YEREL HABERLER - 24 Mart 2012 Cumartesi 13:13

MODERN DÖNEMDE İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE HADİS EОİTİMİ VE ARAŞTIRMALARI ÇALIŞTAYI

A
A
A
MODERN DÖNEMDE İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE HADİS EОİTİMİ VE ARAŞTIRMALARI ÇALIŞTAYI

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ``Modern Dönemde İlahiyat Fakültelerinde Hadis Eğitimi ve Araştırmaları Çalıştayı``nda akademisyenler çeşitli konularda sunumlar yaptı.
OMTEL Otel`de düzenlenen çalıştaya OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Mustafa Cora ve Ordu Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu`nun yanı sıra çeşitli üniversitelerin ilahiyat fakültelerinden akademisyenler katıldı.
Samsun Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk`ün Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başlayan çalıştayın açılışında, Modern Dönemde İlahiyat Fakültelerinde Hadis Eğitimi ve Araştırmaları Çalıştayı`nın hadis eğitimi için format denemesi olarak düşünüldüğünü belirten İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Bizim eğitimimiz genellikle bizim öngördüğümüz sorunlar üzerine veya yeterlilikler üzerine kurulu. Bizim mezun ettiğimiz öğrencilerin istihdam edildiği alanlardaki beklentilerin neler olduğunu veya alana çıktığında hangi yeterliliklerle toplumda hem hizmet üretebilen hem de saygın kişiler olarak var olabileceklerini, dik durabileceklerini sorgulamayı hedefleyen, ardından da kendi eğitimine bu yönde çekidüzen vermeyi düşünen bir çalışma" dedi.
Din görevlilerinde gördüğü eksiklikleri anlatan Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Mustafa Cora, "Camilerimize gidiyoruz, ilahiyat mezunu veya İmam Hatip mezunu öğrencilerimiz görev yapıyorlar, hepsini kastetmiyorum ama onlar orada görev yaparken ben terliyorum, üzülüyorum, rahatsız oluyorum. Bir eksiklik var Kur`an-ı Kerim`in talimi ile ilgili. Uzmanlık gerektiren konuların çok gerekmiyorsa fazla dillendirilmemesi gerek. Yanlış anlamalara, hocalarımız hakkında yanlış düşüncelere neden oluyor. `Şu iyi hoca, şu şöyle hoca` diye nitelendirmeler yapılıyor. Bunlara biraz da bizim zemin hazırladığımızı düşünüyorum. Dünyamızda her gün üretildiği kadar olmasa da bir kısım bilginin çöpe atıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Onun için bilgilerimizi de güncellememiz gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Kendisini yenileyen kişi ve kurumların sürekli başarıyı yakaladıkları belirten Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dünya bilgisayar çağını yaşıyor, her alanda yeni gelişmelerin hızına yetişilemiyor. Bu da her alanda büyük bir yarışı ve rekabeti beraberinde getiriyor. Bu yarış sürecinde hangi alanda olursa olsun planlı programlı çalışanlar öne çıkıyor. Kendisini yenileyenler, eksiklerini görüp tamamlayanlar ve masaya yatıranlar, çözüm üretenler her zaman başarılı konuma geçiyor. Bunun için kalite dernekleri kurulmuş, kalite derneklerine kendisini açan kurumlar ve iç denetim mekanizmalarını çalıştıran kurumlar her zaman öne geçiyorlar" şeklinde konuştu.
Herkesin her konuda bilgi sahibi olduğunu söyleyen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan ise şunları söyledi: "Özellikle bizim ülkemizde din alanında tıp alanında, siyaset ve spor alanında herkes bilgi sahibidir. O alanın uzmanından daha da bilgi sahibidir. Ben tıpçıyım çok yaşıyorum, alanım dışında fikir belirtmiyorum ama bütün hısım akraba o konuda çok derin bilgi sahibi olup karşılıklı tartışıyorlar. Bu konular hassas konular. Televizyonda da artık faydası olmayan bitki kalmadı. Hepsini birden yerseniz ya zehirlenirsiniz ya da çok fazla kilo alırsınız. Bir soru ortaya çıkıyor. O soru ortaya çıktığında cevabı verilse eyvallah bırakın ön almayı, televizyonda yetkili yetkisiz herkes tartışıyor, öyle kalıyor o konu. Buna çözümler üretilmeli."