SAĞLIK - 11 Aralık 2021 Cumartesi 10:33

Balayı sistiti evliliğin kâbusu olmasın

A
A
A
Balayı sistiti evliliğin kâbusu olmasın

Balayı sistitinin, genellikle yeni evli kadınlarda görüldüğünü belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof.

Balayı sistitinin, genellikle yeni evli kadınlarda görüldüğünü belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Sistit, mesanenin enfeksiyonudur. Balayı sistiti her yaştaki kadında görülebilir. Ancak 20’li yaşlarındaki genç kadınlar arasında daha yaygındır. Cinsel birleşme sırasında derideki mikroorganizmaların idrar yollarına geçişi ile enfeksiyon tablosu ortaya çıkar” dedi.


Balayı sistitinin genellikle yeni evlilerde ve her yaştaki kadınlarda görülebileceğine dikkat çeken VM Medical Park Samsun Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, uyarılarda bulundu.


Cinsel birleşme sırasında derideki mikroorganizmaların idrar yollarına geçişi ile enfeksiyon tablosunun ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Leblebicioğlu, “Sistit, mesanenin enfeksiyonudur. İdrar yolu enfeksiyonları, kadınlarda en yaygın bakteriyel enfeksiyonlar arasındadır ve tüm enfeksiyonların yaklaşık yüzde 25’ini oluşturur. Sistit idrar yolu enfeksiyonlarının yüzde 4’ünü, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının ise yüzde 60’ını oluşturur. Çoğu hastada idrar yolu enfeksiyonlarına ‘escherichia coli’ (e. Coli) adı verilen bir bakteri neden olur. Kadınların yarısı hayatlarında en az bir kez sistit geçirir. Balayı sistiti, 20’li yaşlarındaki genç kadınlar arasında daha yaygındır. Kadınlar idrar yolu enfeksiyonlarına erkeklerden daha yatkındır. Çünkü kadın üretrası erkek üretrasından daha kısadır. Daha kısa üretra, bakterilerin mesaneye ulaşmasını kolaylaştırır. Anüs ve üretranın birbirine yakın olması da anüs bölgesindeki mikroorganizmaların üretraya yerleşmesini kolaylaştırır” diye konuştu.



Sık sık sistit geçirenler bol su tüketmeli


Sistitin, başlıca belirtilerini dile getiren Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, şu bilgileri paylaştı:


“Sık sık az miktarda idrara çıkma, idrar yaparken yanma, köpüklü idrar, idrarda kötü koku, kasık ağrısı ve bazı hastalarda kanlı idrar görülür. Ateş şikayeti olmaz. Sık sistit geçiren kişilerin bol su içmeleri (günde 1.5-2 litre) önerilir. Cinsel birleşme sonrası hemen idrar yapılması, idrar yollarına giren mikropların dışarı atılmasını kolaylaştıracaktır. Ayrıca üretraya bağırsak bakterilerini bulaştırmamak için genital bölge önden arkaya doğru temizlenmelidir. İdrar yolu ağzında irritasyon yapabilecek, kokulu sabun veya talk pudrası kullanmaktan kaçınılmalıdır. Banyo yapmak yerine duş almak, mekanik etki ile ciltteki ve genital bölgedeki mikropların uzaklaştırılmasını sağlayabilir. Pamuklu kumaştan yapılmış iç çamaşırı giyilmesi, dar pantolon ve kot pantolon giymekten kaçınılması önerilmektedir.”



Antibiyotik kullanımı hekim tarafından planlanmalı


Sistitin, kısa süreli (üç gün) antibiyotik kullanımı ile etkili bir şekilde tedavi edilebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Leblebicioğlu, “Tekrarlayan sistit olgularında idrar incelemesi ve idrar kültürü sonucuna göre antibiyotik tedavisi planlanmalıdır. Tekrarlayan sistit olgularında uzun süreli düşük doz önleyici antibiyotik kullanımı veya her cinsel birleşme sonrası tek doz antibiyotik kullanımı hekim tarafından planlanabilir. Mikropların zamanla antibiyotiklere karşı direnç geliştirebileceği göz önüne alındığında gelişigüzel antibiyotik kullanımından kaçınmak gerekir” diyerek sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Tescillenip dünya pazarında yerini alan Antalya portakalları tanıtıldı Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) tarafından geliştirilen ve tescillenerek dünya pazarındaki yerini alan portakal çeşitleri Vali Hulusi Şahin’in katıldığı etkinlik ile tanıtıldı. BATEM’in Muratpaşa ilçesindeki merkez yerleşkesinde düzenlenen etkinlikte Antalya’nın iklimiyle narenciye üretimi için uygun bir il olduğuna dikkat çeken Vali Şahin, "BATEM ile beraber portakal başta olmak üzere narenciye bölgenin ana tarımsal üretimi, ana gelir ve geçim kaynağı haline geldi. Antalya’nın sembolü portakal oldu, şehrimizi portakalla tanıtıyoruz. Özellikle Finike portakalı tadıyla aromasıyla çok özel. Bunlar, emekle bilimle araştırmayla alın teriyle oluyor." diye konuştu. Şahin, mühendislerin, teknikerlerin omuzlarında büyüyen sektör sayesinde Türkiye’nin, dünyanın en önemli narenciye üreticisi ülkelerinden biri olduğunu ve bu alanda ihracat yaptığını vurguladı. Antalya’nın özel bir şehir olduğuna dikkati çeken Vali Şahin, "Finike portakalının da Avrupa Birliği tescil süreci devam ediyor, inşallah onu da alacağız, bunu başaracağız. Antalya’da ne üretirseniz en iyisi ortaya çıkıyor. Ürünlerimiz o kadar değerli ki ciddi ihracat kalemine de ulaşıyor. Antalya, hem miktar hem kalite itibarıyla dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri. Türkiye’yi besliyor, üstüne ciddi ihracat da yapıyor. Bu büyük başarı hikayesidir. Antalya tarımı büyük emeklerle buraya geldi. Antalya turizm şehri ama aynı zamanda tarım şehri. Tarım, gelir adaletini sağlıyor, yani geliri tabana yayıyor. Her eve bir tarladan, bahçeden gelir giriyor. Bu da bölge insanın ekonomisini büyük oranda güçlendiriyor. Tarım stratejik bir ürün, milli güvenlik meselesidir. Paranızla dahi alamazsınız, pandemide bunu gördük. O yüzden tarımı korumak, kollamak geliştirmek çok önemli" dedi. Etkinlikte, enstitünün geliştirerek tescillendirdiği "Finike Yerli", "Alanya dilimli", "BATEM Şekeri", "BATEM Fatihi", "BATEM Baharı", "Navelina", "Valencia Late", "Moro", "Yafa" ve "Washington Navel" olmak üzere 10 portakal çeşidi tanıtıldı. Programda, portakallardan yapılan tatlılar ve atıştırmalık, davetlilere ikram edildi. Etkinlik, portakal koleksiyon bahçesi gezisiyle sona erdi. Etkinliğe Muratpaşa Kaymakamı İhsan Kara Kepez Kaymakamı Suat Dervişoğlu, İl Tarım Orman Müdürü Fırat Erkal, BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, kurum müdürleri, STK ve kooperatif temsilcileri katıldı.
Kars Sarıkamış kayak sezonuna "Merhaba" dedi Sarıkamış Kayak Merkezi, beklenen görkemli törenle kapılarını kayakseverlere açtı. Sarıçam ormanları arasında parlayan "kristal kar" üzerinde ilk kayak yapılırken, açılış renkli görüntülere sahne oldu. Açılış etkinlikleri, bölgenin kültürel zenginliğini yansıtan Kafkas Halk Dansları gösterisiyle başladı. Havanın kararmasıyla birlikte profesyonel kayakçıların ellerinde meşalelerle pistten süzülerek yaptığı "gece inişi", izleyenlere unutulmaz bir görsel şölen sundu. "Dünyanın en kaliteli karı burada" Kayak sezonun açılışında konuşan Kars Valisi Ziya Polat, "kristal karlar diyarı" Sarıkamış’a yerli ve yabancı turistleri davet etti. Vali Polat, "Çok şükür geçen seneye göre Rabbimin bereketi erken geldi. Kristal karımız vatan toprağıyla buluştu. Sarıkamış Kayak Merkezi’nde 50 santimin üzerinde kar var. Zaten geçtiğimiz aylarda suni karlama tesisinin inşaatına başlamıştık. Ancak çok fazla gerek olmadı. Rabbim geçen hafta bereketli kar verince Sarıkamış kristal karı ile buluştu tüm hemşehrilerimizi, yerli ve yabancı turistlerimizi sarıçam ormanlarının müthiş manzarası kayak yapmaya bekliyoruz. Emek veren herkese ile hazırız. Şu an Sarıkamış Kayak Merkezi’nde geçtiğimiz hafta itibariyle tüm hazırlıklar bitmişti. Bugün açılışı yaptık. 3 gün boyunca da tesislerimiz hemşehrilerimize ücretsiz olarak hizmet verecek" dedi. Vali Polat, "Tabii burası özel topraklar, Sarıkamış sadece bir kayak merkezi değil, aynı zamanda dünyada çok ender bulunan kristal karın toprakla buluştuğu yerdir. Orman manzarasının altında Türkiye’nin ve dünyanın en özel kayak tesislerinden birisi dediğim gibi bereketli bir kar yapışı aldık. Şuan tüm pistlerimiz 30 kilometreyi aşan pistlerimiz açık buradan şunu ifade etmek isterim inşallah 22-25 arasında da Kayak Şampiyonası’na Sarıkamış Kayak Merkezimiz ev sahipliği yapacak. Kayakseverleri ağırlamaktan mutluluk duyacağız" diye konuştu. Sezonun ilk gününde pistlerin tadını en çok çocuklar ve her yıl burayı mesken tutan profesyonel sporcular çıkardı. Toplam uzunluğu 30 kilometreyi bulan 9 farklı pistte kar kalınlığının istenilen seviyeye ulaşmasıyla birlikte, kayak ve snowboard tutkunları ilk slalomlarını gerçekleştirdi.