GENEL - 23 Haziran 2023 Cuma 15:32

4. Geleneksel Liseliler Arası Öykü Yarışması’nda dereceye giren eserler belli oldu

A
A
A
4. Geleneksel Liseliler Arası Öykü Yarışması’nda dereceye giren eserler belli oldu

Kapadokya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen “Engelsiz Kurgular” temalı geleneksel öykü yazma yarışmasında, kitapta yer almaya hak kazanan 21 eser belli oldu.

Kapadokya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen “Engelsiz Kurgular” temalı geleneksel öykü yazma yarışmasında, kitapta yer almaya hak kazanan 21 eser belli oldu.


“Engelsiz Kurgular” temalı geleneksel öykü yazma yarışmasında Kapadokya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Gençlerinöğrencilerinin öykü yazarak yazma becerilerinin; duygu, düşünce ve gözlem yeteneklerinin; Türkçeyi yazım kurallarına uygun olarak kullanmalarının geliştirilmesine katkı sağlamayı hedefleyen ve bu istikamette düzenlenen 4. Geleneksel Liseliler Arası Öykü Yarışması’nda kitapta yer almaya hak kazanan eserler Kapadokya Üniversitesinin YouTube kanalında açıklandı. Türkiye genelindeki tüm ortaöğretim öğrencilerine açık olan yarışma, gençlerin öyküler aracılığıyla bireysel ve toplumsal kimliklerini iyi bir şekilde inşa etmelerini; insana engel olan ne varsa öykü yazarak ona önlem alma becerisi kazanıp, bu beceriyi alışkanlığa dönüştürmelerine yardımcı olmayı hedefledi.


Kapadokya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü olarak düzenledikleri ilk yarışmadan itibaren aynı heyecanı yaşadıklarını aktaran Oylubaş Katfar, ’Engelsiz Kurgular, Engel Tanımayan Öyküler’ temalı öykü yarışması için yazdıkları öykülerden dolayı katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başladı. Kırılgan, gezegeni çerçeveleyen, ekolojik konularda iç içe geçmiş bütün detaylara, etik sosyal sorunlara yeni bakış açısı sunmaya çalışan üniversitemizin çevreci beşerî bilim yayın serileri olduğunu hatırlatan Oylubaş Katfar, öykü yarışması fikrinin de bu Çevreci Beşerî Bilimler Merkezi desteğiyle yeşerdiğini ve öykü yarışmasının kitaplarının da bu merkezden çıktığını ifade etti.


Oylubaş Katfar, “Gençlerin kaleminden, iç içe geçmiş pek çok duygunun ilk yarışmadan beri geleneksel yaşamdaki konumunu gözden geçirdik. Bu sene her zamankinden farklı bir dönemden geçen genç yazarlarımız dünyayı çözüm odaklı hikâyeleştirdiler. Gençlerin öykü yazarak, yazma becerilerinin, duygu, düşünce ve gözlem yeteneklerinin Türkçe yazım kurallarına uygun olarak kullanmalarının geliştirilmesine katkı sağlamak temel hedefimizdi. Gençlerin öyküler aracılığıyla bireysel ve toplumsal kimliklerini de iyi bir şekilde inşa etmelerine ve insana engel olan ne varsa öykü yazarak ona önlem alma becerisi kazanıp hatta kazanması da çok yeterli değil bu beceriyi alışkanlığa dönüştürme konusunda bilgilendirilmesine ortak olmak istedik. Bu yüzden güzel sonla bitecek öykülerle yarışma kitabının dördüncüsünü yayımlamayı düşündük” dedi. Yarışma konusunun 6-7 Şubat depremlerinden önce belirlendiğini ifade eden Oylubaş Katfar, “İnsana engel olan talihsizlikler ya da kalıp yargılar aklımızın ucundaydı. Maalesef 6-7 Şubat depremlerini yaşadık, yüzümüze çarpan bu acı gerçek gençlerin hafızalarındayken, engel kavramının geçmişten bugüne geçen zamanda nasıl değiştiğini, genç bireylerin hayal gücünde nasıl şekillenmekte olduğunu düşünürken, yanılgılarımız üzerinden de aslında bu öykülerle ortaklaşmış olduk” diyerek sözlerini sonlandırdı.


