SAĞLIK - 27 Mayıs 2025 Salı 15:43

Dünyada 3. vaka: Moyamoya hastası ve her iki şah damarı tıkalı olan hastaya açık kalp ameliyatı

A
A
A
Dünyada 3. vaka: Moyamoya hastası ve her iki şah damarı tıkalı olan hastaya açık kalp ameliyatı

Samsun’da, nadir görülen kalıtsal moyamoya hastalığı ve her iki şah damarı tıkalı olan bir hastaya, çalışan kalpte pompa destekli üç damar koroner bypass ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi. Literatüre göre bu özellikteki vaka, dünyada bildirilen 3. vaka, Türkiye’de ise yapılan ilk operasyon olma özelliğini taşıyor.


Samsun’da yaşayan evli ve bir çocuk babası 52 yaşındaki Murat Şanlıer, beyne kan sağlayan kan damarlarının tıkanıklığı olarak adlandırılan ’moyamoya hastalığı’ ve her iki şah damarı tıkanıklığı ile Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyata alındı. Hastaya çalışan kalpte pompa destekli üç damar koroner bypass ameliyatı başarıyla yapıldı. Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde gerçekleştirilen ve tıp literatürüne örnek olacak nitelikteki operasyon, Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Emrah Ereren ve Opr. Dr. Hüseyin Ağırbaş tarafından başarıyla tamamlandı. Moyamoya hastalığına sahip ve her iki internal karotis arterinde tam tıkanıklık bulunan hastaya, çalışan kalpte pompa destekli üç damar koroner bypass cerrahisi uygulandı. Anestezi süreci ise Anestezi Uzmanı Dr. Şenay Canikli Adıgüzel tarafından yönetildi.



Nörolojik kayıp yaşanmadı


Yüksek felç riski taşıyan bu özel hasta, ameliyat sonrası sağlığına kavuşurken, nörolojik olarak da herhangi bir inme (felç) gelişmeden iyileşti. Söz konusu hastaya, üç yıl önce Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nde Doç. Dr. Vaner Köksal tarafından indirekt beyin damar bypass operasyonu da gerçekleştirilmişti.



"Kalp akciğer makinesinde çalışan kalpte bypass tekniğiyle 3 damarına bypass yaptık"


Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Emrah Ereren, "Hastanın 2 şah damarı tıkalıydı. 2 yıl önce yapılan ameliyat ile beyin damarlarına bir bypass uygulanmış ve bu kan akışını bir miktar arttırmıştı. Bu tarz bir hasta bizim literatür incelememize göre dünyada üçüncü, Türkiye’de ilk hasta. Ameliyattan sonra en korktuğumuz şey bir felç durumu geçirmesiydi. Bunlara engel olmak için biz kalp akciğer makinesinde çalışan kalpte bypass tekniğiyle 3 damarına bypass yaptık. Kalbi hiç durdurmadık. Tansiyonu 100’ün üzerinde tutmak için elimizden geleni yaptık. Ameliyat sonrasında şu anada herhangi bir sekelimiz yok. Çok rahat hareket edebiliyor" dedi.



"Bu hastalık 300 binde bir görülen bir hastalık"


Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Vaner Köksal, "Yaklaşık 2 buçuk yıl önce beynin beslenemeyen kısmı için indirekt bypass ameliyat metodunu uygulayarak, beynin beslenmeyen kısmın beslenmesi için ameliyat gerçekleştirmiştim. Takip sürecinde beynin o kısmında yeni damarlar oluştuğunu fark etmiştim. Aynı hastada kalp kaybı ile ilgili problemler yaşayınca bir kalp ameliyatı gerektiği zaman, normalde beyin damarları tıkalı bir hastaya kalp ameliyatı gerçekleştirmek çok riskli oluyor. Bu riskleri daha önce geçirmiş olduğu ameliyat azaltmış oldu. Bu hastalık 300 binde bir görülen bir hastalık. Nadir olduğu için çözümler çok önemli. Türkiye’de ilk kez böyle bir çözüm uygulanmış oldu" diye konuştu.



"Yolunda gitmeyen herhangi bir sıkıntı olmadı"


Anestezi Uzmanı Dr. Şenay Canikli Adıgüzel ise "Moyamoya hastasında normalde beyinde kan dolaşımında sıkıntı olduğu için açık kalp cerrahi gerçekleştirebilmek için girilen kalp akciğer makinesi normalde beyin kan akımıyla ilgili sıkıntılar oluşturabilecek bir durum. Ortalama ameliyat 5 saat kadar sürdü. Bunun bir kısmı pompa dediğimiz kalp akciğer makinesinde gerçekleştirdik. Yolunda gitmeyen herhangi bir sıkıntı olmadı" şeklinde konuştu.



Dünyada 3. vaka: Moyamoya hastası ve her iki şah damarı tıkalı olan hastaya açık kalp ameliyatı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.