GÜNDEM - 08 Şubat 2025 Cumartesi 18:12

Atakum’da ’Dayanışma ve Umut’ paneli

A
A
A
Atakum’da ’Dayanışma ve Umut’ paneli

SAMSUN (İHA) – Samsun’un Atakum Belediyesi tarafından, Türkiye’yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümünde, Hasan Ali Yücel Gençlik Bilim ve Sanat Merkezi’nde ‘Dayanışma ve Umut’ paneli gerçekleştirdi.


Uzman isimler, depreme karşı bilinçlenme, yapı güvenliği ve afet sonrası süreç başlıkları altında önemli bilgiler paylaştı. Merkezde, depremde hayatını kaybeden vatandaşlar anısına düzenlenen fotoğraf sergisi, afetin yıkıcı etkilerini gözler önüne sererken hüzün dolu anlar yaşattı. Programın açış konuşmasını yapan Atakum Belediyesi Afet İşleri Müdürü Neslihan Tiryaki yaşanan acının ilk günkü gibi devam ettiğini belirterek toplumda deprem bilinci oluşturmanın önemine dikkat çekti. Tiryaki, "Türkiye 6 Şubat 2023’te yüzyılın felaketi olarak bir yıkımla uyandı. Yaşanan acıyı ilk günkü gibi yüreğimizde hissediyoruz. Atakum Belediye Başkanımız Serhat Türkel öncülüğünde Afet İşleri Müdürlüğü olarak yapılan hizmetlerde, tüm mahallelerimizde afet farkındalığı artırmak ve bu konuda duyarlılık oluşturmak için Mahalle Afet Gönüllüleri ve Acil Müdahale Derneği ile yaptığımız protokolle Samsun Afet ve Acil Durum Müdürlüğü afet binasında uygulamalı olarak gönüllü afet eğitimleri vermeye devam ediyoruz" dedi.


Mimar İshak Memişoğlu, ‘Deprem Sonrası Yıkım’, ‘İhmallerin Rolü’, ‘Sorumluluk’ başlıkları altında yaptığı konuşmada "Türkiye’de yapılan araştırmalarda, inşaat standartlarının uyumsuzluklarının depremlerde önemli sonuçlar doğurduğu tespit edilmiştir. Zemin etüdü eksikliği, tasarım kusurları, deprem kurallarına uygun tasarlanmamış olması yapıların yıkımlarını artıran etkenlerdir. Kahramanmaraş depremleri sonrası yapılan araştırmalarda, bölgedeki jeolojik alt yapının deprem esnasında yapı üzerindeki olumsuz etkiyi artırıcı yönde olduğunu ortaya çıkarmıştır. Şehir planlamasında bunların göz ardı edilmesi sonucunda, deprem esnasında bu bölgelerde bulunan yapıların daha fazla hasar aldığı tespit edilmiştir" diye konuştu.


Jeoloji Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Gül Yüzüncü Yılmaz, ‘Zeminle Barışık Yapılar’ konulu konuşmasında deprem bölgesinde yaptığı incelemeleri paylaştı. Yılmaz, zemine uygun yapılaşma olmaması nedeniyle büyük acıların yaşandığını belirterek, "Genelde sahada üç dört katlı evlerin, birinci katları tamamen yok olmuş. Yapılan incelemelerde zemine uygun yapının olmadığını gördük. Tamamen gevşek zeminler üzerine kurulmuş ve mühendislik hizmeti almamış binaların çoğunlukta olduğunu gözlemledik. Birçok yerde birinci katlardaki sorunlar, tüm binanın çökmesine neden olmuş" şeklinde konuştu.


İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hüseyin Talak, "Samsun Ladik’te, 1943 yılında 7.2 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Bu depremde 4 bin 16 kişi öldü, 23 bin 785 ev yıkıldı. 4 bin civarında hasarlı yapı oluştu. Ladik depremi sonrası Samsun merkezinde de ciddi hasarlar meydana geldi. Can kayıplarına sebebiyet verdi. Bölgeye baktığımızda 85 km’si Samsun sınırları içerisinde Erikli Ters fayı ile Merzifon Esençayı fayı, Samsun’un etkilenebileceği faylar olarak değerlendirilebilir. Samsun’da 2000 yılı öncesi mevcut yapı stoku ile alakalı elimizde herhangi bir veri yok. Bununla alakalı bir çalışma da yok. Yapılarını durumu nedir ve ne kadar risk altında maalesef bilmiyoruz. AFAD’ın verilerine göre Samsun için yapılan tehlike analizinde 50 yılın içerisinde bölgede 7.5 şiddetinde deprem gerçekleşme olasılığı yüzde 27.4 olarak belirtilmektedir" ifadelerine yer verdi.


Jeofizik Mühendisleri Samsun Şube Başkanı Özcan Özen ise şu cümleleri kaydetti:


"Samsun’da yapılaşmaya açılacak alanlarda imar planlamasına gidilmeden önce deprem, heyelan, taşkın afet riskinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeli. Jeofizik ve jeolojik çalışmalar ayrıntılı olarak imar planını teşkil edecek şekilde mikro bölge çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle Samsun’da Atakum’un arka tarafındaki heyelan bölgeleri, arkadan geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı son derece önemlidir. Benim meslektaşımın babaannesi, Ladik depreminde Samsun merkezde enkazdan çıkarıldı. Samsun’da depreme çok uzak değiliz."


Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Suat Yıldız ise programda yaptığı konuşmada, "Şehir planlaması yapılırken iyi bir yer seçimi, jeoloji mühendisleri odası üzerinden iyi bir zemin etüdü, şehir plancıları üzerinden iyi bir planlama, inşaat mühendisleri odası üzerinden iyi bir statik, mimarlar odası üzerinden iyi bir projelendirme bunların tenkitleri yapmış oldukları çalışmaları dikkate almak gerektiği aslında 1943 senesinde başlamış ama bir türlü gerçekleştirememişiz ve bu sıkıntılarla karşı karşıya kalmışız. 1948 senesinden 2023 senesine kadar 20 tane imar affı yaşamışız. 20 tane imar affından sonra geldiğimiz noktada, Cumhuriyet tarihimiz boyunca 250 binin üzerinde insanı yanlış uygulamalardan dolayı depremlerde kaybetmişiz" açıklamasında bulundu.



Atakum’da ’Dayanışma ve Umut’ paneli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.