SAĞLIK - 20 Ağustos 2022 Cumartesi 11:28

’Akıllı ilaç’ kanser hücrelerini kendiliğinden öldürüyor

A
A
A
’Akıllı ilaç’ kanser hücrelerini kendiliğinden öldürüyor

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Yücel, akıllı ilaçların kullanımının kemoterapiye göre daha kolay ve iyileştirici olduğunu belirerek, akıllı ilaçların kanser hücrelerinin yollarını kapatarak kendiliğinden ölmesine sebep olduğunu söyledi.


Eskiden ’tedavi edilemez’ denilen kanser hastalıkları yeni tip tedavi yöntemleri ile tamamen iyileştirilebilir hale geldi. Son dönemde kullanımı oldukça artan akıllı ilaçlar ile birçok kanser hastası eski sağlığına kavuşup, normal hayatlarına devam etmeye başladı. Medicana International Samsun Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Yücel, akıllı ilaç tedavisinin önemine ve faydalarına yönelik bilgilendirmede bulundu.



“Akıllı ilaç ile kanser hücreleri kendiliğinden ölüyor”


Akıllı ilaçların hücre yolaklarını hücre yolaklarını kapatarak kanser hücrelerinin kendiliğinden ölmesine sebep olduğunu ifade eden Prof. Dr. İdris Yücel, “Kanser tedavisi klasik olarak cerrahi tedavi, kemoterapi, radyo terapi, hormon tedavisi gibi alt gruplara ayrılıyor. Hastasına göre bu tedavilerden biri ya da birkaçı kombine olarak kullanılabiliyor. Kemoterapi, kanser hücresini öldürmeye yöneliktir. Biz kemoterapi verdiğimiz zaman istenmeyen kanser hücrelerinin yok edilmesinin hedefleriz. Bunlar hücreyi öldüren özelliğe sahiptir. Kimisi hücrenin DNA’sını parçalayarak kimi metabolizmasını bozarak bu etkiyi gösteriyor. Son zamanlarda akıllı ilaç denilen uygulamalar hücre öldürücü değildir. Hücrenin biyolojisine yönelik hareket ediyor. Mesela bir hücrenin varlığını sürdürebilmesi için birçok fonksiyonu yerine getirebilmesi lazım. Hücre içerisinde sinyal yolakları vardır. Hücre zarından başlayıp çekirdeğe kadar ulaşan bir takım sinyal yolakları vardır. Bu sinyal yolakları hücrenin yaşamasını, bölünmesini ve çoğalmasını sağlar. Kanser hücresinde de anormal bölünme ve çoğalma olduğunu zaten biliyoruz. O halde biz bu yolakları eğer bloke edersek hücre çoğalmasını durdurabilir miyiz? Bunlar keşfedildi. Bu sinyal yolaklarını bloke eden bir takım ilaçlar keşfedildi. Akıllı ilacın mekanizması hücre öldürücü olmayıp yani hücrenin elektriğini kesiyor, suyunu kesiyor gibi örnek verebiliriz. Bu şekilde hücre fonksiyonlarını yerine getiremiyor ve hücre kendi kendini ölüme götürüyor olmasıdır” dedi.



“Kemoterapiye göre akıllı ilaç kullanımı daha kolay”


Kemoterapinin yorucu ve sancılı sürecinin akıllı ilaç kullanımında yaşanmadığının altını çizen Prof. Dr. Yücel, “Ülkemizde akıllı ilaçların bazılarının ruhsatı ve geri ödemesi vardır. Bazılarının ruhsatı var, geri ödemesi yoktur. En çok kullanıldığı yerler meme kanseri, yumurtalık kanseri gibi hastalıklarda kullanılıyor. Akıllı ilaçların aslında kullanma alanları çok geniştir. Çeşitli kanserlerde deneniyor. Hücre biyolojisine yönelik, hücre biyolojisini bozarak tedavi eden ilaçlardır. Çok pahalı ilaçlardır çünkü ileri teknoloji ile elde ediliyor. Çok pahalı olduğu içinde sağlık otoritesi ruhsat verse bile geri ödemesinde sıkıntılar yaşanabiliyor. Bu olaylar umarım zaman içerisinde çözülecektir. Kemoterapi çok zor bir süreçtir. Hastayı bayağı hırpalayan bir süreçtir. Akıllı ilaçların da yan etkileri var. Onlar da o kadar masum ilaçlar değiller ama kemoterapiye göre daha kolay kullanılabilirdir. Bunların çoğu tabletle ağızdan alınabilir ilaçlardır. O nedenle çok ciddi şekilde hasta muhafaza edilebiliyor. Kemoterapide alınan cevaba bağlı olarak hastanın toleransına göre kemoterapi yaparsınız ama belki hasta bunu kaldıramaz ve bırakmak zorunda kalabilirsiniz. Hastalığın seyrine göre süre uzayabilir, kısalabilir. Uzun programlar ve kısa programlar vardır. Hangi hastaya ne kadar kemoterapi uygulanacağı hasta ve hastalığa göre değişir. Akıllı ilacın yan etkileri olarak cilt dökümü, el ve ayaklarda yanma ve kavrulma, deri kalkması, tiroit fonksiyonları bozulması gibi olayları söyleyebiliriz. Bunlar tolere edilebilen, yönetilebilen yan etkilerdir. Bu yüzden kemoterapiye göre akıllı ilaç kullanımı daha kolaydır” diye konuştu.



