ASAYİŞ - 04 Kasım 2025 Salı 12:57

Muadil ilaç kavgasında yeni görüntüler çıktı

A
A
A

Mersin’in Erdemli ilçesinde muadil ilaç verdiği için eczacı kalfasının kafasına sopayla vuran şahsın aslında 76 yaşındaki babasına şiddet uygulanarak kötü muamelede bulunulması nedeniyle olayı gerçekleştirdiği güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Oğulları tutuklanan aile, "Ya bizim çocuğumuz da serbest kalsın ya da eczacı da tutuklansın" diyerek yardım istedi.

Olay, 15 ve 16 Ekim tarihlerinde Merkez Mahallesi Erdemli Devlet Hastanesi acil girişi karşısındaki bir eczanede yaşandı. İddiaya göre, 16 Ekim’de muadil ilaç tartışmasında babasına yapılan kötü muamele nedeniyle İsmail Topak (44) eczacı kalfası Arif Fidan’ı sopayla darp etti, bıçakla da üzerine yürüdü. Çevredekilerin müdahalesiyle olay sona ererken, şikayet üzerine Topak gözaltına alınıp tutuklandı.

Yaşlı adama eczacı saldırmış: O anlar kamerada

Tutuklanma olayının üzerinden 20 gün geçerken Topak’ın Konya’da yaşayan ancak dönem dönem Mersin’in Erdemli ilçesindeki evlerine gelen anne Ayşen (68) ile baba Zeynel Abidin Topak (76), olayla ilgili açıklamalarda bulunarak 15 Ekim’de meydana gelen ilk hadisenin görüntülerini paylaştı. 15 Ekim’de yaşanan ilk olay anında ait görüntülerde eczaneye gelen 76 yaşındaki Topak’a, eczacı kalfası Arif Fidan’ın saldırma anları ve iteleyerek dışarı düşürme anının yer alması dikkat çekti. Görüntüler üzerine konuşan aile, asıl mağduriyeti kendilerinin yaşadığının, yaşlı ve hasta bir insana yapılan muamelenin kabul edilemez olduğunu anlattı.

Muadil ilaç kavgasında yeni görüntüler çıktı

"Benim oğlumun suçu varsa karşıdaki kişinin de suçu var"

Olayın mağduru 76 yaşındaki Zeynel Abidin Topak, "Doktora gittikten sonra eczaneye giderek ilaçlarımızı aldık. 1 ay sonra tekrar doktora kontrole gittik. Kontrole gittiğimiz de doktor, ’Amca sana muadil ilaç vermişler, bunu değiştir’ dedi. Ben de 15 Ekim’de ilacı değiştirmek için eczaneye gittim. Arif Fidan vardı, bana bu ilacı neden verdiniz diye sordum, hakaret ederek ’veririm’ diye hitapta bulundu. Ben, ’Bir yanlışlık olmuş, telafi ederiz’ demesini beklerdim. Birden ayağa kalkarak beni darp edip dışarıya attı. Ben sırtımın üzerine düştüm. Halen vücudumda ağrılar devam ediyor. 76 yaşında kalp, şeker ve tansiyon hastası bir adamım. Orada belki ölebilirdim. Emniyete gidip şikayette bulundum. Oğlum bu olayı duyup eczaneye görüşmeye gitmiş. Oradaki olayları bilmiyorum, oğlumun yaptığını da tasvip etmiyorum. Sağlıkta şiddet olayına çevirdiler. Halbuki şiddeti gören benim, mağdur olan benim. Bu olayın sebebi Arif’tir. Kamera kayıtlarını benim darp edildiğimi göreceksiniz. Benim oğlumun suçu varsa karşıdaki kişinin de suçu var, onun da tutuklanmasını istiyorum" dedi.

Muadil ilaç kavgasında yeni görüntüler çıktı

"Benim çocuğum çıksın"

Eşinin tartaklanıp dışarı atıldığını hatırlatan Ayşen Topak ise Konya’da ikamet eden oğlunun bunun üzerine Mersin’e geldiğini ve olaya karıştığını, "Kim yapmaz ki babasına böyle yapılırsa" diyerek anlattı. Kendi çocuğu suçlu ise karşı tarafın daha suçlu olduğunu savunan Topak, "Benim çocuğum cezaevinden çıksın" diyerek gözyaşı döktü.

Muadil ilaç kavgasında yeni görüntüler çıktı

Eczacı kalfası yaşlı adama saldırdığı kısmı anlatmamış

Saldırıya uğrayan eczane çalışanı Arif Fidan’ın, olay günü gerçekleştirdiği kötü muameleye hiç değinmediği ve basit anlatımlarla geçiştirdiği orta çıktı. Darp edildikten sonra gazetecilere konuşan Fidan, "Hasta eczaneye geldi ve elindeki poşetten 3 ilacı çıkardı. Ben yardımcı olmaya çalıştım kendisine. Sorunun ne olduğu çözmeye yönelik reçeteyi açmaya çalıştım. Reçete yaklaşık 1.5 ay önce yazılmış. Ben bunu çözmeye çalışırken, şahıs, ’Bana neden ilacı vermiyorsun lan’ dedi. Ben kendisini uyardım, ikinci kez söyleyince çık dışarı dedim. Olay bundan ibaret. Bu şekilde gittikten sonra sabah tekrar gelerek elindeki sopayla saldırdı. Elinde bıçak vardı. Bıçağı tuttuk zaten, tutmasaydık daha kötü olabilirdi" ifadelerini kullanmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Vali Aslan "Gönüllülük sorumluluktur" DÜZCE (İHA) – Afetlerde gönüllülük ve liderlik sempozyumunda konuşan Vali Selçuk Aslan, "Afetlerden dersler çıkarmamız önemli" dedi. Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi, Düzce Üniversitesi ve AFAD Başkanlığı iş birliğiyle düzenlenen "Düzce’den Türkiye’ye Afetlerde Gönüllülük ve Liderlik Sempozyumu" Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "Afetler dayanışma ve liderlik ruhunu ortaya koymaktadır" Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, afetlerin yalnızca fiziki yıkımlara yol açan olaylar değil, aynı zamanda toplumların dayanışma, yardımlaşma ve liderlik ruhunu ortaya koyduğu süreçler olduğunu belirtti. 1999 depremi ile Düzce’nin büyük bir acı yaşadığını ancak bu süreçten güçlenerek çıktığını ifade eden Sözbir, bu sempozyumun Düzce’de düzenlenmesinin sembolik ve anlamlı bir duruş taşıdığını vurguladı. Üniversitelerin topluma yön veren, farkındalık oluşturan ve çözüm üreten kurumlar olduğunu dile getiren Sözbir, Düzce Üniversitesinin toplumsal dayanışmayı güçlendiren çalışmalara katkı sağlamaya devam edeceğini belirtti. "Afet bilincini geliştirmek için tüm adımları attık" Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, ülkemizin deprem gerçeğiyle yüzleştiğini ve bu konuda farkındalığın artırılmasının hayati bir önem taşıdığını vurguladı. 6 Şubat depremlerinde yaşanan büyük yıkımın ardından, Türkiye’nin eşine az rastlanır bir toplumsal dayanışma örneği sergilediğini ifade eden Faruk Özlü, devletin bölgeyi yeniden inşa etme sürecinde kararlılıkla çalıştığını belirtti. Düzce’nin 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde ağır kayıplar yaşadığını hatırlatan Özlü, "O günlerden bugüne afet bilincini geliştirmek için tüm adımları attık" ifadelerini kullanarak, yapı güvenliği ve yatay mimari konusundaki hassasiyetlerine dikkat çekti. Düzce’deki yapı stokunun büyük oranda yenilendiğini, Bahçeşehir bölgesinin Türkiye’ye örnek teşkil eden bir toplu konut modeli olduğunu belirten Faruk Özlü, sempozyumun deprem farkındalığının güçlenmesine ve dayanışma kültürünün pekişmesine katkı sunacağına inandığını ifade etti. Gönüllülük önemli Düzce Valisi Selçuk Aslan, afetlerle mücadelede yalnızca profesyonel ekiplerin değil, gönüllülerin de önemli bir rol üstlendiğini belirtti. Afetlerin önlenmesi, müdahalesi ve iyileştirilmesi süreçlerinde gönüllülerin, profesyonellerle birlikte kilit aktörler olduğunu vurgulayan Selçuk Aslan, sempozyumun gönüllülük sisteminin daha etkin ve sürdürülebilir hale gelmesi açısından önemli bir adım olduğunu ifade etti. Afet yönetiminin; gönüllülük, liderlik, strateji ve iletişim unsurlarının çok boyutlu bir planlama gerektirdiğinin altını çizen Aslan, "Gönüllülük sorumluluktur, liderlik ise bu sorumluluğun en somut yansımasıdır" ifadelerinde bulundu. Afetlerde gönüllülük ve liderlik sempozyumunda uzman isimler Düzce Vali Yardımcısı Ömer Sağlam yönetiminde düzenlenen, "Afetlerde Gönüllülük" başlıklı ilk oturumda; AFAD Başkanlığı Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar "Afetlerde