YEREL HABERLER - 29 Şubat 2012 Çarşamba 17:23

ADAPAZARI ŞEKER FABRİKASINDAN KRİTİK KOTA UYARISI

A
A
A
ADAPAZARI ŞEKER FABRİKASINDAN KRİTİK KOTA UYARISI

Sakarya Yerel Kültür Derneği’ne iadeyi ziyarette bulunan Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi (APEK) Başkanı Ahmet Aya, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın son derece kritik bir virajdan geçtiğini belirterek, “Zaman kalmadı. Nisan ayına kadar kota sorunu çözülmezse, 2012 kampanyasına giremeyiz” dedi.
Yaşanılan kota sorunu dolayısı ile finans sağladıkları bankanın yeni kredi açmadığını ve ödemeleri tamamen kestiğini belirten APEK Başkanı Aya, “Mevcut kota ile kampanyaya girmemiz mümkün değil. Banka parayı tamamen kesti. Banka bize yeni bir kredi açmadan kampanya giderlerini karşılamamız imkansız. Nisan ayına kadar pancar ekiminin başlaması gerek. Üreticimize tohumunu, gübresini ve ilk pancar avansını ödememiz gerek. Bunları verecek paramız yok. Yarın kooperatife zarar verecek bir şeyin içinde olamayız. Kooperatif bizim yumuşak karnımız. Önümüzü görmeden kooperatifi de sıkıntıya sokacak bir harekette bulunmamız mümkün değil” dedi.
APEK Başkanı Ahmet Aya, kota sorununun çözümü için AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün hazırladığı kanun teklifinin ilgili bakanlıklara gönderildiğini ve olumlu görüş alındığını belirterek, “Yerel gazetelerimizin birinde Milletvekilimiz Ayhan Sefer Üstün’ün bu konuda açıklaması vardı. Ayhan bey başta olmak üzere milletvekillerimiz bu konuda üzerlerine düşeni yapıyor. Milletvekillerimizin bu uğraşlarının boşa gitmeyeceğinden eminiz. Kotanın torba yasa ile yasallaşmasını bekliyoruz. Milletvekillerimize güvenimiz tam ve umutluyuz” şeklinde konuştu.
Hazırlanan kanun teklifinin yasallaşması halinde fabrikanın kotasının otomatik olarak 49 bin tona çıkacağının da altını çizen Başkan Aya, “Fabrika tüm yatırımlarını tamamladı. Teknolojisini tamamen yeniledi. Yaptığı bu yatırımlarla maliyette 5 nci sıradayız. Geçtiğimiz yıl yatırıma para harcamadığımız için 32 bin kotaya karşı 6 milyon 500 bin TL lik bir faaliyet karı elde ettik. Tabi bu yeterli değil, borç yükümüz ağır. Ancak, kotamız 50 bin dolaylarında olursa yıllık karımız en az 12-13 milyon TL olacak. Bu karlada biz borçlarımızı çok rahat bir şekilde yeniden yapılandırır ve kısa zamanda öderiz. Fabrikamızın kurtuluşu kotaya bağlı” dedi.
Yerel Kültür Kültür Derneği Başkanı Özgür Aygün, ziyaretin kendilerini son derece memnun ettiğini belirterek, “Göreve geldiğimiz ilk günlerde ilk ziyaretlerimiz arasında Adapazarı Şeker Fabrikası’da yer aldı. Şeker Fabrikası, Sakaryamız için büyük önem taşıyan bir fabrika. Bunun için her türlü sorununu da fabrika yönetiminin yanında olduğumuzu kamuoyu ile paylaştık. Tüm sivil toplum kuruluşlarımızın, siyasi partilerimizin ve tüm Sakarya’nın bu fabrikaya sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz. İnşallah milletvekillerimiz bu sorunu en kısa zamanda iş işten geçmeden çözerler” dedi.
Sakarya Yerel Kültür Derneği’nin, Sakaryalılık ruhunu ön plana çıkartmaya çalışan bir dernek olduğunu söyleyen Başkan Aygün, “Biz burada babalarının, hatta dedelerinin geldiği toprakları memleketi kabul edenleri anlamış değiliz. Biz Sakarya’da yaşıyorsak Sakaryalıyız. O nedenle önümüzdeki günlerde ilimizde faaliyet gösteren diğer kültür derneklerini ziyaret edip bu konuda destek isteyeceğiz. Hep birlikte Sakaryalılık ruhunu ön plana çıkartacağız” şeklinde konuştu.
Yerel Kültür Derneği ziyaretinde APEK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aya’ya, Başkan Vekili Sebahattin Karasakal ve yönetim kurulu üyesi Şevket Kökçü’de eşlik etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.