GENEL - 08 Mart 2018 Perşembe 15:30

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz Karaca, ‘BİK suçüstü yakalandı’

A
A
A
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz Karaca, ‘BİK suçüstü yakalandı’

TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, “Bir kısım resmi ilanı kendi uhdesine almasıyla ilgili iddialarımızı tamamen doğrulayan Basın İlan Kurumu, cevabi duyurusunda kendini aklamaya çalışmış ancak ilgili kanunu engelleyemediğini itiraf ederek, bir kez daha kendini ele vermiştir” dedi.

TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, “Bir kısım resmi ilanı kendi uhdesine almasıyla ilgili iddialarımızı tamamen doğrulayan Basın İlan Kurumu, cevabi duyurusunda kendini aklamaya çalışmış ancak ilgili kanunu engelleyemediğini itiraf ederek, bir kez daha kendini ele vermiştir” dedi.


Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz Karaca Nevşehir’de düzenlediği basın açıklamasında Basın İlan Kurumu’nun yazılı basının resmen ipini çekmeye çalıştığını söyledi. BİK Genel Müdürü Yakup Karaca’nın Mardin’de yaptığı açıklamanın da çok manidar olduğunu belirten Yılmaz Karaca, “Yazılı basının dijitale dönmesi gerektiğini vurgulamak ve gazetecilik faaliyetlerinin artık kâğıt üzerinde değil, dijital ortamda yapılması talimatını vermek demek, yazılı basının resmen ipini çekmektir” şeklinde konuştu. Karaca açıklamasında şunları kaydetti;


