GÜNDEM - 20 Ağustos 2025 Çarşamba 19:33

Bayrak direğine saygısızlık tepkilere neden oldu

A
A
A
Bayrak direğine saygısızlık tepkilere neden oldu

Kapadokya’da yabancı uyruklu bir turistin Türk bayrağı direğinde yaptığı uygunsuz hareketler kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı.

UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Listesi’nde yer alan Kapadokya bölgesinin önemli destinasyonları arasında yer alan Uçhisar Kalesi’nin zirvesinde yabancı bir turist, Türk bayrağı direğine uygunsuz hareketlerde bulundu.

Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından AK Parti Nevşehir Milletvekili Emre Çalışkan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla söz konusu davranışı sert bir dille kınadı. Milletvekili Çalışkan, "Bayrak bizim namusumuz, gözümüzün nurudur. Bu bilincin yoksunu olan kim olursa olsun kesinlikle uyarılmalı ve anında müdahale edilmelidir. Kapadokya’da misafir ettiğimiz turistler her zaman Nevşehir’in misafirperverliğiyle ağırlanmıştır. Ancak milli ve manevi değerlerimize yönelik bu saygısızlık asla kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Olayın takipçisi olacaklarını da vurgulayan Çalışkan, "Şiddetle kınıyorum. Bu şahıs hakkında gerekli işlemlerin yapılması ve yasal adımların atılması için süreci yakından takip edeceğiz. Milletimizin değerlerine yapılan hiçbir saygısızlığa müsamaha göstermeyeceğiz" dedi.

