EKONOMİ - 17 Mayıs 2023 Çarşamba 10:39

AKMİB: “Katma değeri yüksek yenilikçi ürünler kimya sektörüne fırsat kapılarını aralayacak”

A
A
A
AKMİB: “Katma değeri yüksek yenilikçi ürünler kimya sektörüne fırsat kapılarını aralayacak”

Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, katma değeri yüksek yenilikçi ürünlerin ortaya çıkarılmasına yönelik araştırma merkezlerinin kurulması, doğal gaz ve petrol keşiflerinin ekonomiye kazandırılmasıyla Türk kimya endüstrisinin uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğinin artacağını ve yeni fırsat kapılarının aralanacağını söyledi.

Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, katma değeri yüksek yenilikçi ürünlerin ortaya çıkarılmasına yönelik araştırma merkezlerinin kurulması, doğal gaz ve petrol keşiflerinin ekonomiye kazandırılmasıyla Türk kimya endüstrisinin uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğinin artacağını ve yeni fırsat kapılarının aralanacağını söyledi.


Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2021 İhracat Raporu’nda yer alan sektörlere göre küresel ithalat projeksiyonunda en fazla büyümenin kimya sektöründe öngörüldüğüne dikkati çeken AKMİB Başkanı Saadettin Çağan, küresel ithalatın 2025 yılında 5,8 trilyon dolara, 2030’da 7,3 trilyon dolara, 2035’te 9,15 trilyon dolara yükselmesinin beklendiğini ifade etti.


Başkan Çağan, “Aynı raporda Türkiye’nin ihracat projeksiyonunda en büyük gelişim otomotivin ardından kimya sektöründe bekleniyor. Ülkemizin kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı geçen yıl 33,5 milyar dolara ulaştı ve 2030 yılı öngörüsü olan 32 milyar doların üzerine çıkmayı başardık. 2035 yılı için tahmin edilen 42,2 milyar dolar ihracat hedefini de çok daha erken elde edebileceğimize inanıyorum” dedi.



“Kimya Vadisi’nde katma değeri yüksek kimyasalların üretim teknolojisi geliştiriliyor”


Başkan Çağan, kimya sektörü ihracat hedeflerinde öngörülen rakamlara ulaşmakta AKMİB’in hizmet bölgesindeki Adana’da kurulan Kimyasal Madde Üretim Teknolojileri Merkezi-Kimya Vadisi’nin katma değeri yüksek kimyasalların üretim teknolojisinin geliştirilmesine yönelik önemli çalışmalar yaptığını da vurguladı. Çağan, “Çukurova Üniversitesi Teknokent bünyesinde 2021’in ilk aylarında faaliyete geçen Kimya Vadisi’nde tarım, tekstil, kozmetik, gıda, ambalaj ve otomotiv sektörlerinde kullanılan katma değeri yüksek kimyasalların üretim teknolojisinin geliştirilmesi, fizibilitesi yapılan kimyasalların girişimcilerin ve sanayicilerin bilgisine sunulması alanlarında çalışmalar yürütülüyor. Tarımsal üretimde pestisitler ve gübreler, sağlık sektöründe ilaçlar, tekstil endüstrisinde sentetik boyar maddeler ve lifler, kozmetik endüstrisi için sabunlar ve güzellik kimyasalları, gıda sanayi için sentetik tatlandırıcılar ve tatlar, ambalaj endüstrisi için plastikler ve kimyasallar, otomotiv sektörü için yapay kauçuk üretilmesi Kimya Vadisi’nin ana çalışma konularını oluşturuyor. AKMİB’in de proje destekçisi olduğu Kimya Vadisi’nde yakın zamanda olgunlaşmasını beklediğimiz çalışmaların sektörümüze, sanayicilerimizin bilgisine sunulmasını sabırsızlıkla bekliyoruz” diye konuştu.



“Karada ve denizlerimizdeki hidrokarbon arama çalışmalarının sonuçları heyecan verici”


Üretim yelpazesinde ağırlıklı olarak petrokimya, sabun, deterjan, gübre, ilaç, boya, vernik, sentetik elyaf ve soda gibi kimyasal hammadde ve tüketim ürünleri bulunan Türk kimya sektörünün maliyetlerinde enerji kaleminin de etkin olduğunu ifade eden Çağan, geçen nisan ayından itibaren sanayide kullanılan doğal gaz ve elektriğe yapılan indirimler sayesinde ihracatçı firmaların küresel pazarlardaki elinin güçlendiğini dile getirdi.


Başkan Çağan, Karadeniz’de keşfedilen doğal gaz rezervinin geçen ay ulusal sisteme verilmeye başlanmasının da enerji ithalatını azaltacağını, ihracatçı firmalara daha uygun maliyetle tüketim imkanı sağlayacağını belirtti. Türkiye’nin hidrokarbon arama çalışmalarında sondaj gemisi filosunun güçlenmesinin ve keşfedilen yeni petrol sahalarının sektörün geleceği açısından heyecan verici olduğunu vurgulayan Çağan, "Türkiye’nin hem karada hem denizde hidrokarbon kaynaklarına ulaşması, ülkemizdeki petrokimya tesislerinin sayısını artıracak bu da kuşkusuz kimya sektörümüzün ithalata bağımlılığını azaltırken hammadde maliyetlerinde de avantaj sağlayacak, ihracatçı firmalarımızın küresel ticaretteki rekabetçiliğini artıracaktır" ifadelerini kullandı.



