ASAYİŞ - 06 Ağustos 2025 Çarşamba 20:24

Bungalovdaki gizli kamera skandalında sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı

A
A
A

Sakarya’nın Sapanca ilçesinde bungalovda meydana gelen gizli kamera skandalında tutuklanan işletme sahibi ve arkadaşı, ilk kez hakim karşısına geçti. Ampul içindeki gizli kameranın bungalova nasıl geldiği hakkında bilgi sahibi olmadıklarını savunan sanıklar hakkında mahkeme heyeti, eksik hususların giderilmesi yönünde karar vererek duruşmayı erteledi. Duruma sonrasında ise sanık yakınları ve müştekiler arasında çıkan kısa süreli gerginlik polis ekiplerinin araya girmesiyle son buldu.

30 Mart tarihinde meydana gelen olayda, İstanbul’dan Sakarya’nın Sapanca ilçesinde bungalov kiralayan Kozan ailesi, yapının yatak odası ve jakuzi bölümünün tamamını gören ampul içine saklanmış gizli kamerayı fark etti. Aile emniyete giderek şikayette bulundu. Yapılan ihbar sonrasında konuya ilişkin çalışma başlatan ekipler, işletme sahibi Hüseyin K. (31) ve arkadaşı Tansel S.’yi (48) gözaltına aldı. İfadeleri alınan 2 şüpheli, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili hazırlanan ve Sapanca Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame 2 kişinin ayrı ayrı ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etme’ suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar cezalandırılmaları talep ediliyor.

Sanıklar ilk kez hakim karşısında

Sapanca Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. Müştekiler, taraf avukatları ve tutuklu sanık Hüseyin K. duruşma salonunda hazır bulunurken diğer tutuklu sanık Tansel S., tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Kimlik tespiti ve gelen belgelerin zapta geçirilmesinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak tutuklu sanık Hüseyin K. savunma verdi. Savunmalar sırasında teknik sorunlar sebebiyle defaten kapanan SEGBİS sistemi için mahkeme heyeti tutuklu sanık Tansel S.’nin duruşma salonuna getirilmesine karar vererek davaya 2 saat ara verdi. Ara sonrasında devam eden duruşmada tutuklu sanıklar savunmalarını yaptı, müştekiler ise şikayette bulundu.

"Ben bu kameralı ampul ile diğer ampuller arasında herhangi bir fark görmedim, depoya koydum"

İlk duruşmasında savunmasını veren tutuklu sanık Hüseyin K., "Soruşturma esnasında verdiğim beyanları tekrar ederim. Olay günü ben diğer bungalovdakilerle ilgilenirken tutuklu sanık Tansel, diğer bungalovdaki müştekilerle ilgilendi. Olay günü 29 Mart tarihinde dava dışı müşterileri bungalova yerleştirip ayrılmıştım. Müştekileri karşılayan ve bungalova yerleştiren Tansel’dir. Müştekiler rezervasyon için ben irtibata geçtim. Bungalovun ücretini bir kısmını hatırladığım kadar 16 bin lirasını Mesut Kozan’dan aldım, diğer kısmını girişte Tansel ilgilendiği için o aldı. Müştekiler gelmeden önce 7 Mart’ta kamera bulunan ampulü buldum ve fotoğrafını göndererek ne olduğunu sordum, onun bana ne yazdığını hatırlamıyorum. Bunu soruşturma esnasında söylemek aklıma gelmedi. Ben bu kameralı ampul ile diğer ampuller arasında herhangi bir fark görmedim, depoya koydum. Bu ampul bungalovdaki masanın üzerinde duruyordu. Bu ampulün depodan bungalovdaki jakuzinin üstündeki tesisata nasıl takıldığını bilmiyorum" dedi.

 

Mahkeme heyeti tarafından R.Z. adlı kişiyle kameralı ampul hakkındaki konuşmalarına yönelik sorulan soruya ise sanık Hüseyin K., "R.Z. adında birini tanımıyorum. Bu yazışmalar bana ait değil benim rehberimde R.Z. adında bir kişi bile kayıtlı değil" cevabını verdi.

