SAĞLIK
28 Aralık 2025 Pazar - 15:50 Bakan Memişoğlu: "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" dedi. Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından sağlıkta dijital dönüşümün yerli ve milli teknolojilerle güçlendirildiğini, vatandaşların sağlık hizmetine erişimi hızlandıran mobil sağlık uygulamaları ile etkin ve güvenli çözümler sunduğunu belirtti. Aynı zamanda Memişoğlu, 2025 yılında 79 milyonu aşkın vatandaşa hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’nin kullanıcı dostu bir ara yüzle yenilendiğini ifade etti. "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Bakan Memişoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında, 79 milyonu aşkın vatandaşımıza hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni kullanıcı dostu bir ara yüzle yeniledik. Dijital Organ Bağışı düzenlememizi hayata geçirerek, son 2 ayda 45 binden fazla vatandaşımızı e-Devlet ve e-Nabız üzerinden güvenli dijital bağış sürecine dahil ettik. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelikten doğuma, lohusalık ve bebek bakımına kadar tüm süreçlerde on binlerce anne ve aileye rehberlik ediyoruz. NeyimVar? Uygulaması ile 5,9 milyon vatandaşımızın klinik bulgularına göre ihtiyaçlarına uygun branşa hızlı ve doğru şekilde yönlendirilmesini sağladık. ESİM Mobil Uygulaması üzerinden son bir yılda 109 binin üzerinde işitme engelli vatandaşımıza erişilebilir sağlık hizmeti sağladık. Sağlıkta dijital dönüşüm hamlelerimizle, Türkiye Yüzyılı’nda geleceğin sağlık teknolojilerini insanı merkeze alan, sürdürülebilir ve tam bağımsız bir yapıda kararlılıkla inşa etmeye devam ediyoruz."
28 Aralık 2025 Pazar - 15:44 Bolu’da nargile keyfi hastanede bitti, 6 kişi fenalaştı Bolu’da bir evde nargile içtikten sonra fenalaşan 6 kişi, karbonmonoksit gazından zehirlendikleri şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınanlardan 3’ü taburcu edilirken, durumları ciddiyetini koruyan 3 kişi Ankara’ya sevk edildi. Olay, Alpağut Mahallesi’ndeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evde bulunan H.A., S.A., Y.A., B.K., S.K. ve E.Ö. nargile içtikleri sırada bir süre sonra fenalaştı. Mide bulantısı, kusma ve baş dönmesi şikayetlerinin artması üzerine evdekiler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaptıkları ilk müdahalenin ardından zehirlenme belirtisi gösteren 6 kişiyi ambulanslarla Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’ne kaldırdı. Yapılan ilk incelemelerde şahısların, nargilede kullanılan kömürden çıkan karbonmonoksit gazından zehirlendikleri değerlendirildi. 3 kişi Ankara’ya sevk edildi Hastanelerde tedavi altına alınan B.K., S.K. ve E.Ö., sağlık durumlarının iyiye gitmesi üzerine tedavilerinin ardından taburcu edildi. Ancak hayati tehlike riski ve ileri tedavi gerekliliği nedeniyle H.A., S.A. ve Y.A., ambulansla Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne (GATA) sevk edildi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.
28 Aralık 2025 Pazar - 15:39 Bakan Memişoğlu: "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" dedi. Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerle güçlendirildiğini, vatandaşların sağlık hizmetine erişimi hızlandıran mobil sağlık uygulamaları ile etkin ve güvenli çözümler sunduğunu belirtti. Aynı zamanda Memişoğlu, 2025 yılında 79 milyonu aşkın vatandaşa hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni kullanıcı dostu bir ara yüzle yenilendiğini ifade etti. "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Bakan Memişoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında, 79 milyonu aşkın vatandaşımıza hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni kullanıcı dostu bir ara yüzle yeniledik. Dijital Organ Bağışı düzenlememizi hayata geçirerek, son 2 ayda 45 binden fazla vatandaşımızı e-Devlet ve e-Nabız üzerinden güvenli dijital bağış sürecine dahil ettik. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelikten doğuma, lohusalık ve bebek bakımına kadar tüm süreçlerde on binlerce anne ve aileye rehberlik ediyoruz. NeyimVar? Uygulaması ile 5,9 milyon vatandaşımızın klinik bulgularına göre ihtiyaçlarına uygun branşa hızlı ve doğru şekilde yönlendirilmesini sağladık. ESİM Mobil Uygulaması üzerinden son bir yılda 109 binin üzerinde işitme engelli vatandaşımıza erişilebilir sağlık hizmeti sağladık. Sağlıkta dijital dönüşüm hamlelerimizle, Türkiye Yüzyılı’nda geleceğin sağlık teknolojilerini insanı merkeze alan, sürdürülebilir ve tam bağımsız bir yapıda kararlılıkla inşa etmeye devam ediyoruz."
