YEREL HABERLER - 11 Nisan 2012 Çarşamba 17:09

11. MERSİN ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ 30 NİSAN`DA BAŞLIYOR

A
A
A
11. MERSİN ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ 30 NİSAN`DA BAŞLIYOR

11. Mersin Uluslararası Müzik Festivali, 30 Nisan 2012`de başlıyor. Festivalde bu yılda dünyaca ünlü sanatçılar yer alırken, ücretsiz etkinlikler içinde yerel ezgilere ve sanatçılara da yer verildi.
11. Mersin Uluslararası Müzik Festivali`nin tanıtımı amacıyla HiltonSA Oteli`nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın, Akdeniz, Yenişehir ve Mezitli belediye başkanları, Festival Yürütme Kiurulu Başkanı Faik Burakgazi ile festivale katkı sunun kurumların temsilcileri katıldı.
Mersin Üniversitesi Konservatuvarı`nın mini müzik dinletisi ile başlayan toplantıda Festival Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı, bu yılki programda yer alacak sanatçılar ve etkinliklerle ilgili bilgi verdi. 11. Mersin Uluslararası Müzik Festivali`nin, 30 Nisan-18 Mayıs tarihleri arasında sanatseverleri 11 ayrı mekanda birbirinden muhteşem 22 etkinlikte buluşturacağına ve sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatacağına vurgu yapan Buharalı, Fado`nun prensesi Cristina Branco`dan Polonyalı caz üstadı Artur Dutkiewicz`e, klasik müziği özgün espri anlayışlarıyla harmanlayan MozART komedi dörtlüsünden operanın divası Michele Crider`e kadar bin 370 yerli ve yabancı sanatçının sahne alacağını söyledi. Buharalı, festivalin açılış konserini Şef Alpaslan Ertüngelap yönetimindeki Artemisia Oda Orkestrası`nın vereceğini bildirdi.
Mersin Valisi Güzeloğlu, basın toplantısında yaptığı konuşmada, festivalin her geçen yıl daha yetkinleşen, kapsamı ve katılımı daha derinleşen ve sanatın müzik alanındaki her rengine yer veren bir festival yolundaki bu yürüyüşünü takdirle karşıladığını söyledi. ``Bu yıl da çok zengin, içeriğiyle anlamlı, tematik konularıyla hem ulusal hem de evrensele yaklaşan bir program izleyeceğiz`` diyen Güzeloğlu, bu program çerçevesinde Mersin`in sadece yükselen müzik sesini değil, uluslararası zenginlikleri ve turizm adına değerlerindeki birçok yönünün de hem ülke hem de dünya kamuoyuna bu festival aracılığıyla aktarılacağını kaydetti. Festivalin, hem katılan hem izleyen hem de dinleyenler için çok güzel bir müzik şöleni olacağına inandığını belirten Güzeloğlu, ``Uluslararası konumda bir festivali Anadolu`da bir kentte 11. yılda sürdürmek ve her yıl daha güçlü bir şekilde organizasyon yapısını daha ileriye götürmek çok kolay bir iş olmasa gerek. Festival, Türkiye`de artık öne çıkan bir festivaldir. Mersin bu festivale ev sahipliği yapmanın haklı gururu yanında, bu festivali isteyen, bekleyen ve geniş bir kitleyi barındırabilen nadir ve özel kentlerden biridir`` dedi.
Sanatın, hayatı anlamlandıran ve zenginleştiren temel değerlerin başında geldiğini, müzğin ise bir mesaj olduğunu vurgulayan Güzeloğlu, ``Müzik mutluluktan sevgiye, üzüntüden hasrete birçok şeyi insana sunan ve evrensel olan alandır. Müzik ayrı bir dünya, herkesi bir potada buluşturan, başka bir evrene ulaştırabilen duygu bütünlüğünün adıdır. Festivalde yer alacak sanatçılar bu evrensel dilin taşıyıcısı olarak da alkışlanası ve takdir edilesi sanatçılardır`` diye konuştu.
