiye indiğini dile getiren İlğan, "Bizler dengeli beslenmeyi özellikle 3 öğün, kahvaltıyı düzgün bir şekilde yapmayı ve uzun süre açlıktan sonra aşırı yemek yemeyi zevk olacak şekilde ve uzun açlıkları önermiyoruz. Bu yüzden önerdiğimiz şey özellikle tansiyon hastalarının tuzdan uzak durmaları gerekir. Bayramla beraber hem tatlı ürünleri, hem de tuzlu ürünlerimiz masaya çok geliyor ve ekmek dahil olmak üzere yemeklerde aşırı bir şekilde ramazandan çıkınca tüketmeye başlıyoruz. Tuzlu yemeklerin ardından yağlı ve baharatlı yemekler de yenilince karşımıza hasta hipertansiyon ile geliyor. Çünkü ramazanda bir süre gündüz aç kalmayı görmüştü, alışmıştı ama bir yandan tuzlu ile ağır yemeklerle başlayınca da tansiyonumuz hızlıca yükselmeye başlıyor. O yüzden biz Ramazan çıkışında hastalarımıza ara ara vücudu dinlendirdiğimiz bu orucu normal hayatta da öneriyoruz" dedi.


Dr. İlğan, insan vücudunun az beslenmeye kendini 20-25 gün içinde alıştırdığı zaman birçok karbonhidrat dahil olmak üzere çoğu şeyi aramaz hale geldiğini söyledi. İlğan, "Şekerli ürünler konusunda da şeker hastalarımız çok rahat eder. Yani kısacası şunu öneriyoruz. Özellikle karbonhidrat ekmek bizim toplumumuzda karbonhidratın en büyük kaynağı. Pilav ya da hamurlu ürünler, yemek sonrası tatlı tüketimi çok büyük bir adet. Bu tip ürünleri mümkün mertebe azaltmak ve minimalize etmek lazım. Bunu yapar isek hem şekerimiz daha dengeli olur hem de tansiyonumuz daha iyiye gider. Tabi sağlıklı insanlar ile ilgili şunu söyleyeyim ramazanda birçok insan aç kalmayı öğreniyor. Yani vücudu dinlendirmeyi, mideyi bağırsağı dinlendirmeyi ve şekerli ürünlerden uzak durmayı öğrenip kendini terbiye etmiş oluyor. Sağlıklı insanlara önerimiz şu. Bizim hiçbir zaman önermediğimiz şey hem yemek yiyip arkasından çok şiddetli bir kaloriye sebep olacak tatlı ürünleri yemeyin. Toplumumuzdaki en büyük sıkıntılardan biri bu. Özellikle bu tatlı tüketimini azaltmamız lazım. Bununla beraber meyve tüketimi bölgemizde çok büyük bir alışkanlık yemek sonrası meyve tabağını önümüze koyup akşam yatmadan önce tüketiyoruz. Bu da bizi karaciğer yağlanması dahil olmak üzere tüm metabolizmamızın şeker hastalıkları dahil dengesizliğe sebep olabilir. O yüzden bizler diyoruz ki meyveleri genelde ara öğün olarak gün içerisinde iki öğünün arasındaki sürenin uzun olduğu zamanlarda mesela öğlen ile akşam yemeği arasında tüketin. Yemek sonrası tatlı ve meyve tüketimi bizim için en büyük sorunlardan biri. Bu konuda insanların hem şeker hastası hem tansiyon hastası olanlar, hem de sağlıklı insanlar ileride şeker ve tansiyon olmasınlar diye dikkat etmeleri gerekmektedir" diye konuştu.


