ASAYİŞ - 26 Mart 2019 Salı 08:53

Heyelan korkusu yaşayan vatandaşlar: "Geceleri uyumaya korkuyoruz"

A
A
A
Heyelan korkusu yaşayan vatandaşlar: "Geceleri uyumaya korkuyoruz"

Ordu’nun Fatsa ilçesinde heyelan nedeniyle 12 ev için boşaltma kararı alınırken, mahallede bulunan diğer evler de çatlaklar nedeniyle tehlike altında kaldı.

Ordu’nun Fatsa ilçesinde heyelan nedeniyle 12 ev için boşaltma kararı alınırken, mahallede bulunan diğer evler de çatlaklar nedeniyle tehlike altında kaldı. Geceleri uyumaya dahi korkuttuklarını belirten vatandaşlar, heyelanın taş ocağından kaynaklandığını iddia etti.


Fatsa ilçesine bağlı İslamdağ Mahallesi Dilaveroğlu Caddesi’nde taş ocağından dolayı olduğu iddia edilen heyelanlar nedeniyle evlerde ciddi derecede hasarlar oluştu. Mahalledeki 12 ev için oturulamaz raporu verilirken, diğer evlerdeki çatlaklar da ciddi derecede hasarlar oluşturdu. Fındık bahçelerinde de toprak kaymalarının yaşanması sonucu tedirgin olduklarını belirten vatandaşlar, geceleri uyumaya dahi çekindiklerini belirtiyor.


Evlerini ve mahallelerini terk etmek istemediklerini söyleyen Yeter Güney, heyelan nedeniyle korktuklarını, geceleri uyumaya dahi çekindiklerini belirtti. Güney, heyelan sonucu bir hayvanının da ciddi derecede yaralandığını belirterek, yetkililerden yardım istedi. 2 yıldır heyelanla yaşadıklarını anlatan Güney, son 5 aydır heyelanın arttığını aktardı.



"Taş ocağının çok etkisi var"


Nazmiye Güney isimli vatandaş da evlerinde ciddi derecede hasar oluştuğunu ifade ederek, "Her tarafta var. Harmanlarda da zarar ver. Günden güne aydan aya zarar görüyor. Zamanla göçmeye ve yarılmaya başladı. Taş ocağının bu heyelana çok etkisi var. Ondan dolayı oluyor. buraya geleli 50 yıl oluyor, şimdiye kadar böyle bir durumla karşılaşmadık. Son 2 yıldır var, bir süredir de daha fazla” şeklinde konuştu.



"Vatandaşlar buradan ayrılmak istemiyor"


Adem Güney isimli mahalle sakini de ÇED raporlarında heyelanın, taş ocaklarından kaynaklandığının yer aldığını belirterek, özetle şunları söyledi:


“Taş ocağı uzun bir süredir burada faaliyet gösteriyor. Bu taş ocaklarından dolayı mahalle topraklarında kayma oldu. ÇED raporlarında da bu açık şekilde belirtilmiştir. Heyelanın, atılan dinamitlerden dolayı tetiklendiğini ÇED raporlarında belirtilmesine rağmen faaliyetleri devam ediyor. Köyde görülen zararlar da zaten bellidir. Kesinlikle bu faaliyetin durdurulmasını veya buraların güçlendirilmesini istiyoruz. Köylülerin burayı terk etmek istemediğini belirtmek istiyorum. Kimse buradan ayrılmak istemiyor. 12 tane eve boşaltma kararı çıkartıldı ancak bu insanlar ikna olmuyor. Yetkililerin eğer buraları güçlendirmek için yapacakları bir şey varsa, güçlendirme ve buraları koruma altına alınmasını istiyoruz. Biz bunun taraftarıyız, köyü terk etme taraftarı değiliz. Boşaltılma kararı verilen evlerin dışındaki evlerde de hasar ve çatlaklar var.”



“Evin bazen yerinden oynadığını gördük, çatlama seslerini duyuyoruz”


Abdulkadir Yirmibeşoğlu da taş ocağından dolayı evlerinde hasar oluştuğunu ve evlerini boşalttıklarını iddia etti. Taş ocaklarının, bölgeden kalkması gerektiğini aktaran Yirmibeşoğlu, geceleri uyumaya korktuklarını, bazen evin çatlama seslerini duyduklarını ve evin yerinden oynadığını gördüklerini aktardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Toz taşınımı polen ve nektara ulaşımı zorlaştırdı, arılar strese girdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da son zamanlarda etkili olan toz taşınımı, arıları olumsuz etkiledi. Çiçekler üzerinde biriken tozlar nektar ve polen akımına engel olurken, arılarda stres oluştu. Küresel ısınmanın oluşturmuş olduğu iklim değişikliği günümüzde ekstrem meteorolojik olaylar yaşanmasına sebep oluyor. Bu çerçevede Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da son zamanlarda toz taşınımı etkili oldu. Meteorolojinin de sıklıkla uyarı yaptığı toz taşınımı ilk olarak arıları etkiledi. Taşınıma bağlı olarak arılar strese girerken, çiçeklerin üzeri ise toz ile kaplandı. Bu kapsamda arıların çiçeklerden nektar ve polen alması da zorlaştı. Son zamanlarda toz taşınımından dolayı arılarda stres oluştuğunu dile getiren Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kimyager Fırat Canbay, tozların çiçekler üzerinde birikim yaptığını ve arılarında nektar ve polenlere ulaşamadığı söyledi. Bal rekoltesinde düşüşlerin yaşanabileceğini vurgulayan Canbay, özelikle 5 yılda bölgedeki meteorolojik hafızanın bozulduğunu ve uzun vadede doğal seleksiyonun oluşabileceğini aktardı. Bölgede arıcılık sektörünün bahar mevsimini yaşadığını belirten Başkan Fırat Canbay, “Ancak Meteoroloji’den son 10 gündür gelen toz taşınımı uyarısı var. Toz taşınımı mevcut ekosistem içerisinde oluşan bir ekstrem olaydır. Son yıllarda özellikle iklim değişikliğinden kaynaklı oluşan bu toz taşınımları mevsimsel olarak geçiş döneminde olması gerekirken mevsimin ortasında olmaya başladı. Bizim için önem arz eden çiçekler üzerindeki polen ve nektarın arılar tarafında çekilmesine engel olmaktadır. Bununda en önemli sebebi tozlar, çiçekler üzerinde birikim yapıyor. Arıların da buradan polen ve nektar taşımasına engel oluyor. Bunlar sektör olarak olumsuz gelişmelerdir. İleri döneme arıcılık sektöründe maliyetli bir sürece girileceğini göstermektedir. Çünkü mevsim olarak bahar ve bal akımına yaklaşık 50 günlük sürecimiz söz konusu. Bu süre içerisinde arıcılarımızın kıştın çıkmış arılarını koloni varlığı olarak genişletmesi ve güçlendirmesi gerekmektedir. Eğer bu toz taşınımı böyle devam ederse koloniler, bu çiçekteki nektar ile polenden yeteri kadar faydalanamamağı için arıcılarımıza ekstra yük ve maliyet getirecektir" dedi. "Verim düşüklüğüyle de karşı karşıya gelme ihtimali yüksektir" Özellikle bahar mevsiminin koloni varlığı, verim ve rekolte üzerinde en önemli etkenlerden bir tanesi olduğunu aktaran Başkan Canbay, "Doğayla temaslı bir sektör. Doğanın da canlı ve verimli olması gerekiyor. Tabii bu kendi başına yeterli bir sebep değil. Koloninin de güçlü olarak bal akımı dönemine girmesi gerek. Dolasıyla bu toz taşınımından dolayı yeterli kadar gelişemeyen, varlığını artıramayan koloniler, bal mevsiminde verim düşüklüğüyle de karşı karşıya gelme ihtimali yüksektir" diye konuştu. "Toz taşınımından kaynaklı strese bağlı olumsuzluklar da görülmektedir" Canbay, "Özellikle bizler nektar ve polen taşınmasında olumsuz gelişmelerden bahsettik. Ayrıca arılarda bu toz taşınımından kaynaklı strese bağlı olumsuzluklar da görülmektedir. Son 10 gündür bölgeden gelen şikayetler var. Özellikle kolonilerin agresif davranışlar sergilediği ve strese bağlı durumlar gözlemlendiği bir gerçektir. Bunlarında sebeplerini incelediğimiz zaman gerçekten toz taşınımının koloniler üzerindeki olumsuz gelişmelerden biri olarak değerlendirebiliriz. Toz taşınımının arı varlığı üzerindeki en önemli olumsuzlarından bir tanesi arılarda oluşturmuş olduğu strestir” şeklinde konuştu. "Zaman içerisinde bitkiler ve canlılar doğal seleksiyona uğrayacak" Küresel ısınmanın oluşturmuş olduğu iklim değişikliğine bağlı bölgede birtakım ekstrem olaylar gerçekleştiğini vurgulayan Canbay, “Bölgenin bir meteorolojik hafızası vardı. Son 5 yıldır şunu görüyoruz, bölgedeki meteorolojik hafıza bozuldu ve yeni hafızalara yol açıldı. Zaman içerisinde bitkiler ve diğer canlılar doğal seleksiyona uğrayacak. Ama yakın zaman içerisinde bu olumlu bir gelişme olarak durmuyor. Uzun vadede bu doğal seleksiyona da dönüşebilir” ifadelerini kullandı.
Adana Ağlatan doğum günü sürprizi: Down sendromlu Ramazan, ilk kez doğum günü kutladı Adana’da hayatı boyunca doğum günü kutlamayan down sendromlu 23 yaşındaki Ramazan için yapılan doğum günü sürprizinde annesi gözyaşlarını tutamadı. Ramazan’ın mutluluğu ise gözlerinden okundu. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi’nde yaşayan Feride (42) ve Zeki Elçiçek’in(43) 8 çocuğundan en büyüğü olan Ramazan (23), down sendromlu olarak dünyaya geldi. Doğduğundan bu yana sağlık sorunlarıyla boğuşan Ramazan’ın ailesi de maddi imkansızlıklar nedeniyle evladının doğum gününü hiç kutlayamadı. Geçtiğimiz ay Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Derneği’ne ulaşan anne Feride Elçiçek, evladının 23. yaş doğum gününü kutlamak istediğini söyledi. Pasta alındı, sürpriz yapıldı Ogün Abi Derneği ise bu isteğe kayıtsız kalmadı ve down sendromlu Ramazan için özel pasta yaptırılıp sürpriz doğum günü partisi yapıldı. Ramazan’ın mutluluğu gözlerinden okunurken anne Feride Elçiçek ise evladının ilk kez kutlanan doğum gününde gözyaşlarını tutamadı. Pastayı kesti, ilk dilimi kendisi yedi Mumları üfledikten sonra Ogün Abi Derneği başkanı Ogün Sever Okur ile birlikte pastayı kesen Ramazan, kestiği pastadan ilk dilimi yedi. “Hiç doğum gününü kutlayamadık” İhlas Haber Ajansı’na konuşan anne Feride Elçiçek, çok mutlu olduğunu söyledi. Elçiçek, “Çok duygulandım. Çünkü Ramazan benim en kıymetlim. Kendisi 2 aylık olduğunda down sendromlu olduğunu öğrendik. Kalbinde 3 tane delik vardı ve ameliyat oldu. Sürekli hastanelerde kaldık. Bu yaşa geldi ama hep hastaneye gidiyoruz. Hiç doğum gününü kutlayamadık. Bugün çok mutlu oldu. İlk defa oğlumun doğum gününü kutladık. Ben onun doğum gününü kutlamayı hep istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı. En azından bugün oğlumun yüzü güldü” ifadelerini kullandı. “İlk kez kendi pastasını yedi” Ogün Sever Okur ise Ramazan’ın mutluluğu nedeniyle çok duygulandığını anlatarak, “Ramazan’ı uzun zamandır tanıyorum ve ailesinden onun bugün doğum günü olduğunu öğrendim. Bizlerde ona böyle sürpriz yapalım istedik. Bu tarz organizasyonları sürekli yapıyoruz. Başkasının doğum günü olsa bile pastasını dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara gönderenler oluyordu. Ramazan her pasta geldiğinde koşarak yanımıza geliyordu. Bu seferde kendi doğum gününü kutladı. İlk kez kendi pastasını yedi. Annesi ve biz çok duygulandık” dedi. Öte yandan Ogün Sever Okur dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların doğum günlerini kutlamaya devam edeceklerini söyledi.