Son Dakika
|
Depremde ailesinden 6 kişiyi kaybeden yaşlı kadının acısı dinmiyor
Tuzla’da kauçuk fabrikasında korkutan yangın
İBB davasında yeni karar: Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi
Futbolda Bahis Soruşturmaları'nda ikinci dalga operasyon: 35 gözaltı
Ziraat Türkiye Kupası’nda gruplar belli oldu
Bakan Yılmaz Tunç: " Hep beraber soruşturmanın seyrini takip edeceğiz"
Bodrumda sokaklar göle döndü araçlar sular altında kaldı
İstanbul’da çete operasyonu: 12 gözaltı
İmralı tutanağı okundu
Adliyedeki emanet deposu soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
The Voice of the Steppe Lives On in Kyrgyz Craftsmanship
Kapadokya’da balon uçuşlarına 4 gündür izin yok
Pakistan-Afganistan sınırında çatışma: 4 ölü
Ankara’da feci kaza otomobil tırın altına girdi: 2 ölü 1 ağır yaralı
Kaza yapan otomobiller cami bahçesine girdi
Öldürdüğü eşini evinin banyosuna gömdü
Şanlıurfa’da zehirlenme şüphesiyle 25 öğrenci hastanelik oldu
Victor Osimhen bu sezonki gol sayısını 11’e çıkardı
SAĞLIK
Diyarbakır’da trafikte fermuar sistemi uygulamalı anlatıldı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 14:05:33
Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, Acil Sağlık Haftası’nda fermuar sisteminin önemini trafikte uygulamalı anlattı. 1-7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası kapsamında Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, ambulansların trafikte yaşadığı sorunları değerlendirmek amacıyla 112 Acil Sağlık personeliyle sahada incelemelerde bulundu. İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk, ekiplerle birlikte yoğun güzergâhlarda ambulansların karşılaştığı trafik sıkışıklığını yerinde gözlemledi. Acil sağlık hizmetlerinde saniyelerin hayat kurtardığını ifade eden Asiltürk, sürücülerin trafik kurallarına özellikle ambulans geçişlerinde daha duyarlı davranması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığınca uygulamaya alınan fermuar sisteminin, ambulans geçişini kolaylaştıran önemli bir yöntem olduğunu belirten Asiltürk, "Fermuar sistemi; siren duyulduğunda sürücülerin şeridin sağına ve soluna düzenli şekilde açılması, ambulansın ise tam ortadan ilerlemesi esasına dayanır. Araçlar iki yana açıldığında, tıpkı bir fermuar gibi güvenli bir koridor oluşur ve bu da acil müdahale için hayati dakikalar kazandırır. Toplum olarak bu kurala uymak zorundayız" dedi. Acil Sağlık Hizmetleri Haftası boyunca ambulans geçiş önceliği ve fermuar sisteminin doğru uygulanmasıyla ilgili farkındalık çalışmalarının artırılacağı belirtildi. İl Sağlık Müdürlüğü, 112 ekiplerinin sahadaki ihtiyaçlarını düzenli olarak değerlendirerek hizmet etkinliğini artırmayı sürdüreceğini bildirdi.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 12:25
Geleceğin acil servisleri Kayseri’de konuşuldu
Kayseri Devlet Hastanesi; acil tıp alanındaki güncel yaklaşımları değerlendirmek, klinik standartları geliştirmek ve hekimler arası bilimsel etkileşimi artırmak amacıyla bu yıl ’8. Kayseri Acil Tıp Eğitim Günleri’ etkinliğini düzenledi. Pratisyen ve uzman hekimlere yönelik hazırlanan etkinlik, 6 Aralık 2025 tarihinde hastanenin 5. Blok Konferans Salonu’nda, Hastane Başhekimi Doç. Dr. İsmail Altıntop’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bilimsel program kapsamında, acil tıbbın en kritik başlıkları ele alınırken; kırmızı alan yönetimi, semptomdan tanıya ve tedaviye hasta yaklaşımı, özel acil durumların yönetimi, branşlara özgü acil hastalıklar ve güncel tedavi algoritmaları, alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla olarak değerlendirildi. Program hakkında bilgiler veren Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İsmail Altıntop; "Kayseri’mizde geleneksel olan 8. Acil Günleri’nde; her yıl yaptığımız gibi bu yıl da bölgemizden tüm acil serviste çalışan pratisyen hekimleri, uzman hekimleri ve mesleğine yeni başlayan hekimleri burada buluşturuyoruz. Birçok kliniğimizden asistanlarımız mevcut. Özellikle Niğde’den, Nevşehir’den Kahramanmaraş’tan, Yozgat’tan ve Kayseri’deki üniversitelerimizden gelen akademisyenlerle beraber burada bir eğitimi veriyoruz. Bu yıl geleceğin acillerini tartışıyoruz. Geleceğin acillerinde; son dönemlerde olan toksikolojik vakalar var, metil alkol zehirlenmelerini vurguluyoruz. Uyuşturucu en önemli konularımızdan bir tanesi; uyuşturucuyla mücadelede hekimlerimize eğitim veriyoruz ki ilk müdahalelerini iyi yapabilsinler. Ayrıca acil servislerdeki kaliteyi artırabilmek için de sütür pansuman atölyesi, alçı atel atölyesi, resüsitasyon atölyeleri yapıyoruz. Dünya çapında standart tedavileri ve en son kılavuzlarda güncellenen bilgileri hekimlerimizle paylaşıyoruz. Buraya gelen katılımcılarla da online yaptığımız yarışmalarla da geri dönüşüm alıyoruz" ifadelerini kullandı.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 12:08
Demanstan korunmak için Akdeniz tipi beslenme
