GENEL - 30 Mayıs 2020 Cumartesi 18:36

SUBÜ Rektörü Sarıbıyık, “Biz hep inandığımız işlerin arkasında olduk ve bundan sonra da bu şekilde devam edeceğiz”

A
A
A
SUBÜ Rektörü Sarıbıyık, “Biz hep inandığımız işlerin arkasında olduk ve bundan sonra da bu şekilde devam edeceğiz”

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Prof.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, bir televizyon kanalında canlı yayına katılarak SUBÜ’nün kampüs yeri ile ilgili çalışmalardan bahsetti.


SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, üniversitenin pandemi sürecinde aldığı önlemler ve attığı adımlardan, üniversitenin yapılanma çalışmalarından, yeni fakülte ve meslek yüksekokullarından, başarılardan ve gelecekte atılması düşünülen adımlardan bahsetti. Ayrıca kamuoyu tarafından merakla beklenen SUBÜ’nün kampüs yeri ile ilgili kat edilen mesafeye ilişkin önemli detaylar paylaştı.


Bölünme yoluyla kurulan bir üniversite olduklarının altını çizen Rektör Sarıbıyık, “Kuruluşumuzdan bugüne kadar geçen 2 yıllık süreç içerisinde öğrencilerimizin bir mağduriyet yaşamadan eğitim öğretim hayatlarına devam etmeleri önceliğimiz oldu. Çok şükür bugüne kadar olan süreçte öğrencilerimize bir mağduriyet yaşatmadık. Öğrencilerimizi ülkemize fayda üretecek insanlar olarak yetiştirmeye devam edeceğiz. Yeni kurulan bir üniversite olarak tabi ki zorluklar yaşıyoruz. Bunları çalışanlarımızın ve hocalarımızın gösterdiği özveri ve gayretle aşmaya çalışıyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Bizim üniversitede bir huzur ortamı oluşturmamız gerekiyor. Bu hem ev hem de iş hayatına yansıyacak bir mutluluğun kapısını aralayacaktır. Çok şükür bunu sağlama yönünde adımlar atıyoruz” dedi.


Pandemi sürecinde sağlık ve gıdanın dünya gündeminin en zirvesine yerleştiğini vurgulayan Sarıbıyık, “Bu bizim Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’ni kurarak ne kadar doğru bir iş yaptığımızın tescili oldu. Bu fakültelerimizi aktif hale getirmek için çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin 3 bölümüne, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’nin ise 2 bölümüne öğrenci almayı düşünüyoruz. Sakarya hem sağlık hem de tarım açısından önemli bir bölge. Akyazı’yı Sağlık Bilimleri Fakültemiz ve Akyazı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ile sağlık üssü haline getirmeyi planlıyoruz. Fakülte Akyazı Stadyumu’nun yanında bize tahsis edilen 60 dönümlük arazide kurulacak. Çok iyi bir mimarla projesi üzerinde çalışıyoruz. İlgili kesimlerden destek aldığımızda çok güzel bir sağlık kampüsü oluşturacağız. Böylelikle Akyazı, termal kaynaklarının da etkisiyle sağlık turizmi alanında önemli bir yer haline gelecek” diye konuştu.


Sakarya Üniversitesi’nin ilk kurulduğu yıllarda şehirdeki aktörlerin girişimleri olduğunu hatırlatan Sarıbıyık, “Kampüs yeri alındı ve bir takım çalışmalar yapıldı. Biz üniversite istiyoruz ve kampüs yerimiz burası denildi. Şu anda Sakarya Üniversitesi’nin kampüs yerini alan insanları hayırla yad ediyoruz. Şehrin en güzel yerlerinden birisini bir üniversiteye yakışır bir şekilde almışlar. Bize baktığımızda 2018 yılında bölünerek kurulan bir üniversiteyiz. Rektörlüğümüzü Teknoloji Fakültesi’nin bir katını boşaltarak oluşturduk. Zorlukları yene yene yol alıyoruz. Personelimiz bir yıl sonra, bütçemiz 6 ay sonra verilmeye başlandı. Sakarya Üniversitesi’ndeki dostlarımız bizlere bu süreçlerde çok destek verdiler. Kampüs içerisinde akademisyen, personel ve öğrenci olarak 7 bin kişiyiz. Başlangıçta 200 kişilik yemekhanede yemek vermeye çalıştık. Bu sorun daha sonra çözüldü. Sanki başka bir üniversiteyiz ve buraya sonradan monte edilmişiz gibi yaklaşımlar bizi üzüyor. Bu sorunları adım adım aşacağız” şeklinde konuştu.


