YEREL HABERLER - 01 Nisan 2012 Pazar 11:45

RANDEVU SİSTEMİ İLE UZUN SÜRE BEKLEMEYE SON

A
A
A
RANDEVU SİSTEMİ İLE UZUN SÜRE BEKLEMEYE SON

Mersin Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Yavuz Gözükara, dünyada ilk kez Türkiye`nin uyguladığı Merkezi Hastane Randevu Sistemi`nin, hem hastalar hem hekimler açısından çok büyük bir rahatlık olduğunu belirterek, vatandaşları muayene için randevu almaya çağırdı.
Başhekim Gözükara, Mersin Devlet Hastanesi`nde Ağustos 2011`den bu yana uygulanan, ancak vatandaşların henüz yeterince rağbet etmediği randevu sisteminin faydaları ve sağladığı kolaylıkları İHA muhabirine anlattı. Devlet hastanelerindeki en büyük sorunun, sabah erken saatte insanların kuyruğa girip, saatlerce bekleyip sıra numarası almaları ve sıralarının gelmesini beklemeleri olduğunu vurgulayan Gözükara, bunun hoş bir görüntü olmadığını, sıra kavgaları, itişmeler kakışmalar, insan şahsiyetini zedeleyecek durumlar ortaya çıktığını anlattı. Sağlık Bakanlığı`nın Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında kapı önündeki yığılmaları önlemek ve insanların daha rahat, konforlu muayene olmaları için çalışmalar yaptığını ifade eden Gözükara, bu kapsamda dünyada ilk olan Merkezi Hastane Randevu Sistemi`nin (MHRS) oluşturulduğu bilgisini verdi. Yılbaşından itibaren tüm illerde uygulanmaya başlanan MHRS`nin, Mersin Devlet Hastanesi`nde 15 Ağustos 2011 itibariyle hayata geçtiğini anlatan Gözükara, randevu sistemindeki amacın etkin ve verimli bir hizmet sunabilmek, her hastaya yeteri kadar zaman ayırabilmek olduğunu söyledi.
Türkiye`de sağlık ve zamanın kıymetinin çok iyi bilinmediğine işaret eden Başhekim Gözükara, randevu sistemi ile özellikle zamanın çok iyi kullanıldığını dile getirdi. Eskiden kapıda yaklaşık 100 kişinin beklediğini ve hekimin çok hızlı bir şekilde muayene etmek zorunda kaldığını kaydeden Gözükara, ``Bu sistemde her hastaya 10 dakika ayırıyorsunuz. Günde toplam 48 hasta, bundan daha fazla hasta muayene etmek isterseniz muayene saati içinde edemiyorsunuz. Hekim için çok büyük bir kolaylık. Hastaya yeteri kadar zaman ayırdığınızda itiş kakış yok, herkes saatini bekliyor, hastayı çok iyi dinliyorsunuz, iyi sorguluyorsunuz ki, tanıda en önemli nokta sorgulamaktır. Dolayısı ile hekim içeride rahat 10 dakikası var, hasta rahat 10 dakikası var. Derdini anlatıyor, hekim dinliyor`` dedi.
