TEKNOLOJİ - 01 Kasım 2023 Çarşamba 10:07

Mersin’de Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi açıldı

A
A
A
Mersin’de Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi açıldı

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nin açılışını geleceğin bilim insanları çocuklar ile birlikte yaptı.


Türkiye’de ilk ve tek olan Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nde interaktif düzenekler, bilimsel etkinlikler, Türkiye’nin en büyük kapasiteli ve en büyük perde çapına sahip planetaryumunda gösteriler, gözlemevi seansları, iklim ve çevre sergileri gerçekleştirilecek. Törende konuşan Başkan Seçer, hem çocuklar hem veliler hem de tüm eğitim camiası için önemli bir açılışın gerçekleştirildiğini belirterek, katılımcılara ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nin kuruluş sürecine dair bilgi vererek, emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Söz konusu merkezin günün ekonomik şartlarında yapılması halinde toplam maliyetinin yaklaşık 300 milyon lira ödenek gerektireceğini belirten Seçer, “Bu harcamalar sizin paranızla, sizlerin ödediği vergilerden bizlere aktarılan kaynaklarla gerçekleştiriliyor. Bu paralar çocuklarımıza, gençlerimize, geleceğimizin umudu evlatlarımıza helali hoş olsun” dedi.



“Cumhuriyet demek, bilim merkezleri demek”


Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümünün kutlandığını ve Cumhuriyet’in çok geniş kapsamlı bir kavram olduğunu dile getiren Seçer, “Cumhuriyet bize hayata, insan yaşamına ve medeniyete dair her şeyi ifade ediyor. Cumhuriyet demek, bilim merkezleri demek. Bilim, okul, eğitim, demokrasi, insan hakları, kadın hakları, birey hakları, ayrımsız bir toplum, vatandaşın devlet karşısında eşit yurttaş anlayışı demek. Cumhuriyet basit bir kavram değil, Cumhuriyet içi dolu dolu, kutsal, bebek gibi, evlat gibi korunacak bir kavram ve bir anlayıştır. Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun” diye konuştu.


Seçer, merkezin çocukların eğitimine önemli katkılar sunacağını ve Türkiye’de isminden söz ettirecek bir bilim merkezi olduğunu vurguladı. Merkezin temasının ‘İklim ve Çevre’ olduğunu ve çağın güncel sorunlarının da iklim değişikliği ve çevre kirliliği olduğunu aktaran Seçer, “Buna atıf olarak bu temayı bilim merkezimize uygun gördük. Bilim merkezimizde interaktif düzenekler var. Çocuklarımızı önümüzdeki süreçte belli bir program dahilinde buraya getirdiğinizde bu interaktif düzeneklerin çocuklarımızın eğitimine ne kadar katkı sunacağını veliler olarak sizler de göreceksiniz. Burada önümüzdeki süreçte bilimsel etkinlikler de yapacağız. Bir bilim fuarı yapmayı planlıyoruz. Türkiye’nin, hatta dünyanın saygın bilim insanlarının öğrencilerimize konferans vermesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı.


Perde çapı ve kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük planetaryumunda gerçekleştirilecek gösterileri çocukların ilgi ile takip edeceklerini ifade eden Seçer, “Planetaryumda çocuklarımızın uzayı izleme imkanı olacak. Günlük ortalama olarak bin öğrenciyi burada ağırlayabiliriz. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile de görüşmelerimizi yaptık. Düzenli olarak, efektif bir şekilde öğrencilerimizin bilim merkezinden yararlanmasını sağlayacağız. Özellikle eğitimde fırsat eşitliği adına dezavantajlı mahalle ve köylerden çocuklarımızın buraya gelmelerini sağlamak için Belediyemiz gerekli desteği sağlayacak” şeklinde konuştu.


Mersin’in, yeni, daha değerli ve konforlu bir yaşam, daha refah bir toplumda, daha temiz bir çevrede, daha iyi okullarda çocuklarını eğitme arzusuyla Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen yurttaşların oluşturduğu bir kent olduğunun altını çizen Seçer, bu durumun Mersin’in zenginliği olduğunu kaydetti. Mersin’in geliştiğine ve güzelleştiğine de dikkat çeken Seçer, büyükşehir belediyesi olarak yaptıkları yatırımlar sayesinde kente bir sinerji kattıklarını söyledi. “Mersin’in dört bir yanı böyle olsun. Tarsus da Anamur da Çamlıyayla da böyle olsun. Çocuklarımız 13 ilçemizde, eğitime ulaşabilsinler. Eğitimde fırsat eşitliği oluşturalım” diye konuşan Seçer, büyükşehir Belediyesi olarak ‘öğrenciler YKS ve LGS’ye hazırlanabilsin’ düşüncesi ile şu anda 7 bin öğrenciye kurs ve sınava hazırlık merkezlerinde eğitim verdiklerini kaydetti.



"Her vatandaşın devlet imkanlarına ulaşma hakkı eşittir"


Kurs merkezlerinin sadece kent merkezinde değil ilçelerde de olduğunu belirten Seçer, "Her yurttaşın devlet imkanlarına ulaşmada hakkı eşittir. Bunu düşünerek bunları yaptık. Mersin’de yapılan her şey değerli, önemli. Mersin gelişen, büyüyen bir kent. Mersin’i bugünkü bulunduğu yerden çok daha iyi noktalara getireceğiz. Bizler çağdaş insanlarız, bizim mürşidimiz belli. Bizler, 100. yılını kutladığımız Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde gideriz. O’nun dediği gibi ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diyen felsefenin ardından giderleriz. Onun için bilim merkezi açıyoruz. Onun için öğrencilerimize destek veriyoruz, eğitim merkezleri açıyoruz, eğitim yardımları yapıyoruz. Öğrencilerimize üniversitenin kapısında 6 TL’ye 3 çeşit yemek imkanı sağlıyoruz. Onun için sahillerimizde çocuklarımıza Türkiye’nin en güzel okuma salonunu yapıyoruz. Bunları Mustafa Kemal’in peşinden gittiğimiz için yapıyoruz. Onun için kıyılarımızı ranta değil, halka açıyoruz. Gelecek günler bu günlerden çok daha iyi olacak. Şunu unutmayalım hepimiz biriz, kardeşiz ve hepimizin kimliği Türkiye Cumhuriyeti kimliği. Birlik, beraberlik içerisinde daha da çok çalışarak gelecek günleri bu günlerden çok daha iyi yapacağız. İklim ve Çevre Bilim Merkezimiz Mersinimize, Türkiye’mize ve çocuklarımıza hayırlı, uğurlu olsun" dedi.


‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nin sadece Yenişehir’de değil, tüm bölgede ve Türkiye’deki en kıymetli bilim merkezi olduğunu belirten Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ise “Kurtuluşumuz mutlaka eğitimde ve doğru yetiştireceğimiz nesillerdedir. Biz yatırımımızı çocuklara yapıyoruz. Onları 0-3 yaş erken çocukluk eğitiminden alarak doğru bir temelle yükseltiyoruz” diye konuştu.


Konuşmaların ardından Başkan Seçer, protokol üyeleri ve çocuklarla açılışı birlikte yaptı.