Kampüs yeri ile ilgili olarak şehrin yerel aktörleriyle bir karar oluşturmak gerektiğini belirten Sarıbıyık, “Biz bunu ortak karara vararak oluşturduk. Oy birliği ile bir karar aldık. Aktörlerin özverili çalışmaları ve anlayışlı davranışları için teşekkür ediyorum. Bir sonraki aşamada imzayı atacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatma Varank, Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran, Gençlik ve Spor Bakanlığı Bakan Yardımcısı İhsan Selim Baydaş, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ve rektörlüğümüzün yer alacağı komisyona 3 alternatifi sunmak için hazırlanıyoruz. Bu alternatiflerden birisi Arifiye-Sapanca bölgesinde, bir tanesi Sapanca bölgesinde, bir tanesi de Poyrazlar Gölü civarında yer alıyor. Biz bu makamlarda uzun yıllar bulunmayacağız ama SUBÜ bu şehre ve bu ülkeye uzun yıllar hizmet edecek. Öyle bir yer belirlememiz gerekiyor ki kimse “Buraya da üniversite mi yapılır?” demesin. Bu nedenle alternatifleri belirlerken ince eğirip sık dokuduk ve tarım alanlarının olduğu alanlardan özellikle uzak durduk” ifadelerini kullandı.


