ÇEVRE - 11 Ağustos 2021 Çarşamba 13:51

Rosatomflot’un buzkıranı “50 Let Pobedy” Fedor Konyukhov’un Kutup Gezisini destekledi

A
A
A
Rosatomflot’un buzkıranı “50 Let Pobedy” Fedor Konyukhov’un Kutup Gezisini destekledi

Ünlü gezgin Fedor Konyukhov, nükleer buzkıran “50 Let Pobedy” (Zaferin 50.

Ünlü gezgin Fedor Konyukhov, nükleer buzkıran “50 Let Pobedy” (Zaferin 50. Yılı) ile yaptığı tek kişilik kutup gezisini tamamlayarak Murmansk’a döndü. Konyukhov, “Temiz Arktik” projesi çerçevesinde gerçekleştirdiği gezide, buz erime hızı, mikroplastik konsantrasyonu ve Arktik Okyanusu tabanının sismik aktiviteleri hakkında bilgi topladı.


Arktik araştırmaları tarihinde ilk kez yaz ayında yüzer buz istasyonu hizmete alındı. Konyukhov’un yolculuğu 11 Temmuz’da Murmansk’tan başlamıştı. Önceki yolculuğunda buzkıran “50 Let Pobedy”, Konyukhov’u Kuzey Kutbu noktasına getirmişti. Buzun sürüklenmesi 249 saat sürdü. Araştırma programının verileri, RAS’ın Shirshov Oşinoloji Enstitüsü’ne teslim edilecek.


Konyukhov, Murmansk’ta Murmansk Bölgesi hükümetinin temsilcileri, FSUE Atomflot Genel Müdürü Mustafa Kashka ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Kashka, burada yaptığı konuşmada, “Temiz Arktik projesinden bahsetmişken, genellikle bizden uzak olan Kuzey Kutbu hakkında konuşuyoruz. Ama kendimizden başlamalıyız. Rosatomflot, bölgedeki ekolojik durumun iyileştirilmesinde uzun süredir kullanılmış nükleer yakıtı ve radyoaktif atıkları ortadan kaldırma görevi üstleniyor. Yakın zamanda yüzer bakım üssü ‘Lepse’nin bertaraf edilmesi projesi tamamlandı. Bu proje çevresel riskleri önemli ölçüde azaltmıştır. Kuzey Kutbunu daha temiz hale getirmek önemli, ancak uzak bölgelerden ziyade bölgemizde çalışmaya başlamalıyız” dedi.


“Clean Arctic” projesinin öncüsü, nükleer buzkıran “50 Let Pobedy”nin kaptanı Dmitry Lobusov ise bölgeleri temizleme çalışmalarının hassas ekosisteme zarar vermemesi gerektiğine inandığını ifade etti. Lobusov, “Arktik ekolojisi hakkında düşünmeleri ve bu yönde ciddi çalışmalara başlamaları sevindirici. Biz ölmeden ‘büyük Kuzey Kutbu temizliğine’ yeni ilgi dalgası da bitmesin diye umalım” diye konuştu.


Konyukhov da açıklamasında şunları söyledi:


“Gençlerin Kuzey Kutbunu sevmesinden memnunum. Zamanımın gençliği, Sovyet Arktik araştırmacısı Papanin gibi olmayı çok istiyordu. Artık yaşlanıyorum ve bazen huzursuzluğa kapılıyorum, bizden sonra kim gelecek? Onlar Arktik’le bugün bizim ilgilendiğimiz gibi ilgilenecek mi? Kuzey Kutbu’ndan ciddi bir şekilde bahsettiklerinde memnunum.”



“Temiz Arktik” projesi hakkında


Kuzey Kutbu bölgelerini temizlemek için tek bir program yapmayı amaçlayan “Temiz Arktik” eylemi fikri, nükleer buzkıran “50 Let Pobedy” kaptanı Dmitry Lobusov ve Rusya Emek Kahramanı Gennady Antokhin’e ait. “Büyük Kuzey Kutbu temizliği” konulu gönüllü projenin yazarları, ortak çabanın Kuzey Kutbu bölgelerinden hurda metal ve yağ kirliliğinin giderilmesine yardımcı olacağını umuyor. “Temiz Arktik”; bilim camiasını, yetkilileri, iş dünyasını ve toplumu bir araya getirecek. 2 Ağustos’ta, Taimyr Yarımadasında “Temiz Arktik” projesinin bir seferi daha başladı. Ülkenin 12 bölgesinden gönüllülerden oluşan bir ekip, Kuzey Kutbu bölgelerini temizlemek için ilk sefere çıktı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.