Demans, yalnızca hafıza kaybı değil, düşünme, karar verme, iletişim ve günlük yaşam becerilerini etkileyen ilerleyici bir beyin hastalığı. Doğru yaşam tarzı ve erken farkındalık demans riskini ciddi ölçüde azaltabiliyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Çabalar, demansın, alzheimer, vasküler demans, Lewy cisimcikli demans gibi birçok alt tipi olan, beynin zaman içinde yıpranmasıyla ortaya çıkan bir bilişsel bozukluklar grubu olduğunu söyledi. Çabalar, demansın, erken fark edilirse hastalığın ilerleyişini yavaşlatacağı erken belirtilerini şu şekilde sıraladı: "Günlük hafıza kayıpları; Anahtarları, cüzdanı sürekli kaybetme, aynı soruyu tekrar tekrar sorma, yakın tarihli olayları hatırlayamama. Zihinsel karışıklık; tarih, yer ve zaman karıştırma ayrıca rutin işleri organize edememe Dil ve iletişim sorunları; kelime bulmakta zorlanma, cümle kurarken takılma. Problem çözmede zorlanma; fatura ödeme, alışveriş listesi hazırlama gibi görevlerde güçlük çekme. Kişilik ve davranış değişiklikleri; ani sinirlilik, sosyal geri çekilme, karar verme güçlüğü". Çabalar, demanstan korunmak için beyin sağlığını destekleyen beslenme tavsiyesinde bulunarak, "Akdeniz tipi beslenme önerilir. Zeytinyağı, balık (omega-3 açısından zengin), yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemiş (ceviz, badem), meyve - özellikle yaban mersini gibi antioksidan kaynaklı ve tam tahıllar. Aşırı şeker tüketimi, paketli gıdalar, kızartmalar, aşırı tuz, trans yağlardan kaçınmak gerekir" dedi. Çabalar, yaşam tarzında değişikliklerin de altını çizerek, "Düzenli fiziksel aktivite; haftada 150 dakika yürüyüş bile demans riskini yüzde 35’e kadar azaltabiliyor. Sosyal aktivite; arkadaşlarla iletişim, sohbet, grup etkinlikleri - zihni en güçlü koruyan alışkanlıklardan biri. Zihinsel egzersiz; bulmaca çözmek, yeni bir dil öğrenmek, kitap okumak, müzik aleti çalmak beyin bağlantılarını güçlendiriyor. Uyku düzeni; gecede 7-8 saat kaliteli uyku, beyin toksinlerinin temizlenmesi için kritik önemdedir. Tansiyon, şeker ve kolesterol kontrolü; bu üçlü kontrol edilmezse demans riski büyük ölçüde artıyor" dedi. Çabalar, demansın tamamen durdurulamayacağını, ancak erken tanı, yaşam tarzı düzenlemeleri, düzenli nörolojik takip, uygun tedavi ile ilerlemenin yavaşlatılabileceğini belirterek, "Hafıza tamamen geri dönmez, fakat doğru yaklaşımlar ile düşüş hızı yavaşlatılabilir, günlük yaşam kalitesi belirgin artırılabilir, bazı bilişsel fonksiyonlar güçlendirilebilir. İlaç tedavisi ile belirtiler hafifler, ilerleme yavaşlatılır. Yaşam tarzı terapileri ile bilişsel rehabilitasyon, hafıza egzersizleri, hobi terapileri, beslenme takviyeleri (doktor önerisiyle) Omega-3, B12, Folat, D vitamini, günlük yaşam destekleri ise güvenli ev düzenlemeleri, hafıza hatırlatıcılar, yakın çevrenin eğitimi önemlidir. Demans önlenebilir ve yönetilebilir bir süreçtir. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli kontroller ve erken tanı ile hastaların yaşam kalitesi yıllarca korunabilir" diye konuştu.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 11:53
Yürüyemiyordum dedi, şimdi ayağa kalktı: Dirençli tüberkülozda yüz güldüren sonuç
Tüberküloz hastası 15 yaşındaki Miskine Erkmen, aylar süren tedavisinin ardından evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. İlaca dirençli tüberküloz hastalığı kilo kaybı, halsizlik, uzun süreli öksürük gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yetişkinlerde bulaşıcılığı daha da fazla olan bu hastalık tedavi edilmezse insan hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, hem doktorları hem de hastaları bu hastalığın sinsi bir hastalık olduğu konusunda uyarıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerinden biri olan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde tedavi olan 15 yaşındaki Miskine Erkmen taburcu olup evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Prof. Dr. Aslınur Özkaya Parlakay, hastanın 15 yaşında olduğu ve ilk şikayetlerinin 2024’te başladığını aktararak, "Şikayetleri takiben başvurduğu sağlık kuruluşları tarafından tüberküloz tanıtısı alıyor, tedavisine başlanıyor. Ama tedaviye rağmen semptomlarında, bulgularında artış gözlüyoruz. Bu nedenle de bakanlığımızın bize belirlediği çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerimizden biri olduğumuz için bize sevk oluyor hastamız" dedi. "İlaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor" Tüberküloz tedavisinin uzun bir süreç olduğuna dikkati çeken Parlakay, "Özellikle ilaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor. Dolayısıyla iki ileri bir geri, bir ileri iki geri gittiğimiz dönemler oluyor. Artık Miskine’nin tedavisinin sonuna yaklaştığımızı ümit ediyoruz. Ama tabii takip etmeye devam edeceğiz. Merkezimizde takiplere devam edecek. Ama şu anda yüz güldürücü bir yere ulaştığımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Buraya geldiğimde kilo almaya başladım" 15 yaşındaki hasta Miskine Erkmen, aşırı kilo kaybı ve halsizlik nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirtti. Önce Diyarbakır’da 4 ay tedavi görüp taburcu olduğunu sonrasında Ankara’ya geldiğini anlatan Erkmen, "Uçak, acil ve ambulans ayarladılar. Sonra Ankara’ya geldim. Buraya geldiğimde kilo almaya başladım. Kendimi daha iyi hissettim. Şu an iyiyim. Çok kötüydüm. Yürüyemiyordum. Yemek yiyemiyordum. Baya halsizdim" diye konuştu.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
