SAĞLIK - 15 Haziran 2024 Cumartesi 11:36

Estetik uzmanından "aquafilling" çılgınlığı uyarısı

A
A
A
Estetik uzmanından "aquafilling" çılgınlığı uyarısı

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, "aquafilling veya meme ve popoyu doldurmak için kullanılan yüksek miktarda uygulanan dolgu işlemi inanılmaz popüler oldu. Bu tarz ürünler çok ciddi apse odakları, anormal şişkinlik gibi bir sürü kötü duruma ve probleme yol açmaktadır. Günlük hayatımızda artık bu kullanılan ürünlerin sahteleri neredeyse orijinallerinden daha çok piyasada bulunur hale geldi. Başka bir hekim grubu veya güzellik salonu, kuaför ya da benzer türevde olan kurumlarda kimsenin bu işlemleri yapma yetkisi yoktur" dedi.


İnsanların vücutta bölgeleri değiştirme isteğiyle yaptırılan dolgu, botoks gibi estetik işlemler ile bazı kozmetik uygulamalara ilgi giderek artıyor. Bu işlemleri yaptırmak için plastik cerrahlar, dermatologlar ya da Sağlık Bakanlığından özel sertifika alan medikal estetik uzmanları yerine güzellik ve kuaför salonlarını, "merdiven altı" olarak adlandırılan merkezleri tercih edenler çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyor. Son zamanlarda bazı ünlü isimlerin popo ve göğüs dolgu işlemi sonrası yaşadıkları sorunları paylaşmaları korkuya neden oldu. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzm. Opr. Dr. Emre Kıymık, botoks ve dolgu işlemleri hakkında bilgi verdi.



"Sadece bulunduğu yere değil, çevre organ ve dokulara da zarar veriyor"


Dolgu tarzı işlemlerde yetkisiz uygulamalar ve sahte ürünler hakkında bilgi veren Opr. Dr. Emre Kıymık, botoks, gençlik aşıları, mezoterapiler gibi işlemlerin merdiven altı diye tabir edilen yerlerde yapıldığına dikkat çekerek, "Piyasada dolgular veya botulinum toksin dediğimiz halk arasında bilinen haliyle botokslar genellikle ecza depolarında satılır ve hekimler tarafından satın alınabilir ürünlerdir. O yüzden bu tarz ürünleri hekim dışında muayenehanelerde veya özel hastanelerde olmadığı takdirde akıllarında bir soru işareti bırakmalılar ve kolay bir şekilde ulaşılabilir ürün olmadıklarının farkında olmalılar. Bir de bu bunların haricinde son zamanlarda popüler hale gelen bir ürünümüz daha var. Halk arasında bilinen ismi ile ’aquafilling’ veya meme ve popoyu doldurmak için kullanılan yüksek miktarda uygulanan dolgu işlemleridir. Bu işlemler ameliyatsız yöntem olarak lanse edilip son zamanlarda inanılmaz popüler oldular. Yalnız bu tarz ürünler işlemden sonra kısa dönemde veya uzun dönemde çok ciddi apse odakları, yara yerlerinde yara yeri akıntısı yapması ve anormal şişkinlik gibi bir sürü kötü duruma ve probleme yol açmaktadır. Tek seferde neredeyse cerrahi tedavi ile birlikte çözümlenmesi çok zor bir durum hale gelmektedir. Bazı hastalarımız bir kez, iki kez ameliyata alıp bunları temizledikten sonra tamamen temizlemiş olsak bile yeniden tekrar edebilmektedir. Bunların haricinde vücutta uygulanan bölgenin haricinde yerçekiminin de etkisi ile başka yerlere de aşağılara doğru da inebilmektedir. Memeye yapılan bir dolgu işlemi karın bölgesine ilerleye bilmektedir. Popoya yapılan bir dolgu işlemi bacaklara doğru ilerleyebilmektedir. Sadece bulunduğu yere zarar vermekte değil etraf ve çevre organ ve dokulara da zarar verebilmektedir. Bu noktada halkımız çok bilinçli olmalıdır. Bu tarz işlemlere hemen karar verecek şekilde atlamamalıdır. İyi düşünerek karar vermelidir. Bazı şeyler cerrahi tedavi ile bile tam neticelenmezken ameliyatsız yöntemlerle muazzam muntazam sonuçlar alınabilmesi imkansızdır. Bunun farkına varmalılar" diye konuştu.



"Sahteleri neredeyse orijinallerinden daha çok piyasada bulunur hale geldi"


Dolgu işlemlerinde kullanılan malzemelerin orijinallerinden daha çok piyasada bulunur hale geldiğini ifade eden Dr. Kıymık şunları söyledi:


"Bu işlemleri yapma yetkisi olan kişiler; plastik cerrahi uzmanları, dermatoloji uzmanları ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış medikal estetik sertifikası olan hekimler yapabilir. Bunların haricinde başka bir hekim grubu veya güzellik salonu, kuaför ya da benzer türevde olan kurumlarda kimsenin bu işlemleri yapma yetkisi yoktur. O yüzden halkımız bu konularda başvurmak istedikleri yerleri çok iyi bir şekilde seçmelilerdir. Hekimin diplomasına, uzmanlık sertifikasına bakmalılar, bunların haricinde kullanılan ürünleri aynı şekilde gözlerinin önünde açıldığına ve uygulama şartlarına çok dikkat etmeliler. Çünkü günlük hayatımızda artık bu kullanılan ürünlerin sahteleri neredeyse orijinallerinden daha çok piyasada bulunur hale geldi. Merdiven altı satışları da çok yüksek miktarlardadır. Bunlara kesinlikle dikkat etmeliyiz. Hastalarımız bir işlem yaptırdıktan sonra uygulanan malzemenin barkodunu muhakkak talep etmelilerdir. Hatta kare kodlarını okutarak bu ürünün gerçekten orijinal bir ürün olup olmadığını kontrol etmelilerdir. Bu işlemlere bağlı bir problem gerçekleştiği zaman ya da bir komplikasyon oluştuğu zaman aldıkları bu barkodlar ile başka bir hekime gittiği zaman ürünün nasıl bir şekilde yapıldığına dair bir bilgisi olacaktır."



Estetik uzmanından "aquafilling" çılgınlığı uyarısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın BARÜ, Erasmus projesiyle arkeolojik mirasın geleceğine katkı sunuyor Bartın Üniversitesinin (BARÜ) Avrupa Birliği (AB) destekli projesinde kültürel mirasın dijital teknolojilerle belgelenmesi ve korunmasına yönelik yapılacaklar değerlendirildi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü ile Sanat Tarihi Bölümünün ortağı olduğu "Arkeolojide Kültürel Mirası Belgelemek ve Sunmak İçin Modern Araçlar" başlıklı Avrupa Birliği (AB) projesinde çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda KA220 - DigiArcheoSpace Erasmus+ projesinin ikinci toplantısı BARÜ ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İki gün süren program; Bulgaristan, Hırvatistan ve Kuzey Makedonya’dan gelen proje ortaklarının yer aldığı oturumla başladı. Edebiyat Fakültesi Toplantı Salonunda bir araya gelen katılımcılar, kültürel mirasın belgelenmesi ve dijital teknolojilerle korunmasına yönelik çalışmalarına dair sunumlar yaptı. Arkeolojik eserlerin korunması noktasında kullanılan yeni yöntem ve uygulamalar anlatılarak bilgi paylaşımında bulunuldu. Programın ikinci oturumunda Filyos Belediye Başkanı Erol Acar ziyaret edilerek Filyos’un arkeolojik mirasına yönelik farkındalığı artıracak çalışmalar ve etkinliklerin planlamaları ele alındı. Toplantının ardından BARÜ Sanat Tarihi Bölümünden Prof. Dr. Şahin Yıldırım ile Dr. Öğr. Üyesi Ali Bora’nın rehberliğinde Tios Antik Kenti’ne teknik bir gezi gerçekleştirilerek çeşitli incelemeler yapıldı. Son oturumda ise genel bir değerlendirme yapılarak projenin bir sonraki toplantısının 25-26 Eylül 2025 tarihlerinde Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te düzenleneceği paylaşıldı. Bulgaristan Primorsko Tarih Müzesinin yürütücü, BARÜ ile birlikte Bulgaristan Şumnu Episkop Konstantin Preslavski Üniversitesi, Makedonya Üsküp Aziz Kiril ve Metodius Üniversitesi, Hırvatistan Etnoloji ve Folklor Araştırmaları Enstitüsü ile Bulgaristan Bilgisayar Bilimleri Öğrenci Topluluğunun paydaş olarak yer aldığı projede çalışmalar, 31 Ağustos 2026 tarihine kadar devam edecek.
Mersin Mersin’de 50 itfaiye eri göreve başladı, 90 yeni alım yapılacak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, eğitimlerini tamamlayan 50 itfaiye erinin yemin töreninde, yakın zamanda alım yapacakları 90 itfaiye eri için başvuruların 20 Mayıs’ta başlayacağını söyledi. ATA Eğitim Merkezi’nde eğitimlerini başarıyla tamamlayan itfaiye erlerinin yemin töreni yapıldı. Ocak ayında eğitimlere başlayan 50 itfaiye eri, gerçekleştirilen törenle yemin ederek asaleten göreve başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, itfaiye erlerden Erdal Kaya ve Eda Avşar konuşma yaptı, Muhammet Oğuzhan Şimşek’te yemin metni okundu. Törene katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, vatandaşların can ve mal güvenliğinden sorumlu itfaiye teşkilatında her konuyu en bilimsel şekilde ele aldıklarını söyledi. Seçer, 2 yıl önce hizmete alınan ATA Eğitim Merkezi’nin son derece önemli çalışmaların ve eğitimlerin yapıldığı bir yer olduğunu belirterek, "Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ sözünden yola çıkarak, ilimin ışığında ve çağın ruhuna uygun işler yapmaya gayret ediyoruz. Bugüne kadar alışılagelmiş hizmetlerin dışına çıkacak ve vizyon ortaya koyan işler yapacağız. Geleceğin en değerli ve en önemli marka kenti olma yolunda süratle ilerleyen Mersin’imizi ancak böyle geliştirebiliriz" dedi. İtfaiye teşkilatında görev alan personelin itfaiye eri ve itfaiye memuru statüsünde olması gerektiğine işaret eden Seçer, 100 yeni itfaiye eri için yaptıkları talebin ilgili bakanlıkta beklediğini söyledi. Mersin Büyükşehir Belediyesinde müktesebatı yüksek, eğitimi yeterli ve liyakatli personelle çalışmak istediklerini ifade eden Seçer, "Kentimize, daha kaliteli, efektif ve süratli hizmeti böyle sağlayabilir, memnuniyetimizi daha da iyi bir hale bu şekilde getirebiliriz" şeklinde konuştu. "90 itfaiye eri alımı için başvurular 20 Mayıs’ta başlayacak" Yakın zamanda 90 itfaiye eri alımı yapacaklarını duyuran Seçer, "90 itfaiye eri alımı için başvurular 20 Mayıs’ta başlayacak. Alımları KPSS puanı ve bu merkezde yapılan dayanıklılık testi ile gerçekleştiriyoruz. Alımlarda mülakatımız yok. Tamamen objektif kriterler üzerinden tercihler yapıyoruz. Bu nedenle de yurdun dört bir yanından çocuklarımız gönül rahatlığıyla müracaat ediyor ve sınava giriyorlar. Başarılı olanlar ve hakkıyla kazananlar da görevlerine başlıyor" ifadelerini kullandı. "26 araç daha itfaiye teşkilatımıza katılacak" Seçer, itfaiye teşkilatının 35 noktada 574 personel ve 118 araçla hizmet verdiğini söyledi. Mersin’e daha iyi hizmet edebilmek adına 26 araç daha alacaklarını belirten Seçer, "Toplamda 1,2 milyar TL değerinde 26 araç daha itfaiye teşkilatımıza katılacak. Her türlü fonksiyonu yüklenmiş, son sistem, son model, 18 metreden 60 metreye kadar merdiveni olan farklı ebatlarda, farklı özelliklere sahip araçlar bu yıl sonuna kadar teşkilatımıza katılacak ve vatandaşlarımıza hizmet verecek" diye konuştu. "Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği son derece önemli" Özellikle 6 Şubat depremlerinden önemli dersler çıkardıklarını dile getiren Seçer, bu anlamda birçok konuda çalışma yaptıklarını belirterek, bölgede oluşabilecek afetlerde Mersin İtfaiye Teşkilatı’nın en iyi durumda hazır olması gerektiğini kaydetti. Seçer, sözlerine şöyle devam etti: "İtfaiye teşkilatımızın, hem personeli en iyisi olmalı hem de alet-ekipmanları en modern araçlarla donatılmış olmalı. Amirleri liyakatli, ahlaklı insanlardan oluşmalı. Burası bir askeriye birim disiplininde olmalı. İnsanların can ve mal güvenliği sizlere bağlı. ‘Elimizden gelen budur’ anlayışını itfaiye teşkilatının ya da benim başkan olarak kabul etmem mümkün değil. Gerekli olan neyse onu yerine getirmeliyiz. O nedenle de her yıl bütçe yaparken bizim imkanlarımız doğrultusunda değil, itfaiye teşkilatının talepleri doğrultusunda bütçe yapıyoruz. Çünkü vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği son derece önemli." Mersin Büyükşehir İtfaiyesinin sadece vatandaşın can ve mal güvenliğinden değil, her canlıdan sorumlu olduğunu vurgulayan Seçer, "Sokaktaki köpeğin, kedinin, kuşun Allah’ın hayat verdiği her canlıdan sorumluyuz. Tüm canlıların hayatını kurtarmak için uğraşıyoruz. Bu nedenle itfaiye teşkilatımızın görevinin çok kutsal olduğunu düşünüyorum" dedi. Riskli binalarını dönüştürmek isteyen vatandaşlara müjde Deprem ülkesi Türkiye’de yaşanılacak afetin Mersin’i de etkileyeceğine dikkat çeken Seçer, "Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan sarsıntı yine herkesi endişeye sevk etti. Yine herkes konuştu, ancak icraat hepimizin bildiği gibi kısıtlı. Gelişmiş toplumlar, dünyayla böyle rekabet etmiyor. Bugünün işini yarına bırakırsak, kaynakları doğru kullanmazsak acılar bitmez ve bu ülke istediğimiz noktalara gelemez" diye konuştu. Mersin’de yapı stokunun sorunlu olduğu bölgelerden de bahseden Seçer, "Mersin’de zemin itibari ile risk taşıyan ve riskli zeminlerde katların yükseldiği, basit bir sarsıntıda dahi tehlike oluşturan binalarımız var. Yeni bir çalışmayı geçtiğimiz hafta Meclis’te görüştük ve kabul edildi. Bazı vatandaşlarımız evlerini dönüştürmek istiyor. Aynı ebatlarda bir bina yapmak ekonomik olarak bize zorluk oluşturabilir ama Çevre Bakanlığı’ndan risk raporunu alan vatandaşlarımızın binalarına ilave yüzde 25 yoğunluk verdik. Yani 100 metrekare bir ev yapabileceği yeri 125 metrekareye çıkardık. Yeter ki evini dönüştür, depreme dayanıklı yeni nesil tekniklerle binanı yap, biz de 0,25 ilave bir yoğunluk verelim. 5 yıl içerisinde bu çalışmaları yapanlara bu imkanı tanıyacağız" diyerek sözlerini tamamladı.
Muğla Alman acente temsilcileri Bodrum’a çıkarma yaptı Almanya’ndan gelen 600’e yakın acente temsilcisi Bodrum’a çıkarma yaptı. Duja Bodrum Otel’de düzenlenen buluşma, Almanya pazarında Türkiye ve özellikle Bodrum’un tanıtımına ivme kazandırdı. GoTürkiye, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bodrum Otelciler Derneği (BODER) desteğiyle organize edildi. Etkinlikte, Alman turizm firmasına bağlı acenteler ile Bodrum’un önde gelen otelleri birebir görüşmeler yaparak yeni iş birliklerinin temellerini attı. Türkiye’nin Almanya turizm pazarındaki payını artırmayı hedefleyen buluşma, Bodrum’un özgün destinasyon kimliğini daha görünür kılmayı amaçladı. Alman turizmciler, fuar boyunca Bodrum’daki otel ve tesisleri yakından inceleme fırsatı buldu. Turizm