"Ampulü diğer ampuller gibi zannettim, Tansel’in olabileceğini düşündüm"

Tutuklu sanık Hüseyin K., "Tansel, bana bungalovda ara sıra yardıma geliyordu. Beraber temizlik yapıyor, müşterilerle ilgileniyordu. Isıtmalarda sorun olduğunda kazanla ve elektrikle ilgileniyordu. Telefonumda tespit edilen programlar benim tesisimin dış güvenliği için kullandığı programlar. Dış kamera görüntülerini izleyebilmem için yüklediğim programdır. Söz konusu ampulden görüntü izlemedim, aktarmadım. Söz konusu ampulü diğer ampuller gibi zannettim, Tansel’in olabileceğini düşündüm. Mağdurum, zararım ve suçlunun en çok ortaya çıkmasını ben isterim. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

"Gizli kamera olabileceğini düşünmedim"

Ampulün sensörlü olduğunu, gizli kameralı bir ampul olmadığını düşündüğünü aktaran tutuklu sanık Tansel S., "Söz konusu bungalovlarda beyaz ve sarı led lambalar mutfak kısmının alt çekmecesinde bulunur. Ben yemek masasında buldum ampulü mutfak çekmecesindeki yedek ampullerin yanına koydum. Ampul diğer ampuller gibiydi sadece altında sensör olduğunu, altından geçerken yandığını düşündüm önemsemedim. Hüseyin’e ise sensörlü lamba sanırım dediğimi ve çekmeceye koyduğumu söyledim. Bu ampulün müşteriler tarafından bırakıldığını düşündüm. Gizli kamera olabileceğini düşünmedim. Olay tarihinde diz ameliyatı geçirdiğim için ikinci kata çıkacak ampul bile takacak durumda değildim. Hüseyin’in dedesi vefat ettiğinden benden yardım istedi. Daha öncede yardım ettim. İşletmenin çakıl taşına kadar birçok yerde parmak izim olması muhtemeldir. Haftada 1 veya 2 gün bungalova uğrarım. Söz konusu bungalovda çalışan temizlikçi işçiler vardı ve olaydan 2 ay öncesinde kadar geliyorlardı. Bungalovlarla Hüseyin K. ve ailesi ilgilenirdi. Ampul bozulduğu zaman bazen ben bazen de Hüseyin değiştiriyordu. Bu ampulü düzenli gelen müşteriler takmış olabilir. Bu şekilde sensörlü ampul yoktu. Bu ampulü Hüseyin yada müşteriler koymuştur diye çekmeceye koydum. Ampulün resmini Hüseyin bana göndermiş olup onun parmak izinin çıkmaması ve benim parmak izimin çıkması tuhafıma gitmiştir. Ben müştekileri bungalova yerleştirirken Hüseyin yoktu. Müştekiler gelmeden önce temizliği ben yapmış olabilirim hatırlamıyorum beraber de yapmış olabiliriz. Hüseyin’in dedesi öldüğünde İstanbul’a gidip geliyordu o dönemde ben ilgilenirdim. Ben rezervasyonlara karışmazdım. Sadece temizlik ve karşılamalarla ben ilgilenirdim. Ben burayı işletmiyorum, yardım için geliyordum. Beraatımı talep ediyorum" şeklinde konuştu.

"Lambaların ortasında kırmızı ışık gördüm"

Müşteki Mesut Kozan, "Ben 9 Mart tarihinde arkadaşım vasıtasıyla Hüseyin K. ile rezervasyon yaptım. 9 Mart tarihinde Hüseyin K.’ye 15 bin lira ödeme yaptım. 29 Mart’ta bungalova eşim ve kızım ile gittim. Biz 15.30 sıralarında giriş yaptık bungalova ve Tansel S. karşıladı. Bungalovun ortağı olduğunu 33 bin liranın verilmesi gerektiğini söyledi. Ben Tansel S.’nin hesabına bu parayı gönderdim ve bize bungalovu tanıttı. Biz bungalovda yemek yedik ve daha sonrasında eşimle üst kata çıktık. Eşimle evli olan insanların yaşadıklarını yaşadık. 01.30 sıralarında yatarken jakuzinin üzerinde 3’lü şekilde bulunan lambaların ortasında kırmızı ışık gördüm. Jakuzinin üzerine çıktım ve ışık ampulün içindeki kameranın etrafından geliyordu. Sonra durumu kolluk kuvvetlerine bildirdim. Polisler gelince eşim kırmızı ışığın söndüğünü söyledi ve bende fark ettim. Sabah 07.00 gibi toparlanıp çıktık 09.00 gibi Tansel beni arayarak, ‘Bizi ihbar etmişsiniz başka bir müşteri takmıştır, kendi aramızda halledebilirdik, bizim evrak eksikliğimiz’ dedi. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum" derken Mesut Kozan’ın eşi müşteki Pınar Kozan da eşinin söylediklerine katılarak şikayetçi olduğunu söyledi.

