ASAYİŞ - 19 Nisan 2021 Pazartesi 15:34

İkinci elde sahte dekontla dolandırıcılık

A
A
A
İkinci elde sahte dekontla dolandırıcılık

Mersin’in Silifke ilçesinde 24 yaşındaki Eray Kulakcı, 155 bin liralık aracını, gönderilen bir sahte dekont ile saatler içinde dolandırıcılara kaptırdı.

Mersin’in Silifke ilçesinde 24 yaşındaki Eray Kulakcı, 155 bin liralık aracını, gönderilen bir sahte dekont ile saatler içinde dolandırıcılara kaptırdı. Kulakcı’nın şikâyeti üzerine soruşturma başlatıldı.


Bir firmada çalışan Eray Kulakcı, geçen 25 Mart günü aracını internet üzerinden satışa çıkardı. Kulakcı, araç bedelini 155 bin lira olarak gösterdi. İlanın yayınından kısa süre sonra müteahhit olduğunu söyleyen K.A isimli şahıs Kulakcı’yı arayıp, "Bizim inşaatın kalıp işlerini yapan bir arkadaşıma bu aracı almak istiyoruz. Son fiyatı ne olur” dedi.


Görüşme sonrası 153 bin liralık fiyatta anlaşıldı. K.A., aracın devrini 25 Mart günü alabileceklerini söyledi.


Ancak öğleden sonra, K.A. bir kez daha Kulakcı’yı arayarak “İşlerim yoğundu. Bugün yetişmez. Devri yarın alırız. Paranı da öncesinden gönderirim” dedi.


K.A., bir süre sonra Kulakcı’yı, araç devrinin yapılacağı kişi ile irtibat kurdurdu. Bu şahıs Kulakcı’ya, 26 Mart sabahı görüşebilecekleri yerin konumunu attı.


Kulakcı gönderilen konuma gitti. Konum, Kulakcı’yı, bir otomobil galerisinin önüne getirdi. Kulakcı, ‘doğru yere mi geldim’ diyerek şahsı aradı.


Bu kişi “Evet doğru yerdesin. Galeriye gir. Galerici konuyu biliyor. Devri o alacak” yanıtı verdi.


Kulakcı, galerici M.S.’nin yanına gitti. M.S., aracın ekspertize gösterileceğini söyledi.


Taraflar birlikte ekspertize gitti. Her hangi bir sorunun olmadığı raporlandı. Sıra, aracın devri aşamasına geldi. M.S., temasta olduğu noter görevlisine önceden evrakları attı. Eray Kulakcı, parayı göndereceğini söyleyen K.A. ile sık sık iletişim kurdu.


Kulakcı ve M.S. notere gittikleri sırada K.A., Kulakcı’ya bir dekont gönderdi. Dekont, K.A.’nın hesabından Kulakcı’ya 153 bin lira gönderilmiş gibi düzenlenmişti.


Kulakcı, eline dekont ulaşsa da mobil bankacılık hesabına gelen bir paranın olmadığını gördü. Kulakcı ve M. S. bu sırada notere ulaştı. Kulakcı, hesabına para gelmediği için noter binasının dışına çıktı ve oyalanmaya başladı.


K.A. ile temasını sürdüren Kulakcı’ya bu esnada, yine aynı kişi tarafından bankadan gelmiş gibi oluşturulan mesaj gönderildi. Mesaj, EFT talimatının yapıldığını gösteriyordu. Kulakcı gelen mesaj sonrası yine hesabına baktı. Ancak hesaba düşen bir para yoktu. M.S.’nin telkini ile Kulakcı, devir için imzayı attı.


Noterden çıktıktan sonra Kulakcı bir kez daha K. A. ile irtibata geçti. Bu kişi “Banka öğlen arasına girmiş. Bugün Cuma olduğu için işler yoğun. Öğleden sonra saat 14.30’da para hesaba düşmüş olur” dedi.


Ancak Kulakcı’nın hesabına herhangi bir para gelmedi. Kulakcı gönderilen dekontun da sahte olduğunu öğrendi. Galerici M.S ile görüşen Kulakcı, aracın satıldığı yanıtını aldı.


Silifke Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulunan Kulakcı,“Benim, babamın ve ağabeyimin 10 yıllık emeğiydi o araba ve gitti. Mağdur oldum. Arabamı satıp kendime bir işyeri açıp evlenecektim. Hayallerim suya düştü” diye konuştu.


Kulakcı’nın avukatı Ahmet Ekin ise, “Bu işte çok organize hareket edilmiş. Sahte banka dekontları, SMS’ler her şey hazırlanmış. Savcılık, araç üzerine tedbir koydu. Etkin bir soruşturma ile konu tüm yönleri ile açığa çıkarılır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Ormanlık alanda gezintiye çıkan 3 genç mahsur kaldı, ekipler seferber oldu Bursa’nın Orhangazi ilçesinde dağlık arazide gezintiye çıkan ve dere kenarında mahsur kalan 3 genç, ekiplerin yaklaşık 3 saatlik çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, Orhangazi’ye bağlı Sölöz mahallesi ile Bayırköy yolu üzerinde dağlık bir bölgenin içinde yer alan vadide meydana geldi. Alınan bilgilere göre, motosikletler ile Sölöz köyüne gelen Beyzanur A., Ali K., Ahmet Arda Ş. isimli 3 genç, yanlarına hiçbir koruyucu ve güvenlik malzemesi almadan yaya olarak ormanlık alanda gezintiye çıktı. Geldikleri yerden yaklaşık 1 kilometre uzaklaşan ve orman içindeki vadide yollarını kaybeden 3 genç, 112’den yardım istedi. Gençlerin bulunduğu bölgeye ihbar üzerine ilk olarak Orhangazi İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri sonrasında ise çok sayıda AFAD, JAK ve itfaiye personeli sevk edildi. Sölöz Mahallesi ile Bayırköy Mahallesi arasındaki yol üzerinden başlatılan çalışmayla ekipler yaklaşık 500 metre mesafeden aşağı indi. Yoğun akan bir derenin karşı tarafından yerleri tespit edilen 3 genç, ilk olarak derenin karşı tarafına alındı ve sonrasında ekiplerinde yardımı ile yukarı çıkarıldı. 3 saatlik bir çalışma ile mahsur kaldıkları yerden alınan ve sağlık durumları iyi olduğu öğrenilen gençler daha sonra yol üzerinde hazır bekletilen sağlık ekipleri tarafından tedbir amacıyla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırıldı.