POLİTİKA - 14 Ekim 2021 Perşembe 21:14

Bakan Pakdemirli: "Tüm dünyada gıda fiyatları artıyor"

A
A
A
Bakan Pakdemirli: "Tüm dünyada gıda fiyatları artıyor"

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, küresel belirsizliğin ister istemez emtia fiyatları kadar gıda fiyatlarını da arttırdığını belirterek, "Bununla alakalı tüm dünyada bizdeki problemlerin benzeri var.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, küresel belirsizliğin ister istemez emtia fiyatları kadar gıda fiyatlarını da arttırdığını belirterek, "Bununla alakalı tüm dünyada bizdeki problemlerin benzeri var. Yani fiyatlar artıyor, tüketici burada çok ciddi etkilenmiş durumda. Neler yapılabilir kısmı tüm dünyada konuşuluyor" dedi.



Bir dizi programa katılmak üzere Mersin’e gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, meyve sebze ihracatçıları ile balıkçı, üreticiler ve üretici temsilcileriyle buluştu. Akdeniz İhracatçı Birliklerinde gerçekleştirilen toplantılarda Bakan Pakdemirli’ye Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin milletvekilleri ile ilgili protokol üyeleri eşlik etti. Burada konuşan Bakan Pakdemirli, pandemiyle beraber dünyada bazı problemlerin ortaya çıktığını söyledi. Tüm dünyada emtia fiyatlarının ciddi anlamda arttığını kaydeden Pakdemirli, “Tüm girdiler artıyor. Sadece gıda maddeleri değil tüm emtialar artıyor. Aslında bizim öngörümüz yavaş yavaş pandeminin bu yaz, bu sonbaharda dünyayı terk edeceği üzerineydi. Ancak görünen o ki, bu pandemiyle bir süre daha yaşamak zorunda kalacağız. İster istemez bunların getirdiği riskler, endişeler, dünyada endişe olmaya devam ettiği sürece dünyada gıdayla ilgili veya tarımsal ürünlerle ilgili çok hammadde fazlası olmasına rağmen maalesef genel fiyat yapısıyla alakala bir süreç yaşıyoruz. Burada üreticinin de tüketicinin de etkilendiği durumlar var. Sadece üretimimizi etkileyen faktörlerden bir tanesi pandemiyle diğer taraftan da Mersin belki o kadar etkilenmedi ama İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da ciddi bir kuraklık yaşandı. Özellikle bu seneki üretimimize yansıyan bir kuraklık yaşadık. Yani birçok küresel faktörlerden dolayı bazı problemleri yaşadık. Bunları üreticimize ve tüketicimize minimum seviyede yansıtmak için çabamız sürüyor” diye konuştu.



“Tüm dünyada gıda fiyatları artıyor”


Suyun herkes için önemli olduğunun altını çizen Pakdemirli, “Su herkes için önemliyken bizim sektörümüz için çok çok önemli. Dünyadaki tatlı su kaynaklarının yüzde 70’ini tarım kullandığına göre bu alanda da çaba ve gayretimizi devam ettiriyor olmamız lazım. Özellikle tabi artan bütün emtia fiyatlarıyla beraber hem besicimiz hem süt üreticimizi ister istemez bu işlerden de etkileniyor. Bu konuda yem satışlarımız da devam ediyor. Tabi bunu piyasa fiyatlarının çok altında fiyatla satıyoruz. Küresel belirsizlik ister istemez emtia fiyatları kadar gıda fiyatlarını arttırdı. Bununla alakalı tüm dünyada bizdeki problemlerin benzeri var. Yani fiyatlar artıyor, tüketici burada çok ciddi etkilenmiş durumda. Neler yapılabilir kısmı tüm dünyada konuşuluyor. Bizde bunu gıda komitesinde konuşuyoruz. Bütün tedbirleri alarak üreticiyi sürekli olarak sürdürülebilir bir şekilde, karlı bir şekilde üretime devam ettirmek ama aynı zamanda tüketiciyi de ürünlere ulaşılabilir fiyatla aldırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.



