SAĞLIK - 07 Eylül 2018 Cuma 10:52

Boğazındaki tiroitten 38 yıl sonra kurtuldu

A
A
A
Boğazındaki tiroitten 38 yıl sonra kurtuldu

Şırnak’ın Silopi ilçesinde ikamet eden ve 38 yıldır boynundaki tiroid nedeniyle ağrı ve nefes darlığı olan hasta Cizre Devlet Hastanesinde yapılan iki saatlik başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde ikamet eden ve 38 yıldır boynundaki tiroid nedeniyle ağrı ve nefes darlığı olan hasta Cizre Devlet Hastanesinde yapılan iki saatlik başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu.


Şırnak’ın Cizre ilçesi Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniğine boyunda şişlik, ağrı ve nefes darlığı şikayeti ile başvuran 65 yaşındaki Ümyane Bilgeç, yapılan iki saatlik başarılı ameliyattan sonra sağlığına kavuşurken, hastanın boğazından 19 santimetrelik tiroid bezi çıkarıldı. 38 yıldan bu yana boğazındaki tiroitten kurtulmak için ameliyat olmak isteyen ancak zehirli olmasından korktuğu için ameliyat olamayan Bilgeç’in ameliyatını Cizre Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüsamettin Bayraktar gerçekleştirdi. Bayraktar, 2 ay önce geçici görevlendirme nedeniyle gittiği Silopi’de muayene ettiğim hastalardan Ümyane Bilgeç’e yaptığı testler sonrasında ameliyat olması gerektiğine karar verdiğini belirterek, “Hasta bu şikayetlerle yaklaşık 38 yıldır devam ettiğini ancak ameliyatını bir türlü yapamadığını söyledi. Ağrıları artan hasta Cizre’de son bir kez muayene ettikten sonra ameliyat olmasına ikna ederek, Ameliyat için hazırlıklara başladık. Anestezi hazırlığından sonra başarılı bir operasyon geçiren hastayı ameliyattan 2 gün sonra taburcu ettik. Hastanın yapılan kontrollerinde kan tetkikleri ve ses kalitesinde bir anormallik olmayan hasta, ziyaretime gelerek başarılı ameliyattan dolayı teşekkür etti. Buda bizi hem mutlu etti hem de gururlandırdı. Bu vasıtayla Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesinde de bu tür tiroid ameliyatlarının güvenle yapılabildiğini belirtmek isterim” dedi.


Ümyane Bilgeç ise, 38 yıl boyunca ağrılar ve hastalığının yaşamımı zehir ettiğini anlatarak, “Defalarca ameliyat olmak istedim ancak kötü huylu olmasından korktuğum için bir türlü ameliyat olmadım. Ama iki ay önce Silopi’de beni muayene eden Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Hüsamettin Bayrak, tiroidin çok büyüdüğünü ve ameliyat olmam gerektiğini söyleyince, ben de ameliyat olmaya karar verdim. Cizre Devlet Hastanesinde geçirdiğim başarılı ameliyattan sonra boynumdaki şişkinlik, ağrı ve nefes darlığı şikayetlerimde sona erdi. Yeniden doğmuş gibiyim. Şuan da sağlığım çok iyi ve kendimi de çok iyi hissediyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’in barajlarında su seviyesi düştü İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir’in içme suyu ihtiyacını sağlayan Tahtalı, Gördes ve Balçova barajlarındaki su seviyelerinin önceki yıllara oranla düşmesine rağmen kısa vadede kentte bir susuzluk tehdidi bulunmadığını açıkladı. İZSU Genel Müdürlüğü, kentin su ihtiyacının yarıya yakınını karşılayan Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki güncel doluluk oranlarını açıkladı. Doluluk seviyesi Tahtalı Barajı’nda yüzde 31, Balçova Barajı’nda yüzde 76, Gördes Barajı’nda ise yüzde 13 olarak kayıtlara geçti. 3 barajdaki toplam su miktarı ise 188 milyon metreküp oldu. Bu üç önemli kaynağın dışında kente su sağlayan Ürkmez Barajı yüzde 43, Güzelhisar Barajı yüzde 86 ve Kutlu Aktaş Barajı ise yüzde 41 doluluk oranına sahip. Tahtalı’da 2008’den beri en düşük seviye Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki su miktarının İzmir’in yaklaşık 8 aylık su ihtiyacını karşılayacağı bildirildi. İZSU yetkilileri Tahtalı Barajı’nda 2008 yılından bu yana en düşük su seviyesinin gözlendiğini belirtirken, su seviyesindeki düşüşün azalan yağışlardan kaynaklandığı vurgulandı. Açıklamada İZSU’nun kente kesintisiz içme suyu sağlamaya yönelik çalışmalarının devam ettiği ifade edilirken, “Barajlarımızda hiç yağış olmasa bile yıl sonuna kadar yetecek su mevcut; ayrıca yer üstü su kaynaklarının yanında kentimizin yer altı su kaynaklarından da faydalanıyoruz. Ancak uzun vadede yaşanabilecek susuzluk tehdidine karşı suyun tasarruflu kullanılması tüm toplumumuz açısından büyük önem taşıyor” denildi.
İstanbul Cam döşemesinin altında sergilenen eserlerle adeta müze olan Koca Mustafa Paşa Camii ibadete açılıyor Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapının 2021 yılında başlanılan restorasyonunda sona gelindi. Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı freskler keşfedilen caminin zemini camla döşenerek adeta müzeye çevrildi. Yarın ibadete açılacak olan 965 yıllık caminin son hali ise havadan görüntülendi. Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapı Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2021 yılında restore edilmeye başlandı. Tarihi camide sürdürülen çalışmalar esnasında hem Bizans hem de Osmanlı Cihan Devleti dönemlerinin özenle korunduğu görüldü. Yapının içi, bir metre kadar toprakla doldurulduğu için katmanda yapılan kazılarda, Bizans devrinin özgün kotuna inilerek zeminde zengin bir döşeme mozaiğiyle karşılaşıldı. Restorasyon çalışmaları çerçevesinde Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı fresklerin keşfedildiği yapının zemini camla kaplanarak adeta müzeye çevrildi. Halısı kaldırıldıktan sonra ortaya çıkan cam zeminin altına döşenen ışıklandırma sistemiyle, Bizans ve Osmanlı tarihine ışık tutan eserler sergileniyor. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret noktaları arasında yer alan cami, Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle halk arasında Hazreti Cabir Camii adıyla da biliniyor. Restorasyonda depreme karşı da güçlendirilen 965 yıllık tarihi cami yarın ikindi namazının ardından ibadete açılacak. Öte yandan, restorasyonu tamamlanan tarihi camiinin son hali havadan görüntülendi. “Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular sergilenecek” Hz. Cabir Camii’nin tarihi hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Hz. Cabir Camii diğer adıyla Atik Mustafa Paşa Camii 1059 yılında bir manastır yapısı olarak inşa edildi. Sultan 2. Bayezid’in sadrazamlarından Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrildi. Hz. Cabir Camii, içerisinde İstanbul kuşatması için gelen Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle Hz. Cabir Camii olarak da bilinmektedir. Yaklaşık bin yıldır ayakta duran bu yapı tarihsel süreçte birçok deprem ve yangına maruz kaldı. 1509 depreminde bir hasar aldığını kaynaklardan öğrenebiliyoruz. 1792 yılındaki Balat yangınında ve küçük kıyamet olarak adlandırılan İstanbul depreminde bir hasar aldı. Bu depremde minaresi yıkıldı, kubbesi de tahribata uğradı. Yıkılan eski minare yerine kesme taştan bir minare inşa edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Hz. Cabir Camii’nin rölöve ve restitüsyon projelerini 2018 yılında Koruma Kurulu’na onaylattık. 2021 yılında ise restorasyon çalışmalarına başladık. Öncelikle araştırma kazıları ve raspa çalışmaları yaptık. Bu yapı içerisinde 1 metreye kadar kazı yapıldı ve 1 metre sonunda yapının ilk dönemine ait opus sectila ismiyle biline döşeme bulundu. Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular, seramik ve mozaik parçaları, Osmanlı dönemine ait özgün şeşhaneler gibi restorasyonda çıkmış eserler sergilenecek. Halı kaldırıldığında ziyaretçiler bu görüntüyle karşılaşacaklar” dedi. “Restorasyonda depreme karşı yapı güçlendirildi” Restorasyonu tamamlanan Hz. Cabir Camii’nde yapılan çalışmaları anlatan Feyyaz Fidan, “Yapının iç ve dış bedeninde raspa yapıldı. Eski onarımlarda yapılmış çimento esaslı sıvalar raspa edildi ve iç yüzeylerde freski sıvalara rastlandı. Freski sıvalar ve ’opus sectila’ belgelemesiyle, konservasyonu yapıldı. Bilim Kurulu kararı doğrultusunda yapının katmanlarının gösterilmesi adına harim içerisinde çelik konstrüksiyon ve üzerine cam bir döşeme yapıldı. Caminin iç tezyinatı hakkında bilgi vermek gerekirse, bitkisel kalem işleriyle süslenmiş bir yapıdır. Ve restorasyonda kalem işlerinin ihyası tamamlandı. Dış cephede özgün harç terkibine uygun derz yapıldı. Bu restorasyonda depreme karşı da yapı güçlendirildi. Enjeksiyon imalatı yapıldı. Minaresi şerefe kotuna kadar söküldü ve özgün tekniğinde tamamlandı. Kubbe üst örtüsü kurşunları yenilendi. Kirpi saçak imalatları yapıldı. İçlik, dışıklar, tüm kapılar, pencereler özgün malzeme cins ve boyutunda yenilendi. Özgün türbe kapısı ve Mahmud Güneşi fümigasyon işleri yapıldı. Hz. Cabir Camii’nin restorasyonunu en kısa sürede tamamlayarak ibadete açılmasını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.