Görüşünü açıklayan cumhuriyet savıcısı eksik hususların giderilmesi ve sanıkların tutukluluklarının devam etmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise eksik hususların giderilmesi yönünde karar vererek duruşmayı erteledi.

Duruşma sonrası gerginlik

Ertelenen duruşma sonrasında adliye binası dışında taraflar arasında gerginlik yaşandı. Gerginlik, muhtemel bir kavgaya dönüşmeden polis ekiplerinin müdahalesiyle son buldu. Taraflar araçlara binerek bölgeden ayrıldı.

Orkun Kaya



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’deki çile sona erdi...Çamlık Bulvarı asfaltlandı Bursa’da Çınarcık Barajı’nın içme suyunu Nilüfer’e ulaştırma amacıyla 30 Ağustos Zafer Mahallesi’nde 2 aydır devam eden çalışmalar tamamlanarak Çamlık Bulvarı asfaltlandı. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, gece gündüz yapılan çalışmalardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer ilçesinde asfaltlama işlemini tamamladığı Çamlık Bulvarı’nı daha konforlu hale getirerek halkın kullanımına sundu. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan ‘Çınarcık İçme Suyu’ projesini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Çınarcık Arıtma Tesisi’nden suyu alarak kente taşıyacak olan altyapı işlemlerine de aralıksız devam ediyor. Boru döşeme işlemleri tamamlanan bölgelerde, Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Nilüfer ilçesi 30 Ağustos Zafer Mahallesi sınırlarında yer alan, bin 600 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki Çamlık Bulvarı’nda gece gündüz demeden çalışan ekipler, 2 bin 800 ton asfalt kaplama ve 10 bin ton kazı dolgu gerçekleştirdi. Yol çizgisi ve çevre düzenleme işlemlerinin de tamamlanmasının ardından Çamlık Bulvarı, vatandaşların kullanımına sunuldu. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgedeki trafiğin rahatlamış olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 dakikada İzmir Yolu’na bağlantı sağlanabildiğini anlatan Özçoban, "Öğrenciler okullarına, çalışanlar işlerine daha erken ve rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Mahalle halkı adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaları yakından takip ederek mahalle sakinlerini düzenli olarak bilgilendirdi. Muhtar Halil Özçoban, "Çamlık Bulvarı’nda, Çınarcık Barajı’ndan gelen su isale hattı çalışması yapıldığından iki ay kapalı kalan yol nedeni ile trafik akışı sürücülere Atlıçayır Bulvarı’ndan İzmir yolu Görükle köprülü kavşağına verildi. Çamlık Bulvarı kapalı kaldığı süre içerisinde sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan trafik akışı mahalle sakinlerimize ve sürücülere zor saatler yaşattı. İki aylık süre sonrasında bugün yolumuz asfaltlaması tamamlanarak trafiğe açıldı. Trafik Çamlık Bulvarı ile Atlıçayır Bulvarı’nda rahat nefes aldı. Yolumuz mahallemize ve sürücülerimize hayırlı olsun. Beton mikser kamyon şoförlerin dikkatli kullanmalarını, yollarımıza betonlarını dökmeden gitmelerini istiyoruz. Çünkü, yollara dökülen betonlar hem yolu bozuyor, hem de tümsekler oluşturduğundan sürücülere tehlike oluşturuyor" dedi. Yaklaşık iki aydır Atlıçayır Bulvarı’nda yaşanan trafik yoğunluğunun, Çamlık Bulvarı’nın açılmasıyla birlikte bir nebze de olsa rahatlaması bekleniyor.
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.