Prof. Dr. Metintaş: "Akciğer kanserine karşı sigaradan uzak durun, çevrenize dikkat edin"
14 Ekim 2025 Salı - 18:25 Prof. Dr. Metintaş: "Akciğer kanserine karşı sigaradan uzak durun, çevrenize dikkat edin" Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Metintaş, "Akciğer kanserinden korunmak için, akciğerlerimizle açık temas oluşturan özellikle sigara olmak üzere kanserojen maddelerden uzak durmak gerekir" dedi. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Metintaş, dünya genelinde erkeklerde en sık görülen kanser türü olan akciğer kanseri hakkında önemli bilgiler verdi. Akciğer kanserinin kadınlarda meme kanseri sonrası 2’nci sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Metintaş, aynı zamanda yaklaşık 20 milyon kanser hastasının yüzde 10’luk kesiminden fazlasını etkilediğini ifade etti. Ayrıca, akciğer kanserinin ortaya çıkış ve gelişim itibarıyla kompleks bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Metintaş, "Bir insanda akciğer kanserinin ortaya çıkması için 2 gereklilik yerine gelmiş olmalıdır. İlki, insanın genetik taşınma olarak kanser yapıcı hücrelere dönüşmeye eğilimli hücrelere sahip olması. İkincisi, çevresel/dış ortam kaynaklı kanserojen maddelerle nefes yoluyla temas" dedi. "Normalden farklı hücreler kansere kaynaklık oluşturabilirler" Akciğer kanseri olmak için öncelikle genetik yapıda, dış ortamdaki çeşitli kanser yapma-kanser başlatma yeteneğine sahip maddelerle temas edildiğinde mutasyon/değişime uğrayacak hücreler taşıyor olmak gerektiğini, sonra da yaşanılan ortamda kanser yapıcı (kanserojen) maddelerle temas etmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Metintaş "Bu maddeler, konu ettiğimiz hücreler ile temas ettiklerinde onların üzerinde mutasyon yaparak, onları değiştirip, farklılaştırırlar, onlar da atipik hücreler haline dönüşürler, yapıları ve bölünme/çoğalma hızları değişir, nihayet ortaya çıkarak çoğalan atipik, normalden farklı hücreler kansere kaynaklık oluşturabilirler" diye konuştu. "Alınabilecek tek önlem çevresel faktörleri azaltmak" Yaklaşık 20 yıl sürebilen bu seyre ’gen-çevre etkileşimi’ denildiğini aktaran Prof. Dr. Metintaş, genetik faktörler değiştirilemeyeceği için alınabilecek en ciddi önlemin çevresel faktörleri ortadan kaldırmak olduğunu ifade etti. Alınabilecek önlemlere değinen Prof. Dr. Metintaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanserojen maddelerden uzak durmak gerekir. Örneğin, sigaradan mutlaka uzak durulmalıdır. Bazı kişiler, ’Babam 70 sene içti, 90 yaşında öldü’ diyorlar. Doğru, yukarıda anlattığım gen-çevre etkileşimi sigara içenlerin yüzde 15’inde akciğer kanseri gelişmesine yol açar ama bu yüksek bir oran değil mi? Ayrıca, iş yerlerinde de kanserojen madde teması muhtemel ise, iş güvenliği önlemlerine çok dikkat etmek gerekir. Çünkü iş yerlerinde kanserojen teması akciğer kanserinin ikinci önemli nedenidir." "Hava kirliliği de önemli bir etken" Yaşanılan kentin hava kirliliği seviyesinin de akciğer kanseri için dikkate alınması gereken bir diğer husus olduğunun altını çizen Prof. Dr. Metintaş, havada esas kirliliğe yol açan ve akciğerlerimizin uç noktalarına kadar girebilen partiküllerin içinde asbest lifleri tespit edildiğini anlattı. Bu partiküllerin diğer kanserojenleri de taşıyabildiğini belirterek akciğer kanserinin sigaradan bağımsız olarak tüm kanserler içinde 7’nci sıraya yükseldiğini kaydetti. Ayrıca, nedensellik ilişkisi ortadan kaldırılabilirse akciğer kanserinin büyük oranda önemini kaybedeceğini ve aslında ’önlenebilir bir kanser’ olduğunu dile getirdi. "Akciğer kanserinde radikal tedaviler mümkün" Günümüz tıp teknolojileriyle teşhis sürecinin hızlı, kolay ve detaylı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Metintaş, "Tedavide de yapılacak çok çok iş var. Artık akciğer kanserinde birçok hastada radikal tedavi mümkün. Hastanelerimizde bu imkanların tamamı var. Cerrahi yeni uygulamalar, artan radyoterapi seçenekleri, yan etkileri kontrol edilmiş kemoterapi, hedefe yönelik tedavi ilaçları (akıllı ilaçlar) ve immünoterapi. Dahası yeni lokal tedavi seçenekleri ve ömrü uzatan destek tedaviler mevcut. Tedavilerin yan etkilerini önleyen, azaltan tedavi seçenekleri de var" diye belirtti.
