SAĞLIK - 28 Haziran 2021 Pazartesi 12:10

Kanser hastalarına ’hepatit B’ uyarısı

A
A
A
Kanser hastalarına ’hepatit B’ uyarısı

Karaciğer yetmezliğine yol açabilen Hepatit B hakkında bilgiler paylaşan Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof.

Karaciğer yetmezliğine yol açabilen Hepatit B hakkında bilgiler paylaşan Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Asemptomatik hepatit B taşıyıcısı olan veya daha önce hepatit B geçirmiş kanserli hastalarda sessiz olarak vücutta bulunan hepatit B kemoterapi ile bağışıklığın baskılanması sonucu alevlenebilir” dedi.


Hepatit B hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan VM Medical Park Samsun Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, yapılan çalışmaların viral hepatit B’li hastaların çoğunun hastalığından habersiz yaşamını sürdürdüğünü gösterdiğini ifade etti. Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Özellikle asemptomatik hepatit B taşıyıcısı olan veya daha önce Hepatit B geçirmiş kanserli hastalarda sessiz olarak vücutta bulunan hepatit B kemoterapi ile bağışıklığın baskılanması sonucu alevlenebilir (reaktivasyon). Hastanın yaşamını tehdit eden karaciğer yetmezliğine kadar gidebilecek klinik tablolar ortaya çıkabilir” diye konuştu.



"Kemoterapi hastalarında Hepatit B test edilmelidir"


Kendisinde Hepatit B olduğunu bilmeyen veya daha önce Hepatit B geçirmiş ve bağışıklığı baskılayan ilaç tedavisi uygulanan romatizma hastalarında da hastalığın alevlenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, şunları söyledi:


“4 aydan uzun süreli ve yüksek doz kortizon uygulanacak hastalarda da Hepatit B reaktivasyonu olabilir. Bu nedenle kemoterapi veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılacak olan hastalar Hepatit B açısından test edilmelidir. Bu hastalarda antiviral tedaviler ile Hepatit alevlenmesi önlenebilir. Antiviral tedavi kemoterapi ve bağışıklığı baskılayan ilaç tedavisinden önce veya birlikte başlanmalıdır. Tedaviye kemoterapi bittikten sonra 6-12 ay daha devam edilmelidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Karlıova’da at yarışları renkli görüntüler oluşturdu Bingöl’ün Karlıova ilçesinde düzenlenen at yarışları renkli görüntüler oluşturdu. Karlıova ilçesi Toklular köyünde gelenek haline gelen at yarışlarının 2’ncisi düzenlendi. Programa Vali Ahmet Hamdi Usta, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bilgihan Yeşilyurt, İl Emniyet Müdürü Şükrü Orhan, Karlıova Kaymakamı Tufan Bağır Gilan, Genç Kaymakamı Muhammet Güzel, Çat Kaymakamı İrem Baha Yağan, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri ile kurum müdürleri katıldı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda yarışlardan önce çeşitli etkinlikler yapıldı. Yarışlara çevre illerden toplam 30 yarışmacı katıldı. Nefes kesen ve 4 grup halinde düzenlenen yarışlarda birinci gelenlere 30 bin, ikinciye 20 bin ve üçüncüye ise 10 bin TL ödül ve kupa verildi. Yarışı dereceyle bitirenlere ödüllerini Vali Ahmet Hamdi Usta, Kaymakam Tufan Bağır Gilan, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan ve Karlıova Belediye Başkanı Veysi Bingöl verdi. Etkinlik sonrası misafirlere ve vatandaşlara Karlıova’nın yöresel yemekleri ikram edildi. Karlıova’nın bir huzur, güven ve güvenlik şehri olduğunu gösterdiklerini dile getiren Vali Ahmet Hamdi Usta, ”Burada önemli olan at yarışı değil, biz buradan Türkiye’ye ve dünyaya bir mesaj veriyoruz. ’Biz Karlıova’da biriz, beraberiz, diriyiz, el eleyiz, geçmişe bir sünger çektik’ diye bir mesaj veriyoruz. Burada kim olduğunuzun, ne olduğunuzun bir önemi yok. Aynı fikirde değiliz, aynı düşüncede değiliz ama ortak bir paydada, Karlıova paydasında buluştuk. Türkiye’de yeni sistemde bir cumhurbaşkanı yardımcısına sahipsiniz. Sizin aranızda yetişmiş birisi şu anda bu ülkenin ikinci adamı. Böyle bir şans, böyle bir fırsat başka hiçbir yere nasip olmaz. Dolayısıyla bunun kıymetini bilelim diye düşünüyorum” dedi.
İstanbul Türk Hava Yolları’nın düzenlediği Turkish Airlines World Golf Cup Turnuvası’nın kazananları belli oldu Türk Hava Yolları’nın (THY) kendi adıyla düzenlediği golf turnuvalarından Turkish Airlines World Golf Cup’ın İstanbul ayağı, 5-6 Ekim tarihlerinde Türkiye Golf Federasyonu (TGF) Silivri Golf Kulübü’nde gerçekleştirildi. Müsabakalar sonrası kadınlarda Joelle Benjenk, erkeklerde ise Selim Berkol birinci olarak Antalya’daki büyük finale gitmeye kazandı. 2013 yılından bu yana amatör golfçülere yönelik düzenlenen Turkish Airlines World Golf Cup ile THY kurumsal müşterilerine etkin bir biçimde ulaşıyor. Bu yıl içerisinde 118’den fazla turnuvada 10 bini aşkın oyuncu bir araya geldi. Turnuvaya THY’nin kurumsal ve sadık müşterilerinin yanı sıra, iş dünyasından önemli isimlerin de aralarında bulunduğu 160 kişi katıldı. Büyük final Antalya’da Turnuva bu yıl, 67 ülkede toplamda 118 şehirde yapıldı. Turnuvada 24 ve altı handikap seviyesinde bayanlarda mücadele eden Joelle Benjenk oldukça iyi bir performans göstererek 39 puan aldı ve şampiyon oldu. Erkeklerde ise 46 puanla Selim Berkol birinci sıraya yerleşti ve her iki finalist de turnuvanın final oyunlarının oynanacağı Antalya’ya, büyük finale gitmeye hak kazandı. Düzenlenen turnuvaya ilişkin değerlendirmede bulunan Türk Hava Yolları Genel Müdür (Ticari) Yardımcısı Ahmet Olmuştur, “Turkish Airlines World Golf Cup Turnuvamızın İstanbul ayağında oynayan tüm misafirlerimize teşekkür ederiz. İzlemesi keyifli bir turnuva oldu. Bu seride kazanan Joelle Benjenk ve Selim Berkol’u tebrik ediyor ve Antalya’da başarılar diliyoruz” dedi.
Burdur Burdurlular Filistin’e destek için yürüdü Burdur’da İsrail’in Gazze’yi işgalinin 1’inci yıl dönümünde protesto yürüyüşü düzenlendi. Burdur’da sivil toplum kuruluşları tarafından Filistin’e destek amacıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Köprübaşı mevkiinde toplanan kalabalık, Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyerek İsrail aleyhine sloganlar attı. Yürüyüş ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından STK’lar adına konuşan Burdur Kudüs Platformu Sözcüsü Oktay Akgün, “Siyonist İsrail, Gazze’de tam 365 gündür soykırım yapıyor. Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın 42 binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor" dedi. Akgün, “Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çökmüştür. Uluslararası kurumlar çökmüştür. Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu koşulsuz destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız bir şekilde beklemektedir. Katil Netanyahu yönetimindeki siyonist İsrail, 7 Ekim tarihinden bu yana 17 bini çocuk, 11 bin 500’ü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti. 97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var. Bugün Burdur Cumhuriyet Meydanı’ndan sesimizi yükseltiyoruz. Diyoruz ki Filistin özgür oluncaya dek bizler buradayız” diye konuştu. Basın açıklaması sonrası yapılan duaların ardından kalabalık dağıldı.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Ayşe filminin söyleşisi yapıldı Bu yıl 61’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında gösterimi gerçekleştirilen "Ayşe" filminin söyleşisi yapıldı. Down sendromlu kardeşi Rıdvan ile birlikte yaşayan Ayşe’nin hayatını konu alan filmin başrol oyuncusu ve senaryo yazarlarından Binnur Kaya, “O kadar farklı yorumla çekilebilecek bir filmdi ki; Necmi Rıdvan’ı mümkün olduğunca az görmeye çalıştı. Başka bir şey anlaşılmasın diye görmek zorunda olduğu yerlerde görmeye çalıştı. Ben bu ahlakı sevdim” dedi. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, film gösterimi, söyleşi ve oturumlarla devam ediyor. Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması kapsamında gösterimi yapılan "Ayşe" filminin yönetmeni, yapım ekibi ve oyuncuları, filmin ilk kez seyirciyle buluştuğu Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda izleyicilerin sorularını cevapladı. Down sendromlu kardeşi Rıdvan ile birlikte yaşayan Ayşe’nin hayatını konu alan film, çalıştığı benzin istasyonuna uğrayan uluslararası bir kamyon şoföründen evlenme teklifi alan Ayşe’nin, kaderiyle hayalleri arasında seçim yapmak zorunda kalışını aktarıyor. “Rıdvan’a ablası Fatma evlilik teklifi alsaydı ne olurdu gibi sorular sorarak, senaryoyu ortaya çıkardık” Filmin senaryo yazarı ve yönetmeni Necmi Sancak, filmin hikayesini kuzeni Rıdvan’dan etkilenerek yazdıklarını aktardı. Senaryoyu oluşturabilmek için Rıdvan’a çeşitli sorular yönelttiklerine değinen Sancak, film sürecini şu şekilde aktardı: “Rıdvan’a ablası Fatma evlilik teklifi alsaydı ne olurdu gibi sorular sorarak, senaryoyu ortaya çıkardık, hayata geçirmek için mücadele ettik. Sonra Binnur Kaya hanımefendiye senaryomuz ulaştı ve çok beğendi. Binnur hanım projeye dahil olunca, her şey Arap söküğü gibi çözülmeye başladı. Ben, Ahmet Sancak ve Binnur senaryoyu geliştirmeye başladık, yaklaşık 3-4 ay sürdü. Binnur hanım gerçekten bir ekol, hem senaryo bilgisi hem yenilikçi yanıyla bana çok şey öğretti. Sonra Menderes Samancılar abiye gittik, o da bizi kırmadı. Karaktere de kendisi ekstra özellikler ekleyerek, çok güzel bir karakter oluşturdu. Ardından Ali Seçkiner Alıcı abiye gittik, Binnur hanıma “Aşık olmak ister misin?” dedik, o da “Seve seve” dedi. Uzun bir sürecin sonunda izleyiciyle buluşmasını sağladık.” “Bu film Ayşe’nin hikayesi” Necmi Sancak, bir seyirci tarafından yöneltilen, “Filmin adı Neden Rıdvan değil de Ayşe” sorusuna “Çünkü bu film Ayşe’nin hikayesi” cevabını verdi. “Rıdvan harika bir partnerdi” Filmin oyuncusu ve senaryo yazarlarından Binnur Kaya ise filmi ilk kez seyrettiğini kaydetti. Filmin seyrinin zor olduğunu dile getiren Kaya, riskli işlerde yer almayı sevdiğini ifade etti. Kaya, “Seyretmesi zor bir film, çünkü içinde filmi satan hiçbir şey yok, müzik yok, estetik bir oyuncu yok. Bir gişe filmi değil, nereye gider ne olur bilmiyorum. İyi bir senaryo okudum, Necmi ve Ahmet yüce gönüllü davrandı. Senaryo hakkında fikir alışverişlerini yok saymadılar. Riskli işlerin içinde olmayı seviyorum, daha öncekilerinin denemediği bir şeyi denediler. Görüntü yönetmeni Meryem’in sırtından kamera hiç inmedi. Her şeyi bana sevdirdiler. Rıdvan harika bir partnerdi, herkes benim kadar şanslı olmaz. Disiplinli, her denileni yapan, yapmadığı zaman işi hiç aksatmayan bir partnerdi. Rıdvan’ın ablası Fatma benim oynamaya çalıştığım Ayşe karakterinin gerçek hali. Hayatını büyük bir sevgiyle ve kendi rızasıyla feda etmiş. Çok büyük bir fedakarlık, harika bir insan olduğu için Fatma Sancak’a çok teşekkür ederim. Onun anlatacak çok şeyi var, biz onun yüzde 1 yüzde 2’sini gösterebildik” dedi. “Necmi Rıdvan’ı mümkün olduğunca az görmeye çalıştı” Ünlü oyuncu Binnur Kaya ayrıca filmin çok farklı yorumlarla çekilebilme ihtimaline rağmen filmin yönetmeni ve senaryo yazarı Necmi Sancak’ın etik davrandığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: “O kadar farklı yorumla çekilebilecek bir filmdi ki; Necmi Rıdvan’ı mümkün olduğunca az görmeye çalıştı. Başka bir şey anlaşılmasın diye görmek zorunda olduğu yerlerde görmeye çalıştı. Ben bu ahlakı da çok sevdim. Filmde hiç müzik olmaması gibi, insanlar akan jeneriği bile müziksiz okumak zorunda kalıyor. İnsan her zaman böyle şeylerle karşılaşmıyor.” “Abla seni seviyorum” Down sendromlu oyuncu Rıdvan Sancak ise film hakkında yorumunu şu şekilde ifade etti: “Bence iyi, devam. Abla seni seviyorum.” “Önemli olan senaryonun neye hizmet ettiği” Usta sanatçı Menderes Samancılar, kendisi için senaryonun