05 Aralık 2025 Cuma- 12:07
Örnek olacak karar: Kahramanmaraş’ta Özel Megapoint Hastanesi’nde alınan fazla ücret tüketici hakem kararıyla iade edildi
2
05 Aralık 2025 Cuma- 12:00
Uzmanı uyardı: "Mevsimsel değişimler, psikolojik sorunlar ortaya çıkarabilir"
3
05 Aralık 2025 Cuma- 14:38
Van’da ölümcül damar yırtığı 15 kişilik ekip tarafından ameliyat edildi
4
04 Aralık 2025 Perşembe- 15:45
Tamamlandığında bölgenin en büyük sağlık yatırımı olacak
5
05 Aralık 2025 Cuma- 11:25
Diyarbakır Silvan Devlet Hastanesi güçleniyor
21 Kasım 2025 Cuma - 14:54
’Diyabet, kalp hastalıklarını 4 kata kadar artırabiliyor’
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, diyabetin kalp ve damar sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekerek, "Diyabet sadece kan şekerini değil, sessizce ilerleyerek kalbi de tehdit eder" dedi. Büyük Anadolu Samsun Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, diyabetin kronik yüksek kan şekeri nedeniyle damar duvarlarını zamanla yıpratarak damar sertliğini hızlandırdığını söyledi. Yücel, "Diyabeti olan kişilerde kalp hastalığı riski diyabeti olmayanlara göre 2 ila 4 kat daha fazladır. Diyabete bağlı ölümlerin yarıdan fazlası kalp ve damar problemlerinden kaynaklanır" diye konuştu. Kalp krizinin ‘sessiz’ gelme ihtimali yüksek Diyabetin sinsi yönlerinden birinin sinir hasarı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yücel, şu uyarılarda bulundu: "Yüksek kan şekeri zamanla sinirlere zarar verir. Kalbin duyusunu taşıyan sinirler etkilenirse, kişi kalp krizi sırasında uyarıcı belirtileri fark etmeyebilir. Bu yüzden diyabetlilerde kalp hastalıkları çok daha sinsi seyreder. Belirtiler ortaya çıkmadan risklerin yönetilmesi hayati önem taşır." Erken teşhis hayat kurtarıyor Diyabet hastalarına düzenli kontrolleri aksatmamaları çağrısında bulunan Yücel, tansiyon, kolesterol ve HbA1c değerlerinin belirli aralıklarla takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Gerekli görülen durumlarda EKG, efor testi ve EKO gibi tetkiklerle kalbin detaylı incelenmesi gerekir. Erken tespit, kalp kasındaki kalıcı hasarı engelleyebilir" şeklinde konuştu. Diyabette kalp sorunlarına işaret edebilecek belirtiler Doç. Dr. Yücel, diyabet hastalarının aşağıdaki şikâyetleri ciddiye alması gerektiğini ifade ederek, "Göğüste baskı, sıkışma, yanma, sol kola, çeneye, boyuna veya sırta yayılan ağrı, çabuk yorulma, nefes darlığı, çarpıntı, soğuk terleme, mide bulantısı, baş dönmesi. Bu belirtiler yaşa bağlanmamalı. Şiddetli göğüs ağrısıyla birlikte terleme ve baygınlık hissi varsa vakit kaybetmeden acile başvurun" uyarısında bulundu. Kardiyoloji uzmanıyla yakın temas önemli Diyabetle yaşayan bireylerin bir kardiyoloji uzmanıyla düzenli iletişimde olmasının önemine değinen Yücel, "Henüz bir kalp probleminiz olmasa bile koruyucu amaçla kardiyoloji değerlendirmesi yaptırmak akıllıca bir adımdır" dedi. Kalp ve damar sağlığını korumak için öneriler Doç. Dr. Yücel, diyabetli bireylerin kalplerini korumaları için şu yaşam tarzı adımlarını sıraladı: "Akdeniz tipi beslenme ve tuz–şeker kontrolü, hekimin izin verdiği ölçüde düzenli egzersiz, sigaranın bırakılması, alkolün sınırlandırılması, meditasyon, nefes egzersizleri ve hobilerle stres yönetimi, kaliteli uyku ve gerekirse uyku apnesi için doktor değerlendirmesi." Diyabet, tansiyon ve kolesterol ilaçlarının kesintisiz kullanılması Diyabetin doğru yönetildiğinde daha kaliteli bir yaşamın mümkün olduğunu dile getiren Yücel, "Kalp hastalığı bir kader değildir; kontrollü bir takip ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla riskler büyük oranda azaltılabilir" diyerek açıklamalarını tamamladı.
21 Kasım 2025 Cuma - 14:49
Güzelleştirmeden sağlığa büyük hizmet
Buldan’ı Güzelleştirme ve Turizm Derneği tarafından Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesine sarılık tespit cihazı kazandırıldı. Buldan’ı Güzelleştirme ve Turizm Derneği hizmet ofisinde düzenlenen törenle alınan cihaz Buldan Kaymakamı Turan Erdoğan’a törenle takdim edildi. Törene İlçe Emniyet Müdürü Murat Üstündağ, Jandarma Komutanı Bekir Cinkara, Buldan’ı Güzelleştirme ve Turizm Derneği yönetim kurulu üyeleri Osman Kayan, Haluk Çakmacıoğlu, Berat Emirdağ ve Mehmet Sarıoğlu katıldı. Buldan’ın sağlık alanında önemli eksikliklerinden birisi olan sarılık tespit cihazını Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesine kazandırmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Buldan’ı Güzelleştirme ve Turizm Derneği Başkanı Mehmet Yakın, "Aldığımız cihaz özellikle çocuklarımızın sağlığına büyük faydalar sağlayacaktır. Sağlıklı nesiller için elimizden gelen tüm katkıyı vermeye gayret ediyoruz. Hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum" dedi. Buldan Kaymakamı Turan Erdoğan da Buldan’ı Güzelleştirme ve Turizm Derneğinin Buldan’ın eğitimden sağlığa birçok alanda ihtiyacını karşıladığını belirterek, teşekkürlerini ifade etti.
