SAĞLIK - 15 Aralık 2025 Pazartesi 11:22

’Bel kütletmek felce kadar götürebilir’

A
A
A
’Bel kütletmek felce kadar götürebilir’

"Belimi kütleteyim, rahatlayayım" düşüncesi kalıcı hasarlara yol açabilir. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Cemali Şahin, fıtıklı belin bilinçsizce kütletilmesi ya da çekilmesi sonucu ani kol ve bacak felci gibi ağır tabloların ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.


Medicana International Samsun Hastanesi doktorlarından Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Cemali Şahin, bel ve boyun fıtıklarının tedavisi ile yapılan bilim dışı uygulamalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Bel fıtıklarında ameliyatlardan korkulmaması gerektiğini ifade ede Dr. Şahin, "En meşgul olduğumuz konulardan biri bel fıtığı. Günlük ve iş hayatını olumsuz etkileyen hastalıkların başında geliyor. Bel ve boyunda ağrıyla başlayan, kol ve bacakta uyuşmaya sebep olan, ilerlediğinde güç kaybına sebep olan hem fiziksel hem de sosyal olarak ciddi anlamda olumsuz etkileri olan bir hastalık grubu. O nedenle tedavi gerektirir. Bel ve boyun fıtıklarında hemen ameliyat demiyoruz. Güç kaybı yoksa fizik ve ilaç tedavisi ile başlıyoruz. Güç kaybı, kas erimesi, idrar kaçırma gibi belirtiler çıkarsa ameliyat düşünüyoruz. Ameliyattan çekinerek yaptırmamak, hastanın geri dönüşü olmayan güç kaybına yani kısmi felce neden olabilir. O nedenle ameliyat, halk arasında konuşulduğu kadar korkunç değil. Günümüzde kapalı cerrahi denilen ameliyat teknikleri gelişti. Riski az ve sonuçları da daha iyi yöntemler var" dedi.



"Bel kütletmek kısmi felce neden olabilir"


Halk arasında yaygın olan yanlış uygulamaların insan vücudunda büyük zarara neden olabileceğine değinen Opr. Dr. Cemali Şahin, "Bilimsel olan tedaviler dışında halk arasında uygulanan bilim dışı tedaviler de tercih edilebiliyor. Bilimsel olmayan masaj yaptırmak, bel çektirmek, sırtını, belini, boynunu kütletmek gibi durumlar gerçekten patlamış ya da sınıra gelmiş, sinire dayanmış fıtıklar varsa, bunlar son derece tehlikeli yöntemler. Bel çekmek, kütletmek oradaki sinir basısını çok daha kötü hale getirip, anlık kol ve bacak felcine neden olacak kadar riskli durumlardır. Bu bilim dışı uygulamalar ameliyattan çok daha risklidir. Onun için bilimin dışına çok çıkmamak lazım" diye konuştu.


Ameliyat sonrası yapılması gerekenlerden de bahseden Şahin, şu uyarılarda bulundu:


"Bel ve boyun fıtıklarında ameliyat kararı sonrasında, mikrocerrahi yöntemle yapılan ameliyatlarda en fazla yarım saat süren bir operasyon gerçekleştiriliyor. Dikişsiz bir ameliyattır. Küçük bir yara olduğundan dışarıdan dikiş atmadan kalınıyor. Hastalar 1 gece yatış yapıyor. Bazen lokal, bazen de genel anestezi ile işlemler gerçekleştiriliyor. Hastayı ameliyatın akşamında yürütüp, ertesi gün de taburcu ediyoruz. Taburcu olduktan sonra en çok korkulan durum; ‘fiziksel kayıp olacak mı’, ‘işimin başına dönebilecek miyim’, ‘günlük yaşantım etkilenecek mi’ gibi endişelerdir. Hastalar bizim önerilerimize uyarsa, hiçbir sıkıntı olmadan en fazla 1 aylık dinlenme ve yürüyüş döneminden sonra işinin başına dönebilir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde’de hayat boyu öğrenmeye yoğun ilgi: 191 kursta 4 bin 802 kursiyer eğitim alıyor Niğde’de hayat boyu öğrenme çalışmaları her geçen gün daha geniş kitlelere ulaşırken, açılan kurslara gösterilen yoğun ilgi dikkat çekiyor. Niğde Halk Eğitimi Merkezi tarafından 1 Eylül 2025 tarihinden itibaren açılan 191 farklı kursa toplam 4 bin 802 kursiyer kayıt yaptırdı. Halk Eğitimi Merkezi; yalnızca il merkezinde değil, köy ve kasaba ayrımı gözetmeksizin Niğde’nin her noktasında eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Niğde Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Orhan Çetin; amaçlarının başvuru yapan kursiyerlere en kısa sürede ulaşmak ve ihtiyaç duyulan her yerde kurs açmak olduğunu belirtti. Çetin; "Eylül 2025’ten itibaren 191 kurs açtık ve bu kurslara 4 bin 802 kursiyerimiz kaydoldu. Sistemimize başvuran vatandaşlarımıza hızlı bir şekilde ulaşarak nerede ihtiyaç varsa orada kurslarımızı hayata geçiriyoruz. Köy ya da kasaba ayrımı yapmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. Okuma yazma kursları, seramik, diksiyon, cam boncuk, giyim üretim ve el sanatları gibi pek çok alanda da kurslarımız bulunuyor" dedi. İstihdama yönelik kurslarla ev ekonomisine katkı Açılan kursların önemli bir bölümünün istihdama yönelik olduğunu vurgulayan Çetin, kursiyerlerin edindikleri bilgi ve beceriler sayesinde kurs bitiminde kendi işlerini kurabildiğini ifade etti. Bu duruma somut örnekler de veren Çetin; "Sazlıca’da ve il merkezinde dikiş-nakış kurslarımızdan mezun olan kursiyerlerimizin kendi iş yerlerini açtığını görüyoruz. Bu sayede ev ekonomisine ciddi katkılar sağlanıyor. Bizim için en değerli kazanım, kursiyerlerimizin üretime ve istihdama katılmasıdır" şeklinde konuştu.
Tokat Erbaalı öğrenciler "Erbaa Teyyaresi"ni gün yüzüne çıkardı Tokat’ın Erbaa ilçesinde lise öğrencileri, Cumhuriyetin ilk yıllarında Erbaalıların bağışlarıyla Türk Teyyare Cemiyetine kazandırılan ve unutulmaya yüz tutan "Erbaa Teyyaresi"ni bilimsel bir proje ile yeniden gün yüzüne çıkararak tarih bilincini gelecek kuşaklara taşımayı hedefledi. İlçe merkezindeki Anadolu Lisesinde eğitim ve öğretim gören öğrenciler, Cumhuriyetin ilk yıllarında Erbaalıların bağışlarıyla Türk Teyyare Cemiyetine kazandırılan ve zamanla unutulmaya yüz tutan "Erbaa Teyyaresi"ni bilimsel bir proje ile yeniden gündeme taşıdı. Liseler Arası Araştırma Projeleri Yarışmaları kapsamında hazırlanan çalışma, tarihi bir bağış destanını gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor. Erbaa’da faaliyet gösteren Uzay ve Havacılık Atölyesi ile Havacılık Kulübü öğrencileri Gizem Karaltı, Gupes Doğan ve Emir Karakaş tarafından yürütülen proje, okul müdürlerinin danışmanlığında hazırlandı. "Ordu Millet El Ele; Bağış Uçağı Erbaa Teyyaresi" adıyla hazırlanan projede, 1925 yılında başlatılan "Teyyare İanesi" kampanyası kapsamında Erbaalıların iki yıl içinde topladığı 25 bin liralık bağışla alınan uçağın hikâyesi araştırıldı. Erbaa’dan gök vatana destek Araştırmalarda, dönemin Belediye Başkanı Sururi Bey’in öncülüğünde ve Şevki Bey’in organizasyonuyla başta tütün tüccarları olmak üzere Erbaalıların, savaşın getirdiği tüm yoksulluğa rağmen büyük bir dayanışma örneği sergilediği ortaya konuldu. Toplanan bağışlarla, 1012 kuyruk numaralı Fransız yapımı iki kişilik Breguet 19 tipi uçağın Türk Teyyare Cemiyetine kazandırıldığı belirlendi. Deprem ve yangın belgeleri yok etti Öğrenciler, 30 Ağustos 1929’da Zafer ve Teyyare Bayramı kapsamında Erbaa Harmanlar Mevkii’ne iniş yapan uçağın, ilçe halkı için büyük bir gurur kaynağı olduğu, ancak Erbaa’da yaşanan deprem ve hükümet konağının yanması nedeniyle bu tarihi olaya ait belge ve bilgilerin sınırlı kaldığı bilgisine öğrendi. Günümüze yalnızca bir fotoğraf ve bir teşekkür belgesinin ulaştığı belirtildi. Proje kapsamında Erbaa Teyyaresi’ni unutturmamak amacıyla logolu hediyelik eşyalar, bilgi kartları, afişler, maketler, yapbozlar, animasyon çalışmaları ve e-bültenler hazırlanarak okullara ve kurumlara dağıtıldı. Ayrıca Erbaa Teyyaresi modelinin okul bahçesine yapılmasının planlandığı öğrenildi. Öğrenciler, projeyle "tarih bilinci ve şuurunu" güçlendirmeyi, "gök vatan" anlayışı ile bağış kültürünü yaşatmayı ve vatanseverlik, yardımlaşma ve sorumluluk gibi kök değerleri gelecek kuşaklara aktarmayı amaçladıklarını belirtti.