“Geçtiğimiz Cuma günü Tokat’ta düzenlediğimiz basın toplantısında, ‘Türk basınına BİK’in tokadı’ başlığı ile yaptığımız açıklamamızı en iyi şekilde değerlendiren yaygın ve yerel medyamıza çok teşekkür ediyorum. Bir kısım resmi ilanın BİK’in kendi sitesinde yayınlanması kararına yönelik olarak ortaya koyduğumuz haklı tepki, sonuç itibarı ile gündemde bomba gibi patlamış, dünya basını dahil olmak üzere yaygın ve yerel medyanın pek çok organında yayınlanmıştır. Bu kararın, büyük bir gizlilik içinde kanunlaşarak yürürlüğe girmesinde çok açık dahli bulunan Basın İlan Kurumu, haklı tepkimize, tatil günü olmasına rağmen telaş içinde toplanarak cevap vermiş, ancak aslında büyük bir suçluluk psikolojisi içinde olduğunu ortaya koymuştur. Söz konusu açıklamamızda, iddia edildiği gibi, suç unsuru içeren ifadeler yer almamış, yazılı basının bitirilmesine yönelik bilinçli bir planın çok önemli bir başlangıcı olduğuna değinilmiştir. Nitekim haber ajansları ile çok sayıdaki medya kuruluşu da, basın açıklamamızı makul bularak değerlendirmeye almışlardır. Türk basını açısından hayati önem taşıyan haberimizin, her mecrada yayınlanması da, içerikle ilgili, iddia edildiği gibi bir sorunun olmadığını açık seçik ortaya koymuştur. Bu arada, cevabi açıklamasında iddialarımızı tamamen doğrulayan Basın İlan Kurumu, kendini aklamaya çalışmış ancak ilgili kanunu engelleyemediğini itiraf ederek, bir kez daha kendini ele vermiştir. Yazılı basının gelir kaybının çok küçük bir rakam olduğunu belirterek işin içinden sıyrılmaya çalışan BİK, aslında acz içinde bulunduğunu gözler önüne sermiştir. BİK, ilgili açıklamasında bu kez de tüm resmi ilanların, www.bik.gov.tr internet adresinde yayınlandığını açıklamış, bu yönüyle de gazetelerin satışına ve gazete sitelerinin tıklanma oranına darbe vurduğunu itiraf etmiştir. Tüm resmi ilanların kurumun sitesinde yayınlanması aslında yazılı basına kurum marifetiyle atılan bir başka tokattır. Çünkü, ilanlarını bu sitede okuma imkanını bulan kişi, kurum ve kuruluşlar, gazete aboneliklerini birer birer iptal etmeye başlamışlar, dolayısıyla basın kuruluşları hem tiraj hem de gelir kaybına uğrar olmuşlardır. Yazılı basını kafasında bitiren ve uygulamalarıyla da bunu dillendirmeye başlayan bir şahsiyet, BİK gibi, varlığını yıllar yılı yazılı basın üzerinden sağlayan bir kurumun başında bir dakika bile durmamalıdır. Bilinmelidir ki, bu konular başta olmak üzere BİK’in yanlışlarını, kimseden korkmadan kamuoyuna duyurmaya devam edeceğiz, kamuoyuna saygılarımızla.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’in barajlarında su seviyesi düştü İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir’in içme suyu ihtiyacını sağlayan Tahtalı, Gördes ve Balçova barajlarındaki su seviyelerinin önceki yıllara oranla düşmesine rağmen kısa vadede kentte bir susuzluk tehdidi bulunmadığını açıkladı. İZSU Genel Müdürlüğü, kentin su ihtiyacının yarıya yakınını karşılayan Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki güncel doluluk oranlarını açıkladı. Doluluk seviyesi Tahtalı Barajı’nda yüzde 31, Balçova Barajı’nda yüzde 76, Gördes Barajı’nda ise yüzde 13 olarak kayıtlara geçti. 3 barajdaki toplam su miktarı ise 188 milyon metreküp oldu. Bu üç önemli kaynağın dışında kente su sağlayan Ürkmez Barajı yüzde 43, Güzelhisar Barajı yüzde 86 ve Kutlu Aktaş Barajı ise yüzde 41 doluluk oranına sahip. Tahtalı’da 2008’den beri en düşük seviye Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki su miktarının İzmir’in yaklaşık 8 aylık su ihtiyacını karşılayacağı bildirildi. İZSU yetkilileri Tahtalı Barajı’nda 2008 yılından bu yana en düşük su seviyesinin gözlendiğini belirtirken, su seviyesindeki düşüşün azalan yağışlardan kaynaklandığı vurgulandı. Açıklamada İZSU’nun kente kesintisiz içme suyu sağlamaya yönelik çalışmalarının devam ettiği ifade edilirken, “Barajlarımızda hiç yağış olmasa bile yıl sonuna kadar yetecek su mevcut; ayrıca yer üstü su kaynaklarının yanında kentimizin yer altı su kaynaklarından da faydalanıyoruz. Ancak uzun vadede yaşanabilecek susuzluk tehdidine karşı suyun tasarruflu kullanılması tüm toplumumuz açısından büyük önem taşıyor” denildi.
İstanbul Cam döşemesinin altında sergilenen eserlerle adeta müze olan Koca Mustafa Paşa Camii ibadete açılıyor Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapının 2021 yılında başlanılan restorasyonunda sona gelindi. Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı freskler keşfedilen caminin zemini camla döşenerek adeta müzeye çevrildi. Yarın ibadete açılacak olan 965 yıllık caminin son hali ise havadan görüntülendi. Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapı Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2021 yılında restore edilmeye başlandı. Tarihi camide sürdürülen çalışmalar esnasında hem Bizans hem de Osmanlı Cihan Devleti dönemlerinin özenle korunduğu görüldü. Yapının içi, bir metre kadar toprakla doldurulduğu için katmanda yapılan kazılarda, Bizans devrinin özgün kotuna inilerek zeminde zengin bir döşeme mozaiğiyle karşılaşıldı. Restorasyon çalışmaları çerçevesinde Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı fresklerin keşfedildiği yapının zemini camla kaplanarak adeta müzeye çevrildi. Halısı kaldırıldıktan sonra ortaya çıkan cam zeminin altına döşenen ışıklandırma sistemiyle, Bizans ve Osmanlı tarihine ışık tutan eserler sergileniyor. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret noktaları arasında yer alan cami, Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle halk arasında Hazreti Cabir Camii adıyla da biliniyor. Restorasyonda depreme karşı da güçlendirilen 965 yıllık tarihi cami yarın ikindi namazının ardından ibadete açılacak. Öte yandan, restorasyonu tamamlanan tarihi camiinin son hali havadan görüntülendi. “Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular sergilenecek” Hz. Cabir Camii’nin tarihi hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Hz. Cabir Camii diğer adıyla Atik Mustafa Paşa Camii 1059 yılında bir manastır yapısı olarak inşa edildi. Sultan 2. Bayezid’in sadrazamlarından Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrildi. Hz. Cabir Camii, içerisinde İstanbul kuşatması için gelen Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle Hz. Cabir Camii olarak da bilinmektedir. Yaklaşık bin yıldır ayakta duran bu yapı tarihsel süreçte birçok deprem ve yangına maruz kaldı. 1509 depreminde bir hasar aldığını kaynaklardan öğrenebiliyoruz. 1792 yılındaki Balat yangınında ve küçük kıyamet olarak adlandırılan İstanbul depreminde bir hasar aldı. Bu depremde minaresi yıkıldı, kubbesi de tahribata uğradı. Yıkılan eski minare yerine kesme taştan bir minare inşa edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Hz. Cabir Camii’nin rölöve ve restitüsyon projelerini 2018 yılında Koruma Kurulu’na onaylattık. 2021 yılında ise restorasyon çalışmalarına başladık. Öncelikle araştırma kazıları ve raspa çalışmaları yaptık. Bu yapı içerisinde 1 metreye kadar kazı yapıldı ve 1 metre sonunda yapının ilk dönemine ait opus sectila ismiyle biline döşeme bulundu. Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular, seramik ve mozaik parçaları, Osmanlı dönemine ait özgün şeşhaneler gibi restorasyonda çıkmış eserler sergilenecek. Halı kaldırıldığında ziyaretçiler bu görüntüyle karşılaşacaklar” dedi. “Restorasyonda depreme karşı yapı güçlendirildi” Restorasyonu tamamlanan Hz. Cabir Camii’nde yapılan çalışmaları anlatan Feyyaz Fidan, “Yapının iç ve dış bedeninde raspa yapıldı. Eski onarımlarda yapılmış çimento esaslı sıvalar raspa edildi ve iç yüzeylerde freski sıvalara rastlandı. Freski sıvalar ve ’opus sectila’ belgelemesiyle, konservasyonu yapıldı. Bilim Kurulu kararı doğrultusunda yapının katmanlarının gösterilmesi adına harim içerisinde çelik konstrüksiyon ve üzerine cam bir döşeme yapıldı. Caminin iç tezyinatı hakkında bilgi vermek gerekirse, bitkisel kalem işleriyle süslenmiş bir yapıdır. Ve restorasyonda kalem işlerinin ihyası tamamlandı. Dış cephede özgün harç terkibine uygun derz yapıldı. Bu restorasyonda depreme karşı da yapı güçlendirildi. Enjeksiyon imalatı yapıldı. Minaresi şerefe kotuna kadar söküldü ve özgün tekniğinde tamamlandı. Kubbe üst örtüsü kurşunları yenilendi. Kirpi saçak imalatları yapıldı. İçlik, dışıklar, tüm kapılar, pencereler özgün malzeme cins ve boyutunda yenilendi. Özgün türbe kapısı ve Mahmud Güneşi fümigasyon işleri yapıldı. Hz. Cabir Camii’nin restorasyonunu en kısa sürede tamamlayarak ibadete açılmasını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.