21 Kasım 2025 Cuma - 14:40
Gıda Hattı’na gelen ihbar ekipleri harekete geçirdi
Aydın’ın Söke ilçesinde gıda satışı yapan bir işyeri ile ilgili Alo 174 Gıda Hattı’na gelen ihbar üzerine harekete geçen ekipler, ürünlerden aldıkları numuneleri laboratuvara gönderdi. Son günlerde gıda zehirlenmesi vakalarının artması üzerine Türkiye genelinde gıda güvenliği denetimleri yoğunlaştırıldı. Bu kapsamda Aydın genelinde de ekipler sahaya inerken, Söke İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de Alo 174 Gıda Hattı’na gelen bir ihbar üzerine gıda satışı yapılan bir işyerinde denetim gerçekleştirdi. Yetkililer, işletmeden aldığı gıda numunelerini analiz edilmek üzere yetkili laboratuvara gönderdi. Halk sağlığının korunması amacıyla denetimlerin aralıksız süreceğini belirten Söke İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, vatandaşlardan şüpheli durumları Alo 174 hattına bildirmelerini istedi.
21 Kasım 2025 Cuma - 14:29
Samsun’da 6 kez kanseri yenen kadın 7’ncisine yakalandı: "Umudumu kaybetmedim"
Samsun’da 6 kez kanseri yenerek hayata tutunan 60 yaşındaki kadın, şimdi de 3. evre sarkomla mücadele ediyor. Pozitif duruşuyla örnek olan hasta, "Umudunu kaybettiğinde aç bir mezar içine gir" diyerek herkese umut aşılıyor.
21 Kasım 2025 Cuma - 13:48
Kuşadası Belediyesi halk sağlığını tehlikeye atan ihmallere geçit vermiyor
Kuşadası Belediyesi, kent genelinde sokak lezzetleri satışı yapan işletmelerin yanı sıra ilaçlama hizmeti veren firmalara yönelik yaptığı denetimlerini de sıklaştırdı. Bu kapsamda Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen kontrollerde, son kullanma tarihi geçen kimyasallara imha edilmesi için el konuldu. Kuşadası Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı Güvenli Gıda ve İş Yeri Hijyeni Denetim ekibi, halk sağlığını korumak amacıyla denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda ekipler, kent genelinde gıda satışı yapan işletmeler, oteller, restoran ile zincir marketlere, kemirgen ve zararlılara karşı ilaçlama hizmeti veren ve ilaç satan firmalara yönelik denetim yaptı. Denetimde, firmaların satışa sunduğu ve ilaçlama yaparken kullandığı kimyasalların son kullanma tarihlerine ve saklama şartlarına bakıldı. Ayrıca firma sahiplerinin ilaçlama hizmeti vermek için izin ve sertifikalarının olup olmadığı kontrol edildi. Denetim sırasında son kullanma tarihi geçmiş kimyasallara da imha edilmesi için el konulurken firma sahipleri daha dikkatli ve özenli olmaları yönünde uyarıldı. Kurallara uymayan işletmelere ceza kesildi Öte yandan Kuşadası Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, kent merkezinin yanı sıra merkeze uzak mahallelerde de gıda satışı yapan işletmeleri denetliyor. Ekipler son olarak Davutlar ve Güzelçamlı mahallelerinde yaptıkları denetimde, kurallara uymayan iki işletmeye uygunsuz şartlar nedeniyle toplam 5 bin 906 lira, üç işletmeye de ruhsatları olmadığı için 8 bin 859 lira ceza kesti. Ayrıca hijyen şartlarına uygun bir biçimde saklanmayan 28 kilo 800 gram gıda ürünü de imha edildi.
21 Kasım 2025 Cuma - 13:41
Sık sık gündeme gelen zehirlenmelerle ilgili uzmanlardan hayati uyarılar: "Denetlenen işletmeleri tercih edin"
Son haftalarda ülke genelinde zehirlenmelerle ilgili vatandaşlara uyarılarda bulunan Kastamonu Üniversitesi’ndeki uzman öğretim üyeleri, açık satılan ya da zehirlenmeye sebep olabilecek gıdaların Tarım ve Orman Bakanlığının denetlediği işletmelerde yenilmesi gerektiğini vurguladı. Son haftalarda İstanbul, Kastamonu, Zonguldak, Trabzon, Sivas gibi illerde üst üste yaşanan zehirlenme vakaları gıda güvenliğini gündeme getirdi. Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nesrin İçli ile Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatmanur Hümeyra Zengin, gıda ya da kimyasal zehirlenmelerinden korunmak için vatandaşlara uyarılarda bulundu. Zengin ve İçli, yaşanan zehirlenmelerin, yapılan araştırmalarda ihmallerden kaynaklandığının anlaşıldığını söyledi. Bu tarz durumların yaşanmaması için vatandaşlara alabilecekleri önlemlerle ilgili bilgi veren Zengin ve İçli, özellikle gıda zehirlenmelerinden korunmak için dışarıda Tarım ve Orman Bakanlığının, ya da ilgili kurumların denetlediği işletmelerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. "Alüminyum fosfit evsel kullanımı kesinlikle yasaktır" İstanbul’da Böcek ailesinin hayatını kaybettiği olayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Nesrin İçli, "İstanbul’da yaşadığımız olayda, önce gıda zehirlenmesi olduğu düşünülmüştü, sonra ailemizin otelde alüminyum fosfitten zehirlendiği ihtimali üzerine daha fazla durulmaya başlandı. Otelde çalışanların verdiği ifadelere göre, bu ailemizin kaldığı odanın alt katındaki odada tabaklar içerisinde tarif edilen maddenin alüminyum fosfit tabletleri olduğunu düşünüyoruz. Alüminyum fosfit, aslında evlerde ya da içerisinde hala müşteri bulunan odalarda kullanılmaması gereken bir kimyasal. Normalde böceklere, larvalara karşı kullanılan bir pestisittir. Profesyonel kullanım amacıyla ruhsatlandırılan bir üründür, evsel kullanımı kesinlikle yasaktır" dedi. "Son derece dikkatli olmak