“Doğru fiyat politikasını inşallah yeni hasat döneminde yine karşınıza getiriyor olacağız”


Son 3 yılda destekleri arttırdıklarını vurgulayan Pakdemirli, “Yüzde 85 bir artışımız oldu. Desteklerin artışının yanında iyi bir alım politikası izledik. Yani alım yaptığımız ürünlerde üretici dostu bir politika izledik. Hasat zamanından önce fiyatların açıklanması ve üreticinin memnun olacağı fiyatları açıklamamızla üreticimizi memnun ettik. Biz burada 2 güzel iş yapmış olduk. Normalde diğer ülkelerde ya destek olunur ya da alınan ürünler iyi fiyattan alınır. Biz her ikisini de yapıyoruz. Burada da önemli derecede başarılı olduk. Bu desteklerimizi de sürekli artırdık. Son 3 yılda biz hiçbir üreticimize sahada zarar verecek şekilde fiyatlarımızı oluşturmayacağız dedik ve sözümüzü tuttuk. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Fiyatlar artabilir, girdiler artabilir ama bunlarda alım fiyatlarını ayarlayacağız, bunun için hiç merak etmeyin. Siz sadece üretmeye devam edin. Biz ek bir destek olacak bütçe sağlayabilirsek ek destek olmaya devam ederiz. Buradaki en büyük destek ürün fiyatının doğru bir şekilde ayarlanmasıdır. Buna da Tarım ve Orman Bakanı olarak taahhüt ediyorum. Doğru fiyat politikasını inşallah yeni hasat döneminde yine karşınıza getiriyor olacağız. Çiftçimizin alın teri yere dökülmeyecek, alın teri boşa gitmeyecek. Sonunda bu işten para kazanacak şekilde çiftçimizi hasat döneminde memnun edeceğiz. Bu konuda çiftçimiz endişe etmesin” ifadelerini kullandı.



"30 yıl sona gıdaya olan talep en az yüzde 60 artacak"


Tarımın son 12 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü dile getiren Pakdemirli, şöyle devam etti:


"Türkiye’nin pandemi döneminde doğru tarım politikaları izlediğinin bir göstergesi budur. 2021 yılının ilk 6 ayında yüzde 4,7 büyüdük, kuraklığa rağmen. İhracatta da ilk 8 ayda 15 milyar dolar ve 4,1 milyar dolar ihracat fazlasıyla Türkiye yaklaşık 2 bin ürünü, 200 ülkeye ihraç eden bir ülke konumunda oldu. Hayvancılığımız gelişiyor. Son 3 yılda büyük başımız yüzde 14 arttı, küçük başımız yüzde 30 arttı. Büyükbaş 18.3 milyona, küçük başta 57.4 milyona geldi. Önümüzde zor bir denklem var. 30 sene sonrasını düşündüğümüz zaman gıdaya olan talep en az yüzde 60 artacak ve bu kadar üretmemiz gerekiyor. Bunu da bu kaynaklarla üretmemiz gerekiyor. Suya olan talep te yüzde 15 artacak. Son 19 yılda 600 tane baraj yaptık. Cumhuriyet tarihinin ilk su şurasına başladık. O da bittiğinde sonuçlarını açıklayacağız.”



"Avrupa’da tarımsal hasılada Türkiye birinci sıradadır"


