GÜNDEM - 04 Temmuz 2024 Perşembe 11:39

Anız yakanlara ceza

A
A
A
Anız yakanlara ceza

Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, anız yakılmasının yasak olduğunu belirterek, “Anız yakanlara her dekar için 386,79 TL idari para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır” dedi.


Anız yakılmasının tarım alanlarına ve çevreye verdiği zararlara dikkat çeken İbrahim Sağlam, “Tarımsal üretimin ana kaynağı olan toprağın biyolojik, kimyasal ve fiziksel yapısının ve çevrenin korunarak, doğal denge içerisinde toprağın verimliliğinin sürdürülebilirliği için gerekli önlemleri almak başlıca görevimiz. Hububat tarımında, hasadı takiben toprağın yapısına ve çevreye vereceği zarar göz önüne alınarak, anız yakılmasının önlenmesi için denetimlerimizi sürdürmekte ve tedbirler almaktayız. İl Müdürlüğümüz ekipleri tarafından, 2024 yılında anız yakılmasını önleme ile ilgili çalışmalarımız yıl boyunca sürdürülmekte olup, il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerimizce çiftçi eğitimi programlarında geniş bir şekilde anız yangınlarına yer verilmekte, zararları etraflıca anlatılmaktadır. Yapılan eğitim-yayım çalışmalarında yerel yönetim imkanları ve sivil toplum örgütlerinin katkıları sağlanarak çevreye duyarlılık yaygınlaştırılmaktadır” diye konuştu.



Sağlam şöyle devam etti:


“Anız, tarımsal üretim sonucunda biçilmiş olan hububatların toprakta kalan kök ve saplarına verilen isimdir. Anız toprağa karıştırıldığında toprakta ayrışarak, ‘humus’ adı verilen ve toprağın verim gücünü artıran maddeyi meydana getirir. Ayrışma sırasında, anızın yapısında bulunan, bitkiye yarayışlı bitki besin maddeleri toprağa geçerek toprağın verim gücünü artırır. Çiftçilerimiz, bir an önce toprağın hazır hale gelmesi ve mazot tüketimini azaltmak için bilinçsizce anız yakma yoluna gitmektedir. Anız yakılması, tarım alanlarına birçok zarar vermektedir: Ekolojik denge bozulur, orman yangınlarına sebep olur, hava kirliliğini artırır, arazideki enerji iletim ve haberleşme hatları zarar görür, topraktaki organik madde miktarı azalır, toprakta su ve rüzgâr erozyonuna sebep olur ve en önemlisi toprak verimliliğini azaltır.”



Anız yakanlara ceza


Anız yakmanın hukuki boyutuna değinen İl Müdürü İbrahim Sağlam, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 25.11.2023 tarih ve 32380 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2024/01 nolu Tebliğ’inin, ‘L’ bendinde ‘Anız yakanlara her dekar için 386,79 TL idari para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır.’ İlimizde ekin ürün ekilişi yapılan yerlerde kontrollü anız yakılmasına da müsaade edilmeyecektir. Ayrıca biçerdöverlerde en az iki adet altışar kilogramlık yangın söndürme tüpü bulundurma mecburiyeti vardır. Bulundurmayanlara da 2024 yılı için 2 bin 52 TL idari para cezası uygulanmaktadır. Sürdürülebilir bir tarımsal üretim için mutlak gerekli olan tarım topraklarımızın verimliğinin korunması, kesinlikle anız yakma alışkanlığının bırakılmasına bağlıdır” şeklinde konuştu.



“Çocuklarımızın geleceğini karartmayalım”


Çiftçilere seslenen Sağlam, “Değerli çiftçilerimiz, gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, iyi ve verimli bir topraktır. Anız yakarak geçim kaynağınız olan toprağı fakirleştirip çocuklarımızın geleceğini karartmayalım” ifadelerini kullandı.



Anız yakanlara ceza

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.