SPOR - 28 Haziran 2024 Cuma 09:39

Barış Alper Yılmaz, performansı ile hemşehrilerini gururlandırıyor

A
A
A
Barış Alper Yılmaz, performansı ile hemşehrilerini gururlandırıyor

RİZE (İHA) – Milli futbolcu Barış Alper Yılmaz, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (EURO 2024) gösterdiği performansla başta kendini yetiştiren antrenörü olmak üzere tüm Rizeliler’in gurur kaynağı oldu.


Rize’de 23 Mayıs 2000 yılında dünyaya gelen Barış Alper Yılmaz, 9 yaşında Rize İl Özel İdarespor’da futbol hayatına başladı. 2017 yılında 3. Lig takımlarından Ankara Demirspor’a transfer olan Barış Alper, 27 Eylül 2017’de Gölcükspor karşısında ilk profesyonel maçına çıktı. Üç yıl yedek olarak düzenli bir şekilde süre bulmasının ardından bedelsiz olarak Ankara Keçiörengücü’ne giden Barış, burada gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekerek 2021-2022 sezonunun başında Galatasaray’a transfer oldu. Galatasaray formasıyla iki sezon üst üste Süper Lig şampiyonluğunu yaşayan 24 yaşındaki futbolcu, kariyerinde ilk defa UEFA Şampiyonlar Ligi’nde oynama şansı da buldu. Bu sezon ortaya koyduğu performansla 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (EURO 2024) mücadele eden A Milli Takım’ın kadrosuna seçilen Barış Alper, millilerin F Grubu son maçında Çekya’yı 2-1 mağlup ettiği maçın oyuncusu seçildi. Barış Alper Yılmaz, bu başarısıyla Rize’deki ilk antrenörlerini ve Rize halkını gururlandırdı.



"Küçük yaşlarda bu hedefe ulaşabileceğinden emindim"


Rize İl Özel İdarespor’da oynadığı yıllarda kendisine antrenörlük yapan Ali Saklangıç, Barış Alper Yılmaz’ın çocukluk zamanlarında da çok yetenekli bir futbolcu olduğunu ifade etti. Barış Alper Yılmaz’a altyapıda yaklaşık 7 yıl emek verdiklerini ifade eden antrenör Saklangıç, "7 yılda bir sürü anımız var. Çok anılarımız oluyordu. Maçlarda değişik anılar her zaman oluyordu. Beni en çok etkileyen, bir gün denizde yüzüyorduk. Mustafa hocamız vardı. Barış o zaman yüzmeyi bilmiyordu. Mustafa hocamıza sarıldı. Az daha boğuluyorlardı. Biz onu ilk gördüğümüzde yetenekli olduğunu anlamıştık. Küçük çelimsiz ve zayıf olmasına rağmen ileride çok iyi bir oyuncu olacağını biliyorduk. Oyuncu olması için belirli aşamalardan geçmesi gerekiyordu. Çok çalışması gerekiyordu. Küçük yaşlardan itibaren sürekli kendisini oynattık. Devamlı ona süre verdik. Biz elimizden geldiğince ona anlatıyorduk. O da bizi dinleyerek çabalıyordu. Biz ondaki ışığı görmüştük. Küçük yaşlarda bu hedefe ulaşabileceğinden emindim. İstediği yerlere geldi. Daha da iyi olacaktır. Şu anda en verimli çağını yaşıyor ama 1-2 yıl içerisinde daha iyi yerlere gelecektir. Bu Rize’nin gururudur. Bizim oyuncumuz. Kendisine 7 yıl emek verdik. Hüseyin Bektaş diye bir arkadaşımız onu Ankara Demirspor’a götürdü. Fatih hocamız büyük emeği var. Okan hocamız kendisine forma şansı verdi. Milli takım hocaları ona sahip çıktı. Ondaki yeteneği görüp ona şans verenleri mahcup etmedi. Bizi de çok gururlandırıyor. Allah yolunu bahtını açık etsin" ifadelerini kullandı.



"Kendisine inandırdık ve sonunda da başardı"


Yeğeninin sınıf arkadaşının yetenekli bir futbolcu olduğunu söylemesi üzerine seçmelere Barış Alper’i aldıklarını ve kendisiyle devam ettiklerini belirten Saklangıç, "Biz onları çocuk yaşta yetiştirmeye başlıyoruz. Onlar daha çocuk olduğu için yeteneğinin farkında olamıyorlar. O da zor bir iş, kolay değil. Bir aşçının yemek pişirmesi gibidir. Biz birine baktığımızda onu anlıyoruz. Hedefimize ulaştık. Milli takımda oynayacak dedik ve oynadı. Bizi de çok mutlu ediyor. Benim yeğenimle beraber aynı okulda okuyorlardı. Yeğenim bana, ’Amca çok yetenekli biri var’ dedi. Ben de seçmelere getirmesini istedim. 2 dakika oynattım onu ve hemen çıkartıp seçilenlerin yanına gönderdim. 7 yıl beraberdik. 7 yıl süresince okul takımında oynattık. Yaş gruplarında oynadı. Yazın da antrenmanlara İkizdere’ye geliyordu. Haftanın 4-5 günü onu burada çalıştırıyorduk. Çocuk da gayret etti. Kendisine inandırdık. Sonunda da başardı. Benimle beraber bütün herkesin çok emeği var. Evde annesinin emeği oldu. Dışarıda arkadaşlarının oldu. İkizdere’den kalkıp antrenmana gelmesi ve babasının ona izin vermesi çok önemli şeyler. Bu kriterlere uyarak istediği yere geldi" şeklinde konuştu.



Barış Alper Yılmaz, performansı ile hemşehrilerini gururlandırıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."