``YENİ KÜLTÜR MERKEZLERİ VE KONSER SALONLARI YAPMAK ZORUNLULUОUMUZDUR``
Festivalin bu yılki programında yerele dönük öğelerin öne çıkmasından da ayrıca mutluluk duyduğunu ifade eden Güzeloğlu, festivali hazırlayanlara teşekkür ederek, ödül alan sanatçıları da kutladı. Mersin`in bir dünya kenti ve bunu hak eden bir kent kimliğine ulaşmasını hedeflediklerini dile getiren Güzeloğlu, bu çerçevede sanatın daha geniş kitlelere yayılması için yeni salonlar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Mersin`de artık bugün sanat ve kültür adına gecikmiş ama haklı bir talebin kendilerini zorladığını vurgulayan Güzeloğlu, şunları söyledi: ``Bu zorunluluk, sanatı daha geniş, daha büyük ve daha çok alanlarda sunabilecek ortamlar, altyapılar, binalar ve salonlar yapmaktır. Bu bağlamda, sanatın ve müziğin sergileneceği, Mersin sınırları içerisinde sanata herkesin erişebileceği bir yapısal iyileşme ve yeni yapılar üretme bugün bizim temel zorunluluğumuzdur. Kentte var olanların dışında daha fazlasına ihtiyacımız var. Bu yıldan itibaren Mersin`de her köşede, her mahallede, her ilçede insanların en yakın noktada sanatla buluşacağı sanat evleri, konser salonları ve sergi salonları önceliğimiz olmalıdır. Bunların yanı sıra bir arkeoloji müzesi, bir kent müzesi ve tematik müzeler artık gündemimizdedir. Kültür merkezleri, Mersin`in geleceğe dönük yürüyüşünün en önemli sorumluluğu ve zorunluluğudur. Bu açıdan Tarihe Gülümseyen Mersin Projesi çok güçlü bir adımdır. Festivale emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.``
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Özcan ise festivalin 2002 yılında nasıl doğduğunu anlattı. Festivalin genişleyerek ve gelişerek bugünlere geldiğini ifade eden Özcan, Mersin`in iyi tanıtılamamasından yakındı. ``Biz Mersin`i Türkiye`ye ve dünyaya iyi tanıtamıyoruz. Bu bizim eksikliğimiz. Her yıl İstanbul`dan gazetecileri çağırıyoruz ama etkinliklerimiz 2-3 satırı geçmiyor`` diyen Özcan, basın mensuplarından festivali iyi tanıtmalarını istedi. Kültür sanata İstanbul`dan sonra en fazla destek veren kentin Mersin olduğunu savunan Özcan, Mersin`in bir kültür sanat şehri olduğunu vurguladı. Yılda 3-4 festival yaparak kente hareketlilik getirdiklerine işaret eden Özcan, festivalde emeği geçenlere teşekkür etti.
11. Mersin Uluslararası Müzik Festivali Yürütme Kurulu Başkanı Burakgazi de Mersin`in sahip olduğu özellikleri ve uluslararası organizasyonları ile daha da uluslararasılaştığını, bilinirliği ve tanınırlığının her geçen gün arttığını belirtti. Mersin`in bir felsefe olduğuna vurgu yapan Burakgazi, Mersinlilerin bu felsefeyi dünyayla buluşturmak istediklerini, Mersin Uluslararası Müzik Festivali`nin de bu buluşma noktalarından biri olduğunu kaydetti. Festivalde bu yıl ikincisini gerçekleştirecekleri ``˜Mersin Türkülerini Opera Formunda Arıyor` beste yarışması ile bestecileri yeni eserler konusunda teşvik ettiklerini aktaran Burakgazi, festival kapsamında üç dalda verilen ödülleri de açıkladı. Burakgazi, Festival Kent Ödülü`nün işadamı Eyyüp Aygar`a, Festival Sanat Ödülü`nün opera sanatçısı Nuran Çapanoğlu`na, Nevit Kodallı Genç Yetenek Ödülü`nün ise keman sanatçısı Nurperi Yücesoy`a verilmesinin uygun görüldüğünü bildirdi.
