GENEL - 10 Haziran 2019 Pazartesi 11:34

Başkan Çelik: “KDK kararları uygulanmalı”

A
A
A
Başkan Çelik: “KDK kararları uygulanmalı”

AFAD Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Ayhan Çelik, Kamu Denetçisi Kurumunun (KDK) AFAD il müdürlüklerinde 7/24 esasına göre görev yapmakta olan enformasyon memurları ile arama kurtarma teknisyenleri için fazla çalışma karşılığı izin veya ücret ödenmesiyle ilgili vermiş olduğu tavsiye kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi.

AFAD Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Ayhan Çelik, Kamu Denetçisi Kurumunun (KDK) AFAD il müdürlüklerinde 7/24 esasına göre görev yapmakta olan enformasyon memurları ile arama kurtarma teknisyenleri için fazla çalışma karşılığı izin veya ücret ödenmesiyle ilgili vermiş olduğu tavsiye kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi.


Açıklamalarda bulunan Ayhan Çelik, Kamu Başdenetçisi tarafından AFAD il teşkilatlarında görev yapmakta olan enformasyon memurları ile arama kurtarma teknisyenlerinin başvuruları üzerine haftalık çalışma saatlerini aşan kısımlarla ilgili izin verilmesine ilişkin tavsiye kararlarına uyulması gerektiğini belirtti. AFAD il müdürlüklerinde çalışma sisteminden kaynaklı fazla çalışmaların izin ya da ücret olarak verilmemesi üzerine faklı tarihlerde Kamu Denetçisi Kurumuna (KDK) başvuruda bulunulduğunu ve taleplerinde haklı olduklarına dair kararlar verilmesine rağmen birçok AFAD il müdürlüklerinin karara uymadıklarını dile getiren Çelik, KDK’nın tavsiye kararlarına uyulması gerektiği ve iller arasında uygulama birliğinin sağlanması açısından önem arz ettiğini kaydetti. Tavsiye kararlarını uygulamamakta ısrar eden illerde mahkeme yoluna gidileceğini ve bununda ek maliyet getireceğini söyleyen Çelik, dava yoluna gidilmeden KDK tavsiye kararına uyulması ve uygulama birliğinin sağlanması açısından AFAD Başkanlığı tarafından il müdürlüklerine talimat verilmesi gerektiğini ifade etti. Genel Başkan Ayhan Çelik, “KDK’nın özellikle 31.08.2018 tarih ve 14806 sayılı kararı ile 20.05.2019 tarih ve 4874 sayılı Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç imzası ile verilen tavsiye kararlarında; Anayasanın 2’nci maddesinde devletin temel nitelikleri arasında hukuk devleti ilkesine yer verilmiş olup, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri ‘belirlilik’tir. Bu ilkeye göre, hukuki düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Ayrıca, idarenin işlem tesis ederken hukuka bağlı olması ve hukuk kuralları içinde hareket etmesi, hukuk devletinin bir diğer ilkesidir. Bu kapsamda, bir idari işlemin belli bir sebebe dayanması gerekmekte olup, idari işlemin dayanağı olan sebebin açıkça kanunlarda gösterilerek bağlı yetkinin bulunduğu durumlarda idarenin, kanunun koyduğu sınırlar içinde kalması, sebep ve konu yönünden kanun ile belirtilen koşullara uyması gerekir. Devlet memurlarının çalışma saatlerine ilişkin düzenlemeler çerçevesinde, genel olarak haftalık çalışma süresi 40 saat olarak belirlenmiş olmakla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarına günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde görev yapan memurların çalışma saatlerine ilişkin düzenleme yapma yetkisinin verildiği, belirlenen normal çalışma saatlerini aşan sürelerin ise fazla çalışma olarak değerlendirildiği, fazla çalışmaların ise izin veya ücret olarak karşılanmasının öngörüldüğü, fazla çalışmanın ücretle karşılanmasına ilişkin ilgili kanunlar ve toplu sözleşme hükümleri çerçevesinde kapsamın sınırlı olarak belirlendiği ve bu belirlenenler dışında fazla çalışmanın karşılığında izin verilmesinin gerektiğini. Ayrıca, Fazla Çalışmanın Uygulama Esaslarını Gösterir Yönetmelik ile fazla çalışma ve nöbet hizmetlerine ilişkin tanımların yapıldığı, söz konusu tanımlar ile fazla çalışmanın genel olarak haftalık çalışma süresi olan 40 saatin üstünde veya farklı düzenlemeler ile belirlenen çalışma sürenin üstünde çalışılan süre olarak nöbet hizmeti ise güvenliğin veya hizmetin devamını temin amacıyla, normal çalışma saatleri içinde veya dışında yapılan çalışma olarak tanımlanmış olup, farklı nitelik ve içerikleri nedeniyle nöbet hizmetlerinin fazla çalışma sayılamayacağı düzenlenmiştir. Başvuruya konu olaya ilişkin mevzuat hükümleri gereğince afet ve acil durum yönetimi merkezleri bünyesinde görev yapan personelin 24 saat esasına göre çalışma saatlerinin belirlendiği görülmekle birlikte, söz konusu personelin 24 saat esasına göre çalışma süreleri dikkate alınarak haftalık çalışma sürelerinin hesaplanması gerektiği ve belirlenen haftalık çalışma süresini aşan kısımlarının ilgili mevzuat gereğince nöbet hizmeti olarak değerlendirilemeyeceği, bahsi geçen yönetmelik hükümleri ile fazla çalışma ve nöbet hizmetleri her ne kadar farklı nitelik ve içerikte değerlendirilse de ilgili personelin haftalık çalışma süresi olarak öngörülen süreyi aşan kısmının fazla çalışma olarak değerlendirilmesinin 657 sayılı Kanun hükümleri açısından daha isabetli olacağı kanaatine varılmıştır. Fazla çalışmaları nedeniyle izne hak kazanan devlet memurunun, fazla çalışma yaptığı günleri izleyen yakın bir zamanda bu izinleri kullanması, dinlenme gereksinimi bakımından önemli olup ilgili mevzuat hükümleri bu açıdan değerlendirildiğinde, fazla çalışma kapsamında hak kazanılan izinlerin fazla çalışmanın yaptırıldığı yıl içerisinde kullandırılmasının yerinde olacağı, ancak izin sürelerinin parça parça ya da toplu olarak ve ilgili idareler tarafından uygun görülecek zaman ve sürelerle kullanılabileceğinden ilgili idarelerin de takdir yetkisinin bulunduğu göz önüne alınırsa, fazla çalışma yapılan yıl içinde kullanılmayan izin sürelerinin izleyen yılda da kullanılabileceği ve bu hakkın izleyen yıl içerisinde en kısa sürede kullandırılmasının yerinde olacağı değerlendirilmekte olup, aksi yönde yapılacak uygulamanın da Anayasamızın angarya yasağını düzenleyen 18’inci maddesi ile ücretin emeğin karşılığı olduğu hükmüne yer veren 55’inci maddesine aykırılık teşkil edeceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, başvuranın hak kazandığı ancak kullanamadığı izin haklarının kullanımın sağlanmasının, hakkaniyet ilkeleri açısından yerinde olacağı ve toplu sözleşme hükümleri çerçevesinde 2018 yılı itibariyle ilgili personele de fazla çalışma ücreti ödenmesine ilişkin hüküm yürürlüğe girmiş bulunsa da, bu kapsamda yer almayan dönem ve personel hakkında yapılacak uygulamaların da yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde sağlanmasının hukuken yerinde olacağı sonucuna varılmıştır denilmektedir. Sonuç olarak bahse konu olan çalışma sisteminden kaynaklı KDK’nın kararlarına il müdürlüklerinin uyması ve yapılan fazla çalışmaların ücret/izin ile karşılanarak personellerin mağdur edilmemesi ve iller arasında uygulama birliğinin sağlanması gerekmektedir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt AK Partili kadınlar, Gazzeli anneler için açıklama yaptı AK Parti Bayburt İl Kadın Kolları Başkanlığı, Gazze’de öldürülen anneler için basın açıklaması yaparak İsrail’e tepki gösterdi. Anneler Günü’ne sayılı günler kala İsrail’in ablukası altındaki Gazze’de her gün 63 kadının öldüğünü vurgulayan AK Partili kadınlar, yaşanan insanlık suçunun derhal sona ermesi konusunda çağrıda bulundu. Gazzeli kadınlar için Şehit Nusret Parkında düzenlenen basın açıklamasına, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, AK Parti Bayburt İl Başkanı Turgut Çalışkan, İl Genel Meclis Başkan Vekili Nesli Kocabey, Kadın Kolları Başkanı Elif Çil, partililer, STK’lar ve vatandaşlar katıldı. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Elif Çil tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Pazar günü anneler günü, günlerdir her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. Anneler günü öksüzlerin ve evladını kaybeden annelerin de ağır imtihanıdır. Fakat bir yandan da dünyanın orta yerinde, yanı başımızda Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Biz bugün okuldan gelecek çocuklarımızı, Gazzeli anneler ise çocuklarına verecek bir lokma ekmeği bekliyor. Bizler karışmasın diye çocuklarımızın defterlerine, kitaplarına isim yazarken, Gazzeli anneler ise cesetleri teşhis edilebilsin diye çocuklarının kollarına isim yazıyor. Bir kadın, bir anne olarak çok net ifade ediyorum, her can tek, her can biricik ve bir cana kıyan tüm insanlığa kıymış gibidir. Filistin Sağlık Bakanlığının 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya göre, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. BM kadın biriminin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hala ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100’dür. Peki ya sağ kalan ve yaşam savaşını sürdürmeye, çocukları için hayata tutunmaya çalışan kadınlar, anneler, Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. Her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Ya anne olduğunu göremeden, karnında bebeği ile ölen kadınlar, ölen annesinin bedeninden ameliyatla alınan bebekler. Zor şartlar, ölümle burun buruna yaşamak ve yetersiz beslenme nedeniyle erken doğum yapan, sütü kesilen anneler. Gazze’deki her 5 kadından 4’ü, aile bireylerinden en az birinin üst üste iki öğün yiyemediğini ifade ediyor. Çocuklar, annelerinin gözü önünde eriyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın birleşmiş milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum, vaad edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz? Bizler bugün AK Parti Bayburt İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız. Yaşanan tüm zulme, acıya rağmen eşini, evladını, ailesini kaybetmesine rağmen çocukları için, ülkesi için dimdik ayakta duran Filistinli anneler, er ya da geç kazanacak. Anneler bitmeden bu direniş bitmez”
Kayseri OSB Başkanı Yalçın: “Annelik yeri doldurulamayan, en yüce duygulardan biridir” Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Anneler Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Yalçın mesajında, “Bugün şefkatin, fedakârlığın, koşulsuz sevginin timsali, ekonomimize katkı sağlayan nesillerin yetişmesinde büyük emekleri olan annelerimizin ‘Anneler Günü’nü kutlamanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi. Başkan Yalçın, mesajını şöyle sürdürdü: “Annelik yeri doldurulamayan, değeri hiçbir şeyle ölçülemeyen, dünyadaki en yüce duygulardan biridir. Karşılıksız sevginin en güzel örneklerini veren annelerimiz, bizlere rehberlik eden ilk öğreticilerimizdir. Sevgi ve şefkatle, fikren ve bedenen sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde büyük bir sorumluluk üstlenen annelerimiz, aile ve toplum hayatının temel direğini oluşturmaktadır. Taşıdığı büyük sorumluluğun ötesinde, bu sorumluluğa tüm varlığını adayan annelerimiz dünyanın en güzel, en temiz, en masum duygularını taşırlar. Türlü zorluklara sabırla göğüs gererek, fedakârlıkla tüm benliğini ortaya koyan annelerimize ne kadar hürmet edilse azdır. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAV) "Cennet annelerin ayakları altındadır." hadisinden de anlaşılacağı üzere, annelerimizi mutlu etmek, onların yüreklerini sevgiyle doyurmak, nefes aldığımız her gün annelerimizin merhametine, şefkatine ve ilgisine layık olmaya çalışmak hepimizin görevi olmalıdır. Bu duygularla, başta şehit ve gazi annelerimiz olmak üzere cennetle müjdelenen, baş tacımız, en değerli varlığımız annelerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, ‘Anneler Günü’nü kutluyor, Yüce Allah’tan mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum.”