GENEL - 27 Nisan 2021 Salı 12:31

SAÜ’de ‘Ramazan ve Tefekkür Hayatımız’ konuşuldu

A
A
A
SAÜ’de ‘Ramazan ve Tefekkür Hayatımız’ konuşuldu

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından online olarak gerçekleşen konferansa, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından online olarak gerçekleşen konferansa, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli konuk oldu. Konferansta, ‘Ramazan ve Tefekkür Hayatımız’ konusu konuşuldu.


SAÜ İlahiyat Fakültesinde ‘Çarşamba Konferansları’ kapsamında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli’nin katıldığı ‘Ramazan ve Tefekkür Hayatımız’ konulu bir çevrim içi konferans gerçekleştirildi. SAU İlahiyat Fakültesi sosyal medya kanalında canlı olarak yayınlanan konferansın moderatörlüğünü İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Mermer yaptı. Ramazanın insanlara güzellikler kazandıran bir mevsim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kemikli, tefekkürün bu bağlamda güzel ahlak, güzel söz söyleme, güzel niyet olarak anlaşılması gerektiğini belirtti.



Güzel düşüncenin temelinde insanın kendisini tutması vardır


Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli, “Güzel düşüncenin temelinde insanın kendisini tutması vardır. Oruç tutmaktan murat insanın kendini tutmasıdır. Neyden tutacağız? Allah’ın meşru kıldığı, helal kıldığı nimetleri belli bir dönem, belli bir vakit dahilinde kendimize yasaklayacağız. Bu anlamda şimdi kendimi tutabilmem için niyet etmem gerekiyor. Sahura kalkacağım ve sahurda niyet edeceğim. O zaman niyetimi benim düşünmem, niyetimi tefekkür etmem, niyetimi tahkim etmem icap ediyor. Yani niyet fevkalade önemli. ‘Ameller niyetlere göredir’ hadis-i şerifini burada hatırlarsak niyet, hayatın bütün yönleri içerisinde merkezde olan bir kavramdır. Tabi niyet edeceğim, kendimi tutacağım ama kendimi tutmam için de bir irademin olması lazım. Daha doğrusu niyet etmek de iradeyle alakalı bir konu. İrade bizi murada, isteğe götürecek ve bu kendini tutma süreci içerisinde mütemadiyen bir dinginlik halini, ruh halini yaşayacağım. İşte tefekkür burada devreye giriyor” dedi.



Ramazan ayında ilim de var


Ramazanın bize kazandırdığı tefekkürün, bizim güzel düşüncelere ve güzel niyetlere sahip olmamızı temin ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Kemikli, “Ramazan ayında ilim de var. Ramazan fıkhı var. Ramazanla ilgili ayet-i celileler var. Oruçla ilgili hadis-i şerifler var. Bütün bunlar üzerinde okumalar yapıp, ilmimizi artırıp, onu hale dönüştürmek, amele dönüştürmek bizi tefekkür boyutunda bereketli bir hale tebdil edecektir. Evvelemirde saatimizi düzene sokuyor, beden saatimizi, ruh saatimizi düzene sokuyor. Bu düzenle birlikte biz bir düşünce bir perspektif elde etmiş oluyoruz. Ramazan gerçekten teravihleriyle, muhabbetleriyle, sözleriyle, sohbetleriyle, tefekkürüyle bir medeniyet ortaya çıkartıyor. Ama en önemlisi fakirin, fukaranın gözetildiği, garip gurabanın derdine derman olunduğu bir süreçtir” diye konuştu.



Geleneğimizde muhasebe-i nefs diye bir kavram var fakat bunu unuttuk


Ramazanda çok önemli olan kavramlardan birinin de muhasebe olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kemikli, “Aslında muhasebe kavramı bizim geleneğimizin her evresinde var. Geleneğimizde muhasebe-i nefs diye bir kavram var fakat bunu unuttuk. Bugün Allah için ne yaptın, bugün insanlara bir faydan oldu mu? Bu Ramazan bir mevsimdir, bu mevsimde itikafa girelim ya da girmeyelim en azından empati yaparak sahurla iftar arasındaki zaman dilimi içerisinde bir nefis muhasebesini geçirmemiz lazım. Son on bir ayda ne yaptım, hangi konuda kendimi geliştirdim, kime ne faydam oldum. Yani Müslüman topluma faydalı olan kişi. İyi insan kimdir? Güzel ahlaklı, güzel düşünceli. Ama bu güzel ahlak ve güzel düşünce tek başına bir şey ifade etmez. Bu güzel ahlak ve düşünceyle insana dokunan, topluma dokunan insandır” şeklinde konuştu.



Muhasebe bizi tefekküre götürecek


Ramazanla ilgili olarak murakabe kavramına da dikkat çeken Prof. Dr. Kemikli, “En temelinde murakabe Kevni ayetler üzerinde düşünmektir. Tamam, mukabele yaparken o ayetler üzerinde düşünüyoruz ama bir de Kevni ayetler var, tabiat var, insan var, akan su var, yağan yağmur var, uçan kuş var. İşte denizin kenarındasınız dalgalar var. Uçuyorsunuz havada uçakla bulutların arasındasınız bunlar üzerinde tefekkür etmek lazım. Çünkü Rabbimiz diyor ki ‘Sen bunları boşuna yaratmadın’. O zaman bu murakabe ve muhasebe bizi tefekküre götürecek ve bu tefekkürle ortaya çıkacak hikmet medeniyeti oluşturacak” ifadelerine yer verdi.