“Nisan ayında 319,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik”


AKMİB’in nisan ayı ihracat performansını da değerlendiren Çağan, söz konusu dönemde 319,8 milyon dolar değere ulaştıklarını açıkladı. Bölge ihracatını ürün grupları ve ülkelere göre ele alan Çağan, “Nisan ayında Birliğimiz en yüksek ihracat değerlerini mineral yakıtlar ve mineral yağlar, plastikler ve mamulleri ile anorganik kimyasallarda elde etti. Mineral yakıtlar ve mineral yağlarda 189 milyon dolarlık, plastikler ve mamullerinde 49,1 milyon dolarlık, anorganik kimyasallarda 37,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu dönemde en fazla ihracat yaptığımız ülkeleri incelediğimizde İtalya, İspanya ve Romanya listenin en üst sıralarında yer aldı. İtalya’ya 69,3 milyon dolarlık, İspanya’ya 27,8 milyon dolarlık, Romanya’ya 24,6 milyon dolarlık ihracat yaptık” diye bilgi verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Gül: "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" dedi. TBMM Genel Kurulu, 2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, birleşimi açtıktan sonra bütçenin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi. Bütçe üzerine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Bu bütçe milletimizin AK Parti’ye vermiş olduğu 24’üncü bütçe. Her zaman çıkıp ‘Bu millet sizi gönderecek. İşte bu son bütçeniz, bir daha burada oturamayacaksınız’ diyenleri gördük. Ama milletimiz her şeyi çok iyi görüyor, her şey milletimizin hakemliğinde gidiyor ve milletimiz hamdolsun 24’üncü bütçeyi de AK Parti’ye verdi, Cumhur İttifakı’na verdi. İnanıyorum ki daha nice bütçeyi, 2026’ları, 27’leri, 28’leri ve daha nice bütçeleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu milletimiz güçlü desteğiyle inşallah verecek çünkü milletimiz bize güveniyor. Dünya demokrasi tarihinde benzeri az görülmüş bir siyasi süreklilik, siyasi istikrar ve büyük bir toplumsal güven ve mutabakat var. İşte biz de milletimize layık olmak için bütün yürütme olarak, gece gündüz çalışıyoruz ve hedefimiz Türkiye Yüzyılını kurmak" diye konuştu. Konuşmasının devamında milletin çizdiği istikametten yollarına devam edeceklerini dile getiren Gül, "Birçok şey yaptık değerli arkadaşlar; yollar, köprüler, birçok yapılar yaptık. Değerli arkadaşlar, bugün elde ettiğimiz bütün başarıların arkasında devlet ve millet arasındaki bir kaynaşması var. Gazi Meclisimiz, kurucu Meclis olması hasebiyle de dünya parlamentolarında çok önemli bir yere sahip ve Cumhuriyetimizi kurdu. Bu Cumhuriyetimiz ne zaman kök salsa kökü budanmaya çalışıldı, ne zaman demokrasi güçlense hep kesmeye; darbelerle, vesayetlerle, muhtıralarla bu milletin önü kesilmeye çalışıldı, darağacına gönderilen başbakanlar oldu ve bu ülke ne zaman kenetlense hep düşmanlar karşımıza çıkarıldı. Bu düşmanlar, bu ötekileştirilen kesimler kimi zaman dindarlar oldu, kimi zaman Aleviler oldu, kimi zaman Kürtler oldu ve bu kesimler dışlandı, hedef gösterildi. Rövanşist vesayetçi anlayışı, tepeden bakan bir anlayışı, milletin tepesinde boza pişiren zihniyetleri, dönemleri yaşadık" ifadelerini kullandı. "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" Terörsüz Türkiye ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan Gül, "İç cephemizi ne kadar güçlendirirsek dışarıdaki meydan okumalara karşı daha güçlü olacağız, daha güçlü bir meydan okumalara karşı ülkemizin gücünü daha da güçlendirmiş olacağız. Dolayısıyla terörün sona ermesi, varlığını sona erdirmesi ve Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması bu anlamda çok önemlidir ve Suriye’nin Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Nusayri’siyle, hep birlikte, beraber kardeşçe yaşamasını, demokratik katılım ve istikrarını son derece önemli görüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, İran’da yaşayan Kürt kardeşlerimizi kendimizden ayrı görmüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Esad zamanında da oradaki Kürtlerin kimlik problemlerini bire bir sorun eden, onların tanınmasına yönelik her türlü politikalarda Kürt kardeşlerimizin yanında olmuştur. Şimdi de varlıkları ve güçlü temsilleri için her zaman bölgedeki tüm Kürtlerin yanında güçlü bir şekilde olacağız, o kardeşlerimiz her zaman bizleri yanlarında görecekler ve böylece hem ülkemizde hem bölgede huzurlu, kalıcı bir barışı temin ediyoruz" dedi.