Konuşmaların ardından festivale katkı sunan ve sponsor olanlara Vali Güzeloğlu, Macit Özcan ve Faik Burakgazi tarafından teşekkür belgeleri verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya NEÜ’de Dünya Hemşirelik Haftası törenle kutlandı Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Hemşirelik Fakültesi tarafından ‘Dünya Hemşirelik Haftası’, başarıların ödüllendirildiği bir törenle kutlandı. NEÜ Tıp Fakültesi Asım Duman Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlik Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emel Ege’nin konuşmasıyla başladı. Hemşirelik mesleğinde karşılaşılan zorluklar ve geliştirilmesi gereken noktalara değinen Dekan Ege, hemşirelik eğitiminin öneminden bahsederek, hemşirelik eğitiminin kalitesi için; fiziki altyapının yeterli olması, iyi donanımlı beceri laboratuvarları, yeterli sayı ve kalitede öğretim elemanı, klinik uygulama için yeterli standart bir eğitim şeklinin mühim olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Ege akreditasyon sürecinde fakültede tüm bu ortamların oluşturulması için ciddi çabalar verildiğini, birçok iyileştirme yaptıklarını ve çalışmaların artarak devam edeceğini belirtti. NEÜ Hemşirelik Fakültesinin, 2018 yılında kurulan genç bir fakülte olmasına rağmen kısa sürede çok yol alındığını vurgulayan Dekan Prof. Dr. Emel Ege, bu süreci destekleyen NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu’ya ve rektörlük çalışanlarına, fakülte öğretim elemanlarına, idari personele ve öğrencilere teşekkürlerini iletti. Konuşmanın ardından akademik unvan alan öğretim üyelerine binişleri giydirildi. 2023 yılı hemşirelik bölümü akademik teşvik ödülleri, akademik performans ödülleri, öğretim üyeleri TÜBİTAK proje ödülleri, öğrenci ödüllerinin verilmesi, mezun mentor öğrencilere teşekkür belgelerinin takdimi ve devir teslim ile program sona erdi.
İstanbul Taksim’de torbacı çilingire ve restoranına operasyon: 3 milyon liralık marihuana bulundu Taksim’de bir restoranda denetim yapan Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri, ocakbaşının deliğinde ve devamında Taksim’deki bir çilingir dükkanında piyasa değeri 3 milyon lira olan 3 kilo 110 gram marihuana ele geçirdi. Gözaltına alınan çilingir tutuklanırken, restoran işletmecisi ise adli kontrolle serbest kaldı. Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri, geçtiğimiz hafta Cumartesi günü saat 23.00 sıralarında rutin denetim amaçlı Gümüşsuyu’nda bulunan bir restorana girdi. Polis buradaki işletme yetkilisi Polat Y. (53) ve çilingir arkadaşı İlker S.‘ye (49) denetim yapılacağı bilgisini verdiği esnada Polat Y. tedirgin hareketler sergilemeye başladı. Bu durumdan şüphelenen polis, Polat Y.’nin üst aramasını yaptığında şeffaf poşete sarılı 13 gram marihuana ele geçirdi. Polis ekipleri restoranda arama yapmaya başladı. Mutfak kısmına geçen Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri, buzdolabının üstünde 4 parça halinde poşetler üzerinde toplamda 2 bin 200 kilogram marihuana ele geçirdi. Ocakbaşındaki baca deliğinde uyuşturucu Devam eden aramalarda