``EN BÜYÜK SIKINTIMIZ, HALKIMIZA DUYURAMAMAK``
Hastaneye randevu alarak gelen hastaların son derece memnun olduklarına vurgu yapan Gözükara, en büyük sıkıntılarının ise MHRS`yi halka bir türlü duyuramamak olduğunu belirtti. Duyurmada sıkıntı yaşandığı için yeteri kadar talep de olmadığından yakınan Gözükara, buna rağmen Mersin Devlet Hastanesi`nin sistemi en iyi uygulayan illerden biri olduğuna dikkat çekti. 10 dakika aralarla hesaplandığında günlük muayene sayısının 48 olduğunu ifade eden Gözükara, ``Biz, 48 muayenenin yüzde 50`sin MHRS`ye ayırdık ve şu anda 48`in yüzde 50`sini aştık. Yüzde 50 kapasite ile aştık ama maalesef ancak bu yüzde 50`nin yüzde 50`si randevu alıyor bizden, diğer 50 si almıyor. Bu fena bir rakam değil Türkiye için. Örneğin dahiliye polikliniğinde 48 hasta öngörerek 24`ünü randevu sistemine açıyoruz, 24`ün 12-13`ü randevu alınıyor. Bunun da yaklaşık 7-8`i geliyor. Hala randevu alıp gelmeyen bir yüzde 25-30 kesim var. Bu da hoş bir şey değil. ALO 182 ye telefon edip randevuyu iptal etme şansınız var ama bunu yapmıyorlar. Bunu da yapmamız gerekiyor. Bizim için yüzde 50 iyi bir başarı ama hedefimiz yüzde 100`ünü açmak. Bizim altyapımız hazır ve yeterli, hekim sayımız da yeterli. Hastanın randevu alıp gelmemesi hasta açısından da hekim açısından da hizmet kaybıdır. Cesaret edemedik, gelmeyenler yüzünden. Şu anda açtığımız yüzde 50 kapasiteyi tam kullanılırsa hastalarımız ve randevusuna gelirse biz bunu peyderpey yüzde 100`e çıkaracağız. O zaman hiç kimsenin sabahın köründe gelip kuyruğa girmesine gerek yok. Böylelikle biyokimya laboratuvarında, görüntülemede, konsültasyona gittiği her yerde bir düzen oluşacak. Çünkü tıkır tıkır işleyen bir sistem`` diye konuştu.
``HASTANE VE DOKTOR SEÇME HAKKINIZ VAR``
Gözükara, sistemin nasıl işlediğini de şöyle anlattı: ``Muayene olmak için araya birini koymanıza hiç gerek yok. Arıyorsunuz ALO 182`yi, TC kimlik numarasını veriyorsunuz, hangi hastanede, hangi doktoru istiyorsanız, istediğiniz saatte randevu alıyorsunuz. Burada çok önemli bir nokta da hastane ve doktor seçme hakkınız var. Hangi ilde, hangi hastane ve doktoru isterseniz, istediğiniz gün ve saatte randevu alma şansınız var. Eğer istediğiniz gün ve saat uygun değilse karşınıza çıkan operatör size hangi gün ve saatlerin uygun olduğunu söylüyor ve o güne sizden başka kimseyi alamıyorlar. Hastaneye gittiğinizde bilgileriniz hazır oluyor, sadece kayıt bürosundan kayıt yaptırıp muayenenizi oluyorsunuz, reçetenizi alıp memnuniyetle ayrılabiliyorsunuz.``
MHRS Çağrı Merkezi`ne 45`er günlük listeler gönderdiklerinin ve hastaların 1,5 aya kadar randevu alabildiğinin altını çizen Gözükara, böylece hekimin ve diğer çalışanların da hastaneye bağlandığını kaydetti.
``HALKIMIZ RAОBET ETMELİ``
Sistemle poliklinik muayenesinde çok daha insanca bir hizmet almanın yolunun açıldığını vurgulayan Gözükara, ``Sistemi oturtabilirsek hiç bu kargaşa, gürültü, patırtı, huzursuzluk olmayacak. Bunu dünyada bu şekilde başaran hiçbir ülke yok. Gerçekten büyük bir olay ve büyük bir başarı var. Halkımızın buna rağbet etmesi gerekiyor. Biz çok önemsiyoruz. İnsanca hizmet almanın başka yolunu da düşünemiyorum. Birilerini araya koymak kalkıyor, kimse aradan giremiyor. İdareden de olsa kimse sizin zamanınızı çalamıyor, çünkü kurallar öyle. Sizin randevu aldığınız hekim, olağanüstü bir durumda o gün poliklinikte olamayacaksa MHRS size mutlaka dönüp bilgi veriyor ve sizin isteğinize göre randevuyu düzenliyor. Bu kadar detaya inilerek düşünülmüş bir sistem. ALO 182`yi aramanın ücreti de siz bir ev telefonunu ya da arkadaşınızı aradığınızda ne kadar ücret alınıyorsa o kadar, sadece