Türkiye’de 30 bin insan tromboz sebebiyle hayatını kaybediyor
14 Ekim 2025 Salı - 16:07 Türkiye’de 30 bin insan tromboz sebebiyle hayatını kaybediyor Hematoloji Uzmanı Dr. Zafer Serenli Yeğen, Türkiye’de her yıl 30 bin kişi tromboz hastalığı sebebiyle hayatını kaybettiğini söyledi. Uzmanlar, tromboz yani kan pıhtılaşmasını modern çağın en ağın en yaygın ve tehlikeli sağlık sorunlarından biri olarak nitelendiriyor. Her yıl dünyada 30 milyon, Türkiye’de ise 30 bin insan tromboz sebebiyle hayatını kaybediyor. Doruk Sağlık Grubu Nilüfer Hastanesi Hemotoloji Uzmanı Dr. Zafer Serenli Yeğen, "Milyonlarca insanın yaşamını etkileyen damar tıkanıklıklarına karşı toplumsal bilinç oluşturmalıyız. Her yıl milyonlarca insan tromboz sebebiyle yaşamını yitiriyor. Bu sayı, meme ve akciğer kanserinden ölen hasta sayısı toplamından daha fazladır. Pıhtı yaş, cinsiyet ve ırk ayrımı yapmadan herkesi etkileyebilir. Uzun süre hareketsizlik, pıhtı oluşumu için önemli bir risk faktörüdür" dedi. Düzenli kontrol ve sağlıklı yaşam Tromboza karşı erken tanı ve uygun tedavinin hayati önem taşıdığına dikkati çeken Dr. Serenli Yeğen, tromboz riskini arttıran faktörleri şu şekilde sıraladı: "Hareketsizlik, obezite ve sağlıksız beslenme, sigara kullananma, cerrahi operasyonlar ve hastanede uzun süreli yatış, kanser hastalıkları ve tedavileri ileri yaş, genetik faktörler, gebelik vehormon replasman tedavileri,östrojen içeren doğum kontrol haplar tromboz riskini artırıyor. Peki, trombozdan korunmak mümkün mü? Elbette ki mümkün. Araştırmalar pıhtıya bağlı ölümlerin en az yarısının önlenebilir olduğunu gösteriyor. En önemlisi sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek. Düzenli fiziksel aktivite yaparak hareketsiz yaşamdan kaçınmak, sağlıklı beslenmek: Bol sebze-meyve tüketmek, şeker ve tuz alımını kısıtlamak, bol su içmek, sigaradan uzak durmak, uzun süre hareketsiz kalmamak, özellikle uzun yolculuklarda düzenli hareket etmek ve kilo kontrolüne önem vermek. Bununla birlikte ailenizde erken yaşta kalp hastalığı, ani ölüm, diyabet veya kolesterol yüksekliği gibi sorunlar varsa, mutlaka hekiminizle görüşerek risk değerlendirmesi yaptırmalısınız."
Uzman açıkladı: "Akıllı lenslerle gözlüksüz net görüş mümkün"
14 Ekim 2025 Salı - 15:59 Uzman açıkladı: "Akıllı lenslerle gözlüksüz net görüş mümkün" Akıllı lenslerin uzak, orta ve yakın mesafeyi aynı anda net görmeyi sağlayan çok odaklı (multifokal) lensler olduğunu belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Serdar İlgüy, "Bu lensler hem katarakt ameliyatlarında hem de gözlükten kurtulmak isteyen 40 yaş üstü kişilerde başarıyla kullanılabiliyor" dedi. Liv Hospital Samsun Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Serdar İlgüy, akıllı lenslerin katarakt ve görme bozukluğu tedavisinde sağladığı faydalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Göz sağlığı alanındaki teknolojik gelişmeler, özellikle "akıllı lens" uygulamalarıyla görme sorunlarının tedavisinde yeni bir dönem başlattı. Akıllı lenslerin uzak, orta ve yakın mesafeyi aynı anda net görmeyi sağlayan çok odaklı (multifokal) lensler olduğunu söyleyen Opr. Dr. İlgüy, "Bu lensler hem katarakt ameliyatlarında hem de gözlükten kurtulmak isteyen 40 yaş üstü kişilerde başarıyla kullanılabiliyor" dedi. "Katarakt ve ileri yaş görme bozukluklarında tercih ediliyor" Opr. Dr. İlgüy, akıllı lenslerin en sık katarakt ameliyatlarında tercih edildiğini belirterek, "Katarakt ameliyatı sırasında gözdeki saydamlığını yitirmiş lens çıkarılarak yerine akıllı lens yerleştirilir. Bu sayede kişi ameliyat sonrası hem katarakttan kurtulur hem de gözlük ihtiyacı büyük oranda ortadan kalkar" diye konuştu. Ayrıca İlgüy, miyop, hipermetrop, astigmat veya presbiyopi (yakın görme bozukluğu) gibi sorunları olan ve lazer tedavisine uygun olmayan 40 yaş üstü kişilerde de akıllı lenslerin etkili bir seçenek olduğunu söyledi. "Her göz akıllı lense uygun olmayabilir" Her bireyin bu ameliyat