MAGAZİN - 27 Mart 2016 Pazar 12:46

Zeynep Casalini: "Eski Eşimle Husumetimiz Yok"

A
A
A
Zeynep Casalini: "Eski Eşimle Husumetimiz Yok"

Ünlü pop sanatçısı Zeynap Casalini, eski eşi Tahsin Berk’le boşanması ile ilgili ilk kez konuştu.
5 yıl evli kaldıktan sonra eşinden aniden boşanan ünlü sanatçı Zeynep Casalini ayrılıkla ilgili ilk kez konuştu. Bodrum Çarşıda bulunan Köşem Kafede objektiflere yakalanan Casalini gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hayranlarına yeni bir albüm müjdesi veren Casalini eşinden ayrılması ile ilgili soruları da yanıtladı. Ülke gündemi hakkında da konuşan Casalini müziği hiç bırakmadığını ama böyle bir algı oluştuğunu da gazeteciler ile paylaştı.
CASALİNİ TÜRKÜ SÖYLEYECEK
Albümünde türkü söylediğini gazetecilerle paylaşan Casalini "Bir tane türkü söyledim. Hastane önünde incir ağacı. Çok acıklı. Dinleyen herkes inanamadı benim söylediğime. Ben aslında o türkü gırtlağını yapamayan bir insanım. Acayip çalıştım. Çok etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Yeni bir albüm geliyor. Azeri arkadaşımız Murad Arif’in besteleri olacak içinde. Necati ve Saykolar’dan Necati Karadayı’nın bir şarkısı olacak. Nuri Harun Ateş’in bir parçası bir de cover’lar olacak. Bir de bir arkadaşımın dün yaptığı bir şarkı var onu da koyacağım albüme. Yeni albümüm yolda" dedi.
"BEN MÜZİĞİ HİÇ BIRAKMADIM"
Hayatı boyunca sadece hamileyken müziğe ara verdiğini ve daha sonra müziğe devam ettiğini söyleyen ünlü sanatçı "Çocuk doğurdu, müziği bıraktı imajı çok fena. Dafne 9 aylıkken haftada dört gün deli gibi çalışıyordum. Tüketim sisteminin insanlara verdiği ön yargılar. Sürekli gazetede, televizyonda, dünya işlerinden bihabersiniz gibi. Biz hiçbir zaman durmuyoruz. İsteyen takip ediyor, biliyor. Bir sene önce Yas Uykusu diye bir şarkı yaptım. Kendim yazdım İlker Aydemir’le beraber. İnanılmaz bir şarkı. İlk kez dinleyenler ’duvar kadar etkili bir şarkı’ diyorlar. ’Müziği bıraktınız’ diyorlar. Sırf geçen sene üç tane klip çekmişim. Nereye bıraktım" diye konuştu.
"ARKADAŞÇA AYRILDIK"
5 yıllık evliğini bitiren Zeynep Casalini, eski eşi Tahsin Berk’ten dostça ayrıldıklarını ifade ederek "Boşandım evet ama dünyada olan o kadar korkunç şeyler var ki. Bu haber değeri taşımıyor bence. Bir takım sebeplerden dolayı arkadaşça ve dostça ayrıldık. Bir husumetimiz yok. Dafne bugün babasında mesela. Oluyor böyle şeyler. Üzücü ama olmayacak bir şeyi devam ettirmek mümkün değil bizler için. Herkes için hayırlı olsun" ifadelerini kaydetti.
"SANATÇILIK İKİ SALLA, İKİ SANSASYONEL OL DEMEK DEĞİL"
Yaz sezonunun çok iyi olmayacağını da sözlerine ekleyen Casalini "Çok kötü bir sezon, berbat. Herkes felaket bekliyor. Zaten sürekli felaket oluyor. Böyle kamera gördüğüm zaman bir dolu şey söylemek istiyorum ama o kadar beni tutuyorlar ve boş ver diyorlar ki. Son zamanlardaki en vurucu şey, çocuğun tecavüze uğraması durumu. Bu konu çözülmeden nasıl gündem devam eder bunu anlamış değilim. Zaten dünyayı ve ülkemizi anlamış değilim. İnsanlık büyük bir sınav veriyor bence. Umarım insanlık kazanır. İnsan nedir diye sorgulamaya başlıyor insan çünkü. Umarım doğayla barışık kararlar alır insan. Şu an aslında yaşanacak bir durum değil. Gerçekten çocuğu olan biri bunu ancak daha iyi anlar, kadın ya da erkek olması çok önemli değil. Ama insanın içi bulanıyor. Çok ciddi anında kesip atmak gereken ve hemen cezalandırılması, hemen tedavi edilmesi gereken bir durum. Ama böyle sallanıyor. Bir sürü şey yapmak isteyen insanlar da var tabii. Umarım bir araya gelip bir şeyler yapabiliriz. Bunlar yüzünden medyada o program bu program istemiyorum. Çünkü çok yalan, çok gerçeğe uzak. Ben gerçek bir insanım, gerçek bir anneyim, gerçek bir sanatçıyım. Bu lafı da sevmiyorum ama. Sanatçının görevi de doğruyu gerçekten söylemek ve insanlara bunu göstermektir diye düşünüyorum. İki salla, iki sansasyonel ol bu değil. Ama bizim memleket böyle ne yazık ki. Dolayısıyla en çok istediğim şey sanatçıların da desteğiyle insanların iyi ve doğru bir yola girmesi. Bu şekilde devam edemeyecek yani" dedi.
Casalini, gazetecilerle sohbetinin ardından bisikleti ile Bodrum sokaklarını gezdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.