konuşma bedeli`` ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova-Irak arasındaki turizm ağı genişliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesi sınır komşularıyla turizm ağını geliştirmeye devam ederken, Irak’tan gelecek olan 15 acente için bilgilendirme öncesi Başkan Cevdet Özgökçe başkanlığında toplantı yapıldı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Yüksekova Esnaf Sanatkârlar Odası (YESO) öncülüğünde başlatılan Iran-Yüksekova arasındaki turizm atağı için bir araya gelindi. İlçenin Cengiz Topel Caddesi üzerinde bulunan Zagroz İş Merkezi’nin Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odasında bir araya gelen STK’lar, iş adamları ve yerel esnaflarca, Irak’ın güney kenti ve Yüksekova arasındaki geliş-gidiş bağlantılarını hızlandırmak için 4 günlük ziyaret öncesi görüşme toplantısı yapıldı. Yapılan toplantıda, Hakkâri ve ilçelerine, Van’a Irak’ın güney kentinden gelen misafirler için görüşmeler yapıldı. Toplantıya, TÜRSAB Başkanı Cevdet Özgökçe, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İsmail Akboğa, Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Vedat Çoğaç, Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Gürdal, iş adamı ve Bubi Van Seyahat Acentasının Ebubekir Zirek ve çok sayıda esnaf katıldı. Yüksekova’nın büyümesi için yeni turizm rotasına başladıklarını belirten TÜRSAB Başkanı Cevdet Özgökçe, “Hakkari ve bölgesinin turizmini geliştirmeyi, büyütmeyi göz önüne alarak yola çıktık. Bölgedeki yeni rotaları oluşturmak için buradayız. Allah nasip ederse 21 Mayıs’ta Irak’ın güneyinde Arap bölgesinde 15 tane seyahat acentesinin Hakkâri’ye davet ettik. Acenteleri 2 gün Hakkâri ve 2 gün Van olmak üzere 4 gün ağırlayacağız. Yakın bir süreçte de buradaki sektörle bir araya gelip Türkiye’de iç pazarda kültür turları yapan büyük tur operatörleri ile acenteleri Yüksekova’ya davet edip coğrafyamızı tanıtmayı planlıyoruz. Bölgedeki turizmi mevsimsellikten çıkartıp 12 aya yaymak istiyoruz. Nitelikli turisti buraya getirebilmek için bugün buradayız. Bildiğiniz üzere geçen sene Yüksekova’ya Hilton oteli yapıldı. Çok güzel bir otel. Yaklaşık 170 tane odası var, bu da bizim elimizi güçlendiriyor. TÜRSAB olarak geçen yıl gibi bu yıl da ağırlığımızı bu bölgeye vereceğiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Türk Hava Yolları, Taş Tepeler Projesi’nin ana sponsoru oldu Türk Hava Yolları 2024 – 2029 yılları arasında Taş Tepeler Projesi’nin ana sponsoru ve karşılama merkezi ile araştırma merkezinin isim sponsorluğunu üstlendi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy anlaşmayla ilgili olarak “Türk Hava Yolları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki işbirliğinin artarak devam edeceğine inanıyorum.” açıklamasında bulundu. Sponsorluk imza töreninde konuşan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; "Özelde Göbeklitepe ve genelde ise 12 ayrı antik yerleşim yerinden oluşan Taş Tepeler yöresi sadece Türkiye’deki değil dünyadaki en önemli keşiflerden ve kazı alanlarından birisidir. Bildiğiniz üzere Türk Hava Yolları olarak dünyanın birçok farklı bölgesinde ülkemiz turizmine katkı sağlamak ve ülkemizi tanıtmak için etkinlikler düzenliyoruz. Amerika’dan Uzakdoğu’ya ve Avustralya’ya uzanan bir yelpazede düzenlediğimiz bu etkinliklerde Taş Tepeler’in tanıtımına özel ihtimam gösteriyor bu güzide belgeyi tanıtmak ve turizme katkı sağlamak için çalışıyoruz. Türk Hava Yolları olarak Taş Tepeler projesinin sponsorluğunu üstlendiğimizi bildirmekten gurur ve mutluluk duyuyorum. Türk Hava Yolları olarak Taş Tepeler projesinin ana sponsoru ve Karşılama ile Araştırma Merkezi’nin isim sponsoru oluyoruz. Uzun soluklu bir proje olan Taş Tepeler projesine hep birlikte katkı sağlamaya Taş Tepeler’i, Şanlıurfa’yı ve ülkemizi dünyanın dört bir tarafına tanıtmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Taş Tepeler anlaşmasına dair açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Özellikle Anadolu Arkeoloji konusunda çok büyük bir envantere sahip. 