firmasının CEO’su Ömer Karaca, organizasyona ilişkin yaptığı açıklamada, "Alman misafirlerin Türkiye’ye olan ilgisi hızla artıyor. Bodrum gibi özel bir bölgeyi yerinde tanıtmak, acentelerimiz için büyük bir avantaj. Bu organizasyon, Türkiye’nin turizm tanıtımında da stratejik bir adımdır" dedi. Duja Hotels Genel Koordinatörü Şahin Seval ise, "Güçlü bir yapıyı Bodrum’da ağırlamak bizim için önemli. Etkinlik, tesisimizin tanıtımının ötesinde tüm Bodrum bölgesi adına büyük bir kazanım. Alman pazarında daha güçlü bir yer edinmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. Uluslararası iş bağlantılarına kapı aralayan fuar, Türk turizmine sezon öncesi moral olurken, Türkiye’nin sürdürülebilir tanıtım vizyonuna da katkı sağladı.
İstanbul Sultangazi’de marketlerde sıkı denetim Sultangazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, kent genelinde zincir marketlerde sık sık fahiş fiyat denetimleri gerçekleştiriyor. Ekipler, haksız fiyat artışı ya da son kullanma tarihi geçen ürün satışı olup olmadığını kontrol ediyor. Sultangazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, başta zincir marketler olmak üzere ilçede gıda satıcılarına yönelik sık sık denetim gerçekleştiriyor. Ayrıca vatandaşlardan gelen şikayetler de dikkate alınarak şikayet edilen firmalara da denetimler yapılıyor. Ürünler kontrol ediliyor Ekipler, ürünlerin raflardaki etiket fiyatı ile kasadaki fiyatının birbirine uyup uymadığını kontrol ediyor. Fahiş fiyat ve yanlış bilgilendirmeye karşı da denetimlerde bulunan ekipler aynı zamanda ürün gramajı, fiyat karşılaştırması, tüketim tarihi gibi birçok konuda inceleme gerçekleştiriyor. Denetimlerde etiket ile kasa fiyatlarında tutarsızlık belirlenen, kurallarda yasaya aykırılık tespit edilen firmalar İl Ticaret Müdürlüğü’ne tutanak ile bildiriliyor. "Marketler sık sık denetleniyor" İlçedeki marketlerde sık sık denetimlerin yapıldığını belirten Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, "Vatandaşımızın mağduriyet yaşamaması ve onların haklarını korumak adına ilçemizde sıkı bir denetim gerçekleştiriyoruz. Zabıta ekiplerimizle birlikte ilçedeki marketlerimize sürekli denetimde bulunuyoruz. Fiyat değişikliklerinin fırsatçılığa dönüşmemesi için yoğun bir şekilde denetimlerimizi sürdürüyoruz. Ekiplerimiz marketteki ürünlerin gramaj, son kullanma tarihi ve diğer kurallara uygunluğunu da sürekli olarak kontrol ediyor. Komşularımızın sağlığı her şeyden daha değerli" dedi.
Denizli Epoksi ürünler ‘Sanatın Işıltısı’ ile sanatseverin beğenisine sunuldu Denizli’de kursiyerler tarafından hazırlanan ve 200 epoksi eserin yer aldığı ‘Sanatın Işıltısı’ temalı sergiyle sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Denizli’de geçtiğimiz Kasım ayından bu yana devam eden epoksi kursunda eğitim alan 26 kursiyerin el emeği ürününden oluşan sergi ziyarete açıldı. 200’e yakın eserin yer aldığı, ‘Sanatın Işıltısı’ temalı serginin açılışına İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sefa Ateş, Milli Eğitim Şube Müdürü Yavuz Çağlar, Pamukkale Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Cengiz Sarıca, Merkezefendi Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Harun Maden, davetliler ve vatandaşlar katıldı. Sergide eserleri yer alan kursiyerlere teşekkür eden Müdür Sarıca, "Burada, doğanın dokularından ilham alarak insan eliyle yapılan büyüleyici bir dünyanın kapılarını aralıyoruz. Epoksi sadece bir malzeme değil; hayal gücünün akışkan hali, sabrın ve emeğin reçineyle buluşmuş hâlidir. Bu sergide yer alan her bir eser, sanatçılarımızın ruhlarını ve ellerinin izlerini taşımakta. Saydam yüzeylerin altındaki katmanlar, tıpkı insan hikâyeleri gibi; bakıldıkça derinleşiyor, hissedildikçe çoğalıyor. Bu özel serginin ortaya çıkmasında emeği geçen tüm sanatçılarımıza, destek veren kurumlara ve elbette bugün burada bulunarak bu anı bizimle paylaşan siz değerli konuklarımıza gönülden teşekkür ederim. Umarım bu sergi, sizlere sadece görsel bir şölen sunmakla kalmaz, aynı zamanda hayal gücünüzü yeniden canlandırır, üretmenin ne kadar kıymetli bir süreç olduğunu bir kez daha hatırlatır" dedi. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sefa Ateş ve protokol üyeleri tarafından açılışı yapılan sergi yarın akşama kadar açık kalacak.