GÜNDEM - 05 Eylül 2025 Cuma 10:11

Rize’de 35 yıllık ayakkabı tamircisinden mesleki sitem, "Sanat bitti, bu meslek bizimle sona erecek"

A
A
A
Rize’de 35 yıllık ayakkabı tamircisinden mesleki sitem, "Sanat bitti, bu meslek bizimle sona erecek"

 İlkokul yıllarında öğretmeninin okul hayatına devam etmesi yönünde telkinde bulunduğunu belirten 35 yıllık ayakkabı tamircisi Adnan Karabulut, buna rağmen ayakkabı tamirciliğini tercih ettiğini ve bu karardan asla pişman olmadığını dile getirdi.

Rize'de 35 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan Adnan Karabulut, mesleklerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek meslek okulları ve zanaat eğitiminin önemine dikkat çekti. Gençlerin ya iyi bir üniversite bölümüne ya da bir meslek dalına yönelmeleri gerektiğini ifade eden Karabulut, aksi takdirde üniversite mezunu pek çok gencin işsiz kalabildiğini vurguladı.

"Çıraklık bitti, mesleğe ilgi azaldı"

Mesleklere olan ilginin gün geçtikçe azaldığını belirten Karabulut, "Rize'de 35 yıldır ayakkabı tamirciliği yapıyorum. İlkokul öğretmenim okul hayatına devam etmemi söyledi. Ama ben mesleği tercih ettim. Şu an deseler ki ‘Memurluk mu, meslek mi?', ben yine meslek derim. Sanat bitti. Sadece bizim değil, tüm meslekler aynı durumda. Sanata artık kıymet kalmadı. Bizimle birlikte bu sanat da sona erecek. İki meslek büyüğümüz vefat etti; onlar ölünce dükkânları da kapandı. Biz de aynı olacağız. Gönül ister ki dört yıllık üniversite yerine sanat meslek okulları açılsın; gençlerin elinde en azından bir altın bilezik olsun. Maalesef gençlikte sanata değer verilmiyor. Oysa bu meslek helal paradır; hem milletin duasını hem de emeğinin karşılığını alırsın. Bugün dört yıllık üniversite bitirmiş gençler sokakta işsiz geziyor. Şu an çıraklık diye bir şey kalmadı. Ancak aileler, çocuklarını artık mesleğe yönlendirmek istiyor. İki seçenek var: Ya okuyacaksın ve bir yere yerleşeceksin, ya da bir meslek dalı seçeceksin. Ben çırakken ustam bana, ‘Bu işi para için mi, meslek için mi yapacaksın?' diye sormuştu. ‘Meslek öğrenmek istiyorum' deyince, ‘O zaman gel başla' dedi. Şimdiki gençler daha eli fırçaya değmeden, kaç para alacaklarını soruyor. İşte sanat bu hale geldi. Şu an Rize'de bu işi yapan yaklaşık 10 kişi kaldık. Ama hiçbirimizin yanında çalışan yok. Diğer sanat dalları da aynı durumda. Sanayiye git, terzilere, kuaförlere bak; meslek öğrenme işi bitti" dedi.

"Parası gelirse gelir, gelmezse öbür tarafta lazım olur"

Ayakkabıcılık mesleğinde zaman zaman ilginç olaylarla karşılaştıklarını dile getiren Karabulut, "Belirli bir yaştan sonra hafıza doluyor. Bazen arkadaşlarımızın çocukları geliyor, ‘Abi ayakkabılarımı yap, babam parasını verecek' diyorlar. Ama isimleri hatırlayamıyorsun. Biz yine de ayakkabıyı yapıp teslim ediyoruz. Parası gelirse gelir, gelmezse de ‘Öbür tarafta lazım olur' diyoruz. Bu meslekte gariban da gelir sana. Bazı müşteriler, kendilerine olmayan ayakkabıları getirip, ‘İhtiyacı olana verin' der. Biz de o ayakkabıları gerçekten ihtiyacı olanlara ulaştırıyoruz. Bazı insanlar hâlâ ‘Ayakkabı tamircisi kaldı mı?' diye soruyor. Genelde maddi durumu iyi olanlar bunu söylüyor. Ama öyle müşteriler geliyor ki, ayakkabısının tutar dalı bile kalmamış. Eğer yapılacak bir şey varsa, elimden geleni yaparım. Yapılamayacaksa da dürüstçe söylerim. Eskiden insanlar beş altı çift ayakkabı alır, raflarına koyardı. Şimdi öyle değil. Çünkü ayakkabılar rafta bekledikçe deforme oluyor. Bu yüzden insanlar genelde aldıkları ayakkabıyı ömrü bitene kadar giyiyor. Genellikle işlerimiz kış aylarında ve okulların açıldığı dönemde yoğunlaşıyor" diye konuştu.

Kenan Akyüz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı Muhabirler Derneği üyesi 42 gazeteci tarafından yazılan ’Son Dakika-Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı Ankara’da tanıtıldı. Ankara merkezli olarak 29 Ağustos tarihinde faaliyete geçen Muhabirler Derneği (MUHABİR-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Berrin Yücesan önderliğinde bir araya gelen 42 gazeteci kendi hikayelerini kaleme aldı. Gazetecilerin haberde yaşadığı hikayeleri anlattığı ’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı. Programa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Etimesgut Kaymakamı Özden Bozkurt, Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hasan Yücesan, MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, MUHABİR-DER Başkan Yardımcıları Demet Keser Soyuçok, Beyazıt Cebeci, Oya Armutçu, Emrah Alparslan Konukman, Erden Karaoğlu, İsmail Umut Arabacı, Hülya Keklik, MUHABİR-DER Genel Sekreteri Hilal Türkmenoğlu, MUHABİR-DER Saymanı Yeliz Uslu Aslan, MUHABİR-DER Yönetim Kurulu Üyeleri Sevim Taşdelen, Teoman Korkmaz, Selçuk Böke, MUHABİR-DER üyeleri ve davetliler katıldı. Ankara Valisi Vasip Şahin ise etkinliğe, kitabı ve MUHABİR-DER’i tebrik eden yazılı mesaj ile katıldı. "’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir" Yalnızca bir kitabı tanıtmadıklarını, bu mesleğe adanmış hayatları, sahadaki acıları, umutları ve gerçeğin peşinde verilen mücadeleyi geleceğe taşıdıklarını ifade eden MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, "’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir. Yağmurun, karın altında, enkazın başında, savaş alanlarında, kimi zaman hayatı pahasına gerçeğin izini süren meslektaşlarımızın kaleminden dökülen hakikatin sesidir. Çünkü sahada attığımız her adım yalnızca bir haber değil, aynı zamanda bir insanlık görebilir bu geceyi özellikle Filistin’de gerçeği dünyaya duyurmaya çalışırken şehit olan, yaralanan tüm gazeteci meslektaşlarımıza adıyoruz. Onların cesareti bize bu mesleğin kutsallığını ve ağırlığını bir kez daha hatırlatıyor" diye konuştu. "Kitabı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız" Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ise muhabirliğin çok zor bir meslek olduğuna değinerek, "Muhabirler, bizi haberle buluşturmak için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Savaş alanlarında, Gazze’de yapılan soykırımı haberleştirirken Allah onların yardımcısı olsun. Görevi başında şehit olanlara Cenab-ı Hak rahmet etsin. Bu görevi en zor şartlarda yürüten bütün arkadaşlarımıza Allah yardımcı olsun. Biliyorsunuz biz yazıyı bulan ilk milletlerden biriyiz. Yani bugün dünyanın sahibi olduğunu iddia edenler, daha dünya tarihinde yerleri yokken biz devletimizin manifestosunu taşlara yazı olarak yazmışız. 40 küsur arkadaşın meydana getirdiği bu eser okuyucularla buluştukları zaman muhabirliği gerçekten ne kadar çetin ama bir o kadar şerefli bir görev olduğunu görmüş olacaklar. Bu kitap geleceğe de onların yaşadıklarını kendi meslektaşlarına da aktarmış olacak, topluma da aktarmış olacak. ’Söz unutulur, yazı kalır’ sözünden hareketle böyle bir eseri meydana getiren arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. İnşallah kitabın bir tanesini alacağım. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız. Bir tanesini de beyefendiye arz edeceğiz" ifadelerini kullandı. "STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazırız" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ise muhabirliği doktorluk gibi gördüğünü dile getirdi. Mumcu, şöyle konuştu: "Bugün buraya gelme sebebimiz birbirinden kıymetli üstatlarımızın yaşadığı olayları ve gördüğü gerçeklikleri kaleme alması. ’Söz uçar yazı kalır’ bu anlamda çok kıymetli bir konu olduğunu da hepinizin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu tarz STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazır olduğumuzu bakanımızın da selamlarını ileterek sizlere söylemek istiyorum." "Muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zeka karşılayamaz" İnsanları haberden bihaber yapmayan muhabirlerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu aktaran İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise şu şekilde konuştu: "Gerçeğin peşinde koşan, dertleşen, büyük mesai harcayan özel bir mesleğin mensuplarıyla bir aradayız. Eski dönemlerde gezginler vardı. Köy köy, şehir şehir gezer. Gördüğünü yazar, kitap hazırlardı. Fakat sadece kitap yazmak, anı yazmak değil. Gittiği yere geldiği yerin de haberini götürüp bir anlamda habercilik yapan seyyahlar vardı. O günlerden bugünlere gelindi. Şimdi de daha ötesi acaba ’o gezginlerin görevi bitti, muhabirlerin de bitecek. Yapay zeka bu görevi alacak’ tarzı söylemler başladı. Fakat kim ne derse desin tabii ki yapay zekaya veri yükleyeceğiz. Sonuç alacağız, metin alacağız ama muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zekanın karşılamasının imkanı olmadığını iddia ediyoruz. Çünkü yapay zeka ne yazarsa yazsın, bir muhabirimizin savaş alanındaki heyecanını, bir yangın ortamındaki terini, bir toplantının saatlerce sürüp heyecanla anlatılmasını yapay zekanın yapma ihtimali yok. Yani zekanın adı ne olursa olsun muhabirlik yok olmayacak." Etkinlikte, hatıralarını kitaba yazan 42 gazeteciye plaket verildi.
İstanbul Trendyol 1. Lig: Esenler Erokspor: 4 - Sakaryaspor: 1 Trendyol 1. Lig’in 16. haftasında Esenler Erokspor, evinde karşılaştığı Sakaryaspor’u 4-1 mağlup etti. Maçtan dakikalar 28. dakikada sol tarafta topu alan Amilton’un penaltı noktasının gerisine yerden ortasında Amilton’un bekletmeden şutunda meşin yuvarlak ağlara gitti. 1-0 33. dakikada Kakuta’nın ceza sahasında Kanga’nın müdahalesiyle yerde kaldığı pozisyon sonrası hakem Burak Pakkan penaltı noktasını gösterdi. 35. dakikada penaltıda topun başına geçen Ben Yedder’in şutunda meşin yuvarlak direğin üzerinden auta çıktı. 43. dakikada sağ taraftan Serkan’ın ortasında kale önünde topu kontrol eden Burak Çoban’ın şutunda meşin yuvarlak filelerle buluştu. 1-1 47. dakikada ceza sahası sağ tarafında Amilton’un Eren Erdoğan’ın müdahalesiyle yerde kalmasının ardından hakem Burak Pakkan bir kez daha beyaz noktayı gösterdi. 50. dakikada penaltıda topun başına geçen Kanga’nın sol tarafa şutunda meşin yuvarlak kaleci Szumski’nin de müdahalesiyle üst direkten döndü. 53. dakikada sol taraftan Enes’in ortasında Kayode’nin ön direkte bekletmeden şutunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 2-1 79. dakikada sol taraftan Kanga’nın kale önüne yaptığı ortada Kayode, yaptığı dokunuşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi. 3-1 90+6. dakikada Catakovic, uzun pasa hareketlenirken kaleci Szumski de kendi yarı alanının ortasına kadar çıktı. Catakovic, kaleciden sıyrılarak uzak mesafeden meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 4-1 Stat: Esenler Erokspor Hakemler: Burak Pakkan, Gökmen Baltacı, Orhun Aydın Duran Esenler Erokspor: Enes Ali Oral, Eray Korkmaz, Cavare, Onur Ulaş, Enes Alıç, Mikail Okyar, Tugay Kacar (Jack dk. 74), Amilton (Altar Han Hidayetoğlu dk. 88), Kanga (Alper Karaman dk. 84), Berat Luş (Faye dk. 74), Kayode (Catakovic dk. 84) Yedekler: Mehmet İdin, Oğulcan Kestane, Anıl Yaşar, Yusuf Yücer, Harun Genç Teknik Direktör: Osman Özköylü Sakaryaspor: Szumski, Serkan Yavuz, Sadık Çiftpınar, Batuhan Çakır, Eren Erdoğan (Mirza Cihan dk. 88), Mete Kaan Demir (Emre Demir dk. 74), Vukovic, Burak Altıparmak (Akuazaoku dk. 88), Burak Çoban, Kakuta, Ben Yedder (Zwolinski dk. 63) Yedekler: Göktuğ Baytekin, Oğuzhan Açıl, Alparslan Demir, Mehmet Olçay, Doğukan Tuzcu, Kobiljar Teknik Direktör: Serhat Sütlü Goller: Amilton (dk. 28), Kayode (dk. 53 ve 79), Catakovic (dk. 90+6) (Esenler Erokspor), Burak Çoban (dk. 43) (Sakaryaspor) Sarı kartlar: Mikail Okyar (Esenler Erokspor), Vukovic, Burak Altıparmak, Eren Erdoğan (Sakaryaspor)