lazım" İlaçlamanın insan sağlığı için oluşturabileceği hayati tehlikelere dikkat çeken İçli, "İlaçlama içeride müşteri bulunan bir otelde yapıldıysa kesinlikle bu doğru bir şey değil. Çünkü insanların birkaç saat sonra üst kattaki odaya geldiğini görüyoruz. Bütün havalandırma borularını, havalandırma çıkışlarını kapattıklarını söylüyorlar fakat bu fosfit gazı öyle bir şey ki en küçük çatlaklardan bile sızıp, bulunduğu yerdeki en küçücük çatlaklarda yaşayan böceklere kadar ulaşıp onların ölümüne sebep oluyor. Son derece dikkatli olmak lazım, bu olaydaki gibi ölümcül olabilir. Çünkü solunum yoluyla vücuda girdikten sonra hücresel solunumu etkiliyor ve daha sonrasında bulantı, kusma ile başlayan belirtiler, halsizlik, kaşıntı ya da kalp ritim bozukluklarıyla devam ediyor ve sonunda da maalesef ölüm gerçekleşebiliyor. Bu da çok hızlı bir şekilde oluyor" diye konuştu. ’Kimyasallar ile gıda ürünlerinin yan yana konulmaması gerekiyor’ İstanbul’da bulaşık deterjanıyla yapılan kahveyi içen müşterinin zehirlendiği iddiasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan İçli, gıdaların orijinal paketlerinde saklanması gerektiğini vurgulayarak, "Bu kazanın sebebi, deterjanın, kendi orijinal ambalajından çıkarılıp başka şişelere konulmasıdır. İşletme sahipleri diyor ki ’biz, onun içinde ne olduğunu biliyorduk, hiç kullanmıyorduk.’ Evet, bu olabilir ama bu asla yapılmaması gereken bir şey. Nitekim bunu bilmeyen biri mutfağa girdiğinde onu su diye, kahve yapımında kullandığı için şu an genç bir mühendis hanım maalesef hastanede yatıyor. Bu tarz kazaların önlenmesi için de kesinlikle kimyasallar, pestisitler, gıda ile karışmaması gerekiyor. Gıdalarla bir arada bulunmamalı, gıdalardan uzak yerlerde depolanmalıdır. Küçük çocukların erişemeyeceği yerlerde olmalı. Orijinal ambalajından hiçbir şekilde çıkarılmamalı. Yoksa herhangi bir kişi çok rahatlıkla bunları başka şeylerin yerine kullanılabilir. Bu tarz kazaları önlemenin tek yolu, gıdalarla bir arada bulunmaması gereken ve karışmaması gereken kimyasallar hiçbir şekilde gıdalarla aynı alanda saklanmamalı, depolamamalı. Orijinal ambalajının dışında herhangi bir şişeye konulmamalı. Bittikleri zaman kapları kalıyor, bunlar da hiçbir şekilde her ne kadar yıkadım, temizledim dense de gıda muhafazası için bu kapların da kullanılmaması gerekiyor. Kimyasalların kaplarında hiçbir şekilde ne bir meyve suyu, turşu gibi hiçbir gıda asla depolamamalı. Bunların hepsi zehirlenme sebebi olabilir" şeklinde konuştu. "Açık gıdalar maalesef soğuk zincire uygun bir şekilde satılmıyor" Gıda güvenliğiyle ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatmanur Hümeyra Zengin ise, "Özellikle son günlerde çıkan olaylarda, midye, kumpir gibi besinler ön plana çıkmış durumda. Midye maalesef doğal yetişme ortamından dolayı birçok toksini içerisinde barından bir mineral. Hem ağır metalleri hem birçok mikro organizmayı içerdiği için önemli bir risk faktörü oluşturuyor. Bizim için genellikle açıkta satıldığı ve protein içeren bir besin olduğu için soğuk zincire uygun olarak satılması gerekirken, maalesef soğuk zincire uygun bir şekilde satılmıyor. Bu da mikroorganizmaların çok kolay üreyip insanları zehirlenmesine neden olabiliyor. Zehirleyen besinlerden biri de kumpir. Patatesi biz, riskli besinler arasında kabul ediyoruz. İçerisine de mayonez gibi çeşitli soslar koyuluyor. Bu soslar da riskli besinler arasında yer alıyor. Bunlar da uzun süre dışarıda kaldığı zaman, soğuk zincire uygun hareket edilmediği zaman ya da çok fazla karışık içerisinde besin olduğu zaman çapraz bulaşmaya neden olabiliyor. Bu da önemli bir risk faktörü oluşturabiliyor" ifadelerini kullandı. "Tarım ve Orman Bakanlığının denetim yaptığı iş yerlerini tercih etmemiz gerekiyor" Tavuk eti kaynaklı zehirlenmelerin sebeplerine de değinen Zengin, "Medyada sıklıkla duyduğumuz tavuk, çok riskli besinlerden bir tanesi, çok hızlı bozulabiliyor. Bozulduğu da kişiler tarafından anlaşılamıyor. Gözle görülmediği için mikroorganizmalar genellikle tavuk zehirlenmeleri çok sıklıkla görülebiliyor. En önemli önlememiz kesinlikle dışarıdan açık herhangi bir ürün satın almamız gerekiyor. Satın alacağımız ürün, mutlaka bir restoranda ya da üretim izni olan, Tarım ve Orman Bakanlığının denetim yaptığı iş yerlerini tercih etmemiz gerekiyor. Açıkta ya da sokakta satılan ürünleri de çok fazla tercih etmememiz gerekiyor. Evlerde de dikkat etmemiz gereken bazı kontrol yöntemleri var. Bunlardan ilki bir kere çapraz bulaşma, kesinlikle çiğ besinlerle pişmiş besinleri yan yana koymamak gerekiyor, özellikle tavuğun yıkanmaması da önemli. Tavuk yıkanırken içerisindeki mikroorganizmalar maalesef mutfağın her yerine yayılabiliyor ve bu da mikroorganizmaların çiğ besinlere ya da diğer besinlere geçip gıda zehirlenme riski oluşturmasına neden olabiliyor. Evimizde uzun süre özellikle tavuk gibi çabuk bozulan süt, peynir gibi besinleri 2 saatten fazla dışarıda bekletilmemesi lazım. Marketten aldığımız zaman da bunların alışverişinin en sonunda alınması ve eve geleceğimiz süreç içerisinde 2 saatin geçmemesine dikkat etmemiz gerekiyor" dedi.