2018’den itibaren bu arkeolojik değerlerin gün yüzüne çıkarılması ve çıkarılan envanterin korunması açısından yeni bir politika uyguluyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak çok yoğun çalışmalara öncelik ediyoruz. Türkiye geneline baktığımızda 144 noktada yerli kazı başkanlığı, 32 noktada yabancı kazı başkanlığı vardı. Bu sene yeni projemizle birlikte hem kazı başkanlıklarının tamamı yabancı kazı başkanlıklarının olduğu yerlerde, yerli kazı başkanlıklarıyla takviye edildi hem de ekip, ekipman ve bütçe olarak desteklenerek 12 aylık kazı programın alındı. Burada sevinerek söylemem gerekiyor ki Taş Tepeler projesi geleceğe miras kapsamına alınmış projelerin başında geliyor. Geçen sene Türkiye’de 720 noktada kazı ve kurtarma çalışması yapıldı ve bu dünyada rekordur. En çok yıllık kurtarma çalışması yapılan ülke olduk. 2024’te bu sayıyı 750’ye çıkartmaya çalışıyoruz. 2026’da da yıllık 800’lük kazı çalışması projelendirerek bu süreci arttırarak dünya genelindeki liderliğimizi devam etmek istiyoruz.” dedi Konuşmasına Taş Tepeler projesi çalışmalarından söz ederek devam eden Bakan Ersoy, “Özellikle 2021 yılında başlatılan Taş Tepeler projesiyle daha önceleri sizin Göbeklitepe olarak bildiğiniz projeyi çok daha geniş bir alana yaydık. Özellikle Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe veya Harbetsuvan gibi 11 ayrı bölgeye yayılarak çalışmalar devam ediliyor. Burada Karahantepe ve Göbeklitepe’de özellikle Taş Tepeler projesinde Şanlıurfa müzemizin denetiminde İstanbul Üniversitesi arkeoloji ana bilim dalıyla birlikte detaylı bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmalar sadece bir üniversite ile sınırlı değil. Şu anda 21 tanesi yabancı olmak üzere yaklaşık 32 tane üniversite ve enstitü birçok akademik kurumla iş birliği yaparak bu çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Şu anda arkeoloji konusunda Türkiye’deki en geniş kapsamlı arkeoloji projesi olarak da bu benimsenmiş durumda. Hatta Karahantepe özelinde 2023 yılında 32 ülkeden 970 hakemin katıldığı bir süreçte. Dünyanın en önemli 9 projesinden biri olarak kabul edildi.” ifadelerini kullandı. Konuşmanın sonlarında Türk Hava Yolları ile yapılan anlaşmanın önemine vurgu yapan Ersoy, ”Bu sponsorluk çok önemli. Türk Hava Yolları ile yaptığımız bu çalışmalar kapsamında bu yıl içinde laboratuvarların da olduğu bir araştırma merkezini hayata geçireceğiz. Karahantepe’de önümüzdeki sene ziyaretçi merkezini oluşturacağız. Geçen sene deprem sebebiyle ertelemiş olduğumuz Dünya Neolitik Kongresi’ni 4 – 8 Kasım tarihlerinde Harran Üniversitesi’nde gerçekleştireceğiz. Ben Türk Hava Yolları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğinin ilerleyen yıllarda artarak devam edeceğini düşünüyorum. Zaten turizm açısından da bakıldığı zaman 330’dan fazla noktaya direkt uçuşuyla Türk Hava Yolları inanılmaz bir hizmet sunuyor. İnşallah bu sinerjiyi katlayarak devam ettireceğiz. Bugün imzalayacağımız anlaşmanın protokolünün de daha nice hayırlı protokollere vesile olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.” dedi. Bakan Ersoy’un konuşmasının ardından karşılıklı olarak imzalanan anlaşma sonrası ikili basın mensuplarına poz verdi. Program “Connect To Türkiye” Etkinliği ile devam etti.