GÜNDEM - 29 Ağustos 2024 Perşembe 09:08

Çocukluk hayali olan okuma yazmayı 86 yaşında öğrendi

A
A
A
Çocukluk hayali olan okuma yazmayı 86 yaşında öğrendi

Osmaniye’de yaşayan 6 çocuk annesi Ayşe Aydoğan, çocukluk hayali olan okuma yazmayı 86 yaşında öğrendi.


Osmaniye’de kent merkezinde yaşayan 86 yaşındaki Ayşe Aydoğan, babasının okula göndermemesi nedeniyle çocukluk hayali olan okuma yazmayı öğrenemedi. Eşinin vefatından ardından, Osmaniye’deki Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı Gündüz Bakım ve Aktif Yaşam Merkezine gitmeye başlayan Aydoğan, el işleri, resim ve çeşitli etkinliklerle hayata yeniden tutunmaya başladı. Merkezdeki yetkililerden çocukluk hayali olan okuma yazmayı öğrenmek için yardım isteyen Ayşe Aydoğan bu hayaline 86 yaşında kavuştu. Okuma yazma belgesini Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz’dan alan Ayşe Aydoğan hayalini gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadı.


Burada herkesin okuması yazması vardı benim yoktu ben kendimde bir eksiklik hissettim diyen Ayşe Aydoğan, ’’Okumaya çocukken babam göndermemiş. Ben de o çocukluk hevesim içimde kalmıştı. Bir türlü yakalayamadım okuma şansımı. İşte sonra çoluk çocuğa karıştık, olmayınca da kaldı içimde üzülüyordum. Ben niye okuyamadım, niye okuma yazma öğrenmedim diye. Sonra da işte olmadı, kısmet olmadı. 2 sene oldu eşim öleli o öldükten sonra evde yalnız kaldım. Buranın açıldığını duydum. Arkadaşlarım haber verdi. Belli bir yaştaki insanları orada yardımcı oluyorlar, ilgileniyorlar, arkadaşlarınız var vakit geçirirsin. Ben de dedim bir gideyim, göreyim, memnun olursam devam ederim dedim. Memnun olmazsam da gitmem dedim. Geldim, memnun oldum. Bir buçuk sene oldu ben buraya hiç aksatmadan geliyorum. Çocuklarım gezmemi istiyor gidelim, değişiklik olsun anne diyor. Benim okulum var, gitmem diyorum, ben buraya okul bildim. Burada da herkesin okuması var, benim yoktu. Ben orada bir eksiklik hissettim. Buradaki görevliler Fatma hanım ve Fatih beye her şeye yardımcı oluyorsunuz her işte hocamız var. Ben okuma yazma öğrenmek istiyorum bana da bunu öğretin buranın görevlisisiniz dedim. Birkaç gün sonra bana bir kalem bir defter verdiler okumaya başlayalım dediler. Allah bin sefer razı olsun Fatih bey ve Fatma hanımdan bana sabır ettiler buraya kadar getirdiler. Ben kendi kendime daha güzel okuyorum ama burada azıcık heyecan yaptım. Kelimeler birden çıkaramadım’’ diye konuştu.


’’Okusaydım öğretmen olmak isterdim’’


Babasının kendini okutmadığı için okuma yazma öğrenemediğini dile getiren Aydoğan, ’’Amcamın kızı okudu, öğretmen oldu. Aynı yaştaydık, onu okuttular, ben okuyamadım. İşte çocuk aklı, yani direnemedim mi? Artık nasıl oldu ben de bilmiyorum. Keşke direnseymişim. Babamda öyle fazla sert bir baba değildi aslında. Kısmet olmadı okusaydım öğretmen olurdum. Çok seviyordum yani insanlara yardımcı olmayı çok seviyorum, anlayacağın. Burada mutluyum yavrum, örgü, sabun bezleri, gül, hamurdan çiçek yaptık’’ dedi.


(MSL-VK-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.