Öykü yarışmasının geleneksel hâle gelmesinden oldukça memnun olduklarını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Gökkaplan, yarışmaların bu kadar heyecanlı, devamı istenilen, her seferinde farklı heyecana sürükleyebilecek bir serüven olacağını ilk başta hayal etmediklerini söyledi. Hem gençlerin ilgisi hem de kendi istekleriyle geleneksel hâle gelen Lisesiler Arası Öykü Yarışması’nın bu yıl dördüncüsünü düzenlediklerini hatırlatan Gökkaplan, “Her yıl bizim için yeni bir soluk oluyor, yeni bir heyecan oluyor. Bizler aslında ülkemizin genç kuşaklarının, genç nesillerinin, oluşturucu zihinlerinin bize ne söylediği ne anlatmaya çalıştığını merak ediyoruz. Mütevelli Heyet Başkanımız ve Üniversitemizin fikir lideri Alev Hanım’ın dediği gibi, "Söyleyecek sözü olan bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz". Belki de Türk edebiyatının Üniversitemizdeki mevcudiyetinin en büyük nedenlerinden bir tanesi de budur. Söyleyebilecek sözü olan, kendini ifade edebilecek bireyler yetiştirmek’ dedi.


Dereceye giren 21 eser, 19 Haziran Pazartesi günü saat 19.00’da Kapadokya Üniversitesi YouTube Kanalı’ndan yapılan canlı yayında açıklandı. Dereceye giren ilk 3 eser, 10 Temmuz 2023 tarihinde yayımlanacak öykü kitabının tanıtım töreninde açıklanacak. Yarışmanın birincisine 4.000 TL, ikincisine 2.500 TL ve üçüncüsüne 1.500 TL karşılığı olan hediye çekleri verilecek. Ayrıca, dereceye giren ilk 21 öykü Kapadokya Üniversitesi Yayınları tarafından kitaplaştırılacak ve öyküleri yayımlanan öğrencilere kitaptan hediye edilecek. Yarışmanın anısına, Üniversitemizin Ürgüp Mustafapaşa Yerleşkesinde bulunan ağaçlandırma alanına 21 öykü için 21 adet fidan dikilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Başkan Albayrak: "EBB kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak AK Parti Daraltılmış İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, "Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" dedi. AK Parti il binasında ’yerel yönetimler’ gündemli toplantı düzenlendi. AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, toplantı sonrasında CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçen Odunpazarı Belediye Meclisi Üyesi Berke Akyel’e rozetini taktı. Ayrıca Gürhan Albayrak, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada, kentte son günlerde yaşanan su kesintilerine de değindi. "EBB kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" Başkan Albayrak, AK Parti Daraltılmış İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, güneme dair açıklamalarda bulundu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin (EBB) çalışmalarını eleştiren Başkan Albayrak, "AK Parti belediyeciliği; reklam değil hakikat, makam değil insan belediyeciliğidir. Bizim anlayışımızda israfı önlemek ve şeffaflık temel esastır. Ancak, bugün Eskişehir’de hem yönetim zafiyeti hem de vatandaşa yüklenen haksız maliyetlerle karşı karşıyayız. Bakınız, Evsel Katı Atık Bedelleri konusunda tam bir karmaşa ve sorumluluktan kaçma hali yaşanıyor. Kanun açık: Katı atık bertaraf tesislerini kurmak ve bu sistemi bir bütün olarak yönetmek Büyükşehir Belediyesi’nin görevidir. Ancak, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinden gelen; personel, araç ve şişirilmiş giderlerle dolu raporları meclisten aynen geçirerek vatandaşımıza yüksek faturalar çıkarılmasına göz yummuşlardır. Buradan soruyorum, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, katı atık tesisinden 2023 ve 2024 yıllarında elde ettiği toplam 110 bin MW’ın üzerindeki elektrik gelirini neden maliyetlerden mahsup etmiyor. Kayıt dışı işletmelerin maliyetini, neden esnafımızın ve vatandaşımızın omuzlarına yüklüyorsunuz. Belediyecilik, vatandaşı ’gelir kapısı’ olarak görmek değil, tam aksine vatandaşın derdine derman olmaktır. Bizler AK kadrolar olarak, bu bedellerin gerçekçi maliyetlerle minimuma indirilmesini hemşehrilerimizin adına özellikle istiyoruz. Buradan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yetkisini kullanmaya davet ediyoruz. Geçtiğimiz gün, Tepebaşı ilçemizde yaşanan su krizi, mevcut altyapının ve bu köhne yönetim anlayışının iflas ettiğinin resmidir. Eskişehir artık, CHP’li ’eski’ zihniyetten kurtulmayı, modern ve çözüm odaklı bir vizyonla yönetilmeyi hak ediyor. Halkımızı mağdur eden her krizin, her haksız bedelin hesabını sormak bizim boynumuzun borcudur. Peki, ESKİ’de yaşanan bu krizler neden bitmiyor. Çünkü Eskişehir’in altyapısı, hâlâ rahmetli Selami Vardar döneminden kalma, miadını çoktan doldurmuş borularla ve yarım asırlık yorgun sistemlerle can çekişiyor. Şehrin altyapısı çürürken üstüne makyaj yapıp ’çağdaş kent’ masalları anlatanlar, bugün acı gerçekle yüzleşiyor. 