YEREL HABERLER - 17 Aralık 2015 Perşembe 14:43

İletişim Uzmanı Seçen: "çocuklara Verilen İsimler Özgüven Eksikliği Yaratabilir"

A
A
A
İletişim Uzmanı Seçen: "çocuklara Verilen İsimler Özgüven Eksikliği Yaratabilir"

Sakarya Üniversitesi’nde ‘Genç TÜMSİAD Kariyer Zirvesi’ isimli bir etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlikte bir konuşma yapan İletişim Uzmanı Ebru Yaşar Seçen, çocuklara verilen isimlerin travmatik durumlar ve özgüven eksikliği yaratabileceğine dikkat çekti.
Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Topluluğu ve Genç TÜMSİAD tarafından 3’üncüsü düzenlenen ‘Genç TÜMSİAD Kariyer Zirvesi’ 16 Aralık Çarşamba günü SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe İletişim Uzmanı Ebru Yaşar Seçen, Atılganlık Eğitmeni Osman Sarı ve Sosyal Sermeye Eğitmeni Akın Kılıç konuşmacı olarak katıldı. ‘Geleceği tasarlamak için girişimci ol’ sloganıyla düzenlenen zirve, 2 ayrı oturumda gerçekleştirildi.
Beden dili konusuna dikkat çeken Ebru Yaşar Seçen, “Beden ve konuşma dili bir arada kullanılmalıdır. Beden dili büyük oranda bilinç dışı hareketlerden oluşur. Sesimizle beraber bedenimizi de tanımalıyız. Siz istediğiniz kadar susun, saklayın bilinçaltınız bunu ortaya çıkarır ve beden diliyle yansıtır” dedi. Beden dilinde statülerin olduğunu belirten Seçen, “Beden inanılmaz bir makinedir. Beden dilinde statüler vardır ve bedenin bir duruşu vardır. Kendisine saygısı olan, statüsünü önemser. Beden dilinde statü önemlidir” şeklinde konuştu.
Çocuklara verilen ismin de iletişimi etkilediğini belirten Seçen, “ İsim, bir çocukta travmatik durumlar ve özgüven eksikliği bile yaratabiliyor. Bu sebeple doğru karar verilmelidir. Özgüven noksanlığı büyük bir zehirdir. İletişimi engeller ve toplum içerisinde rahatsız eder” ifadelerini kullandı.
Edindiği tecrübeleri öğrenciler ile paylaşan Seçen, ‘Hayat bir sunum tekniğidir. Hayata gülümseyerek bakarsanız, gülümseyerek cevap alırsınız. Hayat bir yuvarlaktan ibarettir, başladığınız yere geri gelirsiniz. Arkanızı döndüğünüzde ‘işte bu’ demelisiniz. Hayat bir karedir, üç tarafını tamamlayabilirsiniz. Dördüncü tarafı tamamlamaya çalışırsanız biter. Kendinizdeki rengi unutmayın ve hayatın rengini iyi ayarlayın. Kendinize renk verirseniz siz kazanırsınız” tavsiyesinde bulundu.
Atılganlık Eğitmeni Osman Sarı sunumunda ‘Atılganlık’ konusunda bir sunum yaptı. Atılganlığı üç farklı davranış tipi olarak açıklandığını belirten Sarı, “Atılganlık kavramından sıyrıldığımız zaman içine kapanık ve tutum değiştiren bireyler haline geliriz. Yaşanılan problemler büyüdükçe hayallerimiz de küçülür” dedi. Sarı, atılganlığı etkileyen unsurların başında, Anne, baba ve çevre faktörlerinin geldiğini belirtti.
Her insanın algısının farklı olduğuna dikkat çeken Sarı, “ Kim olduğumuzu biliyor muyuz? Önce bunu öğrenmeliyiz. Toplumumuzun en büyük problemi, birbirimizi anlamıyor olmamızdır. Birbirimizi anlamak için kim olduğumuzu bilmeliyiz” diye konuştu.
Liderlik konusuna da vurgu yapan Sarı, “Liderlik, belirli bir amaç doğrultusunda insanları peşinden sürükler, yönlendirir ve amaçlarına ulaştırır. Bu kavram günümüzde geçmişe odaklanarak geleceği tasarlamaya çalışarak yapılıyor. Birbirimizin hayatına ne kadar değer verebilirsek gelecekte insan, paradan ve maldan daha değerli olur” ifadelerini kullandı.
Sosyal sermayenin insanın kendine yaptığı yatırım olduğunu vurgulayan Akın Kılıç, “Sosyal sermaye kişinin geçmişten beri yapmış olduğu manevi kazanımlardır. Bilgi ve dost gibi kavramların toplanması ile elde edilir” dedi. İnsanların belirli kalıplara takılı kaldığını söyleyen Kılıç, “Biz bazı kalıplara takılı kalıyoruz. Ne biliyorsak onu ifade etmeliyiz. Hayatımız boyunca birçok meslek edinemeyiz fakat birçok arkadaş edinebiliriz. Bunlar bizim sosyal sermayemizdir” şeklinde konuştu.
Zirve sonunda, yapılan çekilişle katılımcılara çeşitli hediyeler verildi ve konuşmacılara plaket takdim edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.