ocakbaşındaki baca deliğinde ise 22 parça halinde satışa hazır 39 gram marihuana daha bulundu. Ayrıca narkotik madde ticaretinde kullanılan hassas terazi de ele geçirildi. Bunun üzerine şahısların üstlerini detaylı arayan polis uyuşturucu ticaretinden elde edildiği değerlendirilen toplam 150 bin lira değerinde döviz ve 1 külçe altına el koydu. Piyasa değeri 3 milyon lira Operasyonu genişleten ekipler Polat Y.’nin çilingir arkadaşı İlker S.’nin Taksim’deki dükkanına baskın düzenlendi. İçeride yapılan aramalarda 301 adet sarı renkli, 39 adet gri renkli ve 23 adet beyaz renkli parça halinde satışa hazır toplamda 860 gram marihuana ele geçirildi. Aramaların ardından restoran işletmecisi Polat Y. ve çilingirci İlker S. gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Ele geçirilenlerin piyasa değerinin 3 milyon lira olduğu bilgisine ulaşıldı. Ayrıca uyuşturucuların bulunduğu restoranda zabıta ekipleri tarafından mühürlendi. Torbacı çilingir tutuklandı Hastanede sağlık kontrolünden geçirilen Polat Y.’nin emniyette 12 adet, çilingir İlker S.’nin ise 6 adet suç kaydı olduğu ortaya çıktı. İfadeleri alınan şahıslardan işletmeci Polat Y., kafeteryayı çilingir arkadaşı İlker S.’ye devrettiğini, devir işlemlerinin daha bitmediğini, işyerinin halen ona ait olduğunu söylediği öğrenildi. Emniyette işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen şahıslardan çilingir İlker S. çıkartıldığı mahkemece “uyuşturucu madde imal ve ticaretini yapmak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilirken, işletmeci Polat Y. ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bursa Fahri müfettişlerden yediği cezaya tepki: ’Neye göre yazıyorlar’ Bursa’da bir motokurye arka arkaya gelen trafik cezalarına tepki gösterdi. Fahri müfettişlerin 15 gün aralıkla yazdığı kurye, “Neye göre, kime göre yazdıkları belli değil” dedi. Merkez Osmangazi ilçesinde bir yemek firmasında motokurye olarak çalışan 26 yaşındaki Barış İbrahim, 15 gün ara ile fahri müfettişler tarafından ceza yedi. Kendisine gelen makbuzlarda birinde kask diğerinde ise ters şerit ihlali yaptığı iddia edilen İbrahim, 7 bin lira faturayı görünce duruma isyan etti. Kendisinin kural ihlali yapmadığını savunan 26 yaşındaki motokurye, “Benim gibi birçok arkadaşım bu durumdan bunalmış durumda. Bu cezayı yazan kişilerin ispatı var mı? Kazandığımız ücret ortada, onu da fahri müfettişlerin yazdığı cezalara ödüyoruz” diye konuştu. Yediği cezalara itiraz edeceğini belirten genç, “Motokurye olarak bir işletmede çalışıyorum. 15 gün arayla iki ayrı ceza yediğimi gördüm. Cezaların biri kask takmadığım için, diğeri de ters şeritte gittiğim için yazılmış. Fakat bunları yazan fahri müfettişin elinde bir kanıt var mı? Bu cezaları neye göre yazdıklarını bilmek istiyoruz. Benim gibi birçok arkadaş bu cezaları yiyor. Zaten kazandığımız ortada, artık kazandığımızı da fahri müfettişlerin yazdıkları cezaya veriyoruz. Ben şimdi yediğim cezalara itiraz edeceğim. Yetkililerden isteğim artık bu durumu el atsınlar. İstedikleri gibi ceza yazılmasına karşıyız” diye konuştu.
Samsun Atatürk’ü temsil eden bayrak karaya çıktı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Atatürk’ün Samsun’a ayak basışını temsil eden Türk bayrağı, askerler tarafından karaya çıkarıldı. Kutlamalar, saat 07.45’te Atatürk Anıtı’nda başladı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün anıta çelenk sunumuyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Anıttaki törenin ardından Tütün İskelesi’ndeki tören alanına geçildi. Atatürk’ün Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmak üzere Samsun’a ilk adımını attığı yer olan Tütün İskelesi’nde Atatürk’ün karaya çıkışını temsil eden Türk bayrağı, askerler tarafından karaya çıkarıldı. Burada 2 denizci ve 2 karacı asker ile birlikte 1 denizci subay, 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk ve silah arkadaşlarının karaya çıkışını canlandırdı. Askerlerin ellerinde karaya çıkarılan Türk bayrağı, Samsun Valisi Orhan Tavlı nezaretinde 5 izciye teslim edildi. “Milli Mücadele’nin ilk adımını Samsun’umuzda atmıştır” Törende konuşma yapan Samsun Valisi Orhan Tavlı, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı coşkuyla kutlamanın onur, gurur ve heyecanını bugün hep birlikte bir kez daha yaşıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Aziz Türk Milletinin talihini değiştiren Bandırma Vapuru’yla 16 Mayıs 1919 Cuma günü İstanbul’dan yola çıktıktan sonra 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabah saatlerinde karaya çıkarak Milli Mücadele’nin ilk adımını Samsun’umuzda atmıştır. O gün Samsun’umuzda yakılan meşaleyle adeta küllerinden doğan; birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla Kurtuluş Savaşı’ndan zaferle çıkan Aziz Türk Milleti, Cumhuriyet’imizin ilanıyla tarih sahnesinde yeniden dirilmiştir. Tam 105 yıl sonra bugün, o tarihi anın milli ve manevi atmosferini yüreğimizde hissediyor, şanlı Türk Bayrağı’mızı coşku ve gururla temsili olarak aynı noktadan karaya çıkartarak, istikbalimizin, Cumhuriyet’imizin ve Türkiye Yüzyılı’nın en büyük teminatı Türk gençliğine teslim ediyoruz. Bağımsızlığımızın timsali ay yıldızlı bayrağımız kutsal vatan topraklarımız üzerinde sonsuza dek gururla dalgalanmaya ve Aziz Türk Milletinin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle taçlandıran tüm kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum. Bağımsızlığımız uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi minnetle anıyorum. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun” dedi. Atatürk’ün Samsun’a ayak basışını temsil eden Türk bayrağının arkasında toplanan protokol üyeleri, askeri erkan ve vatandaşlar, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın ana programı kutlamalarının yapılacağı İlkadım Atletizm Sahası’na kadar yürüdüler.
Bursa Deprem tedbirleri gereğince tahliye edilen okula bir yıldır çivi dahi çakılmadı Bursa’da risk taşıdığı belirlenen 15 Temmuz İlkokulu deprem tedbirleri gereğince 6 Mart 2023 günü tahliye edildi. Okulda bulunan yaklaşık 960 öğrenci çevredeki farklı okullara gönderildi. Yapılacak güçlendirme çalışmalarıyla 2024 eğitim ve öğretim yılına yetiştirileceği söylenen okulda aradan 1 yıl geçmesine rağmen çivi dahi çakılmadı. Okulda bir an önce güçlendirme çalışmalarına başlanmasını isteyen veliler ellerinde pankartlarla eylem yaptı. Bursa’da Nilüfer ilçesi Beşevler Mahallesi’nde bulunan 15 Temmuz İlkokulu, risk taşıdığı gerekçesiyle 6 Mart 2023’de tahliye edildi. Yaklaşık 960 öğrenci, Öğretmen Mehmet Aras İlkokulu ve Ali Karasu İlkokulu’na nakledildi. Öğrencilerin nakledilmesiyle birlikte kapasiteyi aşan diğer okullarda sabahın erken saatlerinde ders başı yapılırken; öğle arasında 50 dakikalık teneffüs 10 dakikaya indirildi. Ayrıca evleri nakil edildikleri okula uzak olan öğrencilerin velileri servis desteği verilmemesi sebebiyle ekonomik olarak zorluk yaşadı. 