Topluma yetişerek hizmet edersiniz


Ramazanda uzletin önemine de değinen Prof. Dr. Kemikli, “Uzlet ister zorunlu ister ihtiyari olsun sizi yetiştiren yöndür. Topluma yetişerek hizmet edersiniz. Birilerinin oluşturduğu gündemi takip ederseniz siz, siz olamazsınız. Dolayısıyla kimseye dokunamazsınız. Dokunsanız da problem çıkar. Çünkü siz de onlardan birisisiniz. Kendimizi yabancılaştıralım, ötekileştirelim anlamında söylemiyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hidayet Türkoğlu, FIBA Hall of Fame 2026 listesinde onurlandırıldı FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu, Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. FIBA Hall of Fame; basketbola uzun yıllar boyunca sahada, özellikle milli takım düzeyinde sunduğu katkılarla iz bırakan, sporcu kimliğiyle uluslararası basketbol kültürüne değer katan isimleri onurlandıran prestijli bir yapı olarak kabul ediliyor. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. Türkoğlu, bu onura ilk kez bir Türk sporcunun, sporculuk kariyeri ve milli takım kimliği temel alınarak layık görülmesiyle Türk basketbol tarihinde önemli bir ilke imza attı. Türkiye’yi uluslararası basketbol sahnesine taşıyan öncü yöneticilerden Turgut Atakol, Türk basketbol tarihinde FIBA Hall of Fame onuruna, yöneticilik ve basketbolun kurumsal gelişimine sunduğu katkılarla 2007 yılında layık görülmüştü. Hidayet Türkoğlu’nun basketbolculuk kariyeriyle bu listeye dahil edilmesi ise, Ay-Yıldızlı formayla sergilediği istikrarlı performansın, liderliğinin ve Türk basketboluna kazandırdığı mirasın FIBA tarafından tescillenmesi anlamına geliyor. Listenin duyurulmasının ardından Hidayet Türkoğlu, "Dünya basketboluna iz bırakmış, farklı ülkelerden ve jenerasyonlardan değerli isimlerle birlikte FIBA Hall of Fame listesinde yer almak, benim için büyük bir gurur ve onurdur. Ay-Yıldızlı formayla çıktığım her maçta, bu ülkeyi en iyi şekilde temsil etme sorumluluğuyla sahadaydım. Bu yolculuk; sahada birlikte ter döktüğüm takım arkadaşlarımın, beni her zaman ayakta tutan ailemin ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Türk milletinin ortak emeğinin bir sonucudur. Basketbolu evrensel bir değer olarak büyüten, bu mirası gelecek nesillere taşıyan FIBA’ya, dünya basketboluna verdikleri katkılar için teşekkür ediyorum. Ay-Yıldızlı bayrağımızı böylesine seçkin bir platformda temsil etmek, tarif edilemez bir gururdur" değerlendirmesinde bulundu. Milli Takım formasıyla 1994-2014 yılları arasında 309 kez sahaya çıkan ve 3 bin 475 sayı kaydeden Hidayet Türkoğlu, uzun yıllar A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın kaptanlığını üstlenerek Türk basketbolunun en önemli lider figürlerinden biri oldu. Türkoğlu; 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası ve 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan tarihi kadroların da parçası olarak önemli başarılara imza attı. NBA’de ilk 5’de maça çıkan ilk, 10 bin sayı barajını geçen tek Türk oyuncu olan Türkoğlu, 997 maçla "NBA’de en fazla maç oynayan Türk basketbolcu" ünvanını da elinde tutuyor. NBA’de Orlando Magic formasıyla 2008’de en iyi gelişme gösteren oyuncu (MIP) seçilen, 2009 NBA finali oynayan Türkoğlu, Magic’te yakaladığı istatistiklerle de kulüp tarihinde unutulmaz bir miras bıraktı. Hidayet Türkoğlu, 21 Nisan 2026 tarihinde gerçekleştirilecek resmi organizasyonla beraber Hall of Fame üyesi olarak Berlin’de onurlandırılacak.
Adıyaman Eşini, kızının yanında öldürüp kayıplara karıştı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde önceki gün bir şahıs, boşanma aşamasındaki eşini, kızının yanında bıçakladığı anlar kameralara yansıdı. Şahsın, elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşarak gitmesi dikkatlerden kaçmadı. Olay önceki gün Kahta ilçesi Recep Tayyip Erdoğan Caddesi üzerinde yaşanmıştı. Edinilen bilgilere göre, M.A., boşanma aşamasında olduğu 45 yaşındaki eşi Emine Aluç’u sokak ortasında yakalayarak göğsünden ve boğazından bıçaklamıştı. Olay sırasında çiftin yanlarında bulunan ismi öğrenilemeyen kız çocukları da saldırgan tarafından elinden yaralanmış ve küçük kız annesini kanlar içerisinde görerek sinir krizleri geçirmişti. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ile birlikte çok sayıda polis ekibi sevk edilmiş Emine Aluç, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Kahta Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Emine Aluç, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Yaşanılan vahşet anlar ise bir vatandaşın cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Yaşanan vahşet anlarda eşini çocuğunun yanında bıçaklayarak öldüren M.A’nın elini kolunu sallayarak soğuk kanlı tavırlarla olay yerinden uzaklaştığı görüntülere yansıdı. M.A.’nın olay yerinden kaçtığı, şahsın yakalanması için polis ekipleri tarafından geniş çaplı arama çalışması başlatıldığı bildirildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.