için uygun olmadığını vurgulayan Dr. İlgüy, "Göz tembelliği ve şaşılığı olanlar, ileri sarı nokta hastalığı veya diyabete bağlı retina hasarı bulunan kişiler için akıllı lens uygun değildir. Ayrıca kornea yapısı ileri derecede bozuk olanlar ya da kontrolsüz göz tansiyonu bulunanlarda bu uygulama önerilmez" ifadelerini kullandı. "Akıllı lensin sağladığı avantajlar" Akıllı lenslerin en önemli avantajının, farklı mesafelerde gözlüksüz net görüş sağlaması olduğunu ifade eden Op. Dr. İlgüy, "Katarakt ameliyatı sırasında takılan akıllı lensler ömür boyu göz içinde kalabilir. Göz numaraları sabitlenir ve ilerlemez. Tek bir ameliyatla hem katarakt tedavisi hem de uzak ve yakın görüş düzeltmesi sağlanır. Takıp çıkarma veya zamanla değiştirme gerekmez" açıklamasında bulundu. "Ameliyat öncesi dikkat edilmesi gerekenler" Dr. Serdar İlgüy, akıllı lens ameliyatının cerrahi bir işlem olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: "Her cerrahide olduğu gibi akıllı lens uygulamalarında da düşük oranda komplikasyon riski vardır. Bu nedenle ameliyat kararı, hasta ile hekim tarafından detaylı değerlendirme sonrasında verilmelidir. Gereksiz cerrahi işlemlerden kaçınılmalı ve hasta bilgilendirilmelidir."
Büyükşehir Can Dostları unutmuyor
14 Ekim 2025 Salı - 15:49 Büyükşehir Can Dostları unutmuyor Muğla Büyükşehir Belediyesi, Tarım ve Orman Bakanlığı işletme onay belgesiyle faaliyet gösteren Kedi-Köpek Maması Üretim Tesisi, sokak hayvanları ve hayvan bakımevlerinde bulunan can dostların sağlıklı beslenmesi için mama üretimini sürdürüyor. Kedi-Köpek Maması Üretim Tesisi bugüne kadar yaklaşık 12 milyon TL değerinde 42 ton mama üreterek sokak hayvanları ve hayvan bakımevinde bulunan can dostlara dağıttı. Can dostlar için mama üretimi devam ediyor Üretilen mamalar sadece Muğla’daki hayvan bakımevlerinde değil, mama desteğine ihtiyaç duyan diğer belediyelere de gönderiliyor. Tesis görevlileri Türkiye genelindeki birçok belediye ve özel idareye de formülasyon ve proses anlamında danışmanlık yapıyor. Sokak hayvanlarının beslenme ihtiyacına sürdürülebilir ve ekonomik bir çözüm sunan tesis, Türkiye’de kurulan ilk tesislerden biri olmasının yanı sıra ruhsat almayı başaran ilk tesis olma özelliğini taşıyor. Ziraat Mühendisi Uysal: "Bugüne kadar 42 ton mama üretildi" Muğla Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Mühendisi Uğur Uysal, "Tesisimize gelen balık, tavuk gibi gıda ürünlerinden kompost teknolojisi kullanarak mama üretiyoruz. Elde ettiğimiz mamaları başta Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı hayvan bakımevi olmak üzere 13 ilçemize ücretsiz ulaştırıyoruz. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın destekleriyle bugüne kadar 42 ton mama ürettik. Bu konuda Türkiye’de ruhsat alan ilk belediyelerden birisiyiz, birçok belediyeye danışmanlık yapıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak can dostlarımıza destek olmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Başkan Aras: "İhtiyaç duyan diğer belediyelere de katkı sağlıyoruz" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, can dostların yaşam hakkını korumak ve sürdürülebilir çözümler üretmek için çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüklerini vurguladı. Başkan Aras, "Can dostlarımızın beslenme ihtiyacına kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm sunmak amacıyla faaliyet gösteren Kedi-Köpek Maması Üretim Tesisi, hem Muğla hem de ülke genelinde örnek bir model oluşturuyor. Tesisimizde üretilen mamalarla yalnızca ilimizdeki sokak hayvanlarına değil, mama desteğine ihtiyaç duyan diğer belediyelere de katkı sağlıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak, hayvan haklarına saygılı, çevre dostu ve sürdürülebilir bir anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Muğla’mızın her köşesindeki can dostlarımız için mama üretimini kesintisiz sürdürecek, örnek projelerle bu alandaki öncülüğümüzü devam ettireceğiz" dedi.
Akıllı lens ameliyatı hayat kalitesini artırıyor
14 Ekim 2025 Salı - 15:27 Akıllı lens ameliyatı hayat kalitesini artırıyor "Görme bozukluklarının yaşam kalitesi üzerindeki etkisinin arttığı günümüzde, akıllı lens ameliyatı özellikle 40 yaş sonrasında ortaya çıkan yakın görme problemleri ve katarakt tedavisinde gözlük bağımlılığını azaltıyor. Akıllı lensin hastalara net görüş ve daha konforlu bir yaşam sunan modern bir yöntem olarak öne çıktığını belirten Nev Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Özgür Kiriş, akıllı lens ameliyatı ile ilgili açıklamalarda bulundu. "Akıllı lens ameliyatı kimler için uygun?" Op. Dr. Özgür Kiriş, özellikle 40 yaş sonrasında ortaya çıkan yakın görme bozuklukları ve katarakt hastalığında, akıllı lens ameliyatının kalıcı bir çözüm sunduğunu ifade etti. Göz sağlığının, bireylerin yaşam kalitesi üzerinde doğrudan etkili olduğunu vurgulayan Op. Dr. Özgür Kiriş, "Özellikle 40 yaş sonrasında başlayan yakın görme bozukluğu ve ileri yaşlarda ortaya çıkan katarakt, görme fonksiyonunu kısıtlayan en sık görülen nedenler arasında yer alıyor. Geleneksel tedavi yöntemleri genelde gözlük ve kontakt lenslerle sınırlıyken, günümüzde akıllı lensler sayesinde hastalara kalıcı bir çözüm sunulabiliyor" dedi. Op. Dr. Kiriş, akıllı lens ameliyatının, katarakt cerrahisi sırasında doğal merceğin çıkarılması ve yerine çok odaklı yapay göz içi lensin yerleştirilmesi prensibine dayandığını belirterek, "Bu lensler, yakın, orta ve uzak mesafelerde net görüş sağlayacak şekilde tasarlanmıştır" ifadelerini kullandı. Dr. Kiriş, akıllı lens implantasyonunun özellikle katarakt tanısı almış bireylerde, 40 yaş üzeri yakın görme güçlüğü yaşayanlarda hem uzak hem yakın gözlüğe bağımlı olanlarda ve lazer ameliyatına uygun olmayan, gözlükten ve lensten kurtulmak isteyen 40 yaş üstü hastalarda önerildiğini söyledi. Cerrahi işlemin standart katarakt ameliyatı ile aynı olduğunu dile getiren Kiriş, "Fakoemülsifikasyon yöntemi ile doğal mercek çıkarılır. Yerine seçilen çok odaklı göz içi lensi yerleştirilir. İşlem genellikle damla ile göz uyuşturularak lokal anestezi altında 10-15 dakika içerisinde tamamlanır. Hastalar genelde aynı gün taburcu edilir ve kısa sürede görme fonksiyonlarına kavuşur" diye konuştu. "Gözlüksüz konfor ve yaşam kalitesinde artış" Akıllı lens ameliyatının en önemli avantajlarını da sıralayan Op. Dr. Kiriş, "Gözlük bağımlılığının azalmasıyla yakın, orta ve uzak mesafede net görüş sağlanır. Bu da okuma, bilgisayar kullanma ve araç sürme gibi aktivitelerde gözlüksüz konfor ve yaşam kalitesinde artış demektir. Üstelik tek seferlik cerrahi ile kalıcı bir çözüm sunulmuş olur" şeklinde konuştu. "Her hasta için uygun değil" Her hastanın bu ameliyat için uygun olmayabileceğini vurgulayan Op. Dr. Kiriş, "Retina hastalıkları (örneğin sarı nokta hastalığı, tavuk karası), diyabet, göz tansiyonu (glokom), keratokonus gibi ilerleyici ve kalıtsal kornea hastalıkları, şiddetli kuru göz ve mükemmeliyetçi kişilik yapısı ya da gerçekçi olmayan beklentileri olan kişiler bu ameliyat için uygun değildir" dedi. Bazı hastalarda gece ışıklarında parlamalar (halolar) veya kontrast duyarlılığında azalma görülebileceğini ifade eden Kiriş, hasta seçiminin ve cerrahi öncesi bilgilendirmenin büyük önem taşıdığının altını çizdi. "Yaşam kalitesinde belirgin artış sağlamaktadır" "Akıllı lens ameliyatı, günümüzde hem katarakt tedavisinde hem de yakın görme bozukluğu tedavisinde modern ve etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır" diyen Op. Dr. Kiriş, "Uygun hasta grubunda, doğru cerrahi teknikle uygulandığında yüksek memnuniyet oranları ve yaşam kalitesinde belirgin artış sağlamaktadır" ifadelerini kullandı
Meme kanseri sonrası sessiz tehlike: Lenfödem
14 Ekim 2025 Salı - 14:23 Meme kanseri sonrası sessiz tehlike: Lenfödem Meme kanseri sonrası kolunda şişlik oluşan 68 yaşındaki kadın, il il dolaştıktan sonra gediği Kocaeli Şehir Hastanesi’nde gördüğü tedavi sonrası hastalığın ilerlemesi durdu. Uzmanlar, erken tanı ve düzenli bakımın hastalığın ilerlemesini önlemede büyük önem taşıdığını vurgulayarak, meme kanserinden sonra lenfödeme dikkat edilmesi konusunda uyarıyor. Halk arasında pek bilinmeyen lenfödem, büyük sorunlara yol açıyor. Vücudun bazı bölgelerinde ciddi şişliklere yol açabilen bu rahatsızlık, halk arasında "fil hastalığı" olarak da biliniyor. Uzuvlarda şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığıyla kendini gösteren bu durum, erken fark edilmediğinde kronikleşebiliyor. Kocaeli Şehir Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü’nde tedavi gören 68 yaşındaki Nebiye Akarsu, meme kanseri nedeniyle geçirdiği mastektomi (memesinin alınması) sonrasında ileri derecede lenfödemle mücadele ediyor. Sağ kolu ciddi derecede şişen kadın, günlük yaşamında ciddi zorluklar yaşarken, gördüğü tedavi sonrası adeta yeniden doğdu. Uzmanlar, özellikle kanser ameliyatı ve radyoterapi gören hastaların lenfödem açısından risk altında olduğunu vurguluyor. Erken tanı ve düzenli bakımın, hastalığın ilerlemesini önlemekte büyük önem taşıdığı ifade ediliyor. 2 şekilde görülüyor Lenf ödem, primer (doğuştan) ve sekonder (sonradan) olmak üzere iki farklı şekilde görülebiliyor. Primer lenfödem nadir görülürken, sekonder lenfödem özellikle kanser tedavisi sonrası daha sık rastlanıyor. Uzmanlar, uygun tedavi ve bakım ile lenfödemin kontrol altına alınabileceğini ve hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini belirtiyor. "Tedavi sonrası hastalığın ilerlemesi durdu" 68 yaşındaki Nebiye Akarsu, meme kanseri sonrası kolunda oluşan şişliklerle mücadelesini anlatarak, erken tanı ve doğru tedavinin önemine dikkat çekti. Akarsu, "Daha önce göğüs rahatsızlığı geçirdim ve göğsüm alındı. Ameliyattan bir veya iki ay sonra kolum şişmeye başladı. Başta ne yapacağımı bilemedim, ameliyatı yapan doktorum bana bunun tedavisinin olduğunu söylemedi. Sonradan öğrendim ve fizik tedaviye başvurdum. Daha önce başka hastanelere de gitmiştim; üniversite hastanesi ve Eskişehir gibi yerleri aradım, yönlendirme sonucu Kocaeli Şehir Hastanesi’ne geldim. Burada üç hafta boyunca tedavi gördüm. Sonrasında bana bası giysisi verildi. 6 aydır bu tedaviye devam ediyorum. Doktoruma ve fizyoterapistime çok teşekkür ediyorum. Tekrar gelmek istiyorum doktorlarımı özledim" dedi. "Bulgular hafifletilebiliyor ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabiliyor" Lenfödemin kronik bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Merve Turan, "Lenfödem, lenfatik dolaşımın doğuştan veya sonradan gelişen nedenlerle bozulması sonucu dokularda proteinden zengin sıvının birikmesiyle oluşan kronik bir hastalıktır. En sık nedeni kanser cerrahisi ve radyoterapidir, bunun dışında travmalar, enfeksiyonlar, obezite, immobilite ve venöz yetmezlik de etkili olabilir. Tedavi sürecinde hastalarımızın şişliklerini azaltmak, eklem hareketlerini korumak ve yaşam kalitelerini artırmak için manuel lenf drenajı, bandajlama, egzersiz ve bası giysileri kullanıyoruz. Ayrıca hastalara cilt bakımı ve temizliği eğitimi veriyoruz. Tedavi planı, her hastanın ihtiyacına göre bireyselleştiriliyor. Bu sayede bulgular hafifletilebiliyor ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabiliyor" diye konuştu. "Özel basınç teknikleriyle bandajlama yapıyoruz" Hastalara cilt bakımı eğitimi verdiklerini ifade eden Fizyoterapist Şeymanur Sancar, "Tedavi sürecimizde öncelikle hastaya cilt bakımı ve temizliği eğitimi veriyoruz. Ardından manuel lenf drenajı uyguluyoruz. Lenfödemin tekrar bölgeye yerleşmemesi için kısa bandajlı özel basınç teknikleriyle bandajlama yapıyoruz. Bandajlama sonrası hastaların tedavisine kompresyon çorabı ile devam ediyoruz. Ayrıca ev egzersizlerini gösteriyoruz ve hastaları günlük yaşam aktivitelerinde nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgilendiriyoruz. Hastalarımızın süreci yakından takip ediliyor ve tedavi planları gerektiğinde güncelleniyor. Bu multidisipliner yaklaşım sayesinde hem hastalar daha hızlı iyileşiyor hem de tekrar eden komplikasyonların önüne geçiyoruz" ifadelerini kullandı. "Fizik tedavi biriminden ciddi destek alıyoruz" Ameliyat sonrası hızlı taburcu olmaları için fizik tedaviyi desteklediklerini söyleyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Şaşkın, "Ameliyat sonrası erken dönemde taburcu olabilmeleri ve günlük yaşamlarına daha hızlı dönebilmeleri için fizik tedavi biriminden ciddi destek alıyoruz. Bizim kliniğimizde bu işi yürüten fizyoterapist arkadaşlarımız sabah-akşam çalışıyor. Hastaların daha hızlı iyileşmesi ve taburcu süreçlerinin kısalması, multidisipliner çalışmamız sayesinde mümkün oluyor" şeklinde konuştu. "Yaşam kalitelerini artırmalarını sağlamak" Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bahri Elmas modern tıbbın güncel yöntemlerini kullanarak yüksek nitelikli hizmet sunduklarını söyleyerek, "Fiziksel tıp ve rehabilitasyon bölümümüz modern tıbbın güncel yöntemlerini kullanarak yüksek nitelikli hizmet sunuyor. 75 yatak kapasiteli hastanemiz, modern fizyoterapi salonları, elektro-hidroterapi üniteleri ve robotik rehabilitasyon sistemleri ile güçlü bir altyapıya sahip. Alanında uzman hekimler, fizyoterapistler, iş-uğraş terapistleri ve destek personeli ile hastalarımıza multidisipliner bakım sağlıyoruz. Amacımız, hastaların fonksiyonel bağımsızlıklarını yeniden kazanmalarını ve yaşam kalitelerini artırmalarını sağlamak" dedi. "Nitelikli hizmet sunuluyor" Kocaeli Şehir Hastanesi’nin gelişmiş altyapısı ve uzman kadrosuyla bölgenin referans merkezlerinden biri haline geldiğini belirten İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Yüksel Pehlevan, "Kocaeli Şehir Hastanesi, gelişmiş altyapısı ve uzman kadrosuyla bölgenin referans merkezlerinden biri haline geldi. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde hem kalp ameliyatı sonrası hastalara hem de lenfödem gibi kronik rahatsızlık yaşayan vatandaşlarımıza nitelikli hizmet sunuluyor. Bu, ilimizin sağlık kapasitesinin geldiği noktayı gösteriyor" ifadelerine yer verdi.
Gürcü sağlık çalışanları, 1 gününü Samsun’daki hastanede geçirdi
14 Ekim 2025 Salı - 13:25 Gürcü sağlık çalışanları, 1 gününü Samsun’daki hastanede geçirdi SAMSUN (İHA) – Gürcistan’dan gelen, aralarında doktorların da bulunduğu 16 kişilik sağlık grubu, Samsun’daki özel bir hastanede 1 gün geçirerek burada uygulanan yöntemleri ve işleyişi gözlemleme fırsatı buldu. Medicana International Samsun Hastanesi, aralarında doktor, hemşire, sağlık memuru ve tıp öğrencileri bulunan 16 kişilik heyeti ağırladı. 1 tam günü hastanede geçiren Gürcü sağlık çalışanları; hasta bakım hizmetleri, poliklinikler, ameliyathaneler, servis, yoğun bakım ve tüm birimleri yerinde görerek Türk uzmanlardan bilgi aldı. Gürcü sağlık çalışanlarını Samsun’da ağırlamaktan memnun olduklarını ifade eden Medicana International Samsun Hastanesi Genel Müdürü Güner Armutlu, "Bu ziyaretin hem misafirlere hem de bizlere olumlu yansımasını umut ediyorum. Gürcistan’la bir bağımız var. 2 ofisimizle Batum ve Tiflis’te hizmet veriyoruz. Bugünden sonra birlikteliğimiz güçlenerek devam eder diye umuyorum. Medicana International Samsun Hastanesi, bölgenin en büyük hastanelerinden biri. 250 yatak kapasiteli hastanemizde organ nakli hariç tüm ameliyatların yapıldığı bir hastaneyiz. 800 çalışanımız var ve bunların 100’ü doktor kadrosunda yer alıyor. 108 yoğun bakım yatağımız var. Kardiyoloji, kalp ve damar cerrahisi, beyin cerrahisi, onkoloji, göz, üroloji, ortopedi, plastik cerrahi, kulak, burun ve boğaz, göğüs cerrahisi ve göğüs hastalıkları bölgede en güçlü olduğumuz branşlar. Bunların dışındaki tüm branşlarda da kabul gören bir hastaneyiz. Medicana olarak yurt dışında da Bosna-Hersek’in yanı sıra İngiltere’de Londra ve Manchester’da hastanelerimiz var. Tıbbın en üst teknolojisini kullanan, sağlıkta dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip edip anında kendi bünyesinde uygulamaya sokan gelişime çok açık, değişimi yakından takip eden ve bu kapsamda da Türkiye’nin en gelişmiş hastanesiyiz" dedi. Ziyaretin sonunda Gürcü heyeti de kendilerine olan yaklaşım ve nezaketten memnun kaldıklarını, hastane yönetimine güzel ev sahipliği ve bilgi aktarımı için teşekkür ettiklerini ifade ettiler. Armutlu da ziyaretten memnun kaldıklarını ve yeni heyetlerin de ilerleyen günlerde hastanelerine gelebileceklerini sözlerine ekledi.