Asım Çapacı


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Prof. Dr. Önal: "Radyoterapi kanser tedavisinde daha etkili hale geldi" Radyoterapinin temel amacının tümör hücrelerinin DNA yapısını bozarak çoğalmasını engellemek olduğunu belirten Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hüseyin Cem Önal, "Modern teknolojiler sayesinde tedavi çok daha güvenli, daha hedefe yönelik ve daha etkili hale geldi" dedi. Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hüseyin Cem Önal, kanser vakalarının dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de artış gösterdiğini belirterek hem radyoterapi yöntemleri hem de kanserden korunma yolları konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Önal, kanserin yalnızca tedavi süreciyle değil tanı aşamasıyla da son derece hassas ve uzmanlık gerektiren bir hastalık olduğunu vurgulayarak, doğru tedavi planlamasının multidisipliner bir ekip tarafından yapılmasının hayati önem taşıdığını ifade etti. Kanser tedavisinde multidisipliner yaklaşım şart Prof. Dr. Önal, kanserin tanı ve tedavi sürecinin tek bir branşın sorumluluğunda olmadığını, aksine birçok bölümün bir arada çalışması gerektiğini söyledi. Önal, "Görüntüleme, patoloji, cerrahi, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi bir bütünün parçalarıdır. Bu halkalardan birinin eksikliği, tedavinin doğruluğunu ve başarısını olumsuz etkileyebilir. Özellikle radyoterapi hakkında toplumda ciddi bir bilgi kirliliği bulunuyor. Kanser tedavisine hangi yöntemin uygun olacağının mutlaka bir tümör konseyinde tartışılması gerekir. Hangi hastanın hangi tedaviyi, hangi sırayla alacağı bilimsel verilere göre belirlenmelidir. Radyoterapi ile ilgili bilgilerin de mutlaka uzman hekimden alınması gerekir. Halk arasında ‘ışın tedavisi’ olarak bilinen, radyoterapinin temel amacı tümör hücrelerinin DNA yapısını bozarak çoğalmasını engellemek. Modern teknolojiler sayesinde tedavi çok daha güvenli, daha hedefe yönelik ve daha etkili hale geldi" diye konuştu. Prof. Önal, radyoterapinin üç ana amaçla uygulandığını belirterek şunları söyledi: "Ameliyat sonrası mikroskobik tümör hücrelerini yok etmek: Genellikle meme kanseri ve bağırsak kanserinde ameliyat sonrası tümörlü olan bölgeye radyasyon verilerek hastalığın aynı bölgede tekrar etmesi önlenir. Ameliyatsız tümörü yok etmek: Prostat kanseri, rahim ağzı kanseri, gırtlak ve geniz bölgesi tümörleri gibi bazı kanserlerde radyoterapi tek başına tedavi sağlayabilen bir yöntem. Ameliyat öncesi tümörü küçültmek: Büyük tümörlerde radyoterapi ile kitle küçültülerek cerrahi daha mümkün ve güvenli hâle getirilebilir." Türkiye kanser tedavisinde dünya standartlarında Prof. Dr. Önal, Türkiye’nin kanser tedavisinde dünya standartlarını yakalamış bir ülke olduğunu kaydederek, "Amerika’da verilen modern radyoterapi tekniklerinin aynısı Türkiye’de de hastalara uygulanabilmektedir. Bu gelişmişlik düzeyi sayesinde birçok kanser türünün artık erken evrede tespit edildiğinde "kronik hastalık" düzeyine inecek şekilde kontrol altına alınabilir. Tedavilerin planlanmasında artık daha hassas bir yaklaşım benimseniyor. Hastalara gereksiz tedavi yükü vermeden, onlara en uygun ve en az yan etkiye sahip protokoller seçiliyor" şeklinde konuştu. Kanserden korunmanın en etkili yolu sigara içmemek Koruyucu hekimlik konusuna değinen Prof. Dr. Önal, "Toplumun kanserden korunma konusunda yapabileceği en önemli adım, kanserojen madde olduğu yüzde yüz kanıtlanmış sigarayı bırakmasıdır. Sadece akciğer değil, gırtlak, yemek borusu, pankreas, idrar torbası gibi birçok kanser türünde sigara çok önemli bir risk faktörüdür" ifadelerini kullandı. Bunun yanında sağlıklı beslenmenin, özellikle yağlı gıdalardan uzak durup sebze-meyve ağırlıklı beslenmenin kanser riskini azalttığını aktaran Önal, her gün 15-20 dakikalık düzenli yürüyüşün bile hem kanserden korunma hem de tedavi sonrası iyileşme sürecinde önemli katkılar sağladığını dile getirdi. Tarama programlarının önemi ve erken tanı Türkiye’de kanser tarama programlarının çok etkin yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Önal, "Özellikle KETEM’lerde ücretsiz yapılan mamografi taramaları meme kanserinin erken teşhisinde büyük avantaj sağlamaktadır. En ufak bir bulgu olduğunda beklemek yerine hemen bir hekime başvurulmalıdır. Kanser artık birçok türde erken yakalandığında başarıyla tedavi edilebilen bir hastalık haline geldi. Kanserle mücadelede en önemli güç bilgi ve farkındalıktır. Unutmayalım: Erken tanı hayat kurtarır" diyerek sözlerini tamamladı.
Şırnak Kayaların ortasındaki manastır görenleri hayrete düşürüyor: Yüzlerce yıllık yapı dron ile görüntülendi Şırnak’ta yüzlerce yıl önce yapılan ve kayaların arasında olması nedeni ile erişimi zor olan manastır görenleri hayrete düşürüyor. Terörsüz Türkiye süreci ile girilemeyen bölgelere bir bir girilmesinin ardından onlarca asırlık manastır dron ile görüntülendi. Huzur ve güvenin sağlandığı Bestler Dereler bölgesindeki köylerden biri olan Kovankaya köyü tarihi ve dokusuyla göz kamaştırıyor. İlçeye 40 kilometre uzaklıktaki boşaltılmış köyde yaz aylarında 3 aile kalıyor. Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya köyünde 2 bin yıl önce yapıldığı rivayet edilen dev iki yapı, görenleri hayrete düşürüyor. Kayaların ortasına yapılmış manastıra neredeyse kimse ulaşamıyor. Şimdiye kadar 400 rahibin eğitim gördüğü eski yapıya Keldaniler, ayin için geliyor. Köyde tek başına kalan Kemal Diril isimli vatandaş, kilise hakkında şu ifadeleri kullandı: ’’Resmi olarak 450 yıldır var. Ama anlatılana göre 2 bin yıl önce yapılmış bir kilise. Rivayete göre Mısır’da ölen Martaj Maoni adına yapılmış bir kilise. Kiliseden sonra manastır olmuş. Anlatılana göre 400 rahip burada eğitim görmüş. Herkes gelip ziyaret ediyor. Devletimizin huzur ve güveni sağlamasıyla vatandaşlar geliyor. Yollarımızın yapılmasını istiyoruz. Buralar çok güzel bir yer. Devletin teşviki olsa çok güzel olur’’ dedi.