Gönüllülük ve Gönüllü Yönetimi", AFAD Başkan Yardımcısı Dr. Önder Bozkurt "Afet Sosyolojisi Fikirle Sivil Toplum ve Gönüllülük Üzerine Bir Değerlendirme", AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Barış Altan Doğan, ANDA Genel Başkanı Okan Tosun ve İHH Afet Yönetiminden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Kars ise "Afetlerde Gönüllülük Programları ve Uygulama Örnekleri" konularında sunumlar gerçekleştirdi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç yönetiminde düzenlenen, "Afetlerde Liderlik" başlıklı ikinci oturumda ise; Dr. Ebru Güzelcik Ural "Afet Yönetiminde Etkili Lider İletişimi", Doç. Dr. Kurtuluş Açıksarı "Afet Yönetiminde Liderlik", Öğr. Gör. Ali Kuru "Afet Yönetimi Farkındalığı", Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Enes Ağca "Dijital Çağda Afetlerde Gönüllülük ve Lider İletişimi Yönetimi, Nuran Kızılkan "Afetlerde Liderlik Uygulamaları ve Öneriler" başlıklı sunumlarını paylaştı. Düzce’nin afet bilincinde örnek şehir olma vizyonuna önemli katkı sunarak, afet yönetimi alanında gönüllülük ve liderliğin güçlendirilmesine yönelik farkındalık oluşturan sempozyum, belge ve plaket takdimlerinin ardından sona erdi.
İstanbul Cengiz Enerji elektrik-elektronik mühendisliği öğrencileriyle bir araya geldi Türkiye’nin enerji sektöründeki önemli şirketlerinden Cengiz Enerji, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi ile geliştirdiği "ReAktör" programının startını Ankara’da düzenlenen çalıştay ile verdi. Türkiye’nin enerji sektöründeki önemli şirketlerinden Cengiz Enerji, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi ile yaptığı iş birliğiyle düzenlenen enerji çalıştayında; Ankara, Ankara Bilim, Ankara Yıldırım Beyazıt, Gazi, Hacettepe, ODTÜ, Ostim Teknik, Türk Hava Kurumu, Bilkent, TED, TOBB ETÜ’nün elektrik-elektronik mühendisliği bölümü öğrencileriyle ReAktör programı kapsamında bir araya geldi. Üniversite-sanayi iş birliğinin önemli bir örneği olarak tasarlanan "ReAktör", genç mühendislerin sınıf ortamında edindikleri teorik bilgiyi sahada uygulamalı olarak deneyimleme fırsatıyla birleştiriyor. Yaklaşık 100 öğrencinin katılımıyla Ankara’da düzenlenen açılış çalıştayında; geleceğin enerji aktörleri, Cengiz Enerji profesyonellerinin de katkılarıyla takımlar halinde projeler geliştirdi ve interaktif sunumlar gerçekleştirdi. Etkinlik sonunda öğrencilere sertifikaları dijital ortamda sunulurken, dereceye giren isimlere ödülleri takdim edildi. ReAktör projesinin ikinci aşamasında mentor-mentee eşleşmeleri yapılacak ve özellikle yenilenebilir enerji alanında projeler üretmeleri teşvik edilecek. Ayrıca Cengiz Enerji’nin üretim tesislerine teknik ziyaretler gerçekleştirilerek öğrencilere gerçek iş ortamını deneyimleme imkanı sağlanacak. "Genç mühendislerin enerjisi, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek" Geleceğin mühendisleri ile bir arada olmaktan mutluluk duyduklarını anlatan Cengiz Enerji İcra Kurulu Üyesi Mustafa Eskiçırak, "Enerji sektörü, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde kritik bir rol üstleniyor. Biz de bu dönüşümün merkezinde yer alacak genç mühendislerin, bilgiye dayalı, üretken ve yenilikçi bir bakış açısıyla yetişmesini önemsiyoruz. ReAktör programıyla öğrencilerin sahayı tanımasını, proje geliştirmesini ve özgüven kazanmasını hedefliyoruz. Genç mühendis adaylarının geleceğin enerji vizyonunu şekillendirecek güce sahip olduğuna inanıyoruz" dedi. "Amaç üniversite-sanayi iş birliğini gerçek bir gelişim platformuna dönüştürmek" Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Cevdet Aslan mesleki gelişimi yalnızca mezuniyet sonrasına bırakmayan bir yaklaşımı benimsediklerini ifade ederek "ReAktör programı, öğrencilerin teorik bilgilerini uygulamayla birleştirme, profesyonel mentorluk alma ve çalışma ortamlarını yerinde deneyimleme fırsatı sunuyor. Bu iş birliğinin Türkiye’nin enerji dönüşümüne nitelikli insan kaynağı kazandıracağına inanıyoruz" dedi.