- 12 Haziran 2021 Cumartesi 10:37

Hobi olarak başladılar, meslek sahibi oldular

A
A
A
Hobi olarak başladılar, meslek sahibi oldular

Rize’de yaşayan ve asıl mesleği aşçılık olan Ümmügülsüm Öztürk ile arkadaşı Büşra Kasap, hobi olarak başladıkları ipek böceği yetiştiriciliğini şimdilerde meslek haline getirdi.

Rize’de yaşayan ve asıl mesleği aşçılık olan Ümmügülsüm Öztürk ile arkadaşı Büşra Kasap, hobi olarak başladıkları ipek böceği yetiştiriciliğini şimdilerde meslek haline getirdi.


Rizeli Aşçı Ümmügülsüm Öztürk dört yıl önce ipek böceklerine merak saldı. İnternette gerekli araştırmaları yaptıktan sonra hobi olarak evlerinde ipek böceği yetiştirmeye başladı. Zaman geçtikçe ipek böceklerini çok seven Öztürk, böceklerin sayılarını artırarak işi haline getirdi. Ümmügülsüm Öztürk’ün arkadaşı Büşra Kasap da ipek böceği yetiştirmeye başladıktan sonra işlerini birleştirdi. Şimdilerse ise bir iki arkadaş bir depo kiralayıp üretimlerini arttırmak istiyor.


İpek böceği yetiştiriciliğine hobi olarak başladığını ancak bugünlerde 100 kutu ipek böceği olduğunu belirten Ümmügülsüm Öztürk "Özel bir şirkette aşçı olarak çalışıyorum. Hobi olarak bu işe başladık. Dört senedir bu işe merak saldım. İnternetten araştırdım. Daha sonrasında kendimizi bu işin içinde bulduk. İlk bir kutu ile başladık. Bir kutuda İki bin küsur ipek böceği var. Yavaş yavaş bu sayıyı artırdık. Şu an da elimizde mevcut 100 kutu var” şeklinde konuştu.



“Ortak olmak isteyenler var”


Başkaları tarafından ortaklık tekliflerinin geldiğini söyleyen Öztürk “Etrafımızdan güzel yorumlar alıyoruz. ’Yapabilir misiniz?’ gibi sorular alıyoruz bazen. Evet yapabiliriz, neden yapamayalım? Kendi ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Depoya taşındıktan sonra da ekip kurmayı düşünmüyoruz. Şu an bizim için çok erken. Ortak olmak isteyenler çoğaldı. Ama biz şimdilik istemiyoruz. Bizim için çok erken” ifadelerini kullandı.



“Güzel bir getirisi var”


Yetiştiriciliğin çok zor olduğunu fakat güzel bir getirisi olduğunu ifade eden Öztürk “Ürettiğimiz kozaları sadece Kozabirlik alıyor. Kozabirlik dışında satış gerçekleştirmiyoruz. Günde üç kez yemliyoruz. Böcekler yavru iken günde dört seferdi. Büyüdükçe günde üç sefere düşürdük. Sabah, öğle ve akşam yemliyoruz. Böcekler dört gün yiyor, bir gün uykuya geçiyor. Her uyudukları zaman bir yaş alıyorlar. Kırk günü tamamladıktan sonra koza örmeye başlıyorlar. Dört yıldır bu işi yapıyorum. Bu sene üzerinde biraz daha yoğunlaştım. Güzel bir getirisi var” diye konuştu.



“İlk başlarken kırk beş gün çok yoğun”


İpek böceklerini beslemeye başlayınca ilk 45 günün çok önemli olduğunu söyleyen Büşra Kasap "Özel bir şirkette muhasebe bölümünde görevliyim. Gülsüm hanım sayesinde bir yıldır ben de bu işe başladım. Bakımları gayet zor. İlk başlarken bir kutu ideal. Yaklaşık kırk beş gün sosyal yaşantınızı bir kenara atmanız lazım" dedi.



“Dut arazisi şart”


Kendilerinin dut arazileri olmalarına rağmen yaprak eksikliği yaşadıklarını dile getiren Kasap ”Bu işi yapabilmeniz için dut arazinizin olması gerekiyor. Başka türlü gerçekten çok zor. Bizim dut arazimizin olmasına rağmen yetişemiyoruz. Şu an yaprak sıkıntımız var” bilgisini paylaştı.



“Evde doksan kasa ipek böceği var”


Evinde doksan civarı kasa olduğunu ve yakın bir tarihte üretimi büyütmek için depo kiralayacaklarını dile getiren Büşra Kasap ”Evimde doksana yakın kasa var. Yakında depoya taşınacağız. Ben dediğim gibi bu yıl dahil oldum. İnşallah güzel işler yapacağız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep MÜZSAN organizasyonu ile bağlama öğrenen depremzede kursiyerlere sertifika verildi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen proje kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile bağlama çalmayı öğrenen 250 depremzede öğrenci düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen ‘bağlama ve eğitim bizden, öğrenmek sizden’ projesi kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile depremden etkilenen 11 ildeki konteyner kentlerde yaşayan gönüllü öğrencilere bağlama kursu verildi. Depremzede 250 öğrencinin bağlama öğrenmesini sağlayan projenin finali ve sertifika töreni yapıldı. Gaziantep Şahinbey Kültür Merkezi’nde yapılan törene MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Selçuk Korkmaz, deprem bölgesindeki illerden gelen öğrenciler, velileri ve hocalar katıldı Onurlu’dan Bakan Ersoy ve ekibine teşekkür Törende konuşma yapan MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, “Aylarca devam eden projemizin bugün sonuna geldik ve burada finali yapıp kursa katılan kursiyerlerimize katılım belgelerini veriyoruz. Daha önce dağıttığımız bağlamaları ile bu kursiyerlerimiz bağlama çalmayı öğrendiler ve bugün de bu belgeyi almaya hak kazandılar. Bu projede bizlerden desteklerini esirgemeyen başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakan yardımcısı Nadir Alpaslan, Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ve bakanlık çalışanları ile bu projede üstün gayret gösteren hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Yapılan konuşmaların ardından bağlama kursiyerlerine katılım belgeleri teslim edildi. Tören sonrası MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu ve depremzede kursiyerler ile birlikte Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi ziyaret edildi. Ziyaret sırasında Halfeti Kaymakamı Zikrullah Erdoğan ile de bir araya gelen heyet, daha sonrasında tekne turuna katıldı, sıra gecesi eşliğinde doyasıya eğlendi. Program, günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Bayburt Bayburt’tan özel çocuklar ilk defa atlarla tanıştılar Bayburt’ta özel gereksinimli öğrenciler at çiftliğinde at binerek keyifli vakit geçirdiler. İlk defa atlarla tanışma fırsatı bulan çocukların heyecanlı ve mutlu halleri yüzlerde tebessüm oluştururken, özel çocukların at bindiği, doyasıya eğlendiği o anlar adeta yürekleri ısıttı. Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulunda eğitim gören öğrenciler için Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Gençlik Merkezi işbirliğiyle Kurucakol köyünde bulunan at çiftliğinde at binme etkinliği düzenlendi. İlk defa at binen öğrenciler heyecanlı anlar yaşarken, etkinlikte çocuklarını yalnız bırakmayan veliler çocukların heyecanlarına ortak oldular. Öğretmenleri ve gençlik merkezi gönüllüleri kontrolünde ata binen çocukların mutlulukları yüzlerine yansırken, çocuklar çok mutlu olduklarını söylediler. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamadıklarını, sosyal ve kültürel etkinliklere de katkı sunduklarını söyleyen Bayburt Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, "Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Bayburt Gençlik Merkezi olarak özel kardeşlerimize özel bir etkinlik düzenledik. Özel çocuklar atla tanıştılar, ata bindiler. Bugüne kadar yaptığımız etkinlikler içerisinde en sevdiğimiz etkinlikler bu tür etkinlikler oluyor. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamıyoruz, aynı zamanda atlarımızla birlikte şehrimizdeki bu tür kültürel ve sosyal faaliyetlere de katılıyoruz" dedi. Özel öğrencilerin mutlu olduğunu, keyifli bir gün geçirerek, unutulmaz anlar yaşadıklarını belirten Gençlik Merkezi Gençlik Lideri Kadir Köprücü, "Özel öğrencilerimizi çiftliğimizde ağırladık. Onların bu özel ve güzel gününde yanlarında olmaktan onur ve mutluluk duyduk. Onların sevincini görmek, onların mutluluğunu görmek bizleri de gerçekten mutlu etti. Buradan herkese bu kardeşlerimize özel olduklarını hissettirmeleri gerektiğini ve her daim yanlarında olmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Göründüğü gibi çocuklar çok mutlu oldular, atlarla tanıştılar, atları sevdiler, mutlu bir gün geçirdiler" ifadelerini kullandı. Düzenlenen etkinliğe Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Mahmut Sarıaslan, Kop Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, Gençlik Merkezi liderleri, gönülleri, öğretmenler, aileler ve çocuklar katıldı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlik, toplu hatıra fotoğrafı çekilmesinin ve öğrencilere ikramlarda bulunulmasının ardından son buldu.
Mersin Sakinliği sevenler için Kızkalesi’nin en güzel zamanı Son günlerde havanın ısınmasıyla birlikte deniz suyunun 23 derecelere ulaştığı Akdeniz’in incisi Mersin’in en gözde mekanlarından Kızkalesi’nde sakinliği sevenler tatilini geçirmeye başladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Korykos Antik Kenti’nin en önemli parçası olan Türkiye’nin turizm merkezlerinden Mersin’in Erdemli ilçesi sınırlarındaki ’Kızkalesi’nde en güzel zamanlar yaşanıyor. Havanın 28 derecelere ulaştığı bugünlerde deniz suyunun da 23 derece olmasıyla sakinliği sevenler tatillerini geçirmeye Kızkalesi’ne gelmeye başladı. Tatil şehirleri arasında denizi, altın sarısı kumuyla dikkat çeken Kızkalesi’nde tatilciler uygun fiyata tatil yapmanın fırsatını da yaşıyor. 5 gecelik tatil fiyatının otel ve pansiyonlarda 10 ile 15 bin TL’ye gelmesi de tatilcileri cezbediyor. Mayıs ayında tatile gelenler hem denizin, hem kumsalın tadını çıkartıyor. Günü birlik gelenler ise tekne turu yaparak Kızkalesi’ne giderek tarihi mekanı geziyor. "En güzel zamanları Şehir dışından tatil amaçlı gelen ve kendini dünyanın harika yerlerinden Kızkalesi’nde bulduklarını belirten Mehmet Uysal," Şuan en güzel zamanları. Çocuklarla birlikte harika bir zaman geçiriyoruz. Deniz çok güzel. Gelir gelmez denize girdim. İnsan dayanamıyor, Mart ayında da olsak girerdim denize o kadar güzel albenisi var ki. Dünyanın öbür ucundan insanlar geliyor. Oteller de fiyat olarak çok uygun. Gerçekten en güzel zamanları, yoğunlaşmadan herkese tavsiye ederim"dedi. "Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı" Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop ise," Sakinliği tercih edenler için mayıs, haziran en güzel dönem. Kurban bayramıyla beraber Eylül’ün 15’ine kadar her yer dolu dolu geçeceği için sakinliği tercih edenleri şimdi bekliyoruz. Fiyatlar çok makul, herkesin bütçesine uygun konaklayacağı tesisler mevcut, alternatifler çok fazla"ifadelerini kullandı. İnsanların denize girmeye başladığına dikkat çeken Öztop," Denizin sıcaklığı 23 derece. Tabi Mersin tatil noktasında çok güzel bir yer. 321 kilometre kıyı şeridimiz mevcut. Başlı başına bir destinasyon. Bununla beraber Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı. Gerçekten muazzam bir denizimiz var, 25 metreden sonra derinleşiyor. Denizin içinde de taş yok. Şuanda üstünde bulunduğumuz altın sarısı kumumuzda da taş yok. Tam denizin ortasında bir de karada kalemiz var. İki kale var, yüzlerde tarihi nokta var. Misafirlerin günlerini kültür turları ile zenginleştirecekleri inanılmaz alternatifler var" diye konuştu.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."