EKONOMİ - 20 Ocak 2025 Pazartesi 15:03

Rus kruvaziyer 20 günde 4. kez Samsun’da

A
A
A
Rus kruvaziyer 20 günde 4. kez Samsun’da

Samsun, bu yıl 20 gün içinde dördüncü şehre gelen Astoria Grande isimli kruvaziyerle 807 Rus turisti ağırladı.


Samsun’un kruvaziyer ziyaretlerine dahil edilmesinin ardından Astoria Grande isimli gemi kente 31. seferini gerçekleştirdi. Gemide 807’si turist, 435’i mürettebat toplam bin 242 kişi yer aldı. Bu yıl ilk kez Rusya’nın Sochi şehrinden direkt olarak şehre gelen kruvaziyerdeki turistler yalnızca Samsun’da vakit geçirecek. Bir günlük tur programında, Bandırma Müze Gemi, Samsun Müzesi, Cumhuriyet Meydanı, Amazon Köyü, AVM ve Atakum ilçe gezileri yer alıyor.



Astoria Grande’nin ziyaretleri, deniz turizminin artan ilgisini ve Samsun’un önemli bir kruvaziyer limanı haline gelmeye başladığını gösteriyor. Kruvaziyer, turistlerin Samsun’daki çeşitli turistik yerlere ziyaretler gerçekleştirmesini sağlarken, aynı zamanda kente ekonomik katkı da sağlıyor.



Rus kruvaziyer 20 günde 4. kez Samsun’da

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MUSKİ ve BODER su tasarrufunu görüştü MUSKİ Genel Müdürü Yılmaz Şengül, ekibi ile birlikte otellerde su tüketimini azaltmaya yönelik yürütülen çalışmalar ve yeni uygulamaları değerlendirmek üzere Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Ömer Faruk Dengiz’i ziyaret etti. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın, il genelinde suyun doğru ve tasarruflu kullanılması ile altyapının güçlendirilmesine yönelik talimatları doğrultusunda çalışmalarını sürdüren MUSKİ yöneticileri, bu kapsamda BODER Başkanı Ömer Faruk Dengiz ile bir araya geldi. BODER Başkanı Dengiz, Bodrum genelindeki havuzların kışın kullanılmadığı için boşaltıldığını belirterek, "Bu havuzların çoğu oteller ve yazlık konutlarda yer alıyor. Kış aylarında kullanılmadıkları için genelde boşaltılıyor. Ancak bu durum çok ciddi bir su israfına yol açıyor. Tespitini yaptığımız havuzlar, ortalama 150 ton su kapasiteli olup 4 buçuk milyon ton su depolayabiliyor. Burada bahsettiğimiz su miktarı Mumcular barajımızın %40’ına tekabül etmektedir. 81 otel havuz sularının boşaltılmadan temizlenmesiyle 26 bin metreküp su tasarrufu sağlandı. Bu uygulamayı tüm Bodrum’a anlatıp yayabilmek için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz" dedi. Genel Müdür Şengül: "Otellerde su tasarrufuna yönelik çalışmalar sürüyor" Yapılan görüşmede su tasarrufu çalışmalarının sadece havuzlarla sınırlı kalmadığını vurgulayan Genel Müdür Şengül, "Başkanımız Ahmet Aras’ın İl genelimde suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik direktifleri doğrultusunda çalışmalar yürütüyoruz. Havuz suyunun tahliye edilmeden korunmasıyla hem tasarruf sağlanıyor hem de kanalizasyon hatlarındaki yük azalıyor. Oteller özellikle havuz suyu ile çok fazla su tüketiyor. Bu şekilde çok ciddi bir miktarda su korunmuş oluyor. BODER böylesine önemli bir konuda hassasiyet göstermesinden çok memnunuz. Bizlerde gri su ile yeşil alan sulamasının yaygınlaşması için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Yeni yaptığımız ve yapacağımız tüm atıksu arıtma tesisleri ileri biyolojik arıtma yapabilecek şekilde tasarlıyor ve bu şekilde suyun geri kazanımını sağlıyoruz. İl genelinde hayata geçirdiğimiz içme suyu hatlarının yenilenmesi ve arıtma tesislerinin modernleştirme çalışmaları sayesinde kayıp kaçak ve suyun geri dönüşümünde önemli adımlar attık" dedi. Şengül: "Bodrum’da en büyük tasarrufunu arızalı hatlarını yenileyerek sağlayacağız" Bodrum özelinde ise su açığının bulunduğunu ve bu nedenle yeni kaynakların yanı sıra mevcut kaynaklarında korunarak tasarruf edilmesi gerektiğine vurgu yapan MUSKİ Genel Müdürü Yılmaz Şengül, "Biz en büyük tasarrufu Bodrum’un arızalı hatlarını yenileyerek sağlayacağız. Bildiğiniz üzere Bodrum’da ana isale hatlarında 3 bini aşan sayıda arıza yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Başkanımız Ahmet Aras’ın ilk talimatı bu sorunun çözülmesi konusunda oldu ve hemen harekete geçerek hatların yenilemeye başladık. Şuan Güney isale hattının yenileme çalışmalarında büyük mesafe kat ettik. Aynı zamanda Kuzey isale hatlarının yenilenmesi içinde ihaleye çıkıyoruz. Böylece Bodrum’daki arızalı tüm ana isale hatlarını yenilemiş olacağız. Böylece patlaklar nedeniyle yaşanan binlerce metreküp su kaybının da önüne geçeceğiz" diye konuştu. Görüşme sonunda, su kaynaklarının korunmasına yönelik katkılarından dolayı Başkan Dengiz’e Genel Müdür Şengül tarafından plaket takdim edilirken, Bodrum Turizm Teknik Müdürleri Derneği (TTMD48)’ne de gıyabında teşekkür plaketi sunuldu.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "(KKTC) Bu devletin varlığının, gücünün uluslararası alanda da tanıtılması en önemli önceliklerimizden birisidir" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Büyük mücadelelerle, büyük fedakarlıklarla 50 yıl artık geride kaldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bütün uzuvlarıyla tam manasıyla mükemmel bir devlet haline gelmiştir. Bu devletin varlığının, gücünün uluslararası alanda da tanıtılması en önemli önceliklerimizden birisidir" dedi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, makamında KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile bir araya geldi. Kurtulmuş, Meclis’e gelişinde karşıladığı Cumhurbaşkanı Erhürman ile Türkiye ve KKTC bayrakları önünde el sıkıştı. Daha sonra Kurtulmuş ve Erhürman, baş başa görüşme gerçekleştirdi. Numan Kurtulmuş, Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri kargo uçağında kahraman Mehmetçiklerin şehit olmasından dolayı fevkalade büyük bir acı içerisinde olduklarını belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine sabır diledi. Kurtulmuş, Erhürman’ın ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapmasının önemli olduğunu belirterek, kendisini TBMM’de ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. Seçimdeki başarısından dolayı Erhürman’ı tebrik ederek görevinde başarılar dileyen Kurtulmuş, Türkiye ve KKTC’nin ele vererek adadaki Türk halkının haklı davasını bütün uluslararası platformlarda savunmaya devam edeceklerini vurguladı. KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin müstesna olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu ilişkilerin şimdiye kadar olgunlaşarak bugünlere kadar geldiğini belirtti. Kurtulmuş, KKTC’nin böylesine önemli bir devlet haline gelene kadar nice badirelerden geçtiğini, nice büyük zulümlerle karşılaştığını, Kıbrıs Türk halkının yok olma tehlikesiyle nasıl karşı karşıya kaldığını bildiklerini ve yakın tarihin Kıbrıs Türkleri bakımından acı sayfalarla dolu olduğunu söyledi. Kurtulmuş, Enosis planları çerçevesinde Kıbrıs’ı tamamıyla Türklerden uzak bir ada haline getirmek istenilen bir yerde yayılmacı ve son derece maksimalist taleplerin artık geçerli olmadığının gün yüzüne çıktığını vurgulayarak, "Bu süreç içerisinde Kıbrıs Barış Harekatımızla birlikte Kıbrıs Türkünün kurtarılması sonrasındaki süreçte hem Kıbrıs Türk halkı hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son derece yapıcı bir şekilde iki toplumun birlikte var olması için mücadele etmiştir. Hatta ortaya konulan Annan Planı gibi planlar başta olmak üzere birçok plana evet demiş olmasına rağmen maalesef hayır diyen taraf ödüllendirilmiştir. Güney’deki Rum kesimi, Avrupa Birliği’nin tam üyesi olarak kabul edilmiş ve hep şımartılmış, hep öne çıkartılmış ve Kıbrıs Türklerinin üzerinde bir siyasal baskı unsuru haline gelmesine göz yumulmuştur. Ama çok şükür büyük mücadelelerle, büyük fedakarlıklarla 50 yıl artık geride kaldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bütün uzuvlarıyla tam manasıyla mükemmel bir devlet haline gelmiştir. Bu devletin varlığının, gücünün uluslararası alanda da tanıtılması en önemli önceliklerimizden birisidir" dedi. KKTC’de iki devletli çözümden başka bir yol olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti her alanda artık işbirliği tabirinin bile yetersiz kaldığı, mükemmel bir şekilde birlikte hareket etme becerisini kazanmıştır. Görüş ayrılıkları olabilir, siyasi tutum farklılıkları olabilir ama nihayetinde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti birlikte yan yana, kol kola ortak milli hedefleri doğrultusunda yürüme becerisini sürdürecektir. Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün de özellikle bölgedeki son gelişmeler çerçevesinde ne kadar önemli olduğunu, ne kadar hayati olduğunu bir kere daha görmüş olduk. Bazen diyoruz eğer Türkiye’nin garantörlüğü olmasaydı Allah muhafaza belki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şimdiye kadar Gazze gibi bir yer haline gelirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna müsaade etmemiş, bundan sonra da müsaade etmeyecektir. Biz uluslararası alanda güçlü ve gerçekten etkili bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin var olması için bütün gücümüzle sizlerle birlikte bu haklı milli davamıza destek olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erhürman ise TRBMM çatısı altında bulunmaktan dolayı memnuniyet duyduğunu ifade ederek, "Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkileri herhalde başka hiçbir iki devlet arasındaki ilişkilerle kıyaslanamayacak kadar özel ilişkilerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cumhuriyet Meclisimizin çok yakın teması var. Dostluk gruplarımızla sürekli görüş alışverişi içerisindeyiz" dedi. Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir varoluş mücadelesi verdiğini ve vermeye de devam ettiğini belirten Erhürman, "Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cumhuriyet Meclisimiz arasındaki ilişkiler, bunları dünyaya anlatmamız açısından da bizim için son derece değerli olmaya devam edecek. Sizin katkılarınız da bu anlamda bizim için son derece kıymetli" diye konuştu.
Adana Sonbaharda alerjilere dikkat: Polenler gitti, küf mantarları geldi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, küf mantarlarının evde görünmeden çoğalabildiğini belirterek, "Solunum yoluyla bu mantar sporlarına maruz kalan kişilerde burun akıntısı, hapşırık, geniz kaşıntısı, gözlerde sulanma ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor" dedi. Havaların serinlemeye başladığı, kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirdiğimiz sonbahar ayları, birçok kişi için alerjik hastalıkların yeniden alevlendiği bir dönem anlamına geliyor. Bahar aylarında polenler nedeniyle artan alerjik şikayetler, sonbaharda bu kez küf mantarları, ev tozu akarları ve nemli ortamlar yüzünden yeniden ortaya çıkıyor. Alerjinin kimi zaman yıl boyu devam edebilen bir durum olduğunu belirten Medline Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, bu problemin erken tanı ve uygun tedaviyle kontrol altına alınabileceğini söyledi. Küf mantarları ve ev tozu akarları alerjiyi tetikliyor Sonbaharla birlikte hava sıcaklıklarının düşmesi ve yağışların artmasının iç mekanlarda nem oranını yükselttiğini belirterek, Dr. Baysal, "Bu durum da küf mantarlarının ve ev tozu akarlarının çoğalması için elverişli bir ortam oluşuyor. Küf mantarları genellikle banyo, mutfak, bodrum gibi nemli bölgelerde duvarlarda veya mobilya arkasında görünmeden çoğalabiliyor. Solunum yoluyla bu mantar sporlarına maruz kalan kişilerde burun akıntısı, hapşırık, geniz kaşıntısı, gözlerde sulanma ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Ev tozu akarları ise özellikle yünlü halılar, pelüş oyuncaklar, yatak ve yastık içlerinde yaşıyor. Havalandırılmayan odalarda biriken bu mikroskobik canlılar da solunum yoluyla alerjik reaksiyonları tetikleyebiliyor. Bu sorundan korunmak için, evlerin sık sık havalandırılması, halıların düzenli olacak şekilde süpürülmesini ve yatak takımlarının yüksek ısıda yıkanması gerekiyor" dedi. Kapalı alanlar alerjiyi riskini artırıyor Havanın soğumasıyla birlikte daha fazla kapalı ortamlarda vakit geçirmenin alerjik kişilerin riskini arttırdığını söyleyen Baysal, "Okulların açılması, iş yerlerinde uzun saatler geçirilmesi ve evde geçirilen zamanın artması, alerjenlerle temas süresini uzatıyor. Bu da burun tıkanıklığı, sürekli hapşırma, boğazda yanma ve öksürük gibi şikâyetlerin sıklaşmasına neden oluyor. Evlerde kullanılan ısıtıcı sistemleri de ortam havasını kurutarak burun ve boğaz mukozasının savunma direncini azaltabiliyor. Bu durum hem alerjik reaksiyonlara hem de üst solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Bu nedenle yaşam alanlarının düzenli havalandırılması, filtrelerin temizlenmesi ve ortam nem dengesinin korunması büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu. Burun tıkanıklığını hafife almayın Uzun süren burun tıkanıklığı, geniz akıntısı veya geçmeyen öksürüğün sadece basit bir soğuk algınlığı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini kaydeden Baysal, "Bu tür belirtiler kronikleşirse alerjik rinit veya sinüzit gibi rahatsızlıklara dönüşebiliyor. Bu durumda alerji belirtileri yaşam kalitesini düşürmeden önce bir göğüs hastalıkları veya alerji uzmanına başvurmak önem taşıyor" diye konuştu. Dr. Mustafa Faysal Baysal, sonbahar alerjilerini önlemek veya hafifletmek için şu önerileri sıraladı: "Evde nem oranını yüzde 40-50 arasında tutun; gerekirse nem alıcı cihaz kullanın Yatak, yastık ve yorganları haftada bir 60 derecede yıkayın Halı, perde ve pelüş oyuncakları mümkün olduğunca azaltın Pencereleri sabah erken veya gece geç saatlerde kısa süreli açarak evi havalandırın Küf oluşan bölgeleri sirke veya özel temizlik ürünleriyle temizleyin Gerekirse doktor tavsiyesiyle alerji ilaçları veya burun spreyleri kullanın Evcil hayvan tüyleri alerjiyi tetikleyebileceği için hayvanla aynı odada uyumamaya özen gösterin."