EĞİTİM - 17 Ekim 2025 Cuma 09:51

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak okul müdürleriyle buluştu

A
A
A
Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak okul müdürleriyle buluştu

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonunda okul müdürleriyle bir araya gelerek yeni eğitim öğretim dönemini değerlendirdi.


Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Eyyübiye, Haliliye ve Karaköprü ilçelerinde bulunan okulların müdürleriyle yeni eğitim öğretim dönemi değerlendirme toplantısında bir araya geldi.


Programa Vali Hasan Şıldak, Vali Yardımcısı Mehmet Deniz Arabacı, Kaymakamlar Muhammed Serkan Şahin, Orhan Altun ve Yusuf Turan, İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, şube müdürleri, okul müdürleri ve idarecileri katıldı.


Değerlendirme toplantısı İl Milli eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu’nun Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve dönem başında gönderilen genelgeyi katılımcılarla paylaşmasıyla başladı.


Yeni eğitim öğretim yılında bir aylık süreyi geride bıraktıklarını kaydeden Vali Şıldak, "Hızla akan bir zaman sürecinde sizler de okullarınızda ümit ediyorum ki sorunsuz olarak ve küçük meseleleri de çözerek eğitim yılının başlangıcından itibaren gayretli bir çalışmayla sahadasınız. Öğrencilerinizle, velilerinizle en iyisini yapma gayreti içerisinde eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürüyorsunuz. Tabii her ilçemize gittiğimizde bu buluşmalarımızı yapıyoruz. Bugün de hem ilçelerimizin, ilçe müdürlüklerimizin yöneticileri, hem de bütün üç ilçemizin okul müdürleriyle bir aradayız. Eğitim yılının bundan sonraki döneminde de inşallah ikinci dönemde de yine bir araya gelip yaptığımız çalışmaları değerlendirmek istiyoruz" dedi.


Konuşmasını sürdüren Vali Şıldak, "Okullarımızda sizler Milli Eğitim Bakanlığı’nın en uç kılcal damarları olarak, bir hücre olarak, idareciler olduğunuza göre sizin de en başta bu genelgeleri, yönergeleri incelemeniz, öğrenmeniz, detaylarına vakıf olmanız ve de uygulamanız, uygulatmanız gerekiyor. Başarıyı İzleme ve Geliştirme Projesi. Bu projeyle ilgili bazı hususları defaten de olsa, tekrar da olsa bugün ben yine sizlere bir kez daha açıklamak istiyorum. Neden böyle bir çalışma yapıyoruz. Bununla neyi amaçlıyoruz. BİGEP kendi başına bir şey midir, nedir, ne değildir. BİGEP’e neden ihtiyaç duyduğumuzu, Başarıyı İzleme ve Geliştirme Projesi gibi bir uygulamanın Urfa’da neden vücut bulduğunu, bunu neden gündeme getirdiğimizi şöyle izah etmek istiyorum. Başarıyı İzleme Geliştirme Projesi bir çatı projedir. Çünkü bünyesinde çok fazla başlık yer alan, her biri kendi başına proje özelliği taşıyan konu başlıkları içermektedir. Şimdi biz Urfa’da, Urfa’ya baktığımızda en genç şehir olduğunu görüyoruz. Hakikaten 21 yaş ortalaması. Gençliğin, çocukluğun yüksek seviyede vücut bulduğu bu şehirde eğitimin pek çok sorunu olduğunu da biliyoruz. Sizler de bu sorunlarla aslında baş başasınız ve okullarınızda bunu sonuna kadar yaşıyorsunuz. Böyle güçlü bir şehirde, genç nüfusun sayıca çok olduğu ve eksikliklerin de bir hayli yüksek seviyede oluştuğu bir şehirde eğitimle ilgilenmemiz, eğitimin geliştirilmesi, eksiklerinin tamamlanması için uğraşmamızdan daha doğal bir şey olamaz. BİGEP denilen hadisenin özünde ne var? Konu başlıklarını incelediğinizde, yönergeyi okuduğunuzda, yönergeye ilave olarak çıkardığımız diğer resmi yazılarda, genelgelerdeki konulara baktığınızda alt alta dizdiğimizde ne çıkıyor arkadaşlar? Tamamı Urfa’ya özgü sorunlar. Ama bu sorunları hangi metotla çözüyoruz? Kendimize özgü geliştirdiğimiz ve adına BİGEP dediğimiz o projenin takip sistemi içerisinde. Burada hem takip var, hem düzenli bir süreklilik içeren metodoloji var, hem motivasyon var, hem de değerlendirme, analiz, sonuç çıkarma gibi bilimsel yöntemler var" ifadelerini kullandı.


BİGEP’in Şanlıurfa’da eğitimdeki sorunlara çözüm üretmeye çalışan bir çatı proje olduğunu sözlerine ekleyen Vali Şıldak, "Aynı hususlar Maarif Modelinde de Bakanımızın gönderdiği eğitim yılı başındaki Bakanlık genelgesinde de var. BİGEP Milli Eğitim Bakanlığı’nın uyguladığı, bize de ve size de mevzuatın verdiği görevlerin, sorumlulukların Urfa’ya özgü bir paket içinde bir proje çatısı altında toplanmış halidir. BİGEP başka bir şey değildir. Ne sihirli bir değnektir, ne benim icat ettiğim bir şeydir. Yaptığımız şey, akılcı bir yöntemle ilimizdeki eğitimin zayıf yönlerinin tespit edilip bunlara ilişkin çözümler üretmeye çalışan bir model kurgulanmasıdır. Bu kadar. Başka bir şey yok" şeklinde konuştu.



Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak okul müdürleriyle buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Ceyhun: "Birlik olmazsak sömürü devam eder" Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, Müslüman coğrafyalarında yaşanan insani krizlere dikkat çekerek birlik ve dayanışma çağrısında bulundu. Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, Dumlupınar Üniversitesi’nde okuyan Suriyeli öğrencilerin Esad rejiminin devrilişinin birinci yılı dolayısıyla düzenledikleri ’Zafer Programı’na katıldı. Programda konuşan Ceyhun, Müslüman dünyasında yaşanan savaşlar, zulümler ve ekonomik sıkıntıların derin izler bıraktığını vurgulayarak, gençlerin bu süreçte bilinçli ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi gerektiğini ifade etti. Ceyhun konuşmasında, Suriye’den Filistin’e, Doğu Türkistan’dan Sudan’a kadar birçok bölgede yaşanan zulmün sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı: "Hakikaten yüreğinizin unutulmaması, acımaması imkânsız. Müslüman coğrafyasının her bölgesinde maalesef benzer acılar yaşanıyor. Gazze’de, Suriye’de, Doğu Türkistan’da insanlar her gün nesillerini kaybediyor." Gençlere seslenen Ceyhun, eğitimlerini en iyi şekilde tamamlayarak ülkelerine fayda sağlayacak bireyler olmalarının önemine değindi. Ceyhun, "Buradaki zamanınızı boş geçirmeyin. Bir kısmınız ekonomist, bir kısmınız mühendis, bir kısmınız bilim insanı olacak. Geri dönüp memleketlerinizi ayağa kaldıracak olan sizlersiniz" dedi. "Müslüman coğrafyasında acı dinmiyor" Başkan Ceyhun, Müslüman toplumların birlik olması gerektiğini vurgularken, geçmişte İslam medeniyetinden alınan ilmin Batı tarafından gelişmiş teknolojilere dönüştürüldüğünü söyledi. Ceyhun, "Bir zamanlar Müslümanların dünyaya kattığı ilmi aldılar, geliştirdiler. Biz ise özgüvensizlik nedeniyle geri kaldık. Birlik olmazsak bu sömürü devam edecek" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayi ve uluslararası ilişkiler alanında bağımsızlık yolunda önemli adımlar attığını belirten Ceyhun, "Türkiye şu anda 1952’den sonra tüm dünyada temsil kabiliyeti kazanmak için önemli bir girişim içerisinde. Kendi savunma sanayisini ve fakültelerini güçlendiriyor" dedi. Sudanlı öğrencilere seslendiği örneği hatırlatan Ceyhun, gençlerin ülkelerinde sanayi, eğitim ve girişimcilik alanlarında sorumluluk almaları gerektiğini belirtti. Konuşmasının sonunda tüm öğrencilere seslenen Ceyhun, zulüm altındaki coğrafyaları unutmamalarını isteyerek şöyle konuştu: "Biz burada etkinlikler yaparken, dünyanın birçok yerinde insanlar zulüm altında. Onları unutmayın. Rabbim yardımcımız olsun. İnşallah memleketlerinize döndüğünüzde ülkenizi kalkındıran nesiller olursunuz."
İstanbul Ekrem İmamoğlu ‘sahte diploma’ davasında 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin 8 yıl 9 aya kadar hapis talebiyle yargılandığı davada yarın 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanmış, hazırlanan iddianamede İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında İmamoğlu, 12 Eylül’de ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. İmamoğlu, yarın İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı 1990 yılında University College of Northern Cyprus’ın yatay geçiş yapılabilecek üniversiteler arasında olmadığı anlatıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından KKTC’de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığının belirtildiği iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı, bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı aktarıldı. Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığının belirtildiği iddianamede, İngilizce İşletme programına yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı, yurt dışı yatay geçiş başvurusunda bulunan öğrencilerin ‘rektör, dekan, yönetim kurulu üyeleri, fakülte sekreteri, yatay geçiş komisyonu üyeleri’ gibi süreçte yer alan kişileri referans olarak gösterdikleri kaydedildi. İddianamede, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde görevli babası Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ersin Güredin’in KKTC’ye akademik izinle gittiği, dönüşünü yurt dışında sürekli dönüş gibi göstererek oğlu olan Eren Güredin’i yurt dışı nakil işleminden yararlandırdığı, Necati Eren Güredin isimli öğrencinin mezun olduğu kuruluş olan University College of Northern Cyprus’de (U.C.N.C.) yerine gerçeğe aykırı şekilde aynı şüpheli Ekrem İmamoğlu gibi öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiği, ayrıca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yapan bir şahsın ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla alınan beyanında Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığını, dolayısıyla bu kişinin bu okula giriş yapmadığını söylediği kaydedildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmakta olduğu bilgisini İstanbul Üniversitesi’nin bilmesine rağmen İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılırken, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde şüphelinin denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği kaydedildi. Şüpheli Ekrem İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye sunulan belgelerin University College of Northern Cyprus’a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkriptten ibaret olduğunun belirtildiği iddianamede, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ait olmadığının açıkça anlaşılması karşısında İstanbul Üniversitesi tarafından şüphelinin kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği aktarıldı. İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim gördüğüne ilişkin bir bilgi, bulgu bulunmadığı, buna rağmen İBB’nin resmi sitesinin de arasında bulunduğu pek çok yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin, İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığı kaydedildi. İmamoğlu’nun kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği ve tüm bu hususların ifade sırasında açık ve net bir şekilde sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakmak suretiyle açıklama yapmaktan kaçındığı kaydedilirken, ayrıca hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’na ve Yüksek Seçim Kurulu’na sunarak kullandığı belirtildi. Hazırlanan iddianamede Ekrem İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.