21 Kasım 2025 Cuma - 13:27
Sık sık gündeme gelen zehirlenmelerle ilgili uzmanlardan hayati uyarılar: Denetlenen işletmeleri tercih edin
Son haftalarda ülke genelinde zehirlenmelerle ilgili vatandaşlara uyarılarda bulunan Kastamonu Üniversitesi’ndeki uzman öğretim üyeleri, açık satılan ya da zehirlenmeye sebep olabilecek gıdaların Tarım ve Orman Bakanlığının denetlediği işletmelerde yenilmesi gerektiğini vurguladı. Son haftalarda İstanbul, Kastamonu, Zonguldak, Trabzon, Sivas gibi illerde üst üste yaşanan zehirlenme vakaları gıda güvenliğini gündeme getirdi. Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nesrin İçli ile Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatmanur Hümeyra Zengin, gıda ya da kimyasal zehirlenmelerinden korunmak için vatandaşlara uyarılarda bulundu. Zengin ve İçli, yaşanan zehirlenmelerin, yapılan araştırmalarda ihmallerden kaynaklandığının anlaşıldığını söyledi. Bu tarz durumların yaşanmaması için vatandaşlara alabilecekleri önlemlerle ilgili bilgi veren Zengin ve İçli, özellikle gıda zehirlenmelerinden korunmak için dışarıda Tarım ve Orman Bakanlığının, ya da ilgili kurumların denetlediği işletmelerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. "Alüminyum fosfit evsel kullanımı kesinlikle yasaktır" İstanbul’da Böcek ailesinin hayatını kaybettiği olayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Nesrin İçli, "İstanbul’da yaşadığımız olayda, önce gıda zehirlenmesi olduğu düşünülmüştü, sonra ailemizin otelde alüminyum fosfitten zehirlendiği ihtimali üzerine daha fazla durulmaya başlandı. Otelde çalışanların verdiği ifadelere göre, bu ailemizin kaldığı odanın alt katındaki odada tabaklar içerisinde tarif edilen maddenin alüminyum fosfit tabletleri olduğunu düşünüyoruz. Alüminyum fosfit, aslında evlerde ya da içerisinde hala müşteri bulunan odalarda kullanılmaması gereken bir kimyasal. Normalde böceklere, larvalara karşı kullanılan bir pestisittir. Profesyonel kullanım amacıyla ruhsatlandırılan bir üründür, evsel kullanımı kesinlikle yasaktır" dedi. "Son derece dikkatli olmak lazım" İlaçlamanın insan sağlığı için oluşturabileceği hayati tehlikelere dikkat çeken İçli, "İlaçlama içeride müşteri bulunan bir otelde yapıldıysa kesinlikle bu doğru bir şey değil. Çünkü insanların birkaç saat sonra üst kattaki odaya geldiğini görüyoruz. Bütün havalandırma borularını, havalandırma çıkışlarını kapattıklarını söylüyorlar fakat bu fosfit gazı öyle bir şey ki en küçük çatlaklardan bile sızıp, bulunduğu yerdeki en küçücük çatlaklarda yaşayan böceklere kadar ulaşıp onların ölümüne sebep oluyor. Son derece dikkatli olmak lazım, bu olaydaki gibi ölümcül olabilir. Çünkü solunum yoluyla vücuda girdikten sonra hücresel solunumu etkiliyor ve daha sonrasında bulantı, kusma ile başlayan belirtiler, halsizlik, kaşıntı ya da kalp ritim bozukluklarıyla devam ediyor ve sonunda da maalesef ölüm gerçekleşebiliyor. Bu da çok hızlı bir şekilde oluyor" diye konuştu. ’Kimyasallar ile gıda ürünlerinin yan yana konulmaması gerekiyor’ İstanbul’da bulaşık deterjanıyla yapılan kahveyi içen müşterinin zehirlendiği iddiasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan İçli, gıdaların orijinal paketlerinde saklanması gerektiğini vurgulayarak, "Bu kazanın sebebi, deterjanın, kendi orijinal ambalajından çıkarılıp başka şişelere konulmasıdır. İşletme sahipleri diyor ki ’biz, onun içinde ne olduğunu biliyorduk, hiç kullanmıyorduk.’ Evet, bu olabilir ama bu asla yapılmaması gereken bir şey. Nitekim bunu bilmeyen biri mutfağa girdiğinde onu su diye, kahve yapımında kullandığı için şu an genç bir mühendis hanım maalesef hastanede yatıyor. Bu tarz kazaların önlenmesi için de kesinlikle kimyasallar, pestisitler, gıda ile karışmaması gerekiyor. Gıdalarla bir arada bulunmamalı, gıdalardan uzak yerlerde depolanmalıdır. Küçük çocukların hele erişemeyeceği yerlerde olmalı. Orijinal ambalajından hiçbir şekilde çıkarılmamalı. Yoksa herhangi bir kişi çok rahatlıkla bunları başka şeylerin yerine kullanılabilir. Bu tarz kazaları önlemenin tek yolu, gıdalarla bir arada bulunmaması gereken ve karışmaması gereken kimyasallar hiçbir şekilde gıdalarla aynı alanda saklanmamalı, depolamamalı. Orijinal ambalajının dışında herhangi bir şişeye konulmamalı. Bittikleri zaman kapları kalıyor, bunlar da hiçbir şekilde her ne kadar yıkadım, temizledim dense de gıda muhafazası için bu kapların da kullanılmaması gerekiyor. Kimyasalların kaplarında hiçbir şekilde ne bir meyve suyu, turşu gibi hiçbir gıda asla depolamamalı. Bunların hepsi zehirlenme sebebi olabilir" şeklinde konuştu. "Açık gıdalar maalesef soğuk zincire uygun bir şekilde satılmıyor" Gıda güvenliğiyle ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatmanur Hümeyra Zengin ise, "Özellikle son günlerde çıkan olaylarda, midye, kumpir gibi besinler ön plana çıkmış durumda. Midye maalesef doğal yetişme ortamından dolayı birçok toksini içerisinde barından bir mineral. Hem ağır metalleri hem birçok mikro organizmayı içerdiği için önemli bir risk faktörü oluşturuyor. Bizim için genellikle açıkta satıldığı ve protein içeren bir besin olduğu için soğuk zincire uygun olarak satılması gerekirken, maalesef soğuk zincire uygun bir şekilde satılmıyor. Bu da mikroorganizmaların çok kolay üreyip insanları zehirlenmesine neden olabiliyor. Zehirleyen besinlerden biri de kumpir. Patatesi biz, riskli besinler arasında kabul ediyoruz. İçerisine de mayonez gibi çeşitli soslar koyuluyor. Bu soslar da riskli besinler arasında yer alıyor. Bunlar da uzun süre dışarıda kaldığı zaman, soğuk zincire uygun hareket edilmediği zaman ya da çok fazla karışık içerisinde besin olduğu zaman çapraz bulaşmaya neden olabiliyor. Bu da önemli bir risk faktörü oluşturabiliyor" ifadelerini kullandı. "Tarım ve Orman Bakanlığının denetim yaptığı iş yerlerini tercih etmemiz gerekiyor" Tavuk eti kaynaklı zehirlenmelerin sebeplerine de değinen Zengin, "Medyada sıklıkla duyduğumuz tavuk, çok riskli besinlerden bir tanesi, çok hızlı bozulabiliyor. Bozulduğu da kişiler tarafından anlaşılamıyor. Gözle görülmediği için mikroorganizmalar genellikle tavukların zehirlenmeler çok sıklıkla görülebiliyor. En önemli önlememiz kesinlikle dışarıdan açık herhangi bir ürün satın almamız gerekiyor. Satın alacağımız ürün, mutlaka bir restoranda ya da üretim izni olan, Tarım ve Orman Bakanlığının denetim yaptığı iş yerlerini tercih etmemiz gerekiyor. Açıkta ya da sokakta satılan ürünleri de çok fazla tercih etmememiz gerekiyor. Evlerde de dikkat etmemiz gereken bazı kontrol yöntemleri var. Bunlardan ilki bir kere çapraz bulaşma, kesinlikle çiğ besinlerle pişmiş besinleri yan yana koymamak gerekiyor, özellikle tavuğun yıkanmaması da önemli. Tavuk yıkanırken içerisindeki mikroorganizmalar maalesef mutfağın her yerine yayılabiliyor ve bu da mikroorganizmaların çiğ besinlere ya da diğer besinlere geçip gıda zehirlenme riski oluşturmasına neden olabiliyor. Evimizde uzun süre özellikle tavuk gibi çabuk bozulan süt, peynir gibi besinleri 2 saatten fazla dışarıda bekletilmemesi lazım. Marketten aldığımız zaman da bunların alışverişinin en sonunda alınması ve eve geleceğimiz süreç içerisinde 2 saatin geçmemesine dikkat etmemiz gerekiyor" dedi. (Vİ-
21 Kasım 2025 Cuma - 12:58
Battalgazi Devlet Hastanesi’nde "pembe kod" tatbikatı
Malatya Battalgazi Devlet Hastanesi’nde bebek ve çocuk kaçırılma olaylarına hızlı ve etkin müdahale için "pembe kod" tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikat senaryosu gereği, doğumhane bölümünde bir kadın yeni doğan bir bebeği kaçırdı. Bebeğin yatağında olmadığının fark edilmesi üzerine durum hızla hastane güvenliğine bildirildi. Güvenlik ekiplerince şüpheli kısa sürede yakalanarak, bebeğe ulaşıldı. Bebek annesine teslim edilirken, şüpheli güvenlik güçlerine teslim edildi. Hastane yönetimi, benzer durumlarda hızlı ve etkin müdahale için bu tür tatbikatların düzenli olarak devam edeceğini belirtti.
21 Kasım 2025 Cuma - 12:47
Battalgazi Devlet Hastanesi’nde "Pembe Kod" tatbikatı kamerada
Malatya’da Battalgazi Devlet Hastanesi’nde, bebek ve çocuk kaçırılması ya da kaybolması ihtimaline karşı alınan güvenlik önlemlerinin değerlendirilmesi amacıyla "Pembe Kod Tatbikatı" gerçekleştirildi. Tatbikat senaryosu gereği, doğumhane bölümünde bir kadın yeni doğan bir bebeği kaçırdı. Bebeğin yatağında olmadığının fark edilmesi üzerine durum hızla hastane güvenliğine bildirildi. Güvenlik ekiplerinin yaptığı müdahale ile şüpheli kısa sürede yakalanarak bebeğe ulaşıldı. Bebek annesine teslim edilirken, şüpheli şahıs ise güvenlik güçlerine teslim edildi. Hastane yönetimi, benzer durumlarda hızlı ve etkin müdahale için bu tür tatbikatların düzenli olarak devam edeceğini belirtti.