Bayram beslenmesinin geçiş dönemi olması gerektiğini belirten Dr. İlğan, "Çünkü midemiz uzun bir sure boş kaldı ve biz aşırı yemek yiyemeden gündüzü geçirmeyi öğrendik. Şimdi hemen bayramın ilk gününde ağır bir yemek ile açılış yapar isek hemen hızlı bir karbonhidrat yükü, hızlı bir yağ yükü, hem gastro sistem dediğimiz reflü şikayetleri, gastrit şikayetleri, ağza tat gelme gibi birçok hazımsızlık gibi sorunlara yol açacak. Hem de hızlı şeker yükselmeleri bizim istemediğimiz şeyler o yüzden normal rutinlerimize dönerken öğünlerimizi küçük küçük açmaya başlayalım. Kahvaltıları doğru yapalım ve öğlen ile akşam yemeğini de aksatmadan yapmaya çalışalım. Çünkü bu sefer akşama çok aç girmeye sebep oluyor bu durum. Ve kalorilerimizi yavaş yavaş artırmaya çalışalım en önemlisi bu. Burada geçişi hızlı yapmamak hızlı geçiş yaptığımız dönemde bir anda yemeğe çullandığımız zaman reflü şikayetleri başta olmak üzere birçok hazımsızlık gibi sorunlara sebep olacaktır. Çünkü vücut hazır alışmışken midemizin de aşırı yemek yememeye bağlı biraz hacmi de küçülüyor o yüzdende bizim önerimiz aşırı yemek ile açılışı yapmamak, ramazandan çıkarken de sanki bir geçiş dönemiymiş gibi bunu artık iki üç aya yayarak ufak ufak öğünlerimizi başlatmak daha mantıklı" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trendyolmilla yeni uygulamasını Hadise’li reklam filmiyle tanıttı Trendyolmilla, “Kendini Yansıt” mottosuyla farklı tarz ve beklentilere uygun, erişilebilir fiyatlı koleksiyonlarını kullanıcılarla buluşturduğu yeni uygulamasını, ünlü sanatçı Hadise ile çektiği reklam filmiyle tanıttı. Trendyolmilla, herkesin kendinden bir parça bulduğu ürünlerini kullanıcılarla buluşturduğu yeni uygulamasını ünlü sanatçı Hadise ile tanıttı. Hadise’li reklam filmi, Trendyolmilla’nın “Kendini Yansıt” mottosundan ilham alıyor. Uygulamanın farklı tarzların buluşma noktası olma özelliğinden yola çıkan reklam filminde Trendyolmilla, Trendyol Man, Trendyol Curve, Trendyol Modest ve Edit by Trendyol markalarının karakteristik özelliklerini temsil eden oyuncular yer alıyor. Hadise, uygulama ile herkesi kendi tarzını yansıtmaya çağırıyor. Farklı tarzlar, erişilebilir fiyatlar Uygulama, erişilebilir fiyatlarla kullanıcıları en son moda ürünlerle buluşturuyor. Trendyolmilla uygulaması ile tek tıkla en yeni ürünler, özel konsept koleksiyonlar, en popüler kategoriler kolaylıkla incelenebiliyor. Kampanyalı ürünler, özel fiyatlar ve son fırsatlar ile herkes, tarzını yansıtacak ürünlere avantajlı önerilerle ulaşabiliyor. Uygulama, influencer iş birliklerine yer verdiği uygulama içi videolarla da herkesi farklı kombin fikirleri ile buluşturuyor. Uygulama 1- 15 Mayıs tarihleri arasında platformdan ilk kez alışveriş yapacaklara özel kampanyası ile de belli miktar ve üzeri alışveriş yapan kullanıcılara indirim ve ücretsiz kargo imkânı sunuyor. ’Made in Türkiye’ imzalı son moda ürünler Yerli ürünleri ve üreticileri destekleyerek yurt dışına ulaştıran, kadın girişimciliğini ve istihdamını güçlendirmeye katkı sağlayan Trendyol, bu anlayışını yeni uygulamaya da taşıyor. Trendyolmilla uygulaması Google Play ve Apple Store uygulama mağazalarından mobil cihazlara indirilebiliyor. Platforma ayrıca trendyol-milla.com/ adresinden de ulaşılabiliyor.
Adana Çöl tozlarıyla alerjik rinit ve astım şikayetleri arttı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, baharın gelmesiyle birlikte alerjik vakalarda artış olduğunu belirterek, "Özellikle çöl tozlarının gelmesiyle beraber alerjik rinit, astım, rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Çöl tozlarına karşı kapı ve pencereleri kapalı tutmak gerekir, sık duş almanın da faydası olur" dedi. Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, havaların ısınması ve ilkbaharın gelmesiyle çiçeklerin açıp polenlerin arttığını hatırlatarak, "Şimdi çöl tozları da gelmeye başladı. Dolayısıyla alerjik rinit, astım, alerjik rinitten sonra görünen rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Bugünlerde de özellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı ve sık sık hapşırmayla bize başvuruyor hastalar. Eğer bu dönemi atlatmaya çalıştılar ve atlatamadılarsa rinosinüzite, sinüzite dönüşüyor veya astım ataklarıyla birlikte geliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Tuncer, küçük çocuklarda ise kulakta sıvı toplanması yani "seröz otit" denilen klinik durumu bu mevsimde daha sık gözlemlediklerini söyledi. "Solunum yolları alerjenlere tepki gösteriyor" Alerjinin aslında genetik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Ülkü Tuncer, "Kişiler doğuşsal olarak alerjik olabilir. Bebeklerde daha çok ciltte oluşan reaksiyonları görüyoruz. Yaş büyüdükçe yerini alerjik rinit ve astıma devrediyor. Alerjik rinit aslında burnun alerjenlere karşı gösterdiği hiperaktivite olarak düşünülmeli. Sadece burun göstermiyor bu hiperaktiviteyi, tüm solunum yolları alt solunum yolları da aynı tepkiye dahil oluyor. Dolayısıyla alerjik riniti olanların yüzde 30 kadarında astım, astımı olanların da neredeyse yüzde 60-70’inde alerjik riniti görüyoruz. Yani ikisi aslında iç içe geçmiş durumda" dedi. "Sürekli alerji durumunda sabah kalkınca hapşırma görülür" Alerjinin mevsimsel mi yoksa yıl boyu mu olduğunu bireylerin gözlemlemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bu şekilde alerjenin tespit edilebileceğini izah etti. Yıl boyu olan alerjide kişilerin sabah kalktığında hapşırma, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, burun akıntısı şikayetlerinin başladığını dile getirdi. Durum böyleyse evdeki alerjenleri, en başta ev tozu, halı tozları, evdeki evcil hayvanlar, küf gibi gibi etkenleri veya gıda alerjisini düşünmek gerektiğine işaret eden Tuncer, "Ama mevsimselse, bazı mevsimlerde artıyorsa daha çok polenleri düşünmek lazım. Polenleri düşünüyorsak evin havalandırılmasına çok özen göstermek lazım. Öğleden önce evi havalandırmamak lazım. Özellikle burada çöl tozunun gelişiyle beraber bu gibi durumlarda pencereleri, kapıları kapalı tutmaya çalışmak lazım. Eve gidince mutlaka duş almanın çok faydası olur. Saçı, vücudu yıkamak, giysileri değiştirmek de etkilidir" diye konuştu. "Kulaktaki sorun işitme kaybına yol açabilir" Bu önlemlerin her zaman yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer ilaçlarla da burnu rahatlatmak gerektiğini, eğer rinosinüzit geliştiyse, bunun tedavi edilmesi gerektiğini anlattı. Rinosinüzitin çocuklarda özellikle kulakta hiç farkına varmayabileceğine dikkat çeken Tuncer, "Alerjik riniti olan çocuklar farkında olmadan kulaklarda da sıvı toplanabilir. İşitme kaybına yol açar. Ağrı yapmaz, ateş yapmaz. Kimse de fark etmez bunu. Çocuk televizyonun sesini çok açar veya öğretmen çocuğunuz az duyuyor diye uyarıda bulunur. Bu konularda dikkatli olmak lazım. Özellikle alerjisi olan çocuklarda muayeneyi belli aralıklarla yaptırmak gerekli" dedi.