“Akıllı ilaç tümörün tamamen ortadan kalkmasını da sağlayabiliyor”


Bazı hastalarda akıllı ilaç kullanımının ardından kanserin tamamen yok olduğunu da ifade eden Yücel, “Kemoterapi ile akıllı ilaç kullanımında aralarındaki en önemli fark yetki mekanizmasıdır. Kemoterapi yüzey öldürücü, akıllı ilaç ise hücrenin biyolojisini bozuyor. Meme kanserinde ve yumurtalık kanserinde melanom dediğimiz agresif bir cilt kanserinde kullanıyor. Akıllı ilaçların kullanım alanı giderek genişliyor. Eskiden tedavisi çok zor olan kanserlerde akıllı ilaçların sayesinde daha başarılı sonuçlara imza atıyoruz. Yani hastalar daha uzun yaşıyorlar diyebiliriz. Yaygın metastaz yapmış kanser türlerinde bir kere yaşam süresini uzatıyor. Tam cevap dediğimiz tümörün tamamen ortadan kalkmasını da sağlayabiliyor. Ama sonunda hastalık tekrardan nüksedebiliyor. Akıllı ilaçlar her hastaya verilebilen ilaçlar değildir. Ona uygun hasta olması lazımdır. Akıllı ilaç kullanımı kanserde çığır açtı ama ‘akıllı ilaç çıktı kanser bitti’ diye bir şey henüz maalesef diyemiyoruz” şeklinde konuştu.


Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Yücel ayrıca şunları söyledi:


“Akıllı ilaçlar, kemoterapinin yerine kullanılacak ilaçlar değildir. Kendi gelenekleri içerisinde, kendi özellikleri içerisinde kullanılan ilaçlardır. Kemoterapiyle kombine de edilebilir. Tek başına da kullanılabilir. Yani zannedilmesin ki akıllı ilaçlar çıktı, kemoterapini pabucu dama atıldı. Böyle bir şey düşünmemek lazım. Bugün için hala kanserde en çok kullanılan tedavi yöntemi hali hazırda kemoterapidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’deki çile sona erdi...Çamlık Bulvarı asfaltlandı Bursa’da Çınarcık Barajı’nın içme suyunu Nilüfer’e ulaştırma amacıyla 30 Ağustos Zafer Mahallesi’nde 2 aydır devam eden çalışmalar tamamlanarak Çamlık Bulvarı asfaltlandı. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, gece gündüz yapılan çalışmalardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer ilçesinde asfaltlama işlemini tamamladığı Çamlık Bulvarı’nı daha konforlu hale getirerek halkın kullanımına sundu. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan ‘Çınarcık İçme Suyu’ projesini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Çınarcık Arıtma Tesisi’nden suyu alarak kente taşıyacak olan altyapı işlemlerine de aralıksız devam ediyor. Boru döşeme işlemleri tamamlanan bölgelerde, Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Nilüfer ilçesi 30 Ağustos Zafer Mahallesi sınırlarında yer alan, bin 600 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki Çamlık Bulvarı’nda gece gündüz demeden çalışan ekipler, 2 bin 800 ton asfalt kaplama ve 10 bin ton kazı dolgu gerçekleştirdi. Yol çizgisi ve çevre düzenleme işlemlerinin de tamamlanmasının ardından Çamlık Bulvarı, vatandaşların kullanımına sunuldu. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgedeki trafiğin rahatlamış olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 dakikada İzmir Yolu’na bağlantı sağlanabildiğini anlatan Özçoban, "Öğrenciler okullarına, çalışanlar işlerine daha erken ve rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Mahalle halkı adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaları yakından takip ederek mahalle sakinlerini düzenli olarak bilgilendirdi. Muhtar Halil Özçoban, "Çamlık Bulvarı’nda, Çınarcık Barajı’ndan gelen su isale hattı çalışması yapıldığından iki ay kapalı kalan yol nedeni ile trafik akışı sürücülere Atlıçayır Bulvarı’ndan İzmir yolu Görükle köprülü kavşağına verildi. Çamlık Bulvarı kapalı kaldığı süre içerisinde sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan trafik akışı mahalle sakinlerimize ve sürücülere zor saatler yaşattı. İki aylık süre sonrasında bugün yolumuz asfaltlaması tamamlanarak trafiğe açıldı. Trafik Çamlık Bulvarı ile Atlıçayır Bulvarı’nda rahat nefes aldı. Yolumuz mahallemize ve sürücülerimize hayırlı olsun. Beton mikser kamyon şoförlerin dikkatli kullanmalarını, yollarımıza betonlarını dökmeden gitmelerini istiyoruz. Çünkü, yollara dökülen betonlar hem yolu bozuyor, hem de tümsekler oluşturduğundan sürücülere tehlike oluşturuyor" dedi. Yaklaşık iki aydır Atlıçayır Bulvarı’nda yaşanan trafik yoğunluğunun, Çamlık Bulvarı’nın açılmasıyla birlikte bir nebze de olsa rahatlaması bekleniyor.
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.