POLİTİKA - 10 Kasım 2025 Pazartesi 16:59

Samsun Büyükşehir Meclisi 69 maddeyi gündemine aldı

A
A
A
Samsun Büyükşehir Meclisi 69 maddeyi gündemine aldı

Samsun Büyükşehir Belediye(SBB) Meclisi, Kasım ayı ilk toplantısında 69 maddeyi gündemine aldı. Büyükşehir ve 17 ilçe belediyesinin 2026 yılı mali bütçeleri, toplam 38 milyar 690 milyon TL olarak Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edildi.


SBB Meclisi Kasım Ayı 1. Birleşimi 1. Oturumu, Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında meclis toplantı salonunda yapıldı. 57 gündem, 5 ek gündem ve 7 meclis üyelerinin teklifi olmak üzere toplam 69 madde teklifi gündeme alındı. Gündeme alınan maddeler, daha kapsamlı görüşülmek üzere ilgili komisyonlara havale edildi. Havale edilen maddeler arasında Samsun Büyükşehir Belediyesi ile 17 ilçede 2026 yılında geçerli olacak mali yılı bütçe teklifleri de yer aldı.



Samsun ve tüm ilçelerinin 2026 mali yılı bütçesinin tamamı 38 milyar 690 milyon TL


Mecliste gündem maddeleri arasında mali yılı bütçeleri dikkat çekti. Buna Samsun Büyükşehir Belediyesinin 2026 yılı mali bütçesi 21 milyar 711 milyon TL, Atakum Belediyesi’nin 3 milyar 350 milyon TL, İlkadım Belediyesi’nin 2 milyar 873 milyon TL, Çarşamba Belediyesi’nin 1 milyar 957 milyon TL, Bafra Belediyesi’nin 1 milyar 885 milyon TL, Tekkeköy Belediyesi’nin 1 milyar 200 milyon TL, Canik Belediyesi’nin 1 milyar 150 milyon TL, Vezirköprü Belediyesi’nin 955 milyon TL, Terme Belediyesi’nin 850 milyon TL, Havza Belediyesi’nin 621 milyon TL, 19 Mayıs Belediyesi’nin 395 milyon TL, Kavak Belediyesi’nin 337 milyon TL, Ladik Belediyesi’nin 333 milyon TL, Alaçam Belediyesi’nin 300 milyon TL, Salıpazarı Belediyesi’nin 225 milyon TL, Ayvacık Belediyesi’nin 200 milyon TL, Asarcık Belediyesi’nin 175 milyon TL ve Yakakent Belediyesi de 170 milyon TL olarak öngörülerek Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edildi. Böylece SBB ve 17 ilçenin 2026 yılı mali bütçesi toplamda 38 milyar 690 milyon TL olarak komisyona gönderildi.



Belediye işçilerinin başka sendikaya geçmesi konusu


CHP Grup Başkanvekili Atilla Tekcan, Büyükşehir Belediyesi’nde 7 bin 300 çalışan bulunduğunu, bunlardan 4 bin 300’ünün sendikalı olduğunu, sendikalı çalışanların mobbinge maruz kalarak başka sendikaya geçmeye zorlandığını iddia etti. 3 binden fazla işçinin bu nedenle başka sendikaya geçtiğini öne süren Tekcan, ellerinde yazışma ve ihbarlar olduğunu, eski sendikada sadece 300 işçinin kaldığını ifade ederek durumun olağan akışa uygun olmadığını ifade etti.



"Sendikaya dönük bir talep, söylem olmamıştır"


Kendisine ve belediyeye yöneltilen eleştirilere cevap veren Nihat Soğuk ise iddiaları reddederek, "Meclis Başkanvekili olarak her konuda açık ve net birisi olduğumu en yakın siz biliyorsunuz. Ne belediye başkanımızın ne de idaredeki arkadaşlarımızın sendikaya dönük olan bir talebi, serzenişi, bir söylemi olmamıştır. Geçen ay da bunu dile getirmiştim. Kamuoyunda, basında ve yazılı mecralarda bir takım şeyler söylenebilir. Bunları benim kontrol etme gibi bir durumum söz konusu olamaz. O zaman, ‘vatandaşın hür iradesiyle istediği sendikada kalabilir, geçebilir. Buna benim müdahale etme lüksüm olamaz’ demiştim, yine anı durumdayım. Eğer sizin bir duyumunuz, bilgi ve belgeniz varsa bunları ortaya koyabilirsiniz. Yine aynı noktadayım" dedi.