öneminin altını çizerek; “Senaryoyu okuduğumda tamam dedim, bu meslekte benim bakış açım; rolün küçüğü büyüğü yok, önemli olan senaryonun neye hizmet ettiği. Senaryonun derdi var, sıkıntısı var, çözüm istiyor. Sıkıntı çözmek için bu tür projelerde yer almak bizim de boynumuzun borcu” ifadelerini kullandı. “Binnur’u ve Menderes abiyi duyunca kayıtsız şartsız tamam dedim” Filmin bir diğer oyuncusu Ali Seçkiner Alıcı, Binnur Kaya ve Menderes Samancılar’ın filmde rol aldığını duyunca kayıtsız şartsız kabul ettiğini belirterek; “Benim için senaryonun gerçek yaşamdan alınması önemli bir etken. Binnur’u ve Menderes abiyi duyunca kayıtsız şartsız tamam dedim, iki tane çok değerli oyuncu. Onları konuşmamıza gerek yok, hatta konuşmayalım eskir. Bu iki etken ve ilk film olması çok önemli” diye konuştu.
Düzce Filistin’e destek için çocuklar 1 kilometrelik resim yaptı Düzce’de İsrail’in Gazze’ye saldırılarının 1. yılı ve Lübnan’a saldırıları, düzenlenen sessiz yürüyüşle protesto edildi. Eylemde çocukların çizdiği "Filistin’e özgürlük" temalı 1 kilometre uzunluğundaki resim de sergilendi. İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı saldırıların üzerinden 1 yıl geçti. İsrail, başta Gazze olmak üzere Filistinlilerin yaşadığı mülteci kamplarını, ibadethaneleri, hastane ve okulları bombalayarak her gün yüzlerce Filistinliyi katletmeye devam ediyor. Son olarak Lübnan’a hava ve kara harekâtı başlatan İsrail’in saldırılarını protesto etmek için Düzce’deki sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek kurdukları Filistin’e Destek Platformu, sessiz yürüyüş düzenledi. Cedidiye Meydanı’nda platform adına konuşan Memur-Sen Düzce İl Başkanı İsmail Atay, Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun da tehdit altında olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Kirli bir oyunla karşı karşıyayız. Onun için tekrar altını çizmek gerekir ki Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar. Lübnan’a saldırı ise savaşın yeni bir evreye geçtiğini gösteriyor. Batılı başkentlerde ise aynı kalıp açıklamalar devam ediyor. Dün komplo denilerek küçümsenen stratejilerin bugün gerçekleştiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Onun için kimse olayları bizden uzak zannetmesin. Gaflet sonumuz olur. Vakit teyakkuz vakti, vakit Gazze hattına sahip ve destek çıkma vakti. Vakit insanlık haysiyetini sahiplenme, vicdanın sesi olma vakti. Vakit kardeşlerimize sahip çıkma vakti. İnsanlık şerefinin bu katil sürüsüne karşı mutlak galip geleceğine inanıyoruz. Ancak önce direniş hatlarını güçlü bir şekilde takip etmek zorundayız. Soykırım destekçisi markaları, boykotu derinleştirerek ve yaygınlaştırarak siyonizme kan pompalayan damarları kesmeliyiz. İsrail malı almazsan ölmezsin, alırsan çocukları öldürürler. Buradan açıkça bir kez daha deklare ediyoruz; İsrail 100 yıldır Filistin topraklarında katliam yapan bir terör örgütüdür. Yerleşimci adlı terör ve kan şebekesi eliyle tedrici olarak sürdürdüğü işgal yeni bir aşamaya geldi. 7 Ekim’den bu yana yaşananlar siyonist İsrail’in, siyonist işgalin yeni bir evresini göstermektedir. Emperyalizmin sınırsız desteği, siyonist şirketlerin sponsorluğu ile Gazze’de Müslüman kıyımı yapan ırkçı rejimin hedefinde bütün bölgemiz, coğrafyamız var.” Çocukların yaptığı 1 kilometrelik resim açıldı İsrail’i protesto gösterisinde, çocukların Filistin’e destek için yaptığı 1 kilometre uzunluğundaki resim de gösteriye katılanlar tarafından açıldı. Uzunluğu nedeniyle meydana sığmayan resim bir kısmı açılarak sergilendi. Gösteriye katılanlar, daha sonra Cedidiye Meydanı’ndan Anıtpark Meydanı’na kadar ellerindeki Türk ve Filistin bayrakları, pankartlarla sessizce yürüdüler. Anıtpark Meydanı’nda toplanan kalabalık daha sonra olaysız şekilde dağıldı.
Antalya Antalya’da Filistin’e destek yürüyüşü Antalya’da, İsrail’in Gazze’ye karşı başlattığı işgalin birinci yılında binlerce vatandaşın katılımı ile ‘Filistin’e Destek Yürüyüşü’ düzenlendi. İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı saldırı ve işgalin birinci yıldönümünde binlerce Antalyalı, ‘Filistin’e Destek Yürüyüşü’nde bir araya geldi. Aydın Kanza Parkı’nda ellerindeki Türkiye ve Filistin bayrakları ile toplanan vatandaşlar, tekbir ve sloganlarla Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü. Grup adına basın açıklaması yapan Antalya Kudüs Platformu Başkanı Mustafa Erduran, Yahudilerin İsrail’in kuruluş sürecinde Filistin topraklarının yüzde 5,6’sına sahipken BM tarafından 1948 yılında Filistin topraklarının yüzde 56’sının gasp edilerek İsrail’e verildiğini belirtti. 1897 yılında temeli atılan işgalin hedefinin Arz-ı Mevud olarak ifade edilen tüm coğrafyayı işgal etmek olduğunu söyleyen Erduran, “Bugün İsrail, İslam dünyasının kalbine saplanmış gayrimeşru bir işgal yönetimidir. Yüz yıldır belirli aralıklarla devam eden vahşi katliam ve işgal eylemleri nedeniyle sabıkası soykırımlarla dolu olan İsrail, özellikle bir yıldan beri Filistin’de soykırım suçunu en vahşi şekilde işlemektedir. Kesintisiz devam eden saldırılar sonucu on binlerce çocuk, kadın, yaşlı, hasta, engelli ve yüzlerce gazeteci, sağlık çalışanı, insani yardım çalışanı katledildi. İsrail’in terörü karşısında BM ve AB gibi uluslararası örgütler engelleyici bir rol üstlenmedikleri gibi İsrail’i koruyup kollamaktadırlar” ifadelerini kullandı. "Dünyayı kaosa sürükleyecek” AB’ye üye ülkeler İsrail’e silah ve para desteğinde bulunurken, BM Güvenlik Konseyi’nin ise İsrail terör örgütünün dokunulmazlığını tescilleyen bir rol üstlendiğini söyleyen Erduran, “Artık herkes anlamaktadır ki İsrail sorunu dünyanın kayıtsız kalamayacağı insani ve vicdani bir sorundur. Yüz yıldır yaşananlar göstermiştir ki İsrail uluslararası hukuk mekanizmalarında yargılanıp ceza almadığı ve yalnızlaştırılmadığı sürece sorun gerçek anlamda çözülmeyecektir. 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu, toprakları işgal edilmiş, soykırıma maruz kalırken yalnız bırakılmış Filistin halkının insani çırpınışını temsil etmektedir. Arz-ı Mevud safsatasıyla saldırgan tutumunu Gazze, Batı Şeria ve tüm Filistin’den sonra Lübnan’a da taşımıştır. Siyonist rejimin bu azgın tutumu bölge halkları için açık bir tehdittir. Kıbrıs’a ve Türkiye’ye doğru sıçrayacağı açık olan bu cüretkâr tehdidin tüm dünyayı kaosa sürükleyebileceği görülmelidir” şeklinde konuştu. Antalya Müftüsü Nazif Yalçınkaya tarafından okunan duanın ardından yürüyüş sona erdi.