Eğitim öğretime iddialı başlayacaklarını dile getiren Sarıbıyık, “Kocaali’de yıllardır bir meslek yüksekokulu kurulması ile ilgili çalışmalar vardı. Biz bunları belirli bir olgunluğa ulaştırdık. TOKİ tarafından ilköğretim okulu olarak inşa edilen ve acil ihtiyaç olmayan bir binayı Denizcilik Meslek Yüksekokulu binamız tamamlanana kadar talep ettik. Sayın Valimiz Ahmet Hamdi Nayir bu konuda bize destek oldu. Bina 3 yıllığına bize tahsis edildi. Kocaali’nin merkezinde yer alan ve yarım kalan bina ile ilgili inşa süreçlerini tamamlamak için de çalışmalarımız sürüyor. 3 bölüme öğrenci almak için Yükseköğretim Kurulu’na başvurumuzu yaptık. Hoca alımlarımızı gerçekleştirdik. Eğitim öğretime iddialı bir şekilde başlayacağız. Denizcilikle ilgili çok nitelikli insanlar yetiştireceğimize inanıyoruz. Biz hep inandığımız işlerin arkasında olduk ve bundan sonra da bu şekilde devam edeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Hak-İş Genel Başkanı Arslan: "1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" dedi. Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında Kocaeli’de bulunan Seka Park’ta bir miting gerçekleştirdi. Mitingde konuşan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, tüm dünyadaki mazlum ve mağdurların yanında olduklarını belirterek, "Gözyaşı, dili ve vicdanı olmak zorundayız. Onun için savaşın acılarını yaşayanlara, iklim değişikliği, açlık ve yoksulluğun pençesinde çırpınanlara, mültecilere, göçmenlere merhamet elimizi uzatıyoruz. Filistin’de, Gazze’de, Kudüs’te, Yemen’de, Mısır’da, Suriye’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da ve dünyanın neresinde olursa olsun yapılan zulüm, soykırım ve vahşete karşı çıkıyoruz. Dünyanın tüm mazlum ve mağdurları için barış, özgürlük, demokrasi ve adalet talebimizi güçlü bir şekilde haykırıyoruz. 1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" diye konuştu. "Kişi başına düşen milli gelirin artması, daha iyi ücret seviyelerinin belirlenmesini talep ediyoruz" Arslan, dayanışma için birlik ve beraberlik mesajı vererek, 1 Mayıs’ta Kocaeli’den sendikal taleplerini şöyle sıraladı: "Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Toplu pazarlık kapsamının genişletilmesini, sendikal hak ve özgürlüklerin daha ileriye taşınmasını, sendikalara üye olduğu için işçilerin işten çıkarılmasının doğru bulmuyoruz, son bulmasını istiyoruz. Bugün, bu alanda ücretler üzerindeki ağır vergi yüküne bir kez daha dikkat çekiyoruz. Vergide adalet sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Aile yükümlülüklerini dikkate alan, adil bir vergilendirme sistemi, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik modeli ve vergi denetiminde etkinliğin artırılmasını talep ediyoruz. Artan hayat pahalılığına karşı emekçileri koruyacak daha etkin politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Enflasyon rakamlarının aşağı seviyelere inmesi, kişi başına düşen milli gelirin artması, daha iyi ücret seviyelerinin belirlenmesini talep ediyoruz. Ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artırılmasını, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak ettiğimiz payı istiyoruz. Büyüyen, gelişen Türkiye’den emekçiler daha fazla pay alsın istiyoruz. İnsanı merkeze alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye ekonomisi istiyoruz. Kayıt dışı istihdamın azaltılması, insan onuruna yakışmayan, güvencesiz çalışma sisteminin sona erdirilmesi, iş kazalarının son bulması ve daha iyi bir sosyal güvenlik sistemi için alanlardayız. İstihdamda kadın ve gençlere daha çok yer verilmesini istiyoruz. Annelik hakkının korunmasını, kreş ihtiyacının karşılanmasını istiyoruz. Gençlerin eğitim, staj, işe giriş ve istihdam imkanlarının geliştirilmesini istiyoruz. Çocuk işçiliği ile daha etkin mücadele edilmesini istiyoruz. Engellilerin toplumsal yaşama etkin bir şekilde katılımının sağlanmasını istiyoruz. Asgari ücret tespit komisyonunun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istiyoruz. 4857 sayılı iş kanunun, işgücünün değişen şartlarına uygun olarak iş güvencesi kapsamının genişletilmesini ve sendikal hak ve özgürlüklerin güçlendirilerek korunmasını talep ediyoruz. Kapsam dışında kalan emekçiler için kadro istiyoruz. 696 sayılı KHK ile kadroya geçen emekçiler için tayin, becayiş ve nakil hakkı istiyoruz. Mevsimlik ve geçici işçilerin sorunlarını da yakından biliyor ve tam çözümü için mücadele ediyoruz. Çaykur başta olmak üzere mevsimlik, geçici kamu işçileri ile kampanya işçilerinin sorunlarının çözülmesini istiyoruz. Kamu çerçeve protokolüne belediyelerin ve özel idarelerin de dahil edilmesini istiyoruz. Mahalli idarelerin iştiraklerinde/ şirketlerinde çalışan işçilere yılda 52 günlük ilave tediye ödenmesini istiyoruz. Belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar ve belediye şirketlerinde çalışanların da enflasyon farkı, ilave artışlar ve iyileştirmelerden istisnasız olarak yararlanmasını istiyoruz. Ev işçileri ve bakım işçilerinin iş kanunu kapsamına alınarak sendikal haklarının sağlanmasını istiyoruz." Hastane Bilgi Yönetim Sistemi Çalışanlar Derneği yöneticilerinden Tamer Kızılgün, 1 Mayıs’ta haklarını savunmak için buraya geldiklerini ifade ederek, "Bizler buraya 1 Mayıs’ta haklarımızı savunmak için geldik. 1 Mayıs işçiler için her ne kadar bayram olsa da biz taşeron çalışanlar için bayram olarak geçmiyor. Bizler 696 sayılı kanunda kadro dışı kalan taşeron kesimiz. Hastanede yaptığımız görev çok kritik ve önemli. Seçimlerden önce bakanımız Vedat Bilgin müjde verdi. Bu müjdeyi hala bekliyoruz. Bakanımız değişti ama hala müjde gerçekleşmedi. Şu an da hiç kimse bundan bahsetmiyor. Bize her seçim öncesi sözler verildi. Bizler artık bu sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz" dedi.