Denizli kanser taramalarında üst sıralarda yer aldı
14 Ekim 2025 Salı - 13:19 Denizli kanser taramalarında üst sıralarda yer aldı Denizli İl Sağlık Müdürü Uz. Dr. Berna Öztürk başkanlığında İlçe Sağlık Müdürleri ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanları’nın katılımıyla Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda açıklamalarda bulunan Uz. Dr. Berna Öztürk, "Ekim ayında ilk 10 gün içinde en fazla mamografi çekimi yapan 30 merkezin içinde ilimizden Pamukkale KETEM 1., Merkezefendi KETEM 8. ve Mobil Kanser Tarama Tırımız da 11. sırada yer aldı" dedi. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Aytekin Polat, Başkan Yardımcıları ve Birim Sorumlularının da katıldığı toplantıda; il genelinde yürütülen birinci basamak sağlık hizmetlerinin mevcut durumu ele alınarak sahada yürütülen çalışmaların etkinliği, hizmet kalitesi ve vatandaş memnuniyetine yansımaları ayrıntılı olarak incelendi. İlçe Sağlık Müdürlükleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinin GÖREN izleme ve değerlendirme sistemindeki birinci basamak sağlık hizmetleri göstergeleri üzerinden hizmet değerlendirmesi yapıldı. Halk Sağlığı Başkanlığı birim sorumluları tarafından birim sunumları yapılarak, iş ve işleyişe yönelik bilgilendirme ve değerlendirmelerin de yapıldığı toplantıda; İlçe Sağlık Müdürleri ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanlarının talep ve önerileri görüşüldü. Toplantı sonunda, 2025 yılında kanser taramalarında ve "İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa" projesi kapsamında hedef nüfuslara gören en çok başarılı performans sergileyen ilçelere teşekkür belgesi verildi. İl Sağlık Müdürümüz Uz. Dr. Berna Öztürk, emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına tebriklerini ileterek ekipleri adına başarılı ilçelerin İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanlarına belgelerini takdim etti. Denizli, Türkiye’de birinci sırada yer aldı İl Sağlık Müdürü Uz. Dr. Berna Öztürk, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Denizli’nin, Türkiye geneli büyük bir başarı elde ettiğini belirterek, Ekim Ayında ilk 10 gün içinde en fazla mamografi çekimi ile meme kanseri taraması yapan ilk 30 merkezin içinde birinci olduklarını söyledi. Uz. Dr. Berna Öztürk; "Sağlık Bakanlığımız tarafından Ekim ayında ilk 10 gün içinde en fazla mamografi çekimi yapan 30 merkezin içinde ilimizden Pamukkale KETEM 1., Merkezefendi KETEM 8. ve Mobil Kanser Tarama Tırımız da 11. sırada yer aldı. 2018 yılından bu yana yürüttüğümüz Pembe Şehir Projemiz ile bugüne kadar kanser taramalarında birçok başarı ve birincilik elde ettik. Bu yılda aynı hedefle çalışmalarımız devam ederken İlimizden 3 merkezin Türkiye geneli ilk 30’a girmesi bizleri yine gururlandırdı. Bu başarıda emeği olan tüm sağlık çalışanlarımıza emekleri için çok teşekkür ediyorum. Yine yıl bazında yürütülen kanser tarama programları ve "İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa" programlarında başarı gösteren, bugün belge verdiğimiz tüm ilçelerimizi kutluyorum. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin toplum sağlığının temelini oluşturduğunu bir kez daha vurgulayarak il ve ilçelerimizde özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu.