GENEL - 03 Temmuz 2019 Çarşamba 10:47

Roma askerlerinin atlarının barındığı bin 500 yıllık ahır bulundu

A
A
A
Roma askerlerinin atlarının barındığı bin 500 yıllık ahır bulundu

Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesinde bulunan dünyanın en büyük yer altı şehrinde Roma askerlerinin atlarının barındığı bin 500 yıllık ahır ortaya çıktı.

Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesinde bulunan dünyanın en büyük yer altı şehrinde Roma askerlerinin atlarının barındığı bin 500 yıllık ahır ortaya çıktı.


Nevşehir Belediyesi tarafından ortaya çıkartılan dünyanın en büyük yer altı şehrinde çalışmalar devam ediyor. Çalışmalar sırasında bin 500 yıl önce Doğu Roma döneminde savaş atlarının yetiştirildiği ve atların bakımlarının yapıldığı ahır ortaya çıktı. Ahır içerisinde 50 yemlik bulunurken, yemliklerde 100 atın aynı anda beslendiği ifade ediliyor.


Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, dünyanın en büyük yer altı kentinde ortaya çıkartılan ahırın bin 500 yıllık olduğunu ve burada Doğu Roma İmparatorluğu’na ait savaş atlarının yetiştirildiğini söyledi. Başkan Arı, “Şimdi Nevşehir, Kapadokya bölgesi dünya turizminin başkentidir. Türkiye’nin her tarafında farklı turizm destinasyonları bulabilirsiniz ancak Kapadokya ve Nevşehir’in özel bir yeri var. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Kapadokya bölgesi dünyada eşi benzeri olmayan bir bölgedir. Deniz turizmini veya farklı turizm aktivitelerini farklı ülkelerde, farklı şehirlerde benzerlerini bulabilme olasılığınız var. Fakat Nevşehirimizin ve Kapadokya bölgemizin bir alternatifini dünyanın hiçbir yerinde bulmanız mümkün değil. Bu manada Nevşehirimize ve Kapadokya bölgemize yıllık 2 milyon 700 bin turist gelmektedir. İnşallah bu yıl 3 buçuk milyon turist hedefi bulunmaktadır. Ancak şehir merkezimizin turizmden aldığı pay maalesef şuanda sıfır. Fakat şehir merkezinin turizmden aldığı payın artırılabilmesi için elimizde çok önemli bir enstrüman kale bölgesinde çıkan dünyanın en büyük yer altı şehri olarak ifade ettiğimiz kale bölgesindeki yer altı şehrimizdir. Dünyanın en büyük yer altı şehrimizden her gün tarihi aydınlatacak ve bu bölgedeki yerleşimin hangi döneme ait olduğunu ifade edecek her gün farklı turizm ve tarihi yerler ortaya çıkmaktadır. Bunlardan bir tanesi de ahırlar bölgesidir. Aynı anda 100 tane atın bakımının yapıldığı ve yetiştirildiği ahırlar bölgesi ortaya çıktı. Bu ahırların Roma dönemine ait olduğu belirtiliyor. İnşallah biz şimdi şehrimizde yeni bir turizm hamlesi başlatarak hem kale bölgemizi hem de buradaki yer altı şehrini faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Bu faaliyete geçirme esnasında ise bizim en önemli argümanlarımızdan bir tanesi de bu ahırlar bölgesiyle birlikte bu bölgenin tarihine dair verilerin elimize net bir şekilde geliyor olmasıdır. Bu anlamda da 100 tane Roma savaşçı atının yetiştirildiği mekân ortaya çıktı” dedi.



“İHA’ya teşekkür ederim”


Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, "Dünyanın en büyük yer altı şehrinde yapılan çalışmaları görüntüleyen ve kamuoyunu bilgilendiren İhlas Haber Ajansı’na teşekkür ederim" dedi. Arı, “Sizde bu ahırı incelediniz ve görüntülediniz. Bu vesileyle de ben size ve İhlas Haber Ajansı (İHA) ailesine çok teşekkür ediyorum. İnşallah bu bölgeleri çok yakın bir zaman içerisinde hem ülkemizin hem dünyanın turizmine kazandırmış olacağız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.