ASAYİŞ - 08 Ekim 2024 Salı 11:56

Genç kızın telefonunu çantadan çaldı, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti

A
A
A

Sakarya’da üniversite öğrencisi genç kızın, ailesiyle vakit geçirmek için çıktığı çarşı gezisinde cep telefonu çalındı. Bu anlar saniye saniye güvenlik kamerasına yansırken, saniyeler içinde cep telefonundan olan genç kız, "Bir öğrenci olarak gerçekten çok üzüldüm. Neticede öğrenciyiz, telefonlar çok pahalı. Hemen yeni bir telefon alamayız" dedi.

Düzce’de hemşirelik eğitimi gören Merve Apaydın, hafta onu ailesiyle vakit geçirmek için memleketi Sakarya’da çarşı gezisine çıktı. Bu sırada genç kızın cep telefonu çalındı. Çark Caddesi Dar Sokak’ta okul notlarının, kişisel bilgi ve verilerinin bulunduğu telefonu çaldıran genç kız, güvenlik kameralarını izlediğinde hayrete düştü. Görüntülerde, Merve Apaydın’ın bir mağazaya girdiği esnada arkasından gelen kadının telefonu çantadan alması ve hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam etmesi yer alıyor.

Genç kızın telefonunu çantadan çaldı, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti

"Elini uzatıp telefonumu çalması bir oldu"

Yaşananları anlatan Merve Apaydın, "Ailemle çarşıda tur atmak istedik ve ilk mağazaya girerken olay yaşandı. Beğendiğim bir kıyafeti anneme göstermeye giderken arkamdan bir kadının elini uzatmasıyla telefonumu çalması bir oldu. Okulum açılalı daha 3 hafta oluyor. Telefonumda eğitim ve kişisel bilgilerim, öğretmenlerimin gönderdiği slayt bilgileri, arkadaşlarımdan aldığım notlar bütün bilgilerim vardı. Ben çalınan telefonumu uzun zamandır kullanıyordum ve çoğu bilgim gitti. Bu sebeple bir mağduriyet yaşıyorum. Telefonumdaki notlar ve bilgilerim gittiği için şu anda onları toplamaya çalışıyorum" dedi.

Genç kızın telefonunu çantadan çaldı, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti

"Neticede öğrenciyiz, telefonlar çok pahalı"

Polise şikayette bulunduğunu anlatan Apaydın, "Ben okulum için Düzce’ye döneceğim. Telefonum yok. Arkadaşlarımın yardımıyla bir süre idare etmeye çalışacağım. Bir öğrenci olarak gerçekten çok üzüldüm. Bir gence böyle bir şey yapılması çok üzücü. Neticede öğrenciyiz, telefonlar çok pahalı. Hemen yeni bir telefon alamayız. Maalesef benim başıma geldi. Umarım başkasının başına gelmez" diye konuştu.

