YEREL HABERLER - 14 Nisan 2012 Cumartesi 17:43

MESKİ`DEN PAMUKLUK BARAJINA GEZİ

A
A
A
MESKİ`DEN PAMUKLUK BARAJINA GEZİ

Devlet Su İşleri Mersin Şube Müdürü Gazi Kar, yapımı devam eden Pamukluk Barajı tamamlandığında, Mersin`in 40-50 yıl su sorunu yaşamayacağını söyledi.
Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğü organizesiyle Pamukluk Barajı inşaatına gezi düzenlendi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Mersin-Tarsus Projesi kapsamında Mersin`in Tarsus İlçesi`nde bulunan Pamukluk Deresi üzerinde inşası süren Pamukluk Barajı gezisine MESKİ Genel Müdürü Kamil Ülgen, Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal ile çok sayıda basın mensubu katıldı.
Devlet Su İşleri (DSİ) Mersin Şube Müdürü Gazi Kar tarafından karşılanan basın mensuplarına, şantiye binasında baraj haritası üzerinde yapılan ve yapılacak olan çalışmalar hakkında bilgiler verildi. Burada bir açıklama yapan DSİ Şube Müdürü Kar, Mersin Pamukluk Barajı`nın içme suyu, sulama suyu ve enerji olmak üzere 3 amacının olduğunu söyledi. İçme suyunda yılda 128 milyon metreküp su akacağı bilgisini veren Kar, ``Bu suyla 20 bin hektar alanın sulaması yapılabilecek. Mersin ve Tarsus`ta bulunan pompajlar kalkacak. Berdan Barajı ile birlikte Mersin`e 270 milyon metreküp su akmaya başlayacak. 270 milyon metreküp suyun 60 milyonu Tarsus`a, 210 milyonu Mersin`e verilecek. Şu anda Berdan Barajı`ndan 142,5 milyon metreküp su veriyoruz. Mersin-Tarsus projesinin 4 ayağı var. Birinci ayağı baraj, ikinci ayağı isale hattı, üçüncü ayağı sulama suyu şebekesi, dördüncü ayağı arıtmadır. Bu barajın bitmesi ile birlikte Mersin`in 40-50 yıl su sorunu kalmamış olacak`` dedi.
Enerjinin de üretileceği bu barajda yılda 68 milyon kw enerji üretiminin olacağın dile getiren Kar, ``Bu baraja hidroelektrik santral (HES) kurulacak. Barajın yüksekliği 135 metre, gövdesi 6,5 milyon metreküp dolgu olacak. Göl hacmi 282 milyon metreküp hacme sahip olacak. Derivasyon kanalının uzunluğu 604 metre olacak. 4 kapaklı dolum sahamız olacak`` ifadelerini kullandı.
Bu barajı diğer barajlardan ayıran bir diğer özelliğin de barajın ön yüzünün betonla kaplanacak olması olduğunu belirten Kar, su sızmalarının diğer birçok barajda kille kapatıldığını, bu barajda ise ön yüzünün betonla kapatılacağını kaydetti. Yapımına 2010 yılında başlanan barajın 13 Ekim 2013 tarihinde biteceğini de duyuran Kar, ``Barajın maliyeti 110 milyar, ihale bedeli 73 milyar 827 milyon 132 bin TL`dir. Türkiye`nin en ucuz barajı burada yapılmakta olan barajdır. Bu baraj pompajla sulama yapan çiftçiyi de rahatlatacak. 2013 yılında sadece barajı bitireceğiz. Ondan sonra arıtma, ishale hattı gibi uzun bir çalışma dönemi daha olacak`` diye konuştu.
Parasal olarak hiçbir sıkıntılarının olmadığının altını çizen Kar, bu yıl kendilerine bakanlık tarafından 50 milyar lira ayrıldığını, 2011 yılında baraja 43 milyar lira harcandığını ifade etti. İnşaatta günde 500 ton çimentonun kullanıldığını dile getiren Kar, şöyle devam etti: ``Bir beton fabrikası olduğu gibi bu baraja çalışıyor. 2-3 yılda bitecek bu baraj Türkiye`de en hızlı bitecek baraj olacaktır. Bu barajda yılda 282 milyon metreküp su toplanacak. Kaya dolgu olarak Türkiye`nin üçüncü büyük barajı olacaktır. Bu barajımız enerji amaçlı olacaktır. Berdan Barajı ise taşkına karşı kurulmuş bir barajımızdır.``
Artık suyun boşa akmayacağını, bu suyu enerji üretiminde kullanacaklarını da belirten Kar, baraj çıkışına HES kurulacağı bilgisini verdi. Konuşmasında HES`leri savunan Kar, ``Türkiye`nin sorunu enerjidir. Türkiye`nin yüzde 70 enerjisi dışa bağımlıdır. Onun için HES`ler şarttır. Eğer nükleer santralleri istemiyorsanız HES`leri destekleyin. HES`ler temiz su, temiz enerjidir. HES`lerde hiçbir kayıp yok. Akan suyun önüne santral kuruyorsunuz ve hiçbir bedel ödemeden enerji üretiyorsunuz`` dedi.
MESKİ Genel Müdürü Kamil Ülgen de Pamukluk Barajı`nın Mersin için çok önemli bir proje olduğunu vurguladı. Yaptıkları fizibilite çalışmasında, 2020 yılından sonra Berdan Barajı`ndan gelen suyun Mersin`e yetmeyeceği sonucunun çıktığına dikkat çeken Ülgen, Mersin`in yüzde 80 su ihtiyacının Pamukluk Barajı`ndan sağlanacağına işaret ederek, bu yüzden bir an önce barajın arıtma ve ishale hatlarının yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmaların ardından, basın mensuplarına baraj inşaatı gezdirildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.