YEREL HABERLER - 22 Eylül 2015 Salı 15:14

Göçmen Sorununa “Göç Çalıştayı” Önerisi

A
A
A
Göçmen Sorununa “Göç Çalıştayı” Önerisi

Atakum Kent Konseyi Başkanı ve Samsun Dernekler Federasyonu (SADEF) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Bekir Şişman, göçmen sorununa uzun ömürlü çözüm üretecek uluslararası bir “Göç Çalıştayı” düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Göçmen sorunu ve çözümü hakkında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Bekir Şişman, Samsun’da ivedi olarak, göç ve göçmen sorununa uzun ömürlü çözüm üretecek; Türkiye ve uluslararası toplumun göç yönetimi koşullarını tartışarak, çözüme katkı sağlayacak Uluslararası bir "Göç Çalıştayı" düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
"2013 YILI İTİBARIYLA DÜNYADA 51 MİLYON İNSAN GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALMIŞ"
Anadolu’nun bir ana kucağı gibi yüzyıllarca, çeşitli nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlara; bir barınak, bir sığınak, hatta bir vatan olduğunu belirten Şişman, "Balkanlarda ve Orta Doğu ülkelerinde gözlemlenen siyasi değişimler, etnik çatışmalar, ülkeler arası savaşlar; 80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarda göçün yönünü bir kez daha Türkiye’ye çevirmiş ve çok sayıda göçmenin Türkiye’ye gelmesine neden olmuştur. Birleşmiş Milletler(BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği(UNHRC)’ne göre 2013 yılı sonu itibariyle dünya üzerinde yaşadıkları yerlerden başka yerlere göç etmek zorunda kalan insanların sayısı 51,2 milyondur. Özellikle Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle 2,5 milyon mülteci Suriye’den diğer ülkelere göç etmiştir (Ekim 2014 itibariyle bu sayı 3,5 milyondur). Yerlerinden olan 51,2 milyon insanın barınma, sağlık, eğitim, sosyal, ekonomik ihtiyaçları göç ettikleri diğer ülkelerde karşılanmak zorundadır. Bu aynı zamanda insani bir sorumluluktur" dedi.
"2 MİLYONDAN FAZLA ’ŞARTLI MÜLTECİ’ TÜRKİYE’YE SIĞINMIŞTIR"
UNHRC’nin 2014 sayılarına göre Suriye’de yaşanan iç savaş sebebiyle 2 milyondan fazla ’şartlı mülteci’nin Türkiye’ye sığındığını açıklayan Şişman, "İnformel(resmi olmayan) kaynaklar Samsun’da 6 bin Iraklı ve 2 bin kadar da Suriyeli olduğunu aktarmaktadırlar. Toplamda sayıları sekiz bini bulan bu insanlar bizlere emanettir. Bu insanlara elbette Muhacire Ensarın sahip çıktığı gibi sahip çıkılmalıdır. Samsun ilinde gerçekleştirilecek bir ’Göç Çalıştayı’, konuyla alakalı olarak ilimizde bulunan kurumlara ve çalışanlarına uluslararası göçlerle ilgili hukuk, eğitim, sosyal hizmet, din, sağlık, psikolojik destek gibi alanlarda katkıda bulunacak ve diğer illere örnek teşkil edecektir" diye konuştu.
“BU ÇALIŞTAYIN ÜÇ TEMEL AMACI OLMALIDIR”
“Göç Çalıştayı”nın üç temel amacı olması gerektiğini vurgulayan Şişman, “1-Avrupa ülkelerinde var olan göçle ilgili deneyimleri buraya aktarmak; böylelikle gelecek 10, 20 hatta 50 yıl içerisinde bizi bekleyen sorunları tespit etmek ve bunlar için çözüm üretmek, 2-Bu bilgiler ışığında Samsun ve diğer illerde yaşayan başta Suriyeli mülteciler olmak üzere diğer mültecileri de dikkate alan tespitlerde bulunmak ve uygulanabilir çözüm önerilerini ortaya koymak, 3-Bu önerileri dikkate alarak hayata geçirilebilir projeler tanımlamak” açıklamasında bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."