Söz konusu maddeler komisyonda görüşüldükten sonra son meclis toplantısında karara bağlanacak.



Samsun Büyükşehir Meclisi 69 maddeyi gündemine aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanı Güler: "Sosyal yardım bütçesi, genel bütçemizin yüzde 4,8’ine denk gelmektedir" TBMM AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, "Sosyal yardım bütçesini 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu tutar bütçemizin yüzde 4,8’ine denk gelmektedir" dedi. TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerine görüşmeler devam ediyor. Bütçe üzerine söz alan TBMM AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, "Küresel ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği, siyasi risklerin derinleştiği bir dönemden geçiyoruz. Enerji arz güvenliğinden gıda tedarikine, finansal piyasalardan jeopolitik dengelere kadar hemen her alanda yeni bir düzen arayışı yaşanmaktadır. Dijital dönüşümün getirdiği belirsizliklerden iklim krizine, göç dalgalarından artan refah eşitsizliklerine birçok etken sadece ülkeler için değil, küresel ölçekte öngörülemezlik ortamını da maalesef çok kötü bir hâle getirmektedir. Küresel büyüme hızının yüzde 3’ün altına düştüğü, borç yükünün 310 trilyon doları aştığı bir dünyadayız. İşte tam da bu ortamda Türkiye, ülkemiz, üstelik hem sıcak savaşların hem de konjonktürel belirsizliklerin jeopolitik olarak tam da ortasında olan bir ülke olarak üretimini artıran, sosyal harcamalarını koruyan, bütçe disiplinini bozmadan büyüyen az sayıdaki ülkeden biri olmayı başarmıştır" şeklinde konuştu. AK Parti’nin tüm iktidarları boyunca günü kurtarmaya değil, geleceği kurma vizyonuna göre hareket ettiğini dile getiren Güler, "Daha önceki hükümetler gibi sadece günü kurtarma politikalarıyla günü geçirebilir, hatta kolay olanı seçip ülkemizi bir belirsizlik çukuruna götüren birçok işlere imza atabilirdi ama biz yeni bir vizyon belirledik. Yarının Türkiye’sini kurmak için atacağımız her adımını bugünün Türkiye’sini de güçlü kılacağını bilerek hareket ettik. 2023 vizyonumuz da, 2053 vizyonumuz da, 2071 vizyonumuz da bu iddianın tam karşılığıdır. AK Parti hükümetleri olarak hazırladığımız bütün bütçeler bir yanıyla uygulayacağımız maliye politikalarının önceliklerini belirleyen metinlerdir ama aynı zamanda bu iddiamızın da sayısal ölçekleridir. Dolayısıyla 2026 yılı bütçemiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 8’inci bütçesi olarak istikrar ve güven içinde büyüyen ve Türkiye Yüzyılı hedefine doğru emin adımlarla yürüyen ülkemizin kararlılığının göstergesi olması bakımından da son derece önemlidir" dedi. "2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük" 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ni istikrar ve refah bütçesi olarak tanımlayan Güler, "Hazırlanan bütçe teklifinde toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan her bir vatandaşımızın büyümenin sağlayacağı imkânlardan adil biçimde yararlanması esas alınmıştır. Kalkınma planı ve orta vadeli programımız ışığında fiziki altyapının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve üretken kapasitenin artırılması bu yılki bütçe teklifimizin ana eksenini oluşturmaktadır. 2026 yılı bütçesi, emeğin değerini koruyan, sosyal adaleti gözeten ve çalışma hayatının tüm paydaşlarını destekleyen bir yaklaşım temelinde hazırlanmıştır. Kadınların ve gençlerin ekonomik yaşama tam katılımını destekleyen politikalar kapsayıcı büyüme vizyonumuzun ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Değerli başkanım, saygıdeğer milletvekilleri 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nde bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. 2026 yılı bütçemizde afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için bugüne kadar 3.6 trilyon TL harcanmıştır. Bu yıl ise toplam 653 milyar lira kaynak ayırıyoruz. 