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta kadınlar kâğıt rölyef kursuyla aile bütçesine katkı sağlıyor Muşlu kadınlar, kâğıt rölyef kursunda meslek öğrenip el emeği ürünlerle aile bütçesine katkı sağlıyor. Muş Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nce açılan kağıt rölyef kursuna katılan kadınlar, aldıkları eğitimlerle hem meslek öğreniyor hem de ürettikleri ürünlerle aile ekonomisine katkı sağlıyor. Eğitmenler eşliğinde kağıt rölyef tekniğini uygulamalı olarak öğrenen kursiyerler, çeşitli tablolar ve dekoratif ürünler ortaya çıkarıyor. Kursiyerlerin aldıkları ders saatlerini tamamlamalarının ardından belgeleriyle birlikte sınavlara girdiklerini kaydeden usta öğretici Ayşe Özçelik, "Üniversite mezunuyum, el sanatları bölümünden mezun oldum. Dört yıldır Muş’ta yaşıyorum ve Muş’u da çok sevdim. Eşimin görevi dolayısıyla burada ikamet ediyorum. Kağıt rölyef kursumuz var. Öğrencilerimiz genelde bayanlardan oluşuyor. Haftanın beş günü öğleden sonra burada kurs veriyoruz. Burada kâğıtları üst üste koyarak, yapıştırarak ve belli işlemlerden geçirerek tablolar yapıyoruz. Alanı çok geniş; isteyen çiçek, isteyen tablo, isteyen portre gibi bir sürü çalışma yapıyor. Tepsi de yapabiliyoruz. Buradan aldığımız ders saatine göre öğrenciler, belgeleriyle birlikte belli bir süreyi tamamladıktan sonra sınavlara giriyorlar. Üç-dört aşamalı sınavlardan geçiyorlar ve bu aşamaların ardından kendileri de usta öğretici olarak görev yapabiliyorlar" dedi. Ders saatlerini tamamladıktan sonra sertifika almayı hedeflediğini dile getiren kursiyer Yıldız Selek ise, "İlk defa Halk Eğitim kursuna katıldım. Arkadaşımın tavsiyesiyle geldim ve gerçekten çok memnun kaldım. Asıl amacım dikiş kursuna gitmekti ama buraya tesadüfen girdim. Şu an çok memnunum. Arkadaşlarla birlikte tablolar yapıyoruz. Saatimi tamamladıktan sonra sertifika almak istiyorum. Hem güzel bir arkadaş ortamı var hem de insana el becerisi kazandırıyor. Ayşe hocam gibi ben de ilerleyen zamanlarda böyle bir kurs açmayı düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Rölyef kursunu daha önce sadece duyduğunu ancak hiç yakından görmediğini dile getiren Nursel Ayan da, üç boyutlu çalışmaların dikkatini çektiğini söyleyerek, "Bu kursa hobi amaçlı katıldım. Eşim burada görev yaptığı için canım sıkılıyordu ve değerlendirmek istedim. Aslında Türkçe öğretmeniyim. Rölyef kursu varmış, duymuştum ancak hiç gelip görmemiştim. Üç boyutlu çalışmalar yapılıyor. Resimleri üst üste koyarak, silikonlarla yapıştırarak oluşturduğumuz tablolar var. Öncelikle kendi evime hoş bir görüntü katması için uygun tablolar yapmak istiyorum. Ayrıca sevdiklerime de tablolar hazırlayacağım. Ticari amaçla düşünmüyorum. Hocamız çok yardımcı oluyor, bu konuda kendisine çok teşekkür ederiz. Ben yeni kayıt oldum ve bu kısa sürede bana birçok şey öğretti. Buradan kendisine tekrar teşekkür ederim" şeklinde konuştu.
Rize Rize’de ayı 30 Anzer balı peteğini telef etti, Anzer balı üreticisi yaşadığı soruna isyan etti Rize’nin dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda arılığa giren ayı, kovanları telef edince arılığın sahibi "Arıyı da ayı gibi koruma altına alın da bal yiyelim biraz" diyerek tepki gösterdi. İklim değişikliği nedeniyle kış uykusuna yatmakta geciken ayılar vatandaşların yaşam alanlarına girerek zarar vermeye devam ediyor. Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda yaşayan Muzaffer Turgut da ayıdan nasibini aldı. Turgutlar mahallesinde yaşayan Muzaffer Turgut’un arılığına giren ayı içeride bulunan arı kovanlarını telef etti. Bununla da yetinmeyen ayı arılığın hemen yanında bulunan seranın içerisinde bulunan tüm mahsule de da zarar vererek bölgeden öyle ayrıldı. Ayının 30 peteğini telef ettiğini dile getiren Turgut "Bu yıl mahallemize bir ayı dadandı. Değil demirden çelikten kafes hiç bir şey fayda etmiyor ayıya. Balkonun bir tarafında demirden korkuluk yaptık, ona da tırmandı yukarıya çıktı. 30 peteği telef etti. Bir tane ne arı kaldı, ne kovan kaldı, ne bal kaldı! Böyle bir şey olur mu, bizi evden alacak. Devlet buna bir çare bulsun. Vurması da yasak. Artık değil bal, dükkanımızı yiyecek. Gelsin jandarma bu vaziyetimizi bir görsün. Gelsin buna bir çare bulsunlar. Bu ayı arıcılığı Anzer’de mahvetti. 500 bin TL masraf ettim bir şey kalmadı. Servetimi buraya yatırdım yine fayda etmedi" dedi. Arının da ayı gibi koruma altına alınması gerektiğini savunan Turgut "Ufak bir sera etmiştim onu da yedi. İçerisinde yeter ki bir canlı olsun içerisinde hemen kırıyor. Beton döktük betonu kopardı. Tel örgü yaptık, spiralle ile kesemezsin, ayı dişiyle kesti. Arıyı da ayı gibi koruma altına alında bal yiyelim biraz" şeklinde konuştu.