Mersin’de Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi açıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
İstanbul Sedef Güler cinayeti davasında tutuklu sanık: "O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım" Büyükçekmece’de denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü" dedi. Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör ile Sedef Güler’in müşteki annesi Gülizar Sezer, müşteki abla Sevda Güler ve tarafların avukatları hazır bulundu. "Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" Duruşmada beyanda bulunan müşteki anne Gülüzar Sezer, "Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Müşteki abla Sevda Güler ise, "Ben ve kardeşim uyuşturucu kullanmadık" diye konuştu. "Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, "Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" diye konuştu. Müşteki anneden sanığa: Kızıma iftira atamazsın Sanık Fırat Baykara’nın savunması üzerine söz olan müşteki anne Sezer, "Çocuklarıma iftira atamazsın’ diyerek sanıklara tepki gösterdi. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi. Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi. Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi. Baykara’nın daha sonra polise giderek "Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık" dediği iddianamede ifade edildi. İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı. İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.
Eskişehir bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin 4. Uluslararası Etkinliği gerçekleştirildi Eskişehir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından açılış toplantısıyla başlayan bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin (En İyi Bal İçin Hijyen, Ambalaj ve Üretim Standartlarını AB Seviyesine Getirme) uluslararası toplantısı, İspanya’nın Barselona şehrinde yapıldı. Geçtiğimiz nisan ayında başlayan proje; Fransa (Compigne), İtalya (Agrigento), İtalya (Bari), İspanya’nın (Barselona) mesleki eğitim kurumları ve sektörel katılımcıların arasındaki işbirliğini güçlendirdi. Projenin, Avrupa Birliği genelinde bal üretimi, hijyen ve ambalaj standartlarının uyumlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı belirtildi. Projenin İspanya ayağında saha ziyaretleri ve pratik öğrenme faaliyetleri Toplantının ilk günü, İspanya ev sahibi kuruluş tarafından koordine edilen saha tabanlı öğrenme faaliyetlerine ayrıldı. Katılımcılar, Sant Antoni de Vilamajor bölgesinde, Montseny Doğal Parkı olarak bilinen dağlık bir alanda bulunan yaklaşık 300 arı kovanına sahip bir arılığı ziyaret etti. Bu ziyaret, arıcılıkta kalite kontrol ve kraliçe arı üretiminde iyi uygulamaları gözlemleme ve profesyonel arıcı ile tüm proje ortakları arasında sürdürülebilir üretim yöntemleri hakkında bilgi alışverişinde bulunma fırsatı sağladı. Proje katılımcıları öğleden sonra, Tarragona ilindeki El Perell’da bir arıcılık kooperatifini ziyaret ederek bal paketleme tesisinin teknik incelemesini gerçekleştirdi. Katalonya’da ki en büyük balmumu üretim tesisi de ziyaret edildi. Ayrıca, İspanya’da arıcılığın tarihi gelişimine ve sosyo-ekonomik önemine dair bilgiler sunan Arı Ürünleri Müzesi’ne de gidildi. Bu faaliyetler, ortak ülkeler arasında akran öğrenimini ve iyi uygulamaların aktarımını destekledi. Uluslararası toplantılar ve bilgi alışverişi İkinci ve üçüncü günlerde, Barselona’daki Generalitat de Catalunya’da proje toplantıları ve eğitim oturumları düzenlendi. Tüm ortaklar önceden hazırlanmış bir gündeme dayalı olarak, arı sağlığı, hastalık önleme, üretim standartları ve arıcılıkta ekonomik sürdürülebilirlik konularına odaklanan sunumlar gerçekleştirdi. Bu oturumlar katılımcıların ulusal uygulamaları karşılaştırmalarına, ortak zorlukları belirlemelerine ve Avrupa düzeyinde yenilikçi ve aktarılabilir çözümleri tartışmalarına imkan sağladı. Toplantı sırasında, ev sahibi kurumu temsilen Rosa Altisent Rosell, Erasmus+ projelerinin kurumsal işbirliğini, karşılıklı öğrenmeyi ve uzun vadeli ortaklıkları teşvik etmedeki önemini vurguladı. Ayrıca gelecekte benzer girişimlere devam etme konusundaki ilgisini dile getirdi. Eskişehir İl Tarım ve Ormancılık Müdürü ve Proje Yetkilisi Yüksel Çil, Erasmus+ işbirliğinin katma değerini ve projenin hem AB Üye Devletleri hem de ortak ülkeler için somut çıktılarının önemini vurguladı. Projenin arıcılık sektöründe kapasite geliştirme, inovasyon ve kalite iyileştirmeyi desteklemedeki rolüne dikkat çekildi. Sonuçlar ve yaygınlaştırma Uluslararası toplantı, proje ortakları arasındaki işbirliğini başarıyla güçlendirdi, mesleki yetkinlikleri artırdı ve bal üretimi ve kalite standartlarına yönelik ortak yaklaşımların geliştirilmesini destekledi. Faaliyetler sırasında elde edilen bilgiler, proje sonuçlarının yerel, ulusal ve Avrupa düzeylerinde yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacağı belirtildi. Programın sonunda, ev sahibi kurum tüm katılımcılara katılım sertifikaları verdi. Toplantı, bestHONEY projesi sonuçlarının gelecekteki işbirliğine ve yaygınlaştırılmasına yönelik iyi dilek ve temennilerle sona erdi.