Orkun Kaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz" "Turizmin Değeri, Zeytinyağının Başkenti" sloganıyla Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Sanayi Borsası, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Ziraat Odası, Ayvalık Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile ATO Duyusal Analiz Laboratuarı tarafından düzenlenen 19. Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali’nin ikinci gününde Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde gerçekleşen “Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü” panelinin açılışına Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Hisarcıklıoğlu, "AB tescilli Ayvalık zeytinyağının katma değeri artacaktır" dedi. "Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü" panelinin açılışına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Panelin açış konuşmasını yapan Hisarcıklıoğlu, "Zeytinyağının konuşulmasının nedeni Ayvalık ve Ayvalıklılardır. Geçmişten bugüne büyük emekleri olan belediye başkanlarımıza, kaymakamlarımıza, oda ve esnaf odası başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Doğru bir işe imza atıyorsunuz. Elinizdeki bu büyük nimetin hakkını nasıl daha iyi yaparız onun araştırmasını yapıyorsunuz. Zeytin ağacı 1000 yıl yaşıyor. Başka hiçbir ağaç bu kadar yaşamıyor. Zeytinin ana yurdu, bu coğrafyadır. Türkiye olarak dünya zeytin üretiminde ilk sırada yer almalıyız. 100’den fazla ülkeye zeytinyağı ihraç ediyoruz. Sofralık zeytin tüketiminde de dünyada ilk sıradayız. Zeytinyağı tüketimine gelince diğer ülkelere göre çok gerilerdeyiz. Bunu çok ileriye taşımalıyız. Eskiden zeytinyağı zararlı, margarin ve diğer yağlar yararlı gibi söyleniyordu. Çünkü onlar bizde yoktu ve zeytinyağı vardı. Ve onlar ürünlerini satmak için bize kendi ürünlerini sattılar. ‘Zeytinyağı yiyemem’ diye sipariş türkülerle zeytinyağı tüketiminin önüne geçtiler. 20 litre seviyesindeyken biz de uzun süre 1 litreye kadar düştü. Zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz. Egeliler sayesinde zeytinyağı tüketimi artmaya başladı. Akdeniz tipi beslenmeyle bu tüketim yukarıya doğru çıkmaktadır. Bu tüketim tipiyle insanların ömrü uzamaktadır. Zeytinyağı tüketiminin pazarlama sorunu olmamalı. Bir hedefimiz dünyaya açılmak olmalı. Bunun önü markalaşmaktan geçiyor. Coğrafi işaret aslında bunun ilk adımıydı. Bunun ilk adımını siz attınız. AB tescilli 3 zeytinyağımız, 3 zeytinimiz bulunuyor. AB’de tescil ettikten sonra başka ad altında kullanamazsınız. Ayvalık Ticaret Odası’nın AB tescili olarak her türlü desteği veriyoruz. Ayvalık da böylece marka olarak fiyatı da artacak. Doğru düzgün hareket eden hem Ayvalık Ticaret Odamızı hem de Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar’ı tebrik ediyorum” dedi. "Türk Ticaret Merkezi’yle 50 eyalete ulaşmak mümkün" Hisarcıklıoğlu, aynı zamanda konuşmasında Chicago’daki Türk Ticaret Merkezi hakkında da bilgi verdi. Rifat Hisarcıklıoğlu, "Kendi topraklarımızın değerini bilirsek bunu dünyaya anlatabiliriz. Markalaşamazsanız para kazanamazsınız. E-ticaret büyük bir şans, bunu değerlendirmeliyiz. Dünyanın en büyük ticaret pazarı ABD. TOBB olarak Chicago merkezleri 50 eyalete ulaşabilecek bir Türk Ticaret Merkezi açtık. Ayvalık’ta oturduğunuz yerden orada şirket kurabiliyorsunuz. Pazarı da size kurabiliyoruz. Sizler için yaptık bunu. Burası dünyanın en yaşanabilir yeri. Her gün burada yaşamaya şükretmelisiniz. Zeytin ağaçlarını koruyun ve bu çalışma düzenine devam edin" dedi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB tarafından Ayvalık’ta inşa edilen okulun hizmete girecek olmasından da duyduğu memnuniyeti ifade etti. Açılış konuşmasından sonra Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ve Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na panele katılımından dolayı plaket verdi. Panele Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar ve STK başkanları katıldı.
Rize Rize’de ‘Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’ düzenlendi Rize’de her yıl geleneksel olarak düzenlenen ‘Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’ bu yıl da ilgi odağı oldu. Rize’nin Ardeşen ilçesinde her yıl geleneksel hale gelen Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’nın bu yıl 5.’si düzenlendi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük kültür ve tutkularından biri olan atmacacılık geleneğinin bir yansıması olan yarışmada 25 atmaca güzellik ve beceride birbirleriyle yarıştı. Etkinliğe yarışmacıların dışında çok sayıda atmacasever de katıldı. Etkinlikte genç-yaşlı atmacacılar herkesin ilgi odağı oldu. 40 yıldır atmacacılık ile uğraştığını kaydeden Bülent Akdemir, "Yaklaşık 40 yıldır yani 6 yaşından beri atmacacılık ile uğraşıyorum. Çok seviyorum. Bu anlatılmaz yani yaşanır. Buna biz et, tavuk yüreği, hindi boynu, alabalık, yumurta, bu tip şeylerle bakıyoruz. Sevdikten sonra bakım maliyeti insanın gözüne gelmiyor" dedi. 3 yıldır babası ile birlikte atmacacılık yaptığını ifade eden 17 yaşındaki Doğukan Sonbay, “Suyuna, yemine, yemeğine, özellikle kaldığı yere çok dikkat ediyoruz. Altına sürekli odun serip temiz bir ortamda besliyoruz. Kemalpaşa’dan babamla birlikte atmacalarımızı getirdik. Birlikte sergileyeceğiz. Atmacacılık çok güzel bir duygu, paylaşılamaz bir sevgi" dedi. Atmacasına çocuğu gibi baktığının altını çizen bir başka yarışmacı Recep Birinci de, "Çocukluğumdan beri atmacacılık yapıyorum. Atmacacılığı çok seviyorum. Atmacaya çocuğum gibi bakıyorum. Sabah uyandığımda kendim yemeden onu yediriyorum" ifadelerini kullandı. "İnsanlar gerçekten bu kuşlara sevdalanıyorlar" Atmaca beslemeyi çocuk büyütmeye benzeten Ardeşen Belediye Başkanı Enver Atagün de, "Yıllardır devam eden bir gelenek. Ben de çocukluğumda atmaca yakalama, evimizde babamın atmaca beslediği, bu olayı yaşamış biri olarak insanlar gerçekten bu kuşlara sevdalanıyorlar. Bu kuşun insanın elinde oturması, gözünüze bakması, elinizden yumurta yemesi. Gerçekten aşık oluyorsunuz bu hayvanlara. Dönem sonunda da göç yollarında, göç devam etmesi için salıyorsunuz. Böyle kız çocuklarımızı belli bir yaşa geldikten sonra üniversiteye gitsin, kendi ayaklarında dursun, işte ne bileyim gözünüzden sakındığınız, beslediğiniz, her şeyiyle ilgilendiğiniz, çocuklarınızı nasıl ki üniversite gönderiyorsunuz. Ben bu olayı ona benzetiyorum. Biz de bu kuşları böyle bir dönem burada sevip besleyip ondan sonra salıp göçlerine devam etmelerini sağlıyoruz” şeklinde konuştu.