Tarımın her zaman kendileri için siyaset üstü bir mesele olduğuna dikkat çeken Pakdemirli, “Bunun siyaset üstü de kalması lazım. Ancak maalesef bizim sektörümüz, üzerinde en çok siyaset yapılan konu. Bir kere çiftimizin, üreticimizin, yetiştiricimizin üzerinden siyaset yapılmamalı. Bizim daha çok gıda üretmemiz, tarımla uğraşmamız lazım. Gençlerimizi bu işe yönlendirmemiz lazım. Her zaman iyi taraflarından bu işe bakmamız lazım. Avrupa’da tarımsal hasılada Türkiye birinci, dünyada 10’uncu sıradadır. Bununla bir defa hepimizin gurur duyması lazım. Eksikler varsa tabi ki konuşacağız. Yapıcı eleştirileri hepsini dikkate alacağız. Ancak tarımı siyaset üstü bir mesele olarak görme konusunun son derece önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu Dağı Tüneli 300 ton çelik kullanılarak 67 metre uzatılacak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bolu Dağı Tüneli’nin heyelanlara karşı güçlendirilmesine yönelik 2. etap çalışmalarının temmuz ayında başlayacağını açıkladı. Bakan Uraloğlu, tünel portalının İstanbul yönü tünel çıkışının çelik konstrüksiyon her biri 7 milimetre kalınlığında olan çift plakalı körüğe çelik yapı olarak ve 300 ton çelik kullanılarak 67 metre uzatılacağını aktardı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Otoyolu Bolu Dağı Tüneli’nin İstanbul-Ankara istikametinde 2 Nisan 2022 tarihinde meydana gelen heyelanın ardından yaşanabilecek benzer durumların önlenmesi amacıyla tünel giriş yapısının betonarme temel üzerine çelik konstrüksiyon imalatı ile uzatılmasının projelendirildiğini belirtti. Uraloğlu, "Bu doğrultuda yapılan çalışma kapsamında Bolu Dağı Tüneli’nin her iki tüpünde portal uzatma çalışması yapılması planlandı. Projede bir tüpün 90 metre, diğer tüpün ise 67 metre uzatılması ile viyadüklerde 9 adet çelik genleşme derzi değişimi yer almaktadır" dedi. "Tünelin toplam uzunluğunu 3 bin 115 metreye çıkardık" Çalışmaların 1. etabı kapsamında tünel portalının Ankara yönünün tünel girişinin çelik konstrüksiyon, her biri 7 mm kalınlığında olan çift plakalı körüğe çelik yapı olarak ve 370 ton çelik kullanılarak 90 metre uzatıldığını hatırlatan Bakan Uraloğlu, "Böylelikle tünelin toplam uzunluğunu 3 bin 25 metreden 3 bin 115 metreye çıkardık. Yapılan bu çalışmayla söz konusu kesimde meydana gelebilecek bir heyelanın trafik güvenliği açısından tehlike oluşturmamasını hedefledik" diye konuştu. "5 çelik genleşme derzi değişimi yapıldı" 3 viyadükte depreme karşı özel tasarlanmış sigorta kutulu 5 çelik genleşme derzi değişimi yapıldığını da söyleyen Uraloğlu, trafiğe kapatılan kesimde ağır yük şeridindeki tekerlek izi oturmalarının giderilmesi amacıyla 3.2 kilometre üstyapı onarım çalışması, 3 kilometrelik kesimde de refüjdeki beton bariyerlerin yenilenerek 7 Kasım 2023 tarihinde otoyolun trafiğe açıldığını ifade etti. "2. etap çalışmaları temmuzda başlıyor" Bakan Uraloğlu, çalışmaların 2. etabı kapsamında Bolu Dağı geçişinin Kaynaşlı-Abant kavşakları arasında kalan ve Bolu Dağı Tüneli’ni de kapsayan 23 kilometrelik kesiminin İstanbul istikametinin temmuz ayında trafiğe kapatılarak çalışmalara başlanacağını söyledi. D-100 üzerindeki heyelan çalışmalarına bağlı olarak tarihin değişkenlik gösterebileceğini belirten Uraloğlu, söz konusu istikamette trafiğin Abant Kavşağı’ndan D-100 Devlet Yolu’na aktarılacağını ifade etti. Uraloğlu, sürücülerin otoyola Kaynaşlı Kavşağı’ndan tekrar katılabileceklerini bildirdi. 300 ton çelik kullanılacak Tünel portalının İstanbul yönü tünel çıkışının çelik konstrüksiyon her biri 7 milimetre kalınlığında olan çift plakalı körüğe çelik yapı olarak ve 300 ton çelik kullanılarak 67 metre uzatılacağını da aktaran Bakan Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her iki tüp üzerine mühendislik dolgusu yapılarak çalışmalar tamamlanacaktır. Yapılacak bu çalışmayla söz konusu kesimde meydana gelebilecek bir heyelanın trafik güvenliği açısından tehlike oluşturmamasını hedefledik. Viyadük-1 ve Viyadük-4’de depreme karşı özel tasarlanmış sigorta kutulu 4 adet çelik genleşme derzi değişimi yapacağız. Ayrıca, trafiğe kapatılan kesimde orta refüjdeki beton bariyerler yenilenecek. Ankara ve İstanbul arasında ulaşımı sağlayan bu önemli güzergahı bakanlık olarak ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda güçlendiriyor ve yeniliyoruz. Söz konusu çalışmaların yaklaşık 50 gün sürmesi planlanmakta olup otoyol trafiğe açıldıktan sonra mühendislik dolgusu ve gabion yapısının tamamlanması için şerit daraltmaları olabilecektir."