19 Aralık’tan beri Eskişehirli vatandaşlarımızı bir damla suya muhtaç eden bu liyakatsizlik, sadece bir arıza değil, bir yönetim iflasıdır. ESKİ Genel Müdürü su hesabı yapıp, belediye meclisinde üstten bakan bir tavırla konuşacağına işini yap. 2025 yılında Eskişehir’in yarısı, sizin iş bilmezliğinizden dolayı saatlerce susuz bırakılarak mağdur edilmiştir. Yapay zeka çağında şu konuştuklarımız akıl alır gibi değil. Artık bu şehir S.O.S veriyor. Bugün sözde planlı bir tamiri bile günlerce onaramayan, halkına bir damla suyu veremeyen bu zihniyetle; Allah korusun yarın bir deprem yaşasak halimiz nice olur" dedi.
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Gül: "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" dedi. TBMM Genel Kurulu, 2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, birleşimi açtıktan sonra bütçenin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi. Bütçe üzerine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Bu bütçe milletimizin AK Parti’ye vermiş olduğu 24’üncü bütçe. Her zaman çıkıp ‘Bu millet sizi gönderecek. İşte bu son bütçeniz, bir daha burada oturamayacaksınız’ diyenleri gördük. Ama milletimiz her şeyi çok iyi görüyor, her şey milletimizin hakemliğinde gidiyor ve milletimiz hamdolsun 24’üncü bütçeyi de AK Parti’ye verdi, Cumhur İttifakı’na verdi. İnanıyorum ki daha nice bütçeyi, 2026’ları, 27’leri, 28’leri ve daha nice bütçeleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu milletimiz güçlü desteğiyle inşallah verecek çünkü milletimiz bize güveniyor. Dünya demokrasi tarihinde benzeri az görülmüş bir siyasi süreklilik, siyasi istikrar ve büyük bir toplumsal güven ve mutabakat var. İşte biz de milletimize layık olmak için bütün yürütme olarak, gece gündüz çalışıyoruz ve hedefimiz Türkiye Yüzyılını kurmak" diye konuştu. Konuşmasının devamında milletin çizdiği istikametten yollarına devam edeceklerini dile getiren Gül, "Birçok şey yaptık değerli arkadaşlar; yollar, köprüler, birçok yapılar yaptık. Değerli arkadaşlar, bugün elde ettiğimiz bütün başarıların arkasında devlet ve millet arasındaki bir kaynaşması var. Gazi Meclisimiz, kurucu Meclis olması hasebiyle de dünya parlamentolarında çok önemli bir yere sahip ve Cumhuriyetimizi kurdu. Bu Cumhuriyetimiz ne zaman kök salsa kökü budanmaya çalışıldı, ne zaman demokrasi güçlense hep kesmeye; darbelerle, vesayetlerle, muhtıralarla bu milletin önü kesilmeye çalışıldı, darağacına gönderilen başbakanlar oldu ve bu ülke ne zaman kenetlense hep düşmanlar karşımıza çıkarıldı. Bu düşmanlar, bu ötekileştirilen kesimler kimi zaman dindarlar oldu, kimi zaman Aleviler oldu, kimi zaman Kürtler oldu ve bu kesimler dışlandı, hedef gösterildi. Rövanşist vesayetçi anlayışı, tepeden bakan bir anlayışı, milletin tepesinde boza pişiren zihniyetleri, dönemleri yaşadık" ifadelerini kullandı. "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" Terörsüz Türkiye ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan Gül, "İç cephemizi ne kadar güçlendirirsek dışarıdaki meydan okumalara karşı daha güçlü olacağız, daha güçlü bir meydan okumalara karşı ülkemizin gücünü daha da güçlendirmiş olacağız. Dolayısıyla terörün sona ermesi, varlığını sona erdirmesi ve Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması bu anlamda çok önemlidir ve Suriye’nin Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Nusayri’siyle, hep birlikte, beraber kardeşçe yaşamasını, demokratik katılım ve istikrarını son derece önemli görüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, İran’da yaşayan Kürt kardeşlerimizi kendimizden ayrı görmüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Esad zamanında da oradaki Kürtlerin kimlik problemlerini bire bir sorun eden, onların tanınmasına yönelik her türlü politikalarda Kürt kardeşlerimizin yanında olmuştur. Şimdi de varlıkları ve güçlü temsilleri için her zaman bölgedeki tüm Kürtlerin yanında güçlü bir şekilde olacağız, o kardeşlerimiz her zaman bizleri yanlarında görecekler ve böylece hem ülkemizde hem bölgede huzurlu, kalıcı bir barışı temin ediyoruz" dedi.