21 Kasım 2025 Cuma - 12:06
Uyanık beyin ameliyatıyla tümör alındı
Gaziantep Şehir Hastanesi’nde bölgenin ilk "uyanık kraniotomi" ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi. Gaziantep’te beynindeki tümör nedeniyle sağ eli ve ayağında uyuşma bulunan 36 yaşındaki Seyit Fıstıkçı, uyutulmadan yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu. 36 yaşındaki erkek hasta, sağ kol ve bacağında güçsüzlük ve uyuşma şikayetleriyle başvurdu. Yapılan beyin MR’ında, beynin hareket merkezine yakın bölgede tümör ile çevresinde ödem ve kanama tespit edildi. Operasyon, Anestezi Uzmanı Dr. Bekir Suat Kürkçüoğlu liderliğindeki anestezi ekibinin desteğiyle gerçekleştirildi. Uyanık beyin cerrahisinde hastayla ameliyat sırasında iletişim kurulduğu için, anestezi ekibinin uzmanlığı büyük önem taşıdı. "Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" Ameliyatı gerçekleştiren Beyin Cerrahisi Uzmanı Uzm. Dr. Özcan Sönmez, "Hastamızda hareket merkezine çok yakın bir bölgede kitle tespit ettik. Klasik cerrahide kalıcı kuvvet kaybı riski yüksek olduğu için uyanık yöntemle yapmaya karar verdik. Ameliyat sırasında hastamızla konuşarak ve muayene ederek el-kol fonksiyonlarını birebir kontrol ettik. Böylece önemli beyin bölgelerine zarar vermeden tümörü tamamen çıkarma şansımız oldu. Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" dedi. "Bölgeye yeni bir cerrahi hizmet kazandırdık" Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, yapılan ameliyatın bölge için önemli bir kazanım olduğunu belirterek, "Gaziantep Şehir Hastanesi olarak geniş bir bölgeye hizmet veriyoruz. Bu nedenle özellikli cerrahi hizmetlerin artırılması için hekimlerimize her türlü desteği sağlıyoruz. Bu hastamızda bölgemizde daha önce uygulanmayan bir cerrahi başarıyla gerçekleştirildi ve hastamız sağlıklı şekilde taburcu edildi. Emek veren anestezi ve beyin cerrahisi ekiplerimize teşekkür ediyorum" dedi. "Elim çok önemliydi, korkuyordum ama çok şükür iyi geçti" Telefon tamircisi olan hasta Seyit Fıstıkçı, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
21 Kasım 2025 Cuma - 12:06
Keşan’da 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek
Edirne’de Bilimsel Diş Hekimliği’nin kuruluşunun 117’nci yılı ve ’22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü’ dolayısıyla tören düzenlendi. Törende konuşan Edirne İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Mustafa İshak Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nın ağız ve diş sağlığını oldukça önemsediğini ve 2026 yılının ilk yarısında Keşan ilçesinde 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin hizmete gireceğini söyledi. Atatürk Heykeli önünde bir araya gelen diş hekimleri ve Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri, tören için hazır bulundu. Çelenk sunumu ile başlayan törende bando eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Törende konuşan Edirne İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Mustafa İshak Yıldırım, ağız ve diş sağlığının korunması için önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Diş hekimlerinin özverili şekilde çalışarak hastalara şifa olduklarını belirten Uzman Dr. Yıldırım, "Birinci basamakta koruyucu sağlık hizmetlerimiz var, ikinci basamakta ise tedavi hizmetleri bulunmakta. 2026 yılının ilk yarısında Keşan ilçesinde 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek. Bu şu demek, 10 tane diş hekimimiz varken yeni bir istihdam yeni bir diş hekimi ataması sağlanmış olacak. Bu da hastalarımıza daha iyi şartlarda daha iyi hizmetler vermemiz demek. Sağlık Bakanlığı ağız ve diş sağlığını oldukça önemsemekte" ifadelerine yer verdi. Birinci basamakta da evde sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere gezici diş araçlarıyla hastaların evine gidip hizmet vermek de dahil olmak üzere çok önemli hizmetlerde bulunduklarını söyleyen Yıldırım, "Bu hizmetleri diş hekimlerimiz sayesinde verebiliyoruz. Çok özverili, çok çalışkanlar. Toplumun ağız ve diş sağlığının gelişmesinde ve korunmasında, hastalarımızın şifaya kavuşmasında çok önemli güzel çalışmalar yapmaktalar" dedi. Törende konuşan Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Altuğ Çilingir ve Edirne Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Hasret Kolcular da Dünya Diş Hekimliği Günü’nü kutladı. Törene diş hekimleri ve Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri katıldı.
21 Kasım 2025 Cuma - 12:03
Uyanık beyin ameliyatı başarıyla yapıldı
Gaziantep Şehir Hastanesi’nde bölgenin ilk "uyanık kraniotomi" ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi. Gaziantep’te beynindeki tümör nedeniyle sağ eli ve ayağında uyuşma bulunan 36 yaşındaki Seyit Fıstıkçı, uyutulmadan yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu. 36 yaşındaki erkek hasta, sağ kol ve bacağında güçsüzlük ve uyuşma şikayetleriyle başvurdu. Yapılan beyin MR’ında, beynin hareket merkezine yakın bölgede tümör ile çevresinde ödem ve kanama tespit edildi. Operasyon, Anestezi Uzmanı Dr. Bekir Suat Kürkçüoğlu liderliğindeki anestezi ekibinin desteğiyle gerçekleştirildi. Uyanık beyin cerrahisinde hastayla ameliyat sırasında iletişim kurulduğu için, anestezi ekibinin uzmanlığı büyük önem taşıdı. "Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" Ameliyatı gerçekleştiren Beyin Cerrahisi Uzmanı Uzm. Dr. Özcan Sönmez, "Hastamızda hareket merkezine çok yakın bir bölgede kitle tespit ettik. Klasik cerrahide kalıcı kuvvet kaybı riski yüksek olduğu için uyanık yöntemle yapmaya karar verdik. Ameliyat sırasında hastamızla konuşarak ve muayene ederek el-kol fonksiyonlarını birebir kontrol ettik. Böylece önemli beyin bölgelerine zarar vermeden tümörü tamamen çıkarma şansımız oldu. Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" dedi. "Bölgeye yeni bir cerrahi hizmet kazandırdık" Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, yapılan ameliyatın bölge için önemli bir kazanım olduğunu belirterek, "Gaziantep Şehir Hastanesi olarak geniş bir bölgeye hizmet veriyoruz. Bu nedenle özellikli cerrahi hizmetlerin artırılması için hekimlerimize her türlü desteği sağlıyoruz. Bu hastamızda bölgemizde daha önce uygulanmayan bir cerrahi başarıyla gerçekleştirildi ve hastamız sağlıklı şekilde taburcu edildi. Emek veren anestezi ve beyin cerrahisi ekiplerimize teşekkür ediyorum" dedi. "Elim çok önemliydi, korkuyordum ama çok şükür iyi geçti" Telefon tamircisi olan hasta Seyit Fıstıkçı, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti. (FA-LO-Y)
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder