EKONOMİ - 12 Ocak 2021 Salı 12:30

Lokmanoğlu: "Bütün kriterler açısından limanın yeri Mersin olarak tespit edilmiştir"

A
A
A
Lokmanoğlu: "Bütün kriterler açısından limanın yeri Mersin olarak tespit edilmiştir"

Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, bütün kriterleri karşıladığından dolayı Ana Konteyner Limanının yerinin Mersin olarak tespit edildiğini belirterek, "Ülkemizin en önemli 3 dağıtım merkezinden biri ve Orta Doğu Ülkeleri ile Bağımsız Devletler Topluluğu’nun transit merkezi olan Mersin, yurtiçi ve yurtdışına olan bağlantı kolaylığının sağladığı avantajlarla yalnız Türkiye’nin değil, Doğu Akdeniz’in de en önemli liman kentlerinden biri olarak, söz konusu liman yatırımının yapılacağı en doğru seçenek olarak görülmektedir" dedi.

Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, bütün kriterleri karşıladığından dolayı Ana Konteyner Limanının yerinin Mersin olarak tespit edildiğini belirterek, "Ülkemizin en önemli 3 dağıtım merkezinden biri ve Orta Doğu Ülkeleri ile Bağımsız Devletler Topluluğu’nun transit merkezi olan Mersin, yurtiçi ve yurtdışına olan bağlantı kolaylığının sağladığı avantajlarla yalnız Türkiye’nin değil, Doğu Akdeniz’in de en önemli liman kentlerinden biri olarak, söz konusu liman yatırımının yapılacağı en doğru seçenek olarak görülmektedir" dedi.


Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Ana Konteyner Limanı Projesi ile ilgili açıklama yaptı. Projenin Ulaştırma Bakanlığı’nın büyük liman projelerinden biri olduğunu vurgulayan Lokmanoğlu, "İnşası planlanan liman Ortadoğu ve Orta Asya orijinli yüklerin Akdeniz’e çıkışında önemli bir ana liman görevi üstlenecek ve tamamlandığında yıllık 12 milyon TEU ilave kapasite oluşturacak bir liman olması sebebiyle sektörümüze güç katacak projelerden biri olarak değerlendirilmişti. Mersin denizcilik camiasının ihtiyaç duyduğu bu proje 10. Kalkınma Planı’nda yer almış, projelendirmesi, ön fizibilite çalışmaları, Avrupa Birliği normlarına göre detay fizibilite ve ÇED çalışmaları tamamlanmıştır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay yatırımın Mersin’de kalacağını teyit etse de 11. Kalkınma Planı’nda ve 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda projenin yerinin muğlak bir ifade ile belirtilmesi, Mersin yerine Doğu Akdeniz olarak geçmesi kent kamuoyunda soru işaretleri oluşturmuş, yatırımın başka bölgeye kaydırılabileceği endişesini oluşturmuştur. Ekim ayında TOBB bünyesinde yapılan 365 oda-borsa başkanının katılımı ve Cumhurbaşkanımızın teşrifleri ile gerçekleştirilen Ekonomi Şurası’nda, Maliye Bakanımız Lütfi Elvan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu’nun, konteyner limanının yerinin daha önce de belirlendiği üzere Mersin olduğunu belirtmesi ile bu konudaki belirsizlik giderilmiştir" diye konuştu.



"Bu tür yatırımlar bölgemiz ve ülkemizin ekonomik gelişimine ivme kazandıracaktır"


Beklentilerinin önemli miktarda katma değer oluşturan, Mersin gibi bir kent için ileriye dönük olarak planlanan projelerin kararlılıkla yürütülmesi ve tamamlanması olduğunu vurgulayan Lokmanoğlu, "Türkiye ve Doğu Akdeniz’de ana liman-lojistik üs olma hedefiyle ilerleyen Mersin’e yapılacak bu ve benzeri yatırımlar, bölgemiz ve ülkemizin ekonomik gelişimine ivme kazandıracaktır. Limanlar, ülkelerin dünyaya entegrasyonunu sağlayan, ekonomik gelişmelerine büyük katkı sunan stratejik ve son derece pahalı yatırımlardır. Bu nedenle planlamanın doğru yapılması, limanların doğru yere, doğru büyüklükte inşa edilmesi önemlidir ve yer tespitinde yapılacak hatalar kaynakların israfı anlamına gelir. Bu anlamda, DLH tarafından görevlendirilen İspanyol ve Japon firmalar tarafından yıllar süren çalışmalar neticesinde hazırlanan fizibilite raporlarında, ana konteyner gemilerinin yanaşabileceği uygun su derinliği, kullanılan rotalara güney kıyılarımızdaki en yakın yer olması ve diğer bütün kriterler bakımından limanın yeri Mersin olarak tespit edilmiştir" şeklinde konuştu.



"Limanlar denize kıyısı olan herhangi bir yerde inşa edilemezler"


Limanların denize kıyısı olan herhangi bir yerde inşa edilemeyeceğinin altını çizen Lokmanoğlu, "Sanayinin, üretimin, ticaretin ve özellikle lojistik kabiliyetin olduğu ve geliştiği yerlerde bulunurlar. Mersin ekonomisinin itici gücü deniz ticaretidir, deniz yolu taşımacılığı bu kentte tesadüfen gelişmemiştir. Kent; coğrafi konumu, geçmişten gelen dış ticaret yeteneği, lojistik potansiyeli, depolama kapasiteleri ve bölgesel akaryakıt dağıtımında önemli bir kapasitede ve konumda olması nedeniyle gelişimini tamamlamış ve tarihsel süreç içinde bölgenin en önemli liman kentlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Tam da bu nedenle yani dış ticaret yeteneği ve lojistik imkanları nedeniyle Türkiye’nin ilk serbest bölgesi burada açılmıştır. Dış ticaret ve lojistik alanında uzmanlaşmış insan kaynağı, bu aktiviteleri destekleyecek depolama tesislerinin varlığı, çok modlu taşımacılığa uygun alt yapısı, Türkiye’nin bağımsız iki deniz ticaret odasından birinin bu kentte bulunması, kentte mevcut limanın özelleştirilmesinin ardından yeni hatların halihazırda Mersin’i kullanıyor oluşu, yeni liman yatırımı açısından Mersin’i avantajlı konuma taşıyan özelliklerdir. Sahip olduğu kara ve demiryolu bağlantılarıyla ülkemizin hinterlandı en geniş liman kenti olan Mersin, Adana, Osmaniye, Kayseri, Konya, Karaman Gaziantep Kahramanmaraş başta olmak üzere ile İç Anadolu, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin yüklerine hizmet vermektedir. Doğu Akdeniz’de ana konteyner limanı olabilmek için, o limanın bölgedeki diğer aday limanlarla rekabet edebilecek niteliklere sahip olması zorunlu bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli 3 dağıtım merkezinden biri ve Orta Doğu Ülkeleri ile Bağımsız Devletler Topluluğu’nun transit merkezi olan Mersin, yurtiçi ve yurtdışına olan bağlantı kolaylığının sağladığı avantajlarla yalnız Türkiye’nin değil, Doğu Akdeniz’in de en önemli liman kentlerinden biri olarak, söz konusu liman yatırımının yapılacağı en doğru seçenek olarak görülmektedir" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Sakinliği sevenler için Kızkalesi’nin en güzel zamanı Son günlerde havanın ısınmasıyla birlikte deniz suyunun 23 derecelere ulaştığı Akdeniz’in incisi Mersin’in en gözde mekanlarından Kızkalesi’nde sakinliği sevenler tatilini geçirmeye başladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Korykos Antik Kenti’nin en önemli parçası olan Türkiye’nin turizm merkezlerinden Mersin’in Erdemli ilçesi sınırlarındaki ’Kızkalesi’nde en güzel zamanlar yaşanıyor. Havanın 28 derecelere ulaştığı bugünlerde deniz suyunun da 23 derece olmasıyla sakinliği sevenler tatillerini geçirmeye Kızkalesi’ne gelmeye başladı. Tatil şehirleri arasında denizi, altın sarısı kumuyla dikkat çeken Kızkalesi’nde tatilciler uygun fiyata tatil yapmanın fırsatını da yaşıyor. 5 gecelik tatil fiyatının otel ve pansiyonlarda 10 ile 15 bin TL’ye gelmesi de tatilcileri cezbediyor. Mayıs ayında tatile gelenler hem denizin, hem kumsalın tadını çıkartıyor. Günü birlik gelenler ise tekne turu yaparak Kızkalesi’ne giderek tarihi mekanı geziyor. "En güzel zamanları Şehir dışından tatil amaçlı gelen ve kendini dünyanın harika yerlerinden Kızkalesi’nde bulduklarını belirten Mehmet Uysal," Şuan en güzel zamanları. Çocuklarla birlikte harika bir zaman geçiriyoruz. Deniz çok güzel. Gelir gelmez denize girdim. İnsan dayanamıyor, Mart ayında da olsak girerdim denize o kadar güzel albenisi var ki. Dünyanın öbür ucundan insanlar geliyor. Oteller de fiyat olarak çok uygun. Gerçekten en güzel zamanları, yoğunlaşmadan herkese tavsiye ederim"dedi. "Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı" Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop ise," Sakinliği tercih edenler için mayıs, haziran en güzel dönem. Kurban bayramıyla beraber Eylül’ün 15’ine kadar her yer dolu dolu geçeceği için sakinliği tercih edenleri şimdi bekliyoruz. Fiyatlar çok makul, herkesin bütçesine uygun konaklayacağı tesisler mevcut, alternatifler çok fazla"ifadelerini kullandı. İnsanların denize girmeye başladığına dikkat çeken Öztop," Denizin sıcaklığı 23 derece. Tabi Mersin tatil noktasında çok güzel bir yer. 321 kilometre kıyı şeridimiz mevcut. Başlı başına bir destinasyon. Bununla beraber Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı. Gerçekten muazzam bir denizimiz var, 25 metreden sonra derinleşiyor. Denizin içinde de taş yok. Şuanda üstünde bulunduğumuz altın sarısı kumumuzda da taş yok. Tam denizin ortasında bir de karada kalemiz var. İki kale var, yüzlerde tarihi nokta var. Misafirlerin günlerini kültür turları ile zenginleştirecekleri inanılmaz alternatifler var" diye konuştu.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.