2024 eğitim ve öğretim yılına yetiştirilmesi planlanan 15 Temmuz İlkokulu’nda ise aradan geçen bir yılın ardından çivi dahi çakılmadı. Okulun güçlendirilme çalışmalarına bir an önce başlamasını isteyen veliler, yaşanılan mağduriyetin bir yıl daha uzamamasını istedi. Ellerinde pankartlarla eylem yapan veliler; okulun 2024 yılı eğitim ve öğretim yılına yetişmesi için yetkililere seslendi. “4 bin öğrenci ve aile maddi manevi zor durumda bırakıldı” Öğrencilerin nakil edildiği okullardaki öğrenci ve velilerin de mağduriyet yaşadığını belirten 15 Temmuz İlkokulu velilerinden Zehra Ayhan “15 Temmuz İlkokulu 6 Mart 2023 günü, deprem tedbirleri çerçevesinde tahliye edilmiştir. Bu süreçte anasınıfı öğrencilerimiz paravanlarla bölünmüş alanlarda, ilkokul öğrencilerimizde uzak mesafede bulunan iki farklı okula nakledilmiştir. Öğrencilerimiz ve aileleri maddi manevi zorluklar içerisinde 2023 yılı eğitimini tamamlamıştır. 2024 yılı eğitim yılına yetiştirileceği söylenen güçlendirme ve tadilat çalışmaları başlamamıştır. 4 bin öğrenci ve aile maddi manevi zor durumda bırakılmıştır. Nakil gittiğimiz okulların da düzeninin bozulmasına, çocukların mağduriyetine sebep olmuştur. Öğretmen Mehmet Aras İlkokulu ve Ali Karasu İlkokulu’nun okul saatleri değişmiş ve öğrenciler çok erken saatlerde okullarında ders başı yapmışlardır. Öğrencilerin hakkı olan teneffüsleri ellerinden alınmıştır. Çalışan veliler öğleden sonra çocukları için ekstra etüt ve benzeri yerlere para ödemek zorunda kalmıştır. 15 Temmuz İlkokulu öğrencileri 1 ve 2’inci sınıfları Mehmet Aras İlkokulu’na, 3 ve 4’üncü sınıf öğrencileri Ali karasu İlkokulu’na geçici süre ile nakledilmişlerdir. Devam eden bu süreçte, öğrencilerin öğle arası iptal edilmiş, sıkıştırılmış eğitim saati uygulamasına geçilmiştir. Velilere herhangi bir servis desteği sağlanmamıştır” şeklinde konuştu. Güçlendirme çalışmaları halen başlamadı Velilerin yaşanan mağduriyete bir yıldır göğüs gerdiğini belirten Ayhan, “Yetkililer 1 buçuk yıldır çekilen bu sıkıntılı süreci bir yıl daha öteleyip bizi beklemeye mahkum etmişlerdir. Karot örnekleri alınan, güçlendirme prosedürleri belirli seviyeye getirilen okulumuzun tadilatı neden başlatılmıyor? Eğitimde fırsat eşitliği hani tüm çocukların hakkıydı? Neden bir yıl daha çocuklarımız mağdur ediliyor? Veliler olarak, yetkililerin verdiği süreci sabırla bekledik, lakin çocuklarımız adına alınan olumlu ve somut karar maalesef ki yoktur. Çocuklarımızın okulunun üzerindeki bu belirsizliğe bir an evvel son verilmesini istiyoruz. Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği çerçevesinde, çocuklarımızı eğitim ve öğretim yuvası olan 15 Temmuz İlkokulu’na kavuşturun. İlgili makamları ve yetkili birimleri, kangrene dönüşen bu mağduriyete çözüm bulmaya davet ediyoruz. Bir yıl daha farklı uzak okullara sürüklenmeyi kabul etmiyoruz. Çocuklarımıza, hakları olan uygun binada eğitim ve öğretim şartlarının sağlayın. 16 aydır çeşitli bürokratik engellerden dolayı çözüme kavuşturulamayan güçlendirme süreci halen başlatılmamıştır. Güçlendirme işlemlerinin bir an önce yapılması ve tekrar aynı binada, okulumuzun açılmasını istiyoruz. Bu nedenle yetkililere sesleniyoruz, tadilat işlemlerinin bir an önce yapılmasını ve çocuklarımızın tekrar, aynı binada edebilmelerini hak ettikleri eğitime devam istiyoruz. Çocuklarımıza ait eğitim yuvası üzerindeki bu belirsizliği en kısa sürede sona erdirin ve 15 Temmuz İlköğretim Okulu’nu 9 Eylülde eğitim ve öğretime açın” ifadelerini kullandı.