2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük. Merkezi yönetim bütçesinden 2002’de yalnızca 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2026 yılında yüzde 15,3 oranında pay ayırıyoruz. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi, 2026 yılında 1 trilyon 944 milyar liraya yükselecektir. Yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükseltmiş bulunuyoruz" şeklinde konuştu. "Sosyal yardım bütçesini 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu tutar bütçemizin yüzde 4,8’ine denk gelmektedir" Vatandaşların sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 2026 yılında 1 trilyon 594 milyar lira kaynak ayırdıklarını söyleyen Güler, "Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile Sosyal Güvenlik Kurumunda yapılacak sağlık harcamaları dikkate alındığında sağlık alanında kamu kaynaklarına ayrılan toplam tutarın 3 trilyon 307 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz. Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun bütün katmanlarına yaymaya kararlıyız. Dünyanın en iyi işleyen, en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerinden biri olarak sosyal yardım bütçesini 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu tutar bütçemizin yüzde 4,8’ine denk gelmektedir. 2002 yılında yüzde 0,4 olan sosyal yardım ve desteklerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranını 2026 yılında yüzde 1,2’ye yükseltmiş bulunuyoruz. Ülkemizde tarımsal hasıla 2002 yılında toplam 36 milyar 9 milyon lira iken, 2024 yılında 2 trilyon 428 milyar liraya çıkmıştır. Dünya Bankası tarımsal hasıla verilerine göre ülkemiz Avrupa’da 2002 yılında 24,5 milyar dolar ile İtalya, Fransa ve İspanya’nın arkasında 4’üncü sırada iken, 2024 yılında 74 milyar dolar ile 1’inci sıraya yükselmiştir. 2026 yılında bütçemizden tarıma 888 milyar lira kaynak ayırıyoruz. 2026 yılında savunma harcamalarında kullanılmak üzere 1 trilyon 202 milyar lira, iç güvenlik için 953 milyar olmak üzere toplam 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörülüyor" dedi. "Türkiye, AK Parti döneminde bugüne kadar yaklaşık 282 milyar dolar doğrudan yatırım çekmiştir" Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırma yönündeki kararlılığını sürdürmekte olduğunu belirten Güler, "Bunun somut göstergesi olarak milli gelirimiz de artmaya devam ediyor. Ekonomik büyüklüğümüz 2024 yılı itibarıyla 1,3 trilyonun üzerine çıkmıştır. Sayın başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye artık Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyon ve Cumhur İttifakı’nın güçlü dayanışması sayesinde hedeflerini birer birer aşmakta ve önemli başarılara imza atmaktadır. 2003’ten önceki otuz yılda sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye, AK Parti döneminde bugüne kadar yaklaşık 282 milyar dolar doğrudan yatırım çekmiştir. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösterirken, bugün ise 87 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye artık bu şirketlerin üretim faaliyetlerinin araştırma geliştirme merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel üretim merkezleriyle desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüşmüştür. Hükümetlerimizin uyguladığı politikalar sayesinde sayıları 369’u aşan organize sanayi bölgeleri ve 52 endüstri bölgesiyle Türkiye artık üretim üssü hâline gelmiştir" diye konuştu. "Türkiye’yi küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri hâline getirdik" Türkiye Yüzyılı’nda yerli ve milli, yenilikçi ve yeşil üretim ekonomisi anlayışıyla, milli teknoloji hamlesinin desteğiyle sanayiden tarıma her alanda dünyadaki rekabet gücünü artıracaklarını ifade eden Güler, "Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri 2025 Raporu’na göre Türkiye, tarihinde ilk kez en büyük 20 patent ofisi arasında yer almıştır. Sıralamada 23’üncü sıradan 18’inciliğe yükselen Türkiye, tarihinde ilk kez dünyanın en büyük 20 patent ofisi arasına girdi. Bu gurur verici bir durum. Aynı rapora göre 2024 yılında yapılan 10 bin 4 yerli patent başvurusuyla dünya sıralamasında 12’den 10’uncu sıraya yükseldik. Yine, aynı yıl 41bin 875 yerli tasarım başvurusuyla dünya 3’üncüsü olduk. Ayrıca patent iş birliği anlaşması kapsamında yüzde 26,1’le kadın buluşçu oranında dünyada ilk sırada yer aldık. İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli, istihdamı artıran üretim alanlarını destekleyerek Türkiye’yi küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri hâline getirdik. Sayın başkanım, değerli milletvekilleri; size gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkelerin bütçe büyüklükleri, ayrılan paylar ve karşılaştırılan bazı rakamlardan bahsetmek istiyorum. Öyle ya, 2020 yılından itibaren gerek tedarik zincirinin bozulması gerekse de pandemi sürecini yaşadık. O günden bugüne Almanya, Japonya, Güney Kore, Arjantin ve Türkiye kıyaslamasını sizlere izah etmeye çalışıyorum. Türkiye’de ve diğer ülkelerde 2020 ve 2026 yılları arasında yani Almanya, Japonya, Güney Kore, Arjantin, Güney Afrika arasında ABD doları cinsinden bütçe büyüklüklerinin değişimine bakıldığında, Türkiye’nin bütçe büyüklüğünü 2020 yılından bu yana yüzde 164,6 oranında artırdığını ve bütçe artışı bağlamında bu ülkelerin önünde olduğunu görüyoruz. Yine, seçilmiş ülkelerde 2026 yılı bütçesinde eğitime en fazla kaynak ayıran 2’nci ülke yüzde 15,3 payla Türkiye olmuştur" dedi.
İstanbul Burak Yılmaz: "Buradan 1 puan alabilmek her türlü kolay değil" Gaziantep FK Teknik Direktörü Burak Yılmaz, Beşiktaş maçı sonrası yaptığı açıklamada, zor bir deplasmanda berabere kaldıklarını söyledi. Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Gaziantep FK, deplasmana karşılaştığı Beşiktaş ile 2-2 berabere kaldı. Maçın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gaziantep FK Teknik Direktörü Burak Yılmaz, takım olarak iç sahada ve deplasmanda farklı oyun anlayışları üzerinde çalıştıklarını vurgulayarak, "Benim antrenörlük anlayışım tamamen rakip analizine göre şekilleniyor. İç saha ve dış saha da farklı oyun anlayışı ve farklı oyun dizilişiyle oynuyoruz. Bugün için yaptığımız plan program tamamen geçiş oyunu üzerineydi. Çünkü Beşiktaş’ın orta alanında oyun tarzı sebebiyle büyük boşluklar olacağını analiz ettik. Biz de geçişlerle o boşluğu kullanıp tamamen kontra atak üzerine oynadık. İlk devrede final paslarını yapabilseydik, dört tane gol atabileceğimiz pozisyonumuz vardı. Netice itibarıyla bugün buradan 1 puan alabilmek her türlü kolay değil. Oyuncularımı tebrik ediyorum" diye konuştu. "Mohamed Bayo, gol attıkça daha iyi bir oyuncu olacak" Gaziantep temsilcisinin santrforu Mohamed Bayo hakkında da konuşan Burak Yılmaz, "Mohamed Bayo’yu ben transfer ettim. Ona inanıyorum. Şu anda potansiyelinin yüzde 40, yüzde 50’si ile oynuyor. Daha farklı özellikleri de olan bir oyuncu. Gol attıkça, kendine güveni geldikçe daha da iyi bir oyuncu olacak. Böyle bir oyuncuya sahip olduğumuz için mutluyum" şeklinde konuştu. Kariyeri hakkında konuşan Yılmaz, "Beşiktaş’ın başında bir antrenör var. Ben Gaziantep FK’nın antrenörüyüm. Buna evet ya da hayır demek etik olmaz. Herkesin gönlünde yatan hayalleri var. Fakat şu anda bütün konsantrasyonumun sebebi sadece Gaziantep FK" ifadelerini kulllandı. ‘Mevcut milli takımda forma giymek ister miydiniz?’ sorusuna şöyle cevap verdi: "İstemezdim. Futbolculuk benim için bitti. Futbol oynamayı özlemiyorum. Forvet Burak olarak da anılmak istenmiyorum. Ben artık teknik direktörüm. İyi işler yaptığımı düşünüyorum. Ekibimden Allah